Dolar
42,3308
0,19%
Euro
49,2195
-0,08%
Sterlin
55,6897
-0,28%
Bitcoin
4.096.245
-1,54%
BİST-100
10.540,31
-0,83%
Gram Altın
5.543,98
-1,95%
Gümüş
50,98
-2,54%
Faiz
40,24
0,10%

ÇEAŞ ve Kepez iade edilemez

19 Kasım'da görev süresi dolacak olan EPDK Başkanı Günay, önemli açıklamalar yaptı

09.11.2007 06:05
Haberi paylaşın
ÇEAŞ ve Kepez iade edilemez
16px
32px

Ali Sali'nin haberi

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Yusuf Günay, altı yıldır sektör üzerinde uyguladıkları politikalar sonucu akaryakıt kaçakçılığının belini kırdıklarını, Ulusal Marker uygulamasıyla birlikte artık petrol piyasasında sistemli bir kaçakçılığın yapılmasının mümkün olmadığını belirtti.

EPDK Başkanı Günay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Ulusal Marker denetim ve kontrolünün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerinde de zorunlu hale getirilmesini önerdiğini, Başbakan Erdoğan'ın da genelgeyi imzalayarak yayınladığını söyledi. Günay, ÇEAŞ ve KEPEZ'in Cem Uzan'a iade edilmesiyle ilgili görüşmeler hakkında ise çok kesin konuştu: Mevcut kanunlarla ÇEAŞ ve KEPEZ'in Cem Uzan'a iade edilmesi mümkün değil. Her iki firmanın da Uzan'a iade edilebilmesi için kanun değiştirilmesi, kanun değişikliğiyle birlikte Anayasa değişikliği yapılması gerekiyor. Günay, bugüne kadar 50 binin üzerinde karar aldıklarını, bu kararlardan üç - beş bini hakkında dava açıldığını, ama şu ana kadar iptal edilmiş tek kararlarının olmadığını söyledi. Yusuf Günay Yeni Şafak'ın sorularını cevapladı:

19 Kasım'da EPDK Kurucu Başkanlığınız bitiyor. Bugünden geriye dönüp baktığınızda nasıl bir başkanlık geçirdiniz?

4 Kasım 2001 tarihinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanlığı'nın (EPDK) atamaları Resmi Gazete'de yayınlandığında, kararnameyi tebellüğ ettiğimizde herhangi bir yerde EPDK diye bir kuruluş yoktu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun görev ve yetki alanları son iki hükümet döneminde genişlemiştir. Petrol ve LPG de görev alanına alınmıştır. 350 civarında toplantı gerçekleştirdik. 50 bin civarında karar aldık bu dönemde. Bu ülkenin suyunu ve rüzgarını bu ülkenin yatırımcısına açtık. Aşağı yukarı bu ülkenin tüm suyu ve rüzgarı yatırımcısına tahsis edilmiştir. Bu ülkenin tamamını yine daha öncekiler gibi kamudan hiçbir kaynak aktarmadan konutlarında ısınma amaçlı kullanılmak üzere doğalgaza kavuşturduk. Bu ülkede kaçakçılık denince ilk önce akla gelen akaryakıt kaçakçılığının belini kırdık. Ülkenin tamamında, her noktada, her işletme defalarca denetlenmiştir. Buradan Jandarma Genel Komutanlığı'na, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, Sahil Güvenlik Komutanlığı'na, Sanayi Bakanlığı'na kurumum adına sonsuz teşekkür ediyorum. Çok güzel bir sivil asker işbirliği, ortaklığı gösterdik. Tam bir mutabakat halinde çalışmalar yaptık.

Bu ülkede Ulusal Marker diye uygulanamaz, uygulanamayacak denen bir modeli yürürlüğe koyduk. Başarıyla uyguluyoruz ve şu an devletin diğer bazı çok özel birimlerinde de bu uygulamanın yapılması konusunda bizden bazı talepler var.

ETKİDEN UZAK KALDIK

Geriye dönüp baktığınızda şunu yapmasaydım, şunu şöyle değil de böyle yapsaydım dediğiniz oldu mu?

Gerçekten şu var; enerji piyasasında faaliyette bulunan insanlar EPDK'nın uygulamakla yükümlü olduğu kanunları hiçbir tereddüt göstermeden uyguladığını görmüşlerdir. Bu, sağlıklı bir piyasanın oluşması, kuruma olan güvenin tesisi, kurumun kararlılığının objektif, herhangi bir etkiden uzak bir şekilde alındığının kanıtlanması açısından son derece önemlidir. Bugün EPDK bir konuda bir karar aldıysa konunun gereği olduğu için o kararın alındığını bütün piyasayı oluşturanlar bilmektedir.

Peki 28 Ağustos 2006'da bin 60 noktada yapılan operasyonlar sonucu elde edilen numunelerin Gümrük'ten ve Maliye'den sonucu geldi mi?

Standart dışı çıkan ürünlerle ilgili gereği yapılmıştır, cezalar verilmiştir şirketlere. Ancak, gerçekte depoda olması gereken mal miktarıyla bulunan mal miktarı arasında bir fark var mıdır? Bu da faturalar üzerinde yapılacak tam inceleme sonucunda Maliye Bakanlığı çalışanlarının çalışması sonucuna bağlı olduğu için, onları bekliyoruz. Ancak biz kurum olarak yapmamız gerekenleri bitirdik. Bu konuda sonuç olarak ne dersek diyelim, yapılması gereken bir çalışma Maliye Bakanlığı tarafından yapılarak bize bildirilmesi lazım. Bizim kurumumuzun yapması gerekenler bitti, işlemler yapıldı, kararlar alındı ilgililere duyuruldu, bildirildi yani.

ÖTV GELİRİ YÜZDE 6 ARTTI

2007 yılının içinde kaç şirkete ceza kestiniz?

Dağıtım şirketlerine, şu an sayısını bilmiyorum, ama ceza kestik. Evet. Yani, bizim kanunları uygulamada bir tereddüdümüz asla söz konusu değil. İnsanları cezalandırmak diye de bir amacımız yok. Ben şunu da söylemek durumundayım: Artık bu ülkede kaçak dendiği zaman akaryakıt kaçakçılığı akla gelmesin. Gerçekten artık insanlar çok hassas bir şekilde piyasada kurallara uygun davranmaya çalışıyorlar. Diğer piyasalar da aynı şekilde keşke devam etseler. Son dönemde son derece memnunuz gerçekten. Bence iyiye doğru gidiş var. ÖTV gelirleri yüzde 6 artmış durumda. Daha marker uygulamasının başlangıcıdır bu.

Hem 31 Ağustos'ta ciddi bir ceza kestiniz, 1.6 milyar YTL, peşinden Ulusal Marker uygulaması başlattınız. Kaçakçılık denilince ilk akla petrolün gelmesini, biraz da olsa gündemden düşürdü mü bu uygulamalar?

Kesinlikle oldu. Kesinlikle. Sektör artık bu şekilde bir yola tevessül etmiyor. Bunu ben çok yakın bir şekilde gözleyebiliyorum. En son kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerinde de ulusal marker denetimi ve kontrolü yapılmasına ilişkin Başbakanlığa bir teklifte bulundum. Sayın Başbakanımız da genelgeyi imzaladı, yayımladı. Dolayısıyla artık petrol piyasasında sistemli bir kaçakçılık yapmak mümkün değildir. Zaten bu insanlar önemli ölçüde ayıklanmıştır. Artık piyasa kurallara göre faaliyette bulunan, vergisini ödeyen, artık tüketicilerin de kaliteli ve standarda uygun akaryakıt tüketeceği noktaya gelmiştir.

ULUSAL MARKER BENİMSENDİ

Ulusal Marker uygulaması artık ikinci altı aylık dilimde çok daha fazla bir şekilde sektör tarafından benimsenerek uygulanmış ve herhangi bir problemle karşılaşmıyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren bu ülkede akaryakıt kaçakçılığının, kesin olarak sistemli kaçakçılığın önlendiğini göreceksiniz. Tabii ki münferit bazı olayların her zaman olması mümkündür. Ancak Ulusal Marker bunun için bir çare olmuştur. Dolayısıyla biz de böyle bir yeniliğin, böyle reform mahiyetindeki bir uygulamayı hayata geçirmekten dolayı çok mutluyuz. Zor gerçekten, çok zordu bu, bütün riskleri alarak uyguladık TÜBİTAK'la birlikte. Yeri gelmişken TÜBİTAK Başkanı, TÜBİTAK'ın Metroloji Enstitüsündeki bütün yöneticilerine, ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Oradaki arkadaşların isimlerini hatırlıyorum, Sermet, Şakir, Duran Beyler hepsi geceli gündüzlü bu konuyla ilgili çalışmışlardır. Çok. Türkiye'nin yüzakı bir ileri teknoloji ürünü bir ürün ortaya koymuştur. Her türlü zorluğa, sıkıntıya rağmen bunun üstesinden geldiler ve son derece mutluyum.

50 binin üzerinde karar aldık iptal edilen yok

Günay altı yıllık görev süreci içinde birçk operasyon yaptı. Bunlardan biri ÇEAŞ - KEPEZ Operasyonu, diğeri ise bin 60 noktada yapılan akaryakıt operasyonları. Son zamanlarda ÇEAŞ - KEPEZ'in Cem Uzan'a geri verilebileceğine ilişkin açıklamalarla ilgili olarak Günay'ın cevabı kısa ve net: “Böyle bir şey mümkün değil.”

EPDK'nın bugüne kadar 50 binin üzerinde karar aldığını belirten Günay, “Şu ana kadar, bildiğim kadarıyla iptal edilen herhangi bir kararımız yok. Dava açılan binlerce dava vardır. Şu ana kadar iptal edilen bir kararımız söz konusu değil. ÇEAŞ ve KEPEZ konusunda Türkiye'deki iç hukukta bütün davalar kazanıldı zaten. Yani bunların tekrar verilebilmesinin hukuken mümkün olmadığı ortada. Biz 2002 28 Kasım'da bu kararları aldık. Resmi Gazete'de yayınlandı, ilgili yerlere bildirildi. Yaptığımız işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık olmadı. Zaten ÇEAŞ ve KEPEZ sonuçlandı, çoktan sonuçlandı. Uluslar arası tahkim konusu doğrusu bizi ilgilendirmiyor.” diye konuştu. Yusuf Günay, Enerji Bakanlığı'nın Cem Uzan'la yaptığı iade ile ilgili görüşmeler içinse “Onu ancak herhalde kanun değişikliğiyle beraber yapabilirler. Anayasa değişikliği de gerekebilir.” dedi. Mevcut kanunlarla bunun mümkün olmadığını üstüne basa basa belirten Günay, Hayır mümkün değil. Asla. Açıkça mümkün olmadığı çok net bir şekilde... Yani imkansız...” Günay akaryakıt operasyonları sonucu verilen cezalar ve bu cezaların daha sonra Danıştay tarafından 10'da bir'e indirilmesi ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Sonuçta bir konuda yargılama süreci devam ederken benim çok kesin bir şekilde açıklama yapmam olmaz. Ben diyorum ki 50 binin üzerinde kararımızda şu an kesinleşmiş iptal edilen bir kararımız yoktur.”

30 bin megavatlık başvuru

Özel sektöre sonuna kadar güvendiğini belirten Yusuf Günay, “Yeter ki biz bunların önlerini açalım. Yeter ki bunların güvendiği bir piyasa yapısı oluşturalım. Şu an tesadüfen siz bugün, daha önce randevulaşmıştık, buradasınız. Kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Şu ana kadar 30 bin megavatlık rüzgar başvurusu yapılmış. Gece 12'ye kadar evrak alımına devam edeceğiz. Bunun için 300 milyon YTL teminat yatırılması gerekir. Yani bizim müteşebbis insanımızın ülkeye olan güveni ortadadır. En son örneği de bugün 200'e yakın yatırımcının kurumumuzda rüzgara dayalı elektrik üretmek için yatırım yapmak amacıyla banka teminat mektuplarını da alarak kuruma gelip başvuruda bulunmalarıdır” dedi

Dünya Bankası'na örnek oldu

Yaptıkları tüm çalışmalarda ülke sorunlarını bilerek hareket ettiklerini belirten Günay, “Çünkü ülkede, ülkenin sorunlarını gerçekten bilmediğiniz takdirde dünya uygulamalarına göre yapacağınız şey, dünyada geçerli olan bir şey, başka bir ülkede doğru olan bir şey bizim ülkemizde doğru olmayabilir. Mesela doğalgaz dağıtım ihalelerinde başta hiç kimse buna olmaz diyordu. Şimdi Dünya Bankası Washington'a yaptığımız ziyarette dünyaya örnek gösteriyor. EPDK 50'den fazla ihale yapıyor ve şükürler ediyorum ki Cenab-ı Allah'a hiçbir spekülasyon, hiçbir dava, hukuki problem olmadan bunların üstesinden geldik. Bunda da son derece onurluyuz. IMF de zaten EPDK'yla hiçbir zaman ilgilenmemiştir. Dünya Bankası'yla da 2004'ten bu yana resmi bir ilişkimiz olmamıştır“ dedi.

Yeni Şafak