Aşk’a Sor (Ask The Dust)

Aşk’a Sor (Ask The Dust)

Robert Towne’ın yönettiği ve Colin Farrell, Salma Hayek, Eileen Atkins ile Dion Basco’nun oynadığı “Aşk’a Sor” (Ask The Dust), gösterime girdi.

Aşk’a Sor (Ask The Dust)
16px
24px
14.04.2006 20:15
ABONE OLgoogle

John Fante’nin aynı adlı romanından uyarlanan “Aşk’a Sor” (Ask The Dust), 1930’ların Los Angeles’ında yolları kesişen güzel bir kadın ile karizmatik bir adamın hayallerini gerçekleştirme mücadelelerini anlatıyor. Tutku ve hırslarına yenik düşen bu çift, bir yandan ateşli bir aşk yaşarken, bir yandan da hayalleri uğruna zorlu seçimler yapmak zorunda kalır. 
 
Oscarlı Robert Towne (“Chinatown”, “Tequila Sunrise”) Buhran dönemi Los Angeles’ının bunaltıcı derecede güneşli gökkubbesi altında geçen “Ask the Dust/Aşk’a Sor”u yazdı ve yönetti.

Towne’ın romancı John Fante’nin başyapıtına dayanan “Ask the Dust/Aşk’a Sor” yorumu egzotik ve hoyrat, şaşalı ve şehvetli bir şehre -sıcaklık ve tozun buluştuğu bir yere- yoğunlaşıyor.

İthal ürünlerle dolu -palmiye ağaçları Mısır’dan; sağlık ve refah, şöhret ve servet bulmak için orada olan insanları ise dört bir yandan gelen- Los Angeles bütün rüyaların gerçekleşmesi gereken ilk ve son yer. Ünlü bir romancı olmayı ve güzel bir sarışınla evlenmeyi hayal eden İtalyan göçmeni Arturo Bandini (Colin Farrell) için de, beyaz bir Anglo-Sakson’la evlenip soyadından kurtulmayı düşleyen Meksikalı Camilla Lopez (Salma Hayek) için de durum farklı değil. Beyazlar ile Meksikalılar arasındaki ilişkilerin pamuk ipliğine bağlı olduğu bir dönemde, rüyalarını gerçekleştirmek için şehirle ve kendileriyle mücadele eden Bandini ile Camilla’nın yolları kesişiyor.

Towne için, “Ask the Dust/Aşk’a Sor” 30 yıllık sevgi emeğinin birikimini temsil ediyor. Towne, Oscarlı senaryosu “Chinatown” için araştırma yaparken romanı keşfettikten sonra, Fante’yle arkadaş oldu ve bu dostluk Fante’nin 1983’teki ölümüne dek sürdü. İki yazar sık sık romanın sinema uyarlamasının nasıl bir şekil alması gerektiğini tartıştı.

1990’ların ortasında, romana ilk aşık oluşunun üzerinden yirmi yıl geçtikten sonra, Towne, satma amacı gütmeden Fante’nin hikayesini yansıtan bir senaryo yazdı ki onun konumunda bir senarist için duyulmamış bir şeydi bu. Towne senaryosunu Fante’nin eşi ve editörü Joyce Fante’ye sundu.

Towne’nin söylediğine göre, Joyce “en başından itibaren sürecin bir parçasıydı: Orijinal romanın düzeltmesini satır satır yapmıştı”. Joyce Fante’nin Towne’nin eserine tepkisi heyecan verici olmuştu: “John’un bunu görmek için hayatta olmamasından dolayı çok üzgünüm; bence çok gurur duyardı”. Uyarlama sadece bir başlangıçtı; Towne sonraki on yılı projeyi hayata geçirmek ve finansman bulmak için harcadı.

Yapımcı Paula Wagner’a göre, Fante’nin kitabı aynı zamanda büyüleyici bir karakter etüdü. “Bizi Arturo Bandini’nin aklına ve ruhuna taşıyan bir içsel monolog” diyor Wagner ve ekliyor: “Onun duygusal hâlini, dünya anlayışını, korkularını, -Büyük Amerikan Romanı’nı yazıp, sarışın ve güzel karısıyla tepede bir malikanede yaşamak şeklindeki- Amerikan rüyasını yaşama saplantısını deneyimliyoruz. Ama keşfettiği Amerikan rüyası beklediğine hiç mi hiç benzemiyor”.

Fante’nin dilinden, kahramanının derinliğinden, ve Buhran dönemi Los Angeles’ını bir karakter hâline getiriş şeklinden çok etkilenen Towne, romanı beyaz perdeye aktarmayı kafasına koydu. Tüketici bir tutku hâline dönüşen 30 yıllık serüven, Towne’nin edindiği birinci baskı romana yazılmış birkaç satırla başladı. Fante senariste şöyle yazmıştı: “Bunu uzak yerlere götürmen umuduyla”.

Gerçekten de, rüyayı gerçekleştirmek uzun yıllara ve kıtalara yayılan, ve sinema sanayinde çalışan çok önemli yeteneklerden bazılarını içine çekecek bir serüven olacaktı...

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde