Asil Nadir ve ailesi Kıbrıs’ta Özel Harp Dairesi için çalışmış
Kıbrıslı işadamı Asil Nadir ve ailesinin yavru vatanın direniş yıllarında saklı kalan hikayesi ‘Bay ve Bayan Smith’ tarzı filmelere taş çıkartacak nitelikte.

Beş kişilik Nadir ailesinin dört ferdi, yıllarca birbirlerinden habersiz Türk Genelkurmayı’na bağlı Özel Harp Dairesi’nin kurduğu Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) gizli örgütü için çalıştı. Rum saldırılarına karşı direniş örgütü olarak kurulan TMT, ilk önce baba İrfan’ı, ardından anne Safiye’yi saflarına kattı. Safiye Hanım, Türkiye’den gizlice getirilerek Magosa kıyılarına indirilen silahları, Rum kontrol noktalarını aşıp gizli mevzilere ulaştırıyordu. Oğlu Asil ise annesi gibi mücahide kadınlar tarafından kaçırılan silahları geceleri arkadaşlarıyla çukurlar açıp toprağa gömüyordu. Kıbrıs’ta bunlar olurken Türkiye’de okuyan kız kardeş Meral, mezun olmasına rağmen “Arkadaşlarla tatile çıkacağız.” diyerek eve geç geleceğini söylüyordu. Meral, aslında o yaz hiç tatile çıkmamıştı. Gözleri bağlanarak götürüldüğü Ankara’daki bir kampta “Mata Hari” eğitimi gördü. Adaya dönünce TMT için çalıştı. Ailenin en küçük ferdi Bilge ise henüz küçük olduğu için örgüte alınmadı. Nadir ailesinin fertleri, aynı örgütün farklı hücrelerinde Rumlara karşı mücadele verdiklerini yıllar sonra öğrenebildiler.
1955 model Opel Capitan marka otomobil Magosa kapısına doğru hızla ilerlerken, direksiyondaki şık ve bakımlı kadın haberleri dinlemek üzere radyoyu açtı. Haber iyi değildi. O gün adada bir İngiliz bir de Rum öldürülmüştü. Yayınlarını sık sık kesen Kıbrıs Radyosu’ndan yapılan anonslarla halktan silahlarını teslim etmeleri isteniyor; bu çağrıya uymayanların mahkemeye çıkartılmadan infaz edileceği ilan ediliyordu. Soğuk terler döken kadının kullandığı arabanın arka tarafı cephanelik gibiydi. Sebze, meyve kasalarının altı piyade tüfekleri, el bombaları ve mermilerle doluydu. Magosa girişinde kurulan barikatta aramalar başlamıştı bile. Kontrol noktasındaki polislerle arasındaki mesafenin gittikçe kısaldığını fark eden kadın, ayağını gaz pedalından çekerek, öteki araçların geçmesine izin verdi. Polislerin diğer araçlarla meşgul olduğunu gören kadın sürücü, gaza basarak dur ihtarlarına uymadan kontrol noktasından geçip gitti. Takip edilmediğinden emin olunca doğruca Magosa’daki mücahitlerin yanına giden kadın, silahları boşaltarak tekrar dönüşe geçti. Kontrol noktasına ulaştığında silahlar çoktan gömülmüştü bile. Rum ve İngiliz polislerin Türk mücahitler için silah kaçırdığına hiç ihtimal vermedikleri bu çekici kadın, Kıbrıslı işadamı Asil Nadir’in annesi Safiye Nadir’den başkası değildi. Safiye Nadir gerçekte, Özel Harp Dairesi’nin kontrolünde Rum saldırılarına karşı direniş örgütü olarak kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) için çalışıyordu.
Nadir ailesinin bağımsızlık için mücadele veren örgüt adına çalışan üyesi Safiye Nadir ile sınırlı değildi elbet. Masrafları örtülü ödenekten karşılanan örgütün, 1957 yılının Kasım ayında ilk bildirisini yayınladıktan sonra Magosa hücrelerini oluştururken ilk teklif götürdükleri isimler arasında İrfan Nadir de yer alıyordu. O günlerde İngiliz yönetimine bağlı bir polis olarak görev yapan İrfan Nadir, bu teklifi tereddüt etmeden kabul etti. Dr. Fazıl Küçük’ün akrabalarından olan Nadir, TMT’nin ileri karakollarında önemli görevler üstlendi. “Ali Çonan” adıyla “İş Bankası müfettişi” göreviyle adaya giden Özel Harpçi Yarbay Rıza Vuruşkan’ın liderliğindeki gizli örgüt, çok geçmeden İrfan Nadir’in eşi Safiye Nadir’i de yeraltına çekti. Safiye Nadir, örgüte nasıl girdiğini şöyle anlatıyor: “Çok milliyetçi, efendi bir adam olan Kaya Bey bir gece arkadaşın evinde ‘Safiye Hanım sen milliyetçisin’ dedi. TMT’den bahsetti. Örgüte yazılmayı kabul edince gözlerimi bağlayıp bir eve götürdüler. Gözlerimi açtığım odada bir masa, masanın üzerinde bayrak, Kur’an-ı Kerim ve bir de silah vardı. Duvarlara baktım, belki resimlerden anlarım diye; ama hepsini kaldırmışlardı. Oda bir perdeyle bölünmüştü. Perdenin öbür tarafındaki adamın sözlerini tekrarlayarak TMT yemini ettim. Böylece örgüte girmiş oldum.” Safiye Nadir’in yemin ettiği bu ev, örgüt arkadaşı Bihter Naim’in eviydi