AB'yi hedefleyen KOBİ'lere Litvanya fırsatı

Düşük nüfusu ile yalnızca 3,5 milyon kişilik küçük bir pazara sahip olduğu için yabancı yatırımcılar tarafından fazla tercih edilmeyen Litvanya, diğer birlik üyelerine göre sahip olduğu ucuz işgücüyle AB'ye açılmayı düşünen Türk şirketleri için bir fırsat. 2004 yılında AB üyeliği gerçekleşen ülke, AB'nin yanı sıra hem Baltık ve Avrasya pazarlarına erişmede sağladığı coğrafi kolaylık, hem de AB ülkelerine kıyasla sahip olduğu ucuz ve nitelikli işgücü ile Türk yatırımcısı için cazip bir ortam sunuyor. SSCB'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanan Litvanya, özelleştirme ve ekonomik reformlarla Avrupa'daki en serbest ekonomilerden biri haline gelerek, üretim maliyetlerini düşürmek isteyen batılı ülke firmaları için de cazip bir üretim üssü olarak dikkat çekmeye başladı. Bölgeler arası çok yakın ekonomik göstergelere sahip olan Litvanya'da geri kalmış bölge bulunmadığı için, ülkenin her tarafı yatırım için düşünülebilir. Baltık ülkelerindeki sanayi yapısını yansıtacak şekilde, hafif sanayinin hakim olduğu ülkede ekonomisindeki başlıca sektörler ise tekstil, tarım, hayvancılık, gıda, kimya, ilaç ve makine sektörleri ile elektronik ve enformasyon teknolojileri.

Taşımacılık ve organik tarım fırsat sunuyor
Ülkede özellikle ulaşım sektörüne yapılacak yatırımlara hükümet tarafından öncelik tanınıyor. Uygulamaya aşamasındaki ulaştırma ve transit geçiş geliştirme stratejisi ile birlikte, 2015 yılına kadar modern çok modelli bir ulaşım sisteminin oluşturulması hedefleniyor. Kara, hava ve denizyollarına doğrudan bağlantıları olan ve yatırımcılar için çekici teşviklere sahip serbest bölgeler ve sanayi parkları yatırımcılar için cazip imkanlar sunuyor. Ülkenin AB Taşımacılık Komisyonu tarafından Avrupa’daki öncelikli 10 koridordan ikisinin geçtiği bölgesel taşımacılık merkezi olarak belirlenmesi de, önümüzdeki dönemde Litvanya'da gerçekleştirilecek ulaşım, altyapı ve taşımacılık projelerini gözde kılacak. AB’ye girişin ardından organik tarımın büyük önem kazandığı Litvanya’da, özellikle tahıl, şeker pancarı, meyve ve sebze üretimi öne çıkıyor. Organik tarım için çok sayıda sertifika alan kuruluşun da bulunduğu ülke Türk KOBİ'lerinin pazara özellikle işbirlikleri ile girmeleri için önemli bir fırsat sunuyor. Hayvancılığın da önemli bir yer tuttuğu Litvanya’da standartların AB standartlarının oldukça gerisinde bulunması ise ülkede bu alanda ciddi miktarda dış yatırım ihtiyacını beraberinde getiriyor. Ülkedeki hayvancılık işletmelerinin en önemli ihraç pazarının AB ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri olduğu gözönüne alındığında, hayvancılık da KOBİ'lerin değerlendirmesi gereken bir başka fırsat alanı.

Bilgi teknolojileri gözde yatırım alanı
Litvanya'nın AB üyesi olmasının doğurduğu avantajların değerlendirmesi gerektiğini söyleyen DEİK Türk-Litvanya İş Konseyi Başkanı Tayfun Uzunova, özellikle bilgi teknolojileri alanında gelişmek isteyen ülkede bu alanın yatırımcılar tarafından değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor. SSCB döneminde tüm birlik içinde elektronik ve enformasyon teknolojisi alanında lider konumunda bulunan Litvanya'nın bu üstünlüğünü sürdürmeye devam ettiğini öne süren Uzunova, "Litvanya, ülke stratejisi olarak bilgi teknolojilerine ağırlık vermeye çalışıyor. Türk KOBİ'leri de Litvanya pazarına bilgi teknolojileri ile ilgili küçük yatırımlarla girebilirler" diyor. Litvanya'da iş yapmak isteyen firmalara; pazara öncelikle işbirlikleri yoluyla girmelerini tavsiye eden Uzunova, tekstil sektörünün de Türk yatırımcılar tarafından cazip bulunabileceğine dikkat çekiyor. Ağırlıklı olarak küçük sanayinin hakim olduğu ülkenin tüm bu özellikleriyle KOBİ'ler için cazip göründüğünü belirten Uzunova, ekonomide önemli bir yer tutan orman ürünlerinin yanı sıra, küçük makine ve motor imalatlarının da düşünülebileceğini belirtti. Ülkeye son yıllarda önemli miktarda turist geldiğini ifade eden Uzunova, büyük otellerin bulunmadığı ül