AB'den 'limanları Rumlara açın'

Avrupa Konseyi'nin Genişlemeden Sorumlu Başkanı Michael Leigh, Avrupa kamuoyunun Kıbrıs ile ilgili bazı konularda yeterince hazırlıklı olmadığını belirterek, Türkiye'nin Kıbrıs Rum Yönetimi'ne limanlarını açması durumunda karşılıklı atılacak adımların daha anlamlı hale geleceğini söyledi.

Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen "Kıbrıs Meselesi ve Genişleme Konsepti Çerçevesinde Türkiye Avrupa Birliği(AB) İlişkileri" konulu konferansa katılan Michael Leigh, Kıbrıs sorunu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. AB için genişlemenin başlı başına bir sorun olduğunu ve bunu aşmanın bütün ülkeler için zaman gerektirdiğini kaydeden Leigh, Makedonya gibi ülkelerin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. AB kamuoyunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle (KKTC) ilgili olarak mali yardım, Yeşil Hat ve direkt ticaret gibi konuların konuşulduğunu kaydeden Leigh, ancak bunlardan KKTC'ye direk ticaret konusunda Avrupa'da henüz tam anlamıyla bir kamuoyu oluşmadığını söyledi. Bu konuda önemli gelişmeler yaşandığını kaydeden Leigh, Türkiye'nin atacağı bazı adımlar sayesinde bu sürecin hızlandırabileceğini anlattı.

Türkiye'nin limanlarını Kıbrıs Rum Kesimi'ne açması durumunda 2006 Ocak ayında önerilen planın daha etkili hale geleceğini savunan Leigh, bu konuda atılacak adımların karşılıklı olarak daha anlamlı hale geleceğini ifade etti. Ocak ayında sunulan planın, AB çevrelerinde beğeni topladığını ifade eden Leigh, KKTC'yle ilgili ülkelerin karşılıklı insiyatif kullandıkları takdirde Ocak 2006'da sunulan planın daha da anlamlı hale geleceğini öne sürdü.

AB'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne 259 milyon Euro'luk bir yardım paketi bulunduğunu hatırlatan Leigh, bu paranın 40 milyon Euro'luk kısmının bu ay sonuna kadar komisyondan geçirilmesi için çalışmalar yürüttüklerini, kalan miktarın ise Ekim ayında verileceğini söyledi. Avrupa kamuoyunda Kıbrıs ile ilgili hala bazı konularda çekinceler bulunduğunu ve bunları aşmanın zaman alacağını da anlatan Leigh, diplomaside özellikle sonbaharda karşılıklı girişimler ve çözüm yolları için bir sıkışma yaşanabileceğini kaydetti.