76 milyar TL'lik tehlike: Sağlık tehdidi büyüyor, vergi kaybı sürekli artıyor
Yeni nesil tütün ürünleri dendiği zaman akla gelen elektronik sigara (vape; buharlı nikotin ürünü) ya da tütün ısıtmalı ürünlerin kullanımı her geçen gün artıyor. Türkiye’de yasal olarak satışı, ithalatı ve reklamı yasak olan elektronik sigara ve ısıtılmış tütün ürünleri ile nikotin kesecikleri gibi alternatif ürünlere özellikle sigaraya alternatif arayanlar rağbet gösteriyor.

Bilindiği gibi Türkiye'de 2020 yılında çıkarılan düzenlemeyle e-sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerinin ithalatı, satışı ve tanıtımı tamamen yasaklandı. Ancak bu yasak tüketimi durdurmakla kalmadı, kaçağı artırdı. TÜİK’in Sağlık Araştırması’na göre 2022 yılı itibarıyla yaklaşık 1,9 milyon yetişkin düzenli olarak e-sigara kullanıyor. Kullanıcıların önemli bir bölümü bu ürünlere sosyal medya platformları üzerinden, kaçakçılardan ya da yurt dışından getirtme yoluyla ulaşıyor.
TEPAV’ın yayımladığı “Türkiye’de Tütün Kontrolünün Mevcut Durumu ve Geleceği” başlıklı rapora göre, gençler başta olmak üzere milyonlarca kişi kaçak yollarla bu ürünlere sahip olabiliyor. Ülkeye denetimsiz giren bu ürünler nedeniyle hem halk sağlığında hem de kamu bütçesinde ciddi riskler ortaya çıkıyor.
KAYIT DIŞILIK SAĞLIK AÇISINDAN DAHA TEHLİKELİ
Resmi denetimden uzak şekilde Türkiye’ye giren bu ürünlerin büyük bölümü standartlara tabi değil. Özellikle Çin’den ya da Körfez ülkelerinden kaçak yollarla yurda sokulan e-sigaraların patlama riski taşıdığı, likitlerin ise içerisinde ağır metaller, bilinmeyen kimyasallar veya yasadışı maddeler barındırabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, özellikle likit barındıran bu ürünlerin kullanımının özellikle genç yaşta nikotin bağımlılığına neden olduğunu ve beyin gelişimi üzerinde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabileceğini vurguluyor.
76 MİLYAR TL KAÇAĞA KAPTIRILIYOR
Sadece sağlık sistemi değil, devletin bütçesi de zarar görüyor. TEPAV’a göre eğer e-sigara ve tütün ısıtmalı ürünler kayıt altına alınmış olsaydı, 2025 yılında, Türkiye yaklaşık ÖTV, KDV ve bandrol üzerinden 76 milyar TL vergi geliri elde edebilirdi. Ancak düzenleme eksikliğinden kaynaklı olarak emeklilere ödenen bayram ikramiyesinin yükünün neredeyse 1,5 katı kadar olan bu potansiyel gelir, tamamen kaçak ticaret yapanlara kaptırılıyor. Bu durum yalnızca kamu gelirlerini ve halk sağlığını tehdit etmekle kalmıyor, kaçakçılık ağlarını da büyütüyor. Raporun sonuç bölümünde 2016’dan itibaren yükselişe geçen sigara kullanımıyla mücadelede politika güncellemesine gidilmesi ve eksik kalan noktaların giderilmesi adına yer verilen çok sayıda politika önerisi arasında Avrupa Birliği örneklerine benzer şekilde sigaraya alternatif ürün stratejisinin geliştirilmesi yer alıyor.
DİĞER ÜLKELER BU KONUDA NE YAPIYOR?
Türkiye, sigara ve yeni nesil bu ürünler konusunda en katı yasakları uygulayan ülkelerden biri. Ancak dünyada farklı yaklaşımlar da mevcut:
İngiltere ve İsveç, tüm yeni nesil ürünleri, sigarayı bırakmaya yardımcı bir araç olarak tanıyor ve kontrollü şekilde erişime izin veriyor. Örneğin İngiltere’de, devlet destekli bırakma programlarına entegre edilmiş durumda.
AB ülkeleri, aromalı ürünler, nikotin oranı ve paketleme standartları üzerinden sıkı bir regülasyon uygulayarak hem yetişkinleri koruyor hem de kamu denetimini sağlıyor.
Fransa ve Belçika, gençler arasında yaygınlaşan “tek kullanımlık” vape ürünleri yasaklama yoluna gitti.
YASAK BİR İŞE YARAMIYOR
Raporda, Türkiye’nin mevcut “yasak ama denetimsiz” politikasının yeni bir risk alanı yarattığına dikkat çekiliyor. Uzmanlara göre e-sigaraya ve tütün ısıtmalı ürünlere yönelik stratejinin yeniden ele alınması gerekiyor. TEPAV bu konuda, iki ana senaryo öneriyor: Ya hâlihazırda dünyanın en sıkı yasaklarından birine işaret eden mevcut yasak çok daha etkin uygulanacak, kaçak satışlar tartışmasız bir şekilde engellenecek; ya da bu ürünler sıkı bir regülasyonla vergilendirilip kontrol altına alınacak.
Böylece hem sağlık riskleri bertaraf edilecek hem de 76 milyar TL’lik verginin kamu maliyesine aktarılması sağlanacak.
patronlardunyasi.com