Zirvenin perde arkası
BAŞBAKAN ERDOĞAN'LA SABANCI ZİRVESİNDE PERDE ARKASINDA NELER KONUŞULDU?

Hürriyet gazetesinden Erdal Sağlam'ın yazısı
Önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği’ni (TÜSİAD) ziyareti, kamuoyunda oldukça büyük yer aldı.
Gazetelere baktığımda ilk gözüme çarpan, kameraların önündeki fotoğraf tartışmasının yanısıra, karşılıklı edilen protokol sözcükleri oldu. AB için verilen destek, özelleştirmeler konusundaki bilindik cümlelerin dışında bir şey olmamasını, açıkçası biraz abartılı buldum ve altında bir şeyler olabileceğini düşündüm.
Toplantıya katılan işadamlarının bazı yakınları, toplantının hiç de göründüğü gibi geçmediğini, içeride önemli çatışmalar olduğunu söyleyip arkasını getirmeyince, açıkçası daha da fazla kuşkulandım. Toplantıya katılanlarla görüştüğümde ise, ya tembihli oldukları için ya da ‘bu dönem fazla bulaşmayalım’ kaygısıyla, ‘iyi geçti’, ‘rutin şeylerdi’ demekle yetindiklerini gördüm. Toplantının içinden öğrendiğim önemli hususlardan biri, ‘terörle ilgili olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın TÜSİAD üyesi işadamlarına ABD’yi şikayet etmesi’ olmuş. Erdoğan son dönemde tırmanan terör olayları için gerekli önlemleri aldıklarını belirtip ardından da ABD’nin bu konuda kendilerine yardımcı olmadığını söylemiş.
İşadamlarına ‘Peki siz bir şey söylemediniz mi, başka şeyler sormadınız mı?’ diye sorduğumda ise işadamlarının dinlemekle yetindiklerini öğrendim. Yalnız arkasından yapılan yorumlar da şöyle: ‘Tabii, siz Irak konusunda ABD ile ters düşer, önce söz verip sonra sözlerinizi yerine getirmezseniz, olacağı buydu’ diyorlar. ‘Peki bu görüşlerinizi Başbakan’a ilettiniz mi?’ deyince, bir şey söylediklerini, susup dinlemeyi tercih ettiklerini öğrendim.
Aslında bütün konularda, işadamlarının eleştirileri var bunları biliyor, zaman zaman tartışıyoruz ama, anladığım kadarıyla bu toplantıda hemen her konuda susup dinlemeyi tercih etmişler. Açıkçası şu ki ‘İşadamları Hükümetle çatışmayı hiç mi hiç istemiyor.’
Peki, bu sessizlik hükümetin tüm icraatını benimsediklerini mi gösteriyor? Bence, kesinlikle hayır. Belki özelleştirme gibi son dönemde hareketlenen gecikmeli uygulamalara bakışları, programın uygulanması konusunda şimdiye kadar gösterilen performansa onay vermeleri, tamam. Ancak programa ilişkin son dönemdeki savsaklamalara karşılar. Bunun da ötesinde, son dönemde AKP’nin özellikle türban, YÖK gibi sorunlar konusunda takındığı sekter tutum, işadamlarını büyük ölçüde tedirgin ediyor.
Özetle işadamlarının çoğu merkez sağ yanlısıdır ve AKP’nin, umulduğu gibi, merkez sağa bir türlü kayamaması, büyük işadamlarının AKP’den umutlarını kesmelerine yolaçıyor. Bunun da ötesinde AKP’den gelen, ‘O öyle söylenmez’, ya da ‘kamuoyunda yeterince destek vermiyor sadece eleştiriyorsunuz’ yakınmaları, işadamlarını bezdirmiş durumda. Bunun da ötesinde hükümetin eleştirilere karşı Maliye Bakanlığı kanalıyla verdiği tepkiler ve ‘özel Maliye uygulamaları’ işadamlarının somut olarak bezdirilmelerine neden oluyor. Eleştirel sözler eden işadamlarına takınılan tutum için piyasada bazı şeyler duyuyorlar, bu duyumlar diğer işadamlarının da korkmalarına neden olabiliyor.
Bunun da ötesinde her fırsatta partiye yakın işadamlarına yapılan kıyak ve bunların piyasadaki havaları da işadamlarının genelini tedirgin eden bir iklim oluşturuyor. Özetle; önceki gün verilen TÜSİAD- hükümet görüntüsü, kerhen verilen bir görüntü. Yani işler görüntüdeki kadar uyumlu, işbirliği havasında yürümüyor. Peki sadece TÜSİAD’lı işadamlarıyla mı böyle? Hayır, kesinlikle söyleyebiliriz ki, AKP’lilerin dışındaki işadamlarının geneli için ‘Hükümetle suni denge’ söz konusu... İşadamlarının çoğu merkez sağdadır ama özell