Yılmaz: Emeklilikten sonra açıklama ahlaksızlıktır

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bankalar için kısa süre önce getirilen harç zorunluluğunu değerlendirirken, ekonomi yönetiminin mümkün olduğu kadar "sürpriz" yapmaması gerektiğini söyledi.

Yılmaz, yılın ilk Enflasyon Raporunu açıkladığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Viyana'da yaptığı konuşmada, "yüzde 5 büyürsek 2010 yılı için bir sürpriz olmaz" sözü hatırlatılarak, "bunu hangi varsayımlar altında söylediniz" diye sorulması üzerine Yılmaz, gelişmelerin olumlu seyretmesi halinde böyle bir rakamın ortaya çıkabileceğini ifade etti.
Olumlu gelişmelerden kastedilenin de Türkiye'nin ticaret ortaklarında büyümenin başlaması, ekonomik canlanmanın harekete geçmesi ve IMF'den kaynak gelmesi halinde özel sektörün kaynak imkanları üzerindeki baskının azalması olacağını dile getiren Yılmaz, "Bu tamamen kaynak kullanımı ve dışardaki gelişmelerle ilgili bir durum. Daha yukarıda da olabilir daha aşağıda da olabilir. OVP'de öngörülen büyüme yüzde 3,5 ama toparlanma öngördüğümüzden daha hızlı olursa bu seviyenin üzerinde bir büyüme Türkiye için sürpriz olmayacaktır" dedi.

Yılmaz, IMF ile olası anlaşmaya ilişkin siyasilerin "gün, hafta sonu, ay başı" şeklindeki açıklamalarına dikkat çekilerek, "Durum kesinleşmeden siyasilerin kullandıkları bu ifadeler bazılarını canını yakmaya başladı . Bu durumda SPK mevzuatının işletilmesi gerekmiyor mu?" şeklindeki soruya karşılık olarak bunların spekülasyon olduğunu düşünmediklerini söyledi.

"Ben bir suç işlendiğini düşünmüyorum" diyen Yılmaz, ortada bir proses olduğunu ve görüşmelerin devam ettiğini dile getirdi. Yılmaz, "Ancak şunu söyleyebilirim belirsizlik her zaman kötüdür. Belirsizlik ne kadar çabuk ortadan kaldırılırsa herkes için iyi olacaktır" dedi.

IMF ile bir anlaşmanın imzalanıp imzalanmayacağını bilmediğini de belirten Yılmaz, bunun sonuçta bir siyasi karar olduğunu, ama anlaşmaya imza koyan taraf olarak kendilerinin de olayın tamamen içinde bulunduklarını bildirdi.

Durmuş Yılmaz, IMF ile olası anlaşmanın tarihi ve formatına ili şkin olarak görüşmelerin devam ettiğine dikkat çekti ve olası anlaşmanın formatının ne olacağı konusunda bilgi veremeyeceğini söyledi. Yılmaz, anlaşmanın zamanına ilişkin olarak da "Ekonomi açısından belirsizlikler ne kadar çabuk ortadan kaldırılırsa herkes için daha iyi olacaktır" dedi.

Banka şubelerinden harç alınması kararına ilişkin soruyu yanı tlarken de Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bu, bankalarla yönetim arasında. Herhalde görüşüldü tartışıldı. Bunu kendi aralarında halledeceklerdir. Ekonomi yönetimi sürpriz yapmalı mı? biz de dahil olmak üzere sürpriz yapmamalıyız. Öngörülebilir olmalıyız ki insanlar uzun vadeli kararlarını alsınlar daha fazla iş ve üretim yapsınlar. Özet olarak söyleyeceğim ekonomi yönetimi sadece bu konuyla ilgili değil mümkünse hiçbir konuda sürpriz yapmamalı."

Durmuş Yılmaz bir gazetecinin "Önümüzdeki dönem enflasyon riski var. Türkiye buna karşı pozisyon alabilecek durumda mı?" şeklindeki sorusuna da şöyle cevap verdi:
"Bugüne kadar geleneksel olmayan bir para politikası uygulaması yapmadık. Dolayısıyla bir yere girmedik ki çıkalım. Mevcut uygulamamızı aynen devam ettireceğiz. Onun dışında enflasyon tehlikesi ortaya çıkarsa bizim elimizde faiz oranlarından önce birçok enstrümanımız var bunları uygun zamanda pey der pey devreye sokacağımızı söyleyebiliriz ama bugün itibariyle para politikası duruşumuzu değiştirecek bir durum söz konusu değil."
Türkiye'nin kredi notu ile ilgili soruya karşılık da Yılmaz, "reyting konusunda hala alacaklıyız" dedi.

Bir gazetecinin "Dünya Bankasının uluslararası kaynak akışının gelişmekte olan ülkelere sıkılığının devam edeceği" yönündeki yorumunu nasıl değerlendirdiğini yönündeki sorusuna da Yılmaz, uluslararası likidite koşullarının gelecekte önceki dönemlerde olduğu gibi kolay olmayacağını söyledi.

Yılmaz, sermaye akımlarında çok fazla artış olmayacağını belirterek, "Şu anda piyasalarda var olan likidite kamu kaynaklı. Uluslararası gözetim ve denetim mimarisi çerçevesinde mali kuruluşlara getirilecek olan likidite rasyosu, kaldıraç rasyosu toplam likidite üzerinde negatif etki yapacak ve son 10-15 yılda gördüğümüz likidite bolluğunu önümüzdeki dönemde görmemiz mümkün olmayacak" dedi. Yılmaz, herkesin hesabını kitabını buna göre yapması gerektiğini de sözlerine ekledi

Başkan Yılmaz, kendilerinin enflasyonda yukarı yönlü risk algılamalar ının yükselip yükselmediği yönündeki soruya karşılık olarak da şunları söyledi:

"Temel enflasyon göstergeleriyle ilgili olarak şu anda para politikasında değişiklik yapılmasını gerektiren bir durum söz konusu değil. Temel duruş devam ediyor ama (Neler olabilir) sorusunu da kendimize sormak durumundayız. Yukarı yönlü ve aşağı yönlü riskler var. Bir önceki enflasyon raporu ile bu rapor arasında fark olarak şunu söyleyebiliriz; yukarı yönlü riskler biraz daha belirgin hale gelmeye başladı.

Önceki raporlarımızda söylediğimiz çerçeveyi büyü k ölçüde muhafaza ediyoruz ama ihtiyaç doğarsa fiyat istikrarını sağlama çerçevesinde yapılmas ı gerekeni yapmaktan da geri kalmayız."

Merkez Bankası Başkanı ekonomi yönetiminin Davos'a gitmeyişini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine de "bu onların tercihi" dedi.

Davos'ta IMF yetkilileriyle görüşüp görüşmeyeceğinin sorulması üzerine Yılmaz, kendisinin orada 2 panelde konuşmacı olduğunu, Türkiye ile iş yapmak isteyen bazı bankalarla görüşeceğini ve hükümet başkanları, merkez bankas ı başkanları ve maliye bakanlarının katıldıkları oturumlara gideceğini anlattı, ancak orada kendisine özellikle verilmiş bir görev bulunmadığını bildirdi.

Yılmaz, yerli ve yabancı yatırımcıya uygulanacak stopaj oranı ile ilgili soruya karşılık verirken de stopaj konusunda beklentilerinin "bütün oyunculara hareket alanı vermek ve aynı seviyede, aynı çerçevenin içinde oyun oynanacak bir düzeninin kurulması" olduğunu ifade etti.

Durmuş Yılmaz, zorunlu karşılıklar tebliğinde neden değişikliğe gidildiğinin sorulmasına karşılık da aslında yeni bir düzenleme yapmadıkları nı, BDDK'nın tek düzen hesap planında yaptığı bir değişiklikten doğan ihtiyaç nedeniyle bunun yapıldığını söyledi. Yılmaz, bu değişiklikle bankalara getirilmi ş ilave bir yükün söz konusu olmadığını kaydetti.
Davos'ta Türkiye'den sadece kendisinin olacağı hatırlatılarak, "oradaki iş adamları bizim gazetelerin manşetlerine bakarak (Türkiye nereye gidiyor) diye sorabilirler" şeklindeki yoruma karşılık da Yılmaz, "Türkiye'de siyasi istikrar olduğu sürece ve iş adamına, sanayiciye uzun vadeli perspektifler verildiği sürece Türkiye'nin geleceği bugünkünden daha iyi olacaktır, iş yapma imkanları daha iyi olacaktır" dedi.

Yılmaz, 2010 yılında banka personeline ne kadar zam verildiğinin sorulması üzerine merkezi hükümet ne yaptıysa kendilerinin de aynen onu yaptıklarını, ilave bir şey ya da farklı bir ücret rejiminin söz konusu olmadığını bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı mali disiplinle ilgili bir soruya yanıt verirken de önümüzdeki dönemde kamu maliyesiyle ilgili ayrışmanın ön plana çıkacağını ve Türkiye'nin bu kez "iyiler" arasında yer alacağını söyledi. Yılmaz, "Çerçeveye uyulduğu ve verilen sözlerin altı doldurulduğu sürece Türkiye'nin iyiler tarafında yer alacağını ve bunun da çok belirleyici olacağını düşünüyorum" diye konuştu.

Yılmaz, ABD Başkanı Barack Obama'nın bankacılık sektörü ile ilgili açıklamaları konusunda ne düşündüğünün sorulmasına karşılık da "ABD Başkanının mali sistemle, bankalarla ilgili aldığı karara Finansal İstikrar Kurumu yaptığı bir a çıklamayla destek verdi. Bu, kurumun kurumsal komitelerinde tartışılacak ve bütün ülkeler için geçerli standart normlar haline gelecektir. Bunlar şu anda tartışılan ciddi konular ama şunu söyleyeyim; ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ve içinde bulundukları şartlar farklı olduğu için bunu uygulamak çok da kolay olmayacaktır" dedi.

Toplantının çıkışında bir süre gazetecilerle sohbet eden Yılmaz, bir gazetecinin "bazı açıklamalar için sizin emekli olmanızı bekleyeceğiz anlaşılan" şeklindeki ifadesine karşılık, bugün açıklamadıklarını emekli olduktan sonra açıklamasının "ahlaksızlık" olacağını söyledi.