Yeni kredi kartlarında aidat yok
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, yeni kredi kartı alan müşterilere önemli bir bilgi verdi..

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, yeni kredi kartı alımı sırasında müşterilerin, bankalarda sözleşme yaparken sözleşme üstüne "yıllık aidat ödemeyeceğim" diye not düşürmelerini önererek, "banka bunu kabul ediyorsa kredi kartını verecektir. Bundan sonra aidat ödemeyeceksiniz" dedi.
Bilgin, düzenlediği basın toplantısında, küresel ekonomide bir çıkışın başladığını, bu çıkışın ne kadar sert ve ne kadar ivmeli olacağını zamanın göstereceğini söyledi.
Bundan sonra her ülkenin kendi krizini yaşayacak gibi göründüğünü ve diğer ülkelerin kriz yaşayan ülkelere yardım etmesinin de oldukça zor olduğunu ifade eden Bilgin, vergi mükelleflerinin bir şekilde bu yardımların hesabını sormak için hazır beklediğini bildirdi. Bilgin, ABD'de ve Avrupa'da işler düzelmedikçe krizin bitmesinin zor göründüğünü kaydetti.
Kendilerinin sadece bankacılık ve finansal sistemin büyümesini istemediklerini, bankacılık yanında sigortacılık, aracı kurumlar, emeklilik fonları, leasing, factoring aracı kurumları, şirketleri gibi enstrümanların çeşitlendirilmesini istediklerini ifade eden Bilgin, bunun için en büyük gerekçelerinin, riskin sadece bir alanda toplanmaması olduğunu kaydetti. Bilgin, "bankacılık kötüyse bütün finansal sistem kötü. Bankacılık iyiyse bütün finansal istem iyi mantığı ile çalışmak bizce risklidir. Dolayısıyla bu tür kurumlara çok büyük önem veriyoruz" dedi.
Türkiye'de bireysel kredi kullanan kişi sayısının 35 milyon 830 kiş i olduğunu, bunun 26 milyon 328 kişisinin kredi kartı müşterisi olduğunu belirten Bilgin, 11 milyon 893'ünün de diğer kişiler olduğunu ifade etti. Türkiye'de konut kredisi kullanan kişi sayısının 906 bin kişi olduğunu kaydeden Bilgin, bu rakamın bile Türk bankacılık sisteminin potansiyelini, önündeki yüksek marjını gösterdiğini söyledi.
Bankaların temel görevinin, kendilerine emanet edilen mevduatı korumak olduğunu vurgulayan Bilgin, kriz döneminde tedirginlik, likit kalma ihtiyacının kredilere yansıdığını belirterek şöyle dedi:
"Dünya yerle bir iken bu davranış biçimini normal karşılayabiliriz. Ancak bazı bankalarımızın kredileri hızla geri çağırması, vadesi gelmemiş çekleri tahsile koyması, teminat artırım talebi bu tavrıyla diğer bankaları da harekete geçirmesi, bu gibi davranış kalıpları bazı bankaların dikkatimizden kaçmamıştır bunlar da not edilmiştir.
Her ülkede kriz olabilir. Bu kriz bize bankaların tavır değişikliğini, bu ülkeye olan inançlarını göstermesi açısından yararlı olmuştur. Ama özellikle bazı bankaların bu davranış kalıbı bizim tarafımızdan not edilmiştir ve ilgili makamlarla paylaşılmıştır."
Türkiye'deki en şeffaf sektörün bankacılık olduğunu ifade eden Bilgin, kayıt dışılığın sıfır, en çok denetlenen ve en çok sorumluluk alınan sektörün de bankacılık sektörü olduğunu ve kazanç varsa vergisinin de verildiğini bildirdi. Bilgin, dolayısıyla "bankacılık sisteminde çift defterler yoktur. Bankacılık sisteminde iki şirket kurup kötü şirkete iyi şirketin aktiflerini veya karlarını aktarıp vergi planlaması minimum düzeydedir. Yoktur. Bizim sistemimizi bu açıdan da değerlendirmek gerekir" dedi.
Bunların ötesinde bankaların zarar etmesinin ilk önce reel sektörü vuracağını,Türkiye'nin reytinginin düşeceğini, faizlerin de anında artacağını ifade eden Bilgin, elbette bazı dengesiz komisyon geliri gibi gelirleri kendilerinin de mantıklı bulmadıklarını kaydeden Bilgin, tüketicilerin kullanmadığı karta ücret istenmesini, yıllık aidat alınmasını mantıklı bulmadıklarını söyledi. Bilgin şöyle devam etti:
" Ama bir banka 10 lira havale gönderme ücreti alırken diğeri 50 lira alırsa bunu da mantıklı bulmuyoruz. Tüketicilere en büyük önerimiz, böyle yapan banka varsa bunlarla çalışmama yönündedir. Biz kendimizce önlemlerimizi alıyoruz. İkili bir ilişki olduğu için çok da müdahil olamıyoruz.
Ayrıca, kredi kartı aidatı ile ilgili olarak yeni kredi kartı alırken müşteriler bankalardan sözleşme alırken sözleşme üstüne not düşürsünler. Yıllık aidat ödemeyeceğim diye. Banka bunu kabul ediyorsa kredi kartını verecektir. Bundan sonra aidat ödemeyeceksiniz. Sözleşmede bu hükmün spesifik olarak yer alması tüketicilerimizin, kart kullanıcılarımızın şikayetlerini önleyecektir."
Konuşmasında Türk bankacılık sistemini, tüm gelişmiş G-20 ülkeleri ve Yunanistan, Portekiz, Romanya, Macaristan, Ukrayna, İspanya gibi ülkelerle karşılaştıran Bilgin, Türk bankacılık sisteminin sermaye yeterliliğinde, ana sermayenin risk ağırlıklı varlıklar arasındaki rasyosunda, aktif karlılıkta, ö z kaynak varlığında, öz kaynağın toplam aktifler içindeki güçlülük oranını gösteren rasyoda birinci olduklarını ve hane halkının GSMH içindeki hane halkı borcunun oranında oldukça düşük düzeylerde kaldığını söyledi.
Bilgin, "bahsettiğim ülkeler arasında; Kurumun başkanı olarak konuşmuyorum, en şeffaf bilançolara sahip ülke de biziz. Bilançolarımızı çok gecikmeden bir ay içinde yayımlıyoruz. Bazı ülkelerin verileri Aralık 2008'de, Haziran 2009'da geliyor" dedi
Türk bankacılık sistemi açısından 2010 yılının, 2009 yılından daha zor bir yıl olacağını, ihtiyati bir iyimserlik içinde bulunduklarını bildiren Bilgin, takipteki kredi ve kredi riskine özellikle dikkati çektiklerini, bu alanda özel dikkat harcanması gerektiğini düşündüklerini söyledi. Faiz riskine önem verdiklerini, rekabete dikkati çekmek istediklerini, özellikle kredi ve mevduat ayağında mantıksız rekabetleri önlemenin kendilerinin en önemli görevleri olduğunu bildirdi.
Bilgin, "değerli genel müdürlerin röportajlarını okuyoruz. Bazı ları yüzde 20-25 büyümeyi öngörüyor. Bunları da biraz mesafeli algılıyoruz" dedi.
Türk bankacılık sisteminin mevcut durumu hakkında "Allaha şükür gayet iyidir" diyen Bilgin, bundan sonrası için dikkatli olduklarını ve bunu unutmadıklarını belirtti.
Konuşması sırasında kullandığı slaytların sonuna nazar boncuğu koyan Bilgin, "kimsenin bu durumu bozmaya hakkı yok. Buna da izin vermeyiz. Krizden çıkışta bankacılık ekonomimize ivme kazandıracaktır. Yakıtı olacaktır ve bunu hep beraber göstereceğiz " şeklinde konuştu.