Ünlü çay markasının 2. kuşak temsilcisinden yeni yatırım

Ünlü çay markasının 2. kuşak temsilcisinden yeni yatırım

Evçay markasının 2.kuşak yöneticilerinden Nesibe Evcin yeni yatırımlarını anlattı.

Ünlü çay markasının 2. kuşak temsilcisinden yeni yatırım
16px
24px
03.11.2020 13:32
ABONE OLgoogle

34 yıldır Yalova’da Şifalı Bitkiler ve Meyve Çayları üretimi yapan ve başta Almanya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerine bitki ve meyve çaylarında her türlü  şifalı bitki ve kurutulmuş yabani meyveleri işlenmiş şekilde ihraç eden, Evçay markasının 2.kuşak yöneticilerinden Nesibe Evcin ile yeni markası üzerine konuştuk.

Öncelikle sizi tanıyalım, bize kendinizden bahseder misiniz?

Nesibe EVCİN 16.05.1992 yılında Bursa’da dünyaya geldim. İrfan ve Tijen Evcin’in 3 kızından en büyüğüyüm. Yalova’dan daha iyi bir lise eğitimi alabilmek için 15 yaşındayken ayrıldım İstanbul Prof.Dr.Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesini kazandım daha sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi –AB İlişkileri bölümünü bitirdim. (ÖSYM Başarı bursu) 2016 yılında mezun olduktan sonra babamla çalışmaya başladım. Babamdan ithalat&ihracat satış ve pazarlama öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. 3 yılı aşkın süredir babamla beraber çalışıyoruz. Daha öncesinde de işlerin içindeydim. Çocukluğumdan beri fabrikalarda büyüdüm. Üretimin her aşamasını öğrenmemiz için babam yazları kız kardeşlerimle beni üretime sokardı. Çok çay paketledik.

Gıda sektöründe son yıllarda daha çok tıbbi ve aromatik bitkiler üzerine çalışıyoruz. Zaten babam 34 yıldır bu sektörün içinde hatta şifalı bitki ve meyve çayları üretimine başlayan ilk firmalardan biriyiz.

Evçay markası 34 yıldır çay sektörünün başarılı markalarından biri. Evçay nasıl kuruldu? Bize Evçay’ı anlatır mısınız?

Babam irfan Evcin Almanya’ya Tıp okumaya gidiyor. 8-9 yıl Almanya’da yaşıyor. Daha sonra tartışmalı bir sınav sonucu yüzünden sınıfta kalıyor fakat okula itiraz ediyor. Bu süre zarfı içerisinde Türkiye’ye geri dönüyor. O sırada Almanya’ya ihracat yapmaya başlıyor. Zaten dedem de esnaf olduğu için babam da küçüklüğünden beri ticaretin içinde büyümüş bir insan. Almanya’ya ıhlamur satmaya başlıyor babannemin tavsiyesi üzerine. Daha sonra Almanya’daki okul babamın itirazını kabul ediyor dersten geçiriyor fakat babam çoktan Türkiye’de işlerini oturttuğu ve büyümeye başladığı için Almanya’daki eğitimine devam etmiyor. Yalova’da iş hayatına devam ediyor EVÇAY markasını kuruyor. Yıllar içinde taze & kuru gıda , hazır yemek , marmelat gibi bir çok projeyi hayata geçiriyor. Şimdilerde sadece çay işine yoğunlaştık. Evçay markamızın altında yaklaşık 100 çeşit çayımız var. Sezonluk ve talepler üzerine her geçen gün yeni çeşitler ekleniyor. Evçay Şifalı Bitki ve Meyve Çayları olarak 34 yıldır Yalova'da üretim yapmaktayız.Başta Almanya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerine bitki ve meyve çaylarında kullanılan her türlü şifalı bitki ve kurutulmuş yabani meyveleri işlenmiş şekilde ihrac ediyoruz. Türkiye’deki bir çok çay firmasına hammadde tedariğini biz sağlıyoruz. Mısır çarşısında yıllardır çalıştığımız bir çok müşterimiz var. Bunun yanı sıra lüks cafe zincirlerine çay üretiyoruz. Bize gelen talepler ve reçeteler doğrultusunda müşterilerimize özel çaylar hazırlıyoruz.

Evçay’ın yanı sıra 2.kuşak olarak yaptığınız yeni yatırımı konuşmak isteriz. Nasıl doğdu yeni markanız?

Yeni markamızın adı Just Marsel. Biz 3 kız kardeşiz. En büyük olan benim. Ortanca kız kardeşim Sare ve küçük kız kardeşim Rana ile babamızın 30 yıllık tecrübesini ve kendi yenilikçi mizyonumuzu harmanlayarak yeni bir marka oluşturmaya karar verdik. Sare çok yetenekli fotoğrafçı , Rana ise daha çiçeği burnunda bir ziraat mühendisi. Beraber güzel bir ekip olduk. Marka ismimiz Sare’nin şu an 4 buçuk aylık oğlu olan yeğenimiz Marsel’den geliyor. Marsel ailemize çok iyi geldi. Şanslı bir bebek. Şansının yeni markamıza geçmesini umut ediyoruz. Zaten anlamı da gün ışığı demek. İlk etapta 7 özel çay çeşidiyle piyasaya girmeye karar verdik. Biraz klasik biraz farklı lezzetlerin peşindeyiz. Dünya standartlarında, farklı gurme lezzetler sunacağız.

Ülkemizdeki çay kültürü hakkında bilgi verebilir misiniz?

Kişi başına ortalama yıllık 6.87 kg çay tüketimiyle Türkiye, dünya üzerinde en çok çay tüketen ülke. Fakat bu çay tüketimi maalesef siyah çay tüketimi üzerine .

Halbuki ıhlamur , papatya , kuşburnu gibi gıda olarak tüketilen çayların günde 4-5 bardak içilmesinde bir sıkıntı yok. Tabi her bitki çayını bu şekilde kullanmak makbul değil. Bir çok bitki çayı drog olarak tüketilmeli yani tedavi amaçlı. Fakat az önce de belirttiğim gibi bir çok gıda olarak tüketilebilen bitki ve meyve çayının hiç bir zararı olmadığı gibi siyah çaydan çok daha yararlı ve lezzetli. Fakat kültürel olarak siyah çaya çok alışkın olduğumuz için bu oranlar pek değişmiyor. Fakat ben bitki ve meyve çaylarının yükselen bir trend olacağına çok inanıyorum ve güveniyorum. Aynı 3. Nesil kahvecilerin çoğaldığı gibi teashopların ( çay kafelerin) sayısının artacağını öngörüyorum.

Siyah çay ve kahve kültürünün yanı sıra bitkilere, doğal yaşama ve doğal beslenmeye karşı bir talep artışı var. Yaşam tarzlarımızın değişmesiyle birlikte Türkiye’de çay kültürünün de değişeceğine inanıyorum. Almanya’yla nüfusumuz nerdeyse aynı olmasına rağmen bitki ve meyve çayı tüketimimiz maalesef Almanya’nın onda biri kadar.

Çocukluğunuzdan itibaren çay ile iç içesiniz. Çay dışında uğraşlarınız var mı?

Küçüklüğümden beri el sanatlarına yatkınlığım var. Hatta küçükken annem büyüyünce ne olacaksın diye sorduğunda takı tasarımcı olacağım dermişim. Hiç doktor , avukat vs. olmak istemedim. Nerden çıktığını bilmediğim bir eğilimim var cama karşı. Üniversitenin son yılında camla ilgili eğitim almaya başladım. Birkaç alevde şekillendirme , boncuk dersine katıldım. Daha sonra Cam ocağı vakfında birkaç ay sıcak cam eğitimi aldım. Daha sonra şirkette bir odayı atölye haline getirdik babamla. İlk başta işe gelmeye alışmam için yapmıştı bunu. Şimdi tabi atölyeye pek vakit ayıramıyorum. Daha çok ofisteyim , üretimdeyim. Fakat camın terapi etkisi var stresli olduğum zamanlarda tezgahın başına oturmak kesinlikle bana çok iyi gelen bir şey. Kafamı toparlamama ve daha verimli çalışmamı sağlıyor. Hatta bu takı aşkı bende bitmediği için geçtiğimiz yıl ikinci üniversitem Marmara Üniversitesi-Kuyumculuk ve Mücevherat Tasarımı bölümüne girdim. Çok keyif aldığım bir eğitim oluyor.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde