Vorkink: Yabancı sermaye artacak
Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Andrew Vorkink, Türkiye'deki özelleştirme sürecinin tamamlanmasıyla ülkeye giren doğrudan yabancı sermaye miktarının gelecek yıl 2-3 katına ulaşacağını söyledi.

Vorkink, Yabancı Sermaye Derneği'nin (YASED) Dünya Bankası, Devlet Planlama Teşkilatı ve Hazine Müsteşarlığı'nın katkılarıyla düzenlediği 'Yabancı Yatırımların Yeni Gözdesi: Fırsatlar Ülkesi Türkiye' konulu konferansta yaptığı konuşmada, yabancı yatırımların her zaman için istikrar ve iş olanaklarını beraberinde getirdiğini vurguladı.
İstihdamın artması ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunan yabancı sermaye konusunda Türkiye'nin geçmiş yıllarda kronik bir kıtlık yaşadığını ifade eden Vorkink, yabancı yatırımcıyı cezbeden faktörlerin gayrimenkul alımı, maliyetlerin düşüklüğü, yasal düzenlemeler, vergilendirme, iletişim teknolojileri ve benzer altyapı koşulları olduğunu kaydetti.
Andrew Vorkink, makro ekonomik açıdan istikrarın sağlandığı ve enflasyonun denetim altına alındığı Türkiye'nin, AB müzakere süreciyle doğrudan yabancı yatırımlar açısından son derece cazip bir ortam haline geleceğini, bunun bir nevi çıpa bile oluşturabileceğini söyledi.
Etkin ve modern ekonomiye sahip olmak için samimi olan Türkiye'nin önünde atması gereken birkaç adım daha bulunduğunu belirten Vorkink, 'Türkiye'deki özelleştirme sürecinin tamamlanmasıyla ülkeye giren doğrudan yabancı sermaye miktarı gelecek yıl 2-3 katına ulaşacaktır' dedi.
Vorkink, Türkiye'de makro ekonomik yapı içinde hala hassas noktalar bulunduğuna ve bunların bertaraf edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, bunlardan birinin borçların ortadan kaldırılması olduğunu ifade etti.
'KRİZ OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM'
Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Vorkink, Bankacılık Yasası ile finansal ve sermaye piyasalarında önemli risklerin ortadan kaldırılacağını vurguladı. Bu arada, Vorkink bir soru üzerine, 'Türkiye'nin şu anda gittiği
yöne bakıldığında yüzde 6'lık faiz daha ziyade petrol fiyatlarındaki artıştan kaynaklanıyor. Dolayısıyla geçmiş yıllardaki gibi bir kriz olacağını düşünmüyorum' diye konuştu.
'BAZI SORUNLAR VAR'
John Hopkins Üniversitesi'nde uygulamalı ekonomi dersleri veren, Forbes Dergisi yazarı ve ABD'de Başkan Ronald Reagan döneminde Ekonomik Danışmanlar Konseyi'nde başekonomistlik yapan Prof. Dr. Steve Hanke de, Türkiye'de TL açısından birçok reform yapılsa da hala bazı sorunların bulunduğunu savundu.
Prof. Dr. Hanke, 'Genel büyüme yüzdesini istikrarlı tutmak için paranın sterilizasyonuna ihtiyaç var. Türkiye Merkez Bankası da Haziran 2005'den beri bunu uyguluyor. Merkez Bankası eliyle yapılan bu sterilizasyon gelen parayı daha mı pahalı kılar? Türkiye'deki reel faiz oranları çok yüksek. Bu da istikrara karşıt bir durumdur' diye konuştu.
Türkiye'deki dış ticaret açığına işaret eden Hanke, şöyle devam etti:
'Bu, stabil para politikasıyla çok uyumlu değil. Eğer kur politikası değişmezse, bu denge dışı durum korunur. Özellikle ödemeler dengesi açısından kırılgan bir durum söz konusu. Türkiye potansiyel olarak başka bir bütçe açığı krizine maruz kalabilir. Bu geleceğe yönelik bir teşhis değil, ancak buna çok dikkat etmeli.'
Türkiye'de Merkez Bankası'nın riskli bir enflasyon hedeflemesi yaptığını savunan Prof. Dr. Hanke, 'Enflasyon azaltma monoter bir kural olmamalı. Brezilya'da da enflasyonu düşürmeyi hedefleyen bir kur politikası uygulanmıştı. Bu olumlu sonuç vermedi' dedi.
'SABİTLENMİŞ DÖVİZ KURU OLMALI'
Prof. Dr. Steve Hanke, Türkiye hakkında bazı kaygıları bulunmasına rağmen YTL'nin izleyeceği gelişmede belli bir rahatlama hissettiğini, ayrıca doğrudan yabancı yatırım konusunda sürdürülebilir ortam olacağını düşündüğünü söyledi.