Ulusoy'dan Bakan Şahin'e sert yanıt
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, Haluk Ulusoy hakkındaki açıklamalarına, Futbol Federasyonu'ndan sert yanıt geldi.
0
Federasyondan yapılan yazılı açıklamada, Bakan Şahin'in söylediği bazı konuların gerçeği yansıtmadığı öne sürülürken, ''Sayın Bakanın kişisel yorumuyla izah etmeye çalıştığı konuların gerçek boyutunu, değerli kamuoyuna açıklamanı zorunluluk haline geldiğini belirtmekte yarar görüyoruz'' denildi.
Bakan Şahin'in, ''Başbakanlık Teftiş Kurulu, hukuki ve cezai işlemlerin yapılması için bana sorumluluk yüklüyordu'' şeklindeki ifadesine değinilen açıklamada, şöyle denildi: ''Oysa Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan rapor, Sayın Bakanın sözlerinin tam tersini söylüyor. Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan raporun 320. sayfasında 'Futbol Federasyonu'ndaki suiistimaller hakkında işlem tesis edilebilmesi için yapılacak şikayet ve bildirimlerde, müştekinin suçtan zarar gören olması gerektiği, zarar görenin federasyon tüzel kişiliği olacağı tespitine yer verildiği görülmektedir.
Bu durumda, heyetimizce tespit edilen ve suç teşkil eden hususlar hakkında Devlet Bakanlığı'nca suç duyurusunda bulunulmasına imkan olmadığı, bu konuda Futbol Federasyonu tüzel kişiliğince bir işlem yapılabileceği anlaşılmaktadır'' görüşüne yer veriliyor. Raporda yazılı yargı kararına dayalı görüşten de anlaşılabileceği gibi, Sayın Bakan aylardır Teftiş Kurulu'nun kendisine hukuki ve cezai işlemlerin yapılması gibi bir sorumluluk yüklediğini belirterek, kamuoyunu yanlış yönlendiriyor. Mevzuat çerçevesinde, Sayın Bakanın yüklenebileceği tek sorumluluk, yargıyı harekete geçirmek değil, genel kurulu toplantıya çağırmaktır.''
Bakan Şahin'in, Levent Bıçakcı yönetimini kastederek, ''Dönemin Futbol Federasyonu, çoğu İstanbul'da, o raporda öngörülen haksız uygulamalardan kaynaklanan 30 civarında geri alım davası açtı. Bu davalar şu anda İstanbul mahkemelerinde devam ediyor'' sözlerine de yanıt veren Futbol Federasyonu'nun açıklaması, şöyle devam ediyor: ''Sayın Bıçakçı Federasyonu tarafından, kastedilen dönemde 32 dava açılmıştı. Sayın Ulusoy hakkında açılan dava sayısı üç. Bunlarda da dava konusu edilen meblağ tutarı 19.923 YTL. Diğer davalıların ise zaten şu an Türkiye Futbol Federasyonu ile hukuki bir bağı bulunmuyor. Sayın Bakan, 'Sayın Ulusoy, Sayın Ulusoy'a karşı davalı. Şimdi böyle bir garabet rahatsız etmiyor mu kimseyi? Kim görevlendiriyor avukatları? Davacı avukatını da sayın Ulusoy görevlendiriyor, davalı durumundaki kendisinin avukatını da sayın Ulusoy görevlendiriyor. Böyle bir şey olabilir mi' diyor.
Siyasete girmeden önceki mesleği avukatlık olan sayın Bakan, bu sözleri sarf ederken, her şeyden önce kendi meslektaşlarına hakaret ediyor. Avukatların talimatla iş yaptıklarını vurgulamak istiyor. Konuşmasının bir yerinde sayın Ulusoy'u 'seni seven delegeleri itham ediyorsun' diye suçlayan sayın Bakan, galiba farkına varmadan ve nezaket sınırlarını aşarak, bir dönem kendisinin de yaptığı avukatlık mesleğini rencide ediyor.
Söz konusu dava, sayın Bakanın da ifade ettiği gibi, sayın Bıçakcı Federasyonu döneminde açılmıştı. O davadaki avukat, yönetim kurulumuz göreve başladıktan sonra da değiştirilmedi. Kendisine bu davalar konusunda hiçbir talimat verilmedi. Sayın Bakan ya da kamuoyu tarafından istenildiği takdirde, İstanbul ya da Ankara Barosu'ndan oluşturulacak bir heyet, bu konuda dilediği araştırmayı yapabilir ve o avukatın görevini mesleki anlamda ne denli özgür ve titiz biçimde yaptığını ortaya çıkarabilir.
Asıl garabet, sayın Bakanın dediği gibi değil, bu konunun durup durup bir yıl sonra gündeme taşınması. Son 1 yıl içinde futbol ve Futbol Federasyonu ile ilgili 60'a yakın açıklama yapan ve bu noktaya hiç değinmeyen sayın Bakan, ne oldu da garabet diye nitelendirdiği bu olayı aylar sonra hatırladı?''
''HUKUK DEĞİL, YARGI SÜRECİ''
Bakan Mehmet Ali Şahin'in, ''Bunlar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 11 yıla kadar ağır hapis istemiyle bir dava açtığı'' sözlerine de yanıt veren Futbol Federasyonu, ''Ceza davaları hapis süresi talebiyle açılmaz. Başsavcılığın açtığı dava sonrası, medyada yer alan ceza süresine bağlı bir yoruma paralel görüş bildirmek, hukukçu kimliğini taşıyan sayın Bakanın engin hukuk deneyimiyle ne ölçüde örtüşüyor? Kaldı ki Sayın Bakan açıklamalarında hukuk sürecinin başladığından da söz ediyor.
Oysa başlayan hukuk değil, yine bir hukukçunun çok iyi bilmesi gerektiği gibi yargı süreci. Bu süreçte, hukuka göre suskun kalmak zorunluluğunu, sanırız herkesten fazla Sayın Bakanın bilmesi gerekiyor'' şeklinde açıklamada bulundu. Federasyon açıklamasının son bölümünde de şu görüşlere yer verildi: ''Sayın Bakan, 'Genel kurulun seçtiği kişiler, neden genel kurul karşısına çıkmaktan bu kadar korkuyor? Gelin sizi seçenlerin karşısına çıkın, sizi seçenleri itham etmeyin. (Efendim, bunlar imza verdiler, ama isteyerek vermediler) demek, bu genel kurulun 113 delegesini çok ağır şekilde itham etmektir, rencide etmektir' diyor.
Sayın Ulusoy'un yaptığı açıklamalar, iyi incelenirse, itham etmenin, rencide etmenin ötesinde çok farklı bir gerçeği anlatıyor. Delegenin baskı altında tutulduğunu başta ve en iyi biçimde Sayın Bakan olmak üzere, artık herkes biliyor. Futbol Federasyonu'na günlerdir bu konuda, genel kurulun toplanması için imza veren delege şikâyetleri geliyor. Her şey bir tarafa, Sayın Bakanın iki ay içinde 11 kez tekrarladığı, 'Delegeler harekete geçsin, yoksa ben yetkimi kullanacağım' beyanı, kendi başına siyasi etki, baskı değil midir?
Yönetimimiz delegeyi itham etmemekte, maruz kaldıkları baskı yüzünden, onlar açısından üzüntü duymaktadır. Futbol Federasyonu yönetimi olarak, genel kurul karşısına çıkmaktan değil, futbolun özerkliğinin siyasi müdahale ve baskılarla zedelenmesinden endişe ediyoruz.
Nitekim bugüne dek olduğu gibi, bugünden sonra da özerkliğin zedelenmemesi için kararlı duruşumuzu sürdürme ilkesini benimsiyoruz. Futbolun tüm sorunlarına hukuk çerçevesinde ve genel kurul iradesiyle çözüm bulunmasını istiyoruz. Aksi davranışlara, gücümüzün yettiği sürece izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurguluyor ve dün yapılan açıklamanın bilgi kirlenmesine yol açmaması için bu görüşleri değerli kamuoyuyla paylaşmayı ödev biliyoruz.''