TÜSİAD'dan "Türkiye'de ekonomik büyüme ve mali yapı" Raporu
TÜSİAD) ''Türkiye'de Ekonomik Büyüme ve Mali Yapı: Mali Gelişmişlik/Firma Mali Yapısı'' Raporu'nda, Türkiye'de hane halklarının tasarruflarını yatırıma ve üretime dönüştürecek mevcut mali yapının, yeterli olmadığını bildirdi.
10.11.2005 19:22
ABONE OLTürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) 'Türkiye'de Ekonomik Büyüme ve Mali Yapı: Mali Gelişmişlik/Firma Mali Yapısı' Raporu'nda, Türkiye'de hane halklarının tasarruflarını yatırıma ve üretime dönüştürecek mevcut mali yapının, üretici firmalara etkin bir kaynak tahsisi açısından yeterli olmadığı gibi, ülkenin uluslararası rekabetini artıracak ve dolayısıyla istihdam sorununu hafifletecek uygulamalardan uzak olduğu bildirildi.
Rapor, Merkez Bankası Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Ekonomisti Pınar Özbay Özlü ve Ekonomist Yardımcısı Olcay Yücel Çulha ile Yapısal Analiz Müdürlüğü'nde yöneticilik yapan Cihan Yalçın tarafından hazırlandı.
Mali sistemin büyüme üzerindeki etkilerinin firma boyutuyla ele alındığı raporda, firmaların mali yapısının büyümeye nasıl daha fazla katkıda bulunabileceğine ilişkin öneriler yer aldı.
'Türkiye'de hane halklarının tasarruflarını yatırıma ve üretime dönüştürecek mevcut mali yapı, üretici firmalara etkin bir kaynak tahsisi açısından yeterli olmadığı gibi, ülkenin uluslararası rekabetini artıracak ve dolayısıyla istihdam sorununu hafifletecek uygulamalardan uzaktır' görüşünün yer aldığı raporda, Türkiye'nin mali gelişmişlik düzeyinin, firmaların ağırlıklı olarak piyasadan dolaylı yollardan kaynak sağlama yöntemini benimsemelerine neden olduğu kaydedildi.
Raporda, gelişmiş ve bazı gelişmekte olan ekonomilerin aksine, Türkiye'deki firmaların tahvil ve hisse senedi çıkarma konusunda önemli bir ilerleme sağlayamadığı vurgulanarak, şu görüşlere yer verildi:
'Ayrıca, bankacılık sisteminin tamamlayıcısı olarak, sermaye yetersizliği içindeki küçük ve orta ölçekli, genç, bilgi ve teknoloji yoğun ürün üreten firmalara kaynak aktarabilecek risk sermayesi, faktoring, leasing gibi esnek finansman yöntemleri de henüz yaygınlık kazanmamıştır.
Uzun yıllar devam eden makroekonomik istikrarsızlık ve mali sistemdeki kurumsal altyapı yetersizliği Türkiye'de kendine özgü bir firma mali yapısının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bankacılık sisteminin kaynak ihtiyacı içerisinde olan firmalara ucuz ve yeterli kredi sağlama konusundaki yetersizliği ve doğrudan finansman yöntemlerinin gelişmemiş olması, ticari ilişkilerden ve ortaklardan sağlanan borçların firmaların mali yapısı içindeki önemini artırmıştır.'
EKONOMİ SIK SIK DIŞSAL ŞOKLARA MARUZ KALIYOR
Raporda, firmaların dolaylı yollardan, özellikle ticari borçlar yoluyla kaynak sağlamaya yönelmelerinin, mali olarak zayıf firmalara ek maliyetler yüklediği, kayıt dışı mali ilişkileri yaygınlaştırarak Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme amacına ulaşmasında engel oluşturduğu belirtildi.
Türkiye ekonomisinin, bulunduğu coğrafya ve ekonomik kırılganlığı nedeniyle sık sık dışsal şoklara maruz kaldığına değinilen raporda, 'Ekonominin taşıdığı potansiyel risklerin varlığı bankacılık sisteminin yüksek risk primi ile çalışmasını gerektirmektedir. Bu ortamda bankalar, kaynak ihtiyacı içerisinde olan bilgi ve teknoloji yoğun projeleri desteklemede yetersiz kalmaktadır' denildi.
Raporda, 'Türkiye gibi yapısal dönüşümlerin yaşandığı ülkeler için risk sermayesi, finansal kiralama, faktoring gibi alternatif finansman araçları üzerinde düşünülmesi gereken seçeneklerdir' önerisinde bulunularak, bu araçların yaygınlık kazanmasının, bilgi ve teknoloji yoğun projelerin geliştirilmesi ve üretim sürecine kazandırılması açısından önemli olduğuna dikkat çekildi.
FİRMALAR TAHVİL VE HİSSE SENEDİ İHRAÇ EDEMİYOR
Raporda, Türkiye'de firmaların mali yapılarına bakıldığında, toplam mali kaynaklar içinde dış kaynakların daha büyük paya sahip bul
Rapor, Merkez Bankası Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Ekonomisti Pınar Özbay Özlü ve Ekonomist Yardımcısı Olcay Yücel Çulha ile Yapısal Analiz Müdürlüğü'nde yöneticilik yapan Cihan Yalçın tarafından hazırlandı.
Mali sistemin büyüme üzerindeki etkilerinin firma boyutuyla ele alındığı raporda, firmaların mali yapısının büyümeye nasıl daha fazla katkıda bulunabileceğine ilişkin öneriler yer aldı.
'Türkiye'de hane halklarının tasarruflarını yatırıma ve üretime dönüştürecek mevcut mali yapı, üretici firmalara etkin bir kaynak tahsisi açısından yeterli olmadığı gibi, ülkenin uluslararası rekabetini artıracak ve dolayısıyla istihdam sorununu hafifletecek uygulamalardan uzaktır' görüşünün yer aldığı raporda, Türkiye'nin mali gelişmişlik düzeyinin, firmaların ağırlıklı olarak piyasadan dolaylı yollardan kaynak sağlama yöntemini benimsemelerine neden olduğu kaydedildi.
Raporda, gelişmiş ve bazı gelişmekte olan ekonomilerin aksine, Türkiye'deki firmaların tahvil ve hisse senedi çıkarma konusunda önemli bir ilerleme sağlayamadığı vurgulanarak, şu görüşlere yer verildi:
'Ayrıca, bankacılık sisteminin tamamlayıcısı olarak, sermaye yetersizliği içindeki küçük ve orta ölçekli, genç, bilgi ve teknoloji yoğun ürün üreten firmalara kaynak aktarabilecek risk sermayesi, faktoring, leasing gibi esnek finansman yöntemleri de henüz yaygınlık kazanmamıştır.
Uzun yıllar devam eden makroekonomik istikrarsızlık ve mali sistemdeki kurumsal altyapı yetersizliği Türkiye'de kendine özgü bir firma mali yapısının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bankacılık sisteminin kaynak ihtiyacı içerisinde olan firmalara ucuz ve yeterli kredi sağlama konusundaki yetersizliği ve doğrudan finansman yöntemlerinin gelişmemiş olması, ticari ilişkilerden ve ortaklardan sağlanan borçların firmaların mali yapısı içindeki önemini artırmıştır.'
EKONOMİ SIK SIK DIŞSAL ŞOKLARA MARUZ KALIYOR
Raporda, firmaların dolaylı yollardan, özellikle ticari borçlar yoluyla kaynak sağlamaya yönelmelerinin, mali olarak zayıf firmalara ek maliyetler yüklediği, kayıt dışı mali ilişkileri yaygınlaştırarak Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme amacına ulaşmasında engel oluşturduğu belirtildi.
Türkiye ekonomisinin, bulunduğu coğrafya ve ekonomik kırılganlığı nedeniyle sık sık dışsal şoklara maruz kaldığına değinilen raporda, 'Ekonominin taşıdığı potansiyel risklerin varlığı bankacılık sisteminin yüksek risk primi ile çalışmasını gerektirmektedir. Bu ortamda bankalar, kaynak ihtiyacı içerisinde olan bilgi ve teknoloji yoğun projeleri desteklemede yetersiz kalmaktadır' denildi.
Raporda, 'Türkiye gibi yapısal dönüşümlerin yaşandığı ülkeler için risk sermayesi, finansal kiralama, faktoring gibi alternatif finansman araçları üzerinde düşünülmesi gereken seçeneklerdir' önerisinde bulunularak, bu araçların yaygınlık kazanmasının, bilgi ve teknoloji yoğun projelerin geliştirilmesi ve üretim sürecine kazandırılması açısından önemli olduğuna dikkat çekildi.
FİRMALAR TAHVİL VE HİSSE SENEDİ İHRAÇ EDEMİYOR
Raporda, Türkiye'de firmaların mali yapılarına bakıldığında, toplam mali kaynaklar içinde dış kaynakların daha büyük paya sahip bul