TÜSİAD'dan 'Nükleer'e destek
TÜSİAD; NÜKLEER SANTRAL YAPILMASI GECİKMİŞ ANCAK OLUMLU BİR ADIM.

Dünya ekonomisi ile hızlı bir entegrasyon sürecinde olan Türkiye; altyapısını tamamlama, kalkınma hedeflerini gerçekleştirme, toplumsal refahı artırma, sanayi sektörünü uluslararası alanda rekabet edebilecek bir düzeye çıkarma çabası içindedir. Bu durum, enerji talebimizde hızlı bir artışı da beraberinde getirmektedir. Dünyadaki gelişmeler de dikkate alındığında, kapsamlı bir enerji politikası çerçevesinde belirlenen stratejik amaçlarımız ile paralel uygulamaların hayata geçirilmesi zorunlu hale gelmektedir.
Enerjinin, zamanında, yeterli, güvenilir, rekabet edilebilir fiyatlardan, çevre kirliliği yaratmadan sağlanması, yüksek ekonomik büyümeyi sürekli kılmak ve sosyal gelişme hamlelerini desteklemek açısından önemlidir. Son yıllarda petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yüksek artış ve arz güvenliğinde yaşanan gelişmeler, tüm dünyada nükleer enerjiyi yeniden gündemin üst sıralarına taşımıştır.
Nükleer enerji günümüzde temiz, küresel ısınmayı hızlandırarak sera etkisi yaratan gazlar (CO2) üretmeyen ve ekonomik bir enerji kaynağı olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, dünya enerji ihtiyacının karşılanmasında kullanılan ana kaynaklardan birisi nükleer enerjidir. ABD’de Three Mile Island (1979) ve Rusya’da Tchernobyl (1986) olaylarından bu yana geçen 20 yılda nükleer enerji üretiminde, Ulusalararası Nükleeer Enerji Ajansına (AIEA) göre güvenlik konularında önemli adımlar atılmış ve yeni nesil teknolojilere geçilmiştir. Dünyada toplam 445 adet nükleer santral, dünya elektrik enerjisinin yüzde 16’sını üretmektedir. AB ülkelerinde nükleer enerjinin toplam enerji içindeki oranı yüzde 35'i bulmaktadır. Bu oran, İngiltere’de yüzde 19, Almanya’da yüzde 32, İspanya’da yüzde 23, İsveç’te yüzde 52 iken Fransa’da yüzde 78, yeni AB üyesi olan Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 31, Slovakya’da yüzde 55, Slovenya’da yüzde 38, Macaristan’da yüzde 34’tür. Avrupa Birliği üyesi Finlandiya, Mayıs 2002’de parlamento kararı ile yeni bir nükleer santralın inşa edilmesini onaylamış ve projeyi başlatmıştır. Dünyada şu anda 2 tanesi AB’de olmak üzere, 24 adet nükleer santral inşa edilmekte olup 45 tanesi Asya ülkelerinde olmak üzere 60 adet de nükleer santral projesi bulunmaktadır.
Türkiye’de ise, 1962 yılında Küçükçekmece'de nükleer araştırma reaktörünün kurulmasından bu yana geçen yarım asırlık sürede nükleer enerji santrali için yapılan bütün projeler ve girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Bu çerçevede, şimdiye kadar geciktirilmiş olan, nükleer enerjinin, enerji üretim yelpazesine dahil edilmesi kararı olumlu bir adımdır. Bu kararın, bu kez hayata geçirilebilmesi için, yer seçiminden, yapımına ve işletilmesinden, kapatılmasına dek her aşamada güvenliğin ön planda tutulması gereken, yüksek teknoloji gerektiren bu santrallerde, proje seçimi kararının titizlikle verilmesi ve başta santralın kurulacağı yöre halkı olmak üzere, toplumun nükleer enerji hakkında doğru bilgilendirilmesi gerekmektedir.