TÜSİAD Başkanı: Erken seçim lafı etmeyin
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, kısa vadede ''mali disiplinin korunması, cari açıkların iyi yönetilmesi, IMF çıpasına tutulmaya devam edilmesi ve erken seçimin söylentisinden bile uzak durulması'' gerektiğini söyledi.
23.09.2005 14:55 •
16px
32px
Sabancı, Bilkent Otel'de yapılan 'Türk Girişim ve İş Dünyası OSTİM Başkanlar Konseyi' toplantısında yaptığı konuşmada, özelleştirmelerden elde edilecek gelirlerin doğru kullanılması gereğine işaret ederken, ayrıca demokratik standartlarda geri dönüşe izin verilmemesi, mevcut istikrarın 'sudan sebeplerle' bozulmasına yol açılmaması gerektiğini bildirdi.
Büyümenin, hızlı ve sürdürülebilir bir çizgiye oturtulması gerektiğinin altını çizen Sabancı, '2004-2014 yılları arasında, ortalama yıllık yüzde 6 büyüme ve 6 milyon istihdam yaratmak zorundayız' dedi.
Sabancı ayrıca, daha fazla doğrudan yabancı yatırımı çekecek, daha fazla yerli yatırımı cesaretlendirecek bir yatırım ortamının oluşturulması mecburiyetine dikkati çekerken, bölgeler arası gelişmişlik farklarını giderecek politikaların da devreye sokulması gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti:
'Beklentiler her şeyi etkileyebilecek, güçlü bir unsur olarak bütün denklemlerin içinde yerini koruyor. Her ülke için dönüm noktası olabilecek, böylesine bir dönemde yönetimin iki temel konuda çok dikkatli olması gerekiyor. Bunlardan birincisi olumsuz beklentileri besleyecek hatalar yapmamak, ikincisi ise kamuoyunu düzenli biçimde bilgilendirerek değişime hazırlayarak, toplumun kararlara katılımını sağlayarak ilerlemek.'
AB SÜRECİ
TÜSİAD Başkanı Sabancı, 3 Ekim tarihinin önümüzdeki en önemli 'kilometre taşı' olarak gözüktüğünü vurgularken, 'kuşkusuz burada bir sinir savaşı ve ciddi bir taktik mücadelesi ile karşı karşıyayız' dedi.
Bu süreçte gözden kaçırılmaması gereken noktalar bulunduğuna işaret eden Sabancı, öncelikle Müzakere Çerçeve Belgesi konusundaki değerlendirmelerini hükümet, muhalefet, medya ve kamuoyu olarak doğru biçimde ve soğutkanlıkla yapılması gerektiğini söyledi.
Bu belgenin, müzakerelerin başlatılması ve sürdürülmesini sağlama işlemini getirmek zorunda olduğunu kaydeden Sabancı, şöyle devam etti:
'Bu nedenle biz de bu belgeye dönük, orta vadeyi dikkate alan stratejik bir yaklaşım içinde olmalıyız. Müzakere çerçeve belgesi, müzakere sürecini şekillendiren teknik bir belgedir. Bu perspektifle reformları hızlandırmalı ve derinleştirmeliyiz. İletişim konusunda daha aktif olmalıyız. Türkiye'nin demokrasi, ekonomik ilerleme, toplumsal kalkınma başarılarının ve vizyonunun, Avrupalı bir çerçeve içinde, en geniş kamuoyuna en etkin şekilde anlatılmalı. Böylece fanatik bir karşıt lobide olsa, iktidara aday saygın bir politikacıda olsa, kimseye Türkiye'nin demokratik sorunlarını, Türkiye'nin aleyhine kullanma fırsatı verilmemiş olacaktır.'
KIBRIS
Sabancı, Kıbrıs konusuna değinirken, hükümetin bugüne kadar aldığı kararların yerinde olduğunu, çözümü zorlama çizgisi korunduğu müddetçe, bu doğrultudaki karar ve eylemleri desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
'Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüme, ancak Birleşmiş Milletler platformunda ulaşılabileceğine inanıyoruz' diyen Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bu çerçevede AB'nin Kuzey Kıbrıs konusunda verdiği sözlerin yerine getirilmemesinden kaygı duyduğumuzu da ifade etmek isterim. Türk iş dünyasının temsilcileri olarak, Gümrük Birliği'nin kapsamı genişletilirken, KKTC'deki Türk iş dünyasının ezilmesini kabul etmemiz söz konusu olamaz. Türkiye hava ve deniz limanlarını Güney Kıbrıs'a açmaya zorlanırken, Kuzey Kıbrıs'taki hava ve deniz limanlarına uygulanan ambargonun sürdürülmesi, mevcut bir haksızlığın katmerlenerek devam ettirilmesi anlamına gelecektir ki bu kabul edilemez.'
SORULAR
&
Büyümenin, hızlı ve sürdürülebilir bir çizgiye oturtulması gerektiğinin altını çizen Sabancı, '2004-2014 yılları arasında, ortalama yıllık yüzde 6 büyüme ve 6 milyon istihdam yaratmak zorundayız' dedi.
Sabancı ayrıca, daha fazla doğrudan yabancı yatırımı çekecek, daha fazla yerli yatırımı cesaretlendirecek bir yatırım ortamının oluşturulması mecburiyetine dikkati çekerken, bölgeler arası gelişmişlik farklarını giderecek politikaların da devreye sokulması gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti:
'Beklentiler her şeyi etkileyebilecek, güçlü bir unsur olarak bütün denklemlerin içinde yerini koruyor. Her ülke için dönüm noktası olabilecek, böylesine bir dönemde yönetimin iki temel konuda çok dikkatli olması gerekiyor. Bunlardan birincisi olumsuz beklentileri besleyecek hatalar yapmamak, ikincisi ise kamuoyunu düzenli biçimde bilgilendirerek değişime hazırlayarak, toplumun kararlara katılımını sağlayarak ilerlemek.'
AB SÜRECİ
TÜSİAD Başkanı Sabancı, 3 Ekim tarihinin önümüzdeki en önemli 'kilometre taşı' olarak gözüktüğünü vurgularken, 'kuşkusuz burada bir sinir savaşı ve ciddi bir taktik mücadelesi ile karşı karşıyayız' dedi.
Bu süreçte gözden kaçırılmaması gereken noktalar bulunduğuna işaret eden Sabancı, öncelikle Müzakere Çerçeve Belgesi konusundaki değerlendirmelerini hükümet, muhalefet, medya ve kamuoyu olarak doğru biçimde ve soğutkanlıkla yapılması gerektiğini söyledi.
Bu belgenin, müzakerelerin başlatılması ve sürdürülmesini sağlama işlemini getirmek zorunda olduğunu kaydeden Sabancı, şöyle devam etti:
'Bu nedenle biz de bu belgeye dönük, orta vadeyi dikkate alan stratejik bir yaklaşım içinde olmalıyız. Müzakere çerçeve belgesi, müzakere sürecini şekillendiren teknik bir belgedir. Bu perspektifle reformları hızlandırmalı ve derinleştirmeliyiz. İletişim konusunda daha aktif olmalıyız. Türkiye'nin demokrasi, ekonomik ilerleme, toplumsal kalkınma başarılarının ve vizyonunun, Avrupalı bir çerçeve içinde, en geniş kamuoyuna en etkin şekilde anlatılmalı. Böylece fanatik bir karşıt lobide olsa, iktidara aday saygın bir politikacıda olsa, kimseye Türkiye'nin demokratik sorunlarını, Türkiye'nin aleyhine kullanma fırsatı verilmemiş olacaktır.'
KIBRIS
Sabancı, Kıbrıs konusuna değinirken, hükümetin bugüne kadar aldığı kararların yerinde olduğunu, çözümü zorlama çizgisi korunduğu müddetçe, bu doğrultudaki karar ve eylemleri desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
'Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüme, ancak Birleşmiş Milletler platformunda ulaşılabileceğine inanıyoruz' diyen Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bu çerçevede AB'nin Kuzey Kıbrıs konusunda verdiği sözlerin yerine getirilmemesinden kaygı duyduğumuzu da ifade etmek isterim. Türk iş dünyasının temsilcileri olarak, Gümrük Birliği'nin kapsamı genişletilirken, KKTC'deki Türk iş dünyasının ezilmesini kabul etmemiz söz konusu olamaz. Türkiye hava ve deniz limanlarını Güney Kıbrıs'a açmaya zorlanırken, Kuzey Kıbrıs'taki hava ve deniz limanlarına uygulanan ambargonun sürdürülmesi, mevcut bir haksızlığın katmerlenerek devam ettirilmesi anlamına gelecektir ki bu kabul edilemez.'
SORULAR
&
