TUROB; Konaklama Vergisi, sektöre darbe vuracaktır
TUROB, “Konaklama Vergisi”nin uygulanmaya başlamasıyla sektörün yaşayacağı sorunları raporla hükümete sundu.

Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır"ın imzası, Hükümetimizce Belediyelere kaynak oluşturmak amacıyla “İl Özel İdaresi ve Belediye Gelirleri Kanunu” taslağına “Konaklama Vergisi”nin yeniden eklenmesi konusunda sektörün yaşayacağı sıkıntıların aktarılarak bu vergiden vazgeçilmesi istemi ile Cumhurbaşkanı, Başbakan, TBMM Başkanı, Kültür ve Turizm Bakanı, Maliye Bakanı, İçişleri Bakanı, Siyasi Parti Başkanları, Milletvekilleri ile TOBB Başkanına gönderilen yazı ve rapor aşağıda sunulmuştur.
İŞTE O RAPOR
Irak-Lübnan Savaşı, Kuş gribi, karikatür krizi, terör saldırıları başta olmak üzere, dünyada ve Ülkemizde son dönemlerde yaşanan global olumsuzluklar, sektörümüzü son derece kötü yönde etkilemiştir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen gerek Bakanlığımız gerekse Sektörümüz durumun düzeltilmesi yönünde yoğun çabalar harcamıştır. Özellikle büyük tur operatörleri ile yapılan görüşmelerde rekabet koşullarının tamamı sağlanmaya çalışılarak müşterilerini, Ülkemiz dışındaki rakip destinasyonlara yönlendirmelerinin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Bütün bu özverili çalışmalara rağmen ortaya çıkan neticeler ne yazık ki, rakip destinasyonlarla sağlayamadığımız aynı rekabet şartları nedeniyle 2007 yılının da iyi geçmeyeceğini göstermektedir.
Sektörümüz bir yandan bu halde var olma savaşı verirken, bir yandan da senelerdir dile getirdiği KDV oranında indirimi beklerken, sürpriz bir şekilde basından, Hükümetimizce Belediyelere kaynak oluşturmak amacıyla “İl Özel İdaresi ve Belediye Gelirleri Kanunu” Taslağına, yüzde 3 oranında “Konaklama Vergisi”nin yeniden konulduğu haberini almıştır.
Birliğimizin ilgili kurullarınca incelenen Kanun Taslağında, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir verginin, “Konaklama Vergisi” adı ile yer aldığı saptanmıştır. Gerçekten de böyle bir vergi bırakınız rakip ülkelerde, dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Özellikle Akdeniz Çanağında rakip olduğumuz Yunanistan, İspanya, İtalya, Mısır gibi ülkelerde böyle bir vergi olmadığı gibi, Dünyanın diğer ucundaki A.B.D., Kanada gibi ülkelerde ise sadece gerçekleşen geceleme-yatak ücreti üzerinden alınan bir vergi söz konusudur. Oysa ki, Kanun Taslağında, rakip ülkelerde olmayan bir vergi öngörüldüğü gibi, çok az sayıdaki bir kısım uzak ülkedeki örneklerini dahi aşar bir şekilde, Verginin matrahı yeme, içme ve yatak ücreti olarak öngörülmektedir.
Dünyada örneği olmayan böyle bir verginin kabulünün Sektöre getireceği yük yanında, Turizm gelirlerindeki düşüşü ne denli arttıracağı yönündeki değerlendirmenin en doğru şekilde Bakanlığımızla yapılacağından eminiz.
Bırakınız kısa süre önce, Bakanlığınızca yoğun ve çok değerli çalışmalarla hazırlanan “Türkiye Turizm Stratejisi 2023” hedeflerine ulaşılması, bu Tasarının yasalaşması halinde Sektörün nerede ise ayakta kalması mümkün olmayacaktır, zira Türkiye bir tatil destinasyonu olmaktan kesinlikle çıkacaktır.
Rekabet ettiğimiz pazarlar ile KDV oranlarında yaşadığımız sıkıntıya ilave olarak, üstelik cirodan, yüzde 3 oranında ilave bir verginin alınmasındaki mantık kanımızca olsa olsa, ülkemizin turizm gelirlerinden vazgeçilmesi ve turizm sektörünün yok sayılması olabilir. Ancak yine de; Hükümetimizin, şu anda ekonomimizin en sağlam temel taşı olan Sektörümüze ve Ülkemizin turizm gelirlerine böyle bir darbe vurmak arzusunda olabileceğine inanmamaktayız.
Oranı ne olursa olsun Konaklama Vergisine karşıyız. Şöyle ki;
1- Anayasamıza göre vergi, adaletli ve dengeli düzenlenmeli ve mükellefin mali gücüne göre yaratılmaktadır.
Konaklama vergisi adil değildir. Turizm sektörünün böyle bir zoraki vergiyi kaldıracak gücü yoktur.
2-Bu verginin konmasını haklı kılacak bir neden yoktur.
Belediyelerin kaynağa ihtiyacı olduğu şüphesizdir. Ancak böyle bir ihtiyaç var diye konaklama sektörüne konaklama vergisi koyalım düşüncesi kabul edilemez.. Belediyelerin sırf konaklama sektörüne verdiği herhangi bir özel hizmet yoktur. Konaklama sektörü belediye sınırları içindeki diğer tüm sakinlere (Konut- İşyeri) nazaran ne daha fazla hizmet almakta, ne de belediyeye daha fazla yük getirmektedir. Kaynak yaratımında adil ve eşit davranılıp ya her Türk vatandaşına makul ölçülerde yeni bir vergi konulmalıdır, ya da sadece konaklama sektörüne özel herhangi bir vergi/konaklama vergisi getirilmemelidir.
3-Aynı matrah üzerinden birden çok vergi alınamaz.
Konaklama karşılığı alınan ücret, işletmenin gelir veya Kurumlar Vergisi Matrahına dahil bir gelirdir.
Turizm /Konaklama Sektöründe Halen Uygulanan Vergi ve Harçlar ;
1-Gelir Vergisi (Muhtasar )
2-Kurumlar Vergisi
3-Katma Değer Vergisi
4-Özel Tüketim Vergisi
5-Motorlu Taşıtlar Vergisi
6-Belediye Gelirleri Kanununa Göre Ödenen Vergiler
7-Emlak Vergisi
8-Damga Vergisi
9-Harçlar
10-Gider Vergileri (B.S.M.V.)
11-Eğlence Vergisi ,2464 R.G. Yasa 12,16m)
12-İlan ve Reklam Vergisi
13-Çevre Temizlik Vergisi
Ayrıca Sektörümüz; irtifak hakkı bedeli, müzik eserleri telif ücreti ve yüksek oranda sosyal sigorta primi ödemektedir.
Bu kadar çok vergi ödeyen bir sektöre, vergi matrahına dahil bir gelir için ikinci bir vergi koymak, Anayasa ve Temel Hukuk kurallarına aykırıdır. Bu nedenle aynı matrah için mevcut vergiye ilave olarak yeni vergi konulmamalıdır.
4-Turizm de uygulanan Katma Değer Vergisi, oran olarak en yüksek oranla bizim Ülkemizde uygulanmaktadır. Çok ağır bir KDV yükü altında olduğumuz şüphesizdir.Bu konudaki sıkıntılarımızı muhtelif vesilelerle bütün yetkililerimize anlatmamıza ve günümüze kadar verilmiş olan tüm sözlere rağmen ne yazık ki bir ilerleme sağlanamamıştır.
Sayın Başbakanımız konunun önem ve hassasiyetini görerek, 2006 yılında KDV oranlarının rakip ülkeler seviyesine indireceğine dair sektörümüze söz vermiştir. 2006 yılında KDV oranının rakip ülkeler seviyesine inmesini beklerken yüzde 18 KDV oranına ilaveten yüzde 3" lük bir konaklama vergisi getirilmesi, Turizm Sektörünün rekabet şansını tamamen yok edecektir. Zira Turizm sektörünün diğer sektörlerden farklı yanı vardır. Tur Operatörleriyle veya Acentelerle (yerli/ yabancı ) “ KDV hariç veya konaklama vergisi hariç” fiyat konuşulması ve bir fiyat mutabakatını takiben KDV/Konaklama Vergisi gibi vergilerin fiyata eklenmesi söz konusu değildir. Turizm sektöründe, KDV, konaklama vergisi vs. hepsi fiyatın kendisini oluşturmakta ve bu fiyat müşterilere en erken bir yıl öncesinden verilmektedir. Bir yıldan daha uzun süreyi kapsayan anlaşmaların da yapıldığı bilinmektedir. Sizlerin de yakınen bildiği bu yerleşik uygulamada tüm vergiler, KDV ve benzeri vergiler müşteriye yansıtılamayıp işletmeci sırtında kalmaktadır.
İşletmeci turiste yansıtamadığı yüzde 18"lik KDV + yüzde 5"lik kredi kartı komisyonuna ek olarak, oranı ne olursa olsun konulması düşünülen konaklama vergisini de yine kendisi üstlenmek suretiyle cirosunun Kurumlar Vergisi dahi düşünülmeden yüzde 26"sını peşinen yitirmiş olacaktır.
İşletmecinin bu yükü taşımasının imkansızlığı yanında, bu verginin Taslakta mükellefi görünen müşteriye yüklenmeye kalkılması halinde ise, Turizm Sektörünün tüm olumlu rekabet şartları ortadan kalkacak, 2006 yılından itibaren büyük zorluklarla Türkiye"ye yönlenmiş olan tur operatörleri bu fiyat farkından dolayı rakibimiz ülkelere kolayca yönlenmiş olacaktır.
Diğer bir önemli husus da, bir yandan dünyanın Turizmde uygulanan en yüksek KDV oranının, diğer yandan yeni konaklama vergisinin, kayıt dışı ekonomiyi teşvik eden bir durum yaratacak olmasıdır. Böyle bir durumda Türk ekonomisinin uğrayacağı kaybın düşünmek istenmeyeceği kuşkusuzdur.
5- Yaptığımız araştırmalara göre dünya turizminde böyle bir vergi yoktur. Önceki yıllarda yüzde 1 oranında benzeri bir vergi düşünülmüş, yapılan yanlışlığın farkına varılarak bu vergi Taslaktan çıkartılmıştır.
6- Konaklama Ücreti tanımı açık değildir. Önceki Taslaklarda Matrah « yatak ücreti » iken bu Taslakta günlük yeme, içme ve yatak ücretleri dahil olmak üzere, mükelleflerce ödenen toplam konaklama bedeli olarak tanımlanmıştır. “Konaklama” sırf geceleme, yani yatmayı tanımlayıp dolayısı ile “Konaklama ücreti” olsa olsa “yatak ücreti” olarak öngörülebilir.
Nitekim önceki Taslak"ta verginin matrahı “yatak ücreti” olarak gösterilmiştir.
7- Böyle bir Verginin nispetinde yüksektir. Önceki Taslakta oranı yüzde 1 iken karşı çıktığımız bu verginin nispetini yüzde 3 olarak kabul etmek, vergi salma ilkelerine tümüyle aykırılığı bir yana, genelde destek ve teşvik verilmesi gereken sektöre çok büyük bir yük getirecek, rakip ülkelerde rekabet edebilmek için bu vergi ürün fiyatına yansıtılmaksızın işletmecinin (seyahat acentaları, konaklama işletmecileri) sırtında kalarak zararı arttıran bir netice doğuracaktır.
8- Genel olarak Sektörden alınacak bir vergi varsa, verginin sektöre dönmesi esas olmalıdır.
Öngörülen Konaklama Vergisinin Tüm hukuka ve hakkaniyete aykırılığı bir yana, turizm sektörünün “Konaklama” kesiminden tahsil edilecek meblağın MÜNHASIRAN TURİZM İÇİN HARCANMASI ESAS OLMALIDIR”.
Ne var ki önceki Taslakta yer alan “Konaklama Vergisi tahsilatından elde edilecek gelir, Belediyeler ve İl Özel İdarelerince münhasıran turizmin geliştirilmesine ve çevrenin korunmasına yönelik hizmetler için harcanır” ifadesi son Taslakta yer almamaktadır.
9- Verginin ödenebilmesi için « Ücret »in nakden tahsili şart olmalıdır. Her ne kadar Taslakta “tahsil edilen” ifadeleri varsa da, “tahsil etme” tanımı netleştirilmeli, fatura tanzim edilmesi, ücret karşılığında bir belge verilmesi, borcun taksite ve/veya kıymetli evraka bağlanması “tahsil etme” ve bu işlemlerin yapıldığı tarih “tahsilat tarihi” sayılmamalıdır.
Yukarıda arz ettiğimiz nedenleri çoğaltmak mümkündür. Sektörümüz bu konuda son derece hassas bir konumda bulunmaktadır. Bilindiği üzere Turizm Sektörü yatırımları yapısı gereği dış dinamiklerden en fazla etkilenen sektördür. Turizm sektörü yatırımlarının artışa geçtiği, yabancı sermayenin beklendiği bir dönemde ek vergilerin getirilmesi yatırımcıların yatırım yapma isteğini azaltacaktır.
Ülke ekonomisine olan ve devam eden katkılarımız dikkate alınarak, Tasarıda yer alan bu Vergiden vazgeçilmesi hususunda desteğinizi arz ederiz”