Turcas’ın Petkim Pişmanlığı
Turcas'ın veliahtı Batu Aksoy pişman: Petkim'i yanlış zamanda aldık!

Özer Turan/Forbes
Özelleştirme İdaresi (ÖİB)”in 5 Temmuz 2007 tarihinde Petkim'in yüzde 51 hissesi için yaptığı ihalede Rus-Kazak girişimi olan TransCentralAsia Petrochemical Ortak Girişim Grubu 2 milyar 50 milyon dolarla en yüksek teklifi vererek ihaleyi kazanmıştı. Sonrasında ortaya atılan Ermeni Lobisi iddialarının ardından ÖİB Petkim'i Kazaklara satmaktan vazgeçti. İhalenin ikinci adresi ise 2 milyar 40 milyon dolarla sonraki en yüksek teklifi veren Azeri-Türk konsorsiyumu Socar-Turcas-Injaz Ortak Girişim Grubu oldu. Sonrasında gelişen olaylarsa Petkim ihalesinde yaşanan bu el değiştirmede gerçek kazananın kim olduğu konusunda soru işaretleri yaratmaya başladı. Acaba Turcas ile Azeri ortağı Socar, Kazakların elinden bir saatli bomba mı devralmıştı? Görünen bakılırsa öyle.
Turcas ve Petkim Yönetim Kurulu Üyesi Batu Aksoy'un, Petkim'i petrokimya ürünlerindeki yedi yıllık fiyat döngüsünün en dip noktasında aldıklarını söylüyor ve ekliyor: “Petkim'i yanlış zamanda aldık!”
Socar-Turcas Petrokimya A.Ş., Petkim'in yüzde 51 hissesi için 2 milyar 40 milyon dolara ödeyerek 4 milyar dolarlık piyasa değeri üzerinden aldı. İhale sırasında Petkim için borsa değerinin yaklaşık 1,5 katı fiyat teklif edilmişti. Petkim'in Kazaklardan alınarak Socar-Turcas ortaklığına satışına karar verildiği 17 Ekim 2007'den 22 Eylül 2008'e kadar geçen 11 aylık sürede ise Petkim'in piyasa değerinde yüzde 57,48'lik bir kayıp oldu.
Turcas'ın piyasa değerinde aynı dönem içinde yaşanan gerileme ise yüzde 57.41'i buldu. Batu Aksoy, Turcas'ın piyasa değerinde yaşanan düşüşü piyasa koşullarına bağlıyor. Şüphesiz bu etkenlerden biri. Ancak her şeyi piyasa ile açıklamak mümkün değil. Batu Aksoy Pektim için piyasa koşullarından bağımsız değerlendirme yapmayı tercih ediyor: “Petkim yatırımcısı doğal olarak karlılığın sağlanmasını bekliyor. Bu karlılık ancak 7–8 yıllık bir projeksiyonla gerçekleşebilir!” Yani Pektim yatırımcısına yine beklemek düşecek…
Hatırlanacağı gibi Petkim, Socar-Turcas'a satışının onaylandığı 17 Ekim 2007'de kardaydı. 2007 yılını da 73,8 milyon YTL karla kapattı. Her şey 2008'den itibaren olmaya başladı. Petrol fiyatları, Petkim'in Socar-Turcas'a devredilmesinden bir hafta önce 21 Mayıs 2008'de 130 dolara fırlayarak önceki yılın neredeyse iki katına çıktı.
Petrol fiyatlarında yaşanan bu hızlı yükselme Petkim'in girdi maliyetlerini ciddi anlamda artırdı. Petrokimya ürünlerinin fiyatının bu yükselişe yetişememesi Petkim'in 2008'in ilk çeyreğinde 20 milyon YTL, altı aylık bilançosunda ise 17 milyon YTL zarar açıklamasına neden oldu.
Petkim'le ilgili hoşnutsuzluk içeren ilk ciddi açıklama Petkim Genel Müdürü Kenan Yavuz'dan geldi. Yavuz, 3 Eylül 2008'de Türkiye pazarına giren yabancı petrokimya şirketleriyle rekabet edemediklerini ve antidamping başvurusu yapacaklarını açıklayınca gözler bir kez daha Petkim'e çevirdi. Çünkü rakipleri 2008 Ağustos ayının ikinci haftasında üç gün içinde fiyatları yüzde 15-20 oranında aşağı çekmişlerdi ve Petkim'in bunu kaldırması çok zordu. Yavuz'un “Ürettiğimiz 50'ye yakın ürünün tamamında damping yapılıyor. Hazırlıklar tamamlandıkça tüm ürünlerde antidamping talebinde bulunacağız” sözleri Petkim'in ürettiği bütün ürünlerde rekabet zafiyeti çektiğini ortaya koyuyordu.
Gedik Yatırım'dan Avukat Murat Esen, antidamping başvurularının yaklaşık bir yılda sonuçlandığını ve kararın temyize gitmesi durumunda da 1,5–2 yıllık bir yargı sürecinin başlayacağını söylüyor. “Petkim'in başvuruların sonucunu bekleyecek gücü var mı?” sorusu ise cevapsız kalıyor.
Batu Aksoy'a göre ise Petkim'in yaşadığı rekabet zafiyetine başlıca neden olarak enerji maliyetlerini gösteriyor. Enerji maliyetlerinin özellikle Ortadoğulu rakiplerinden 10 kat daha fazla olduğunu iddia ediyor. Pektim, şuanda doğalgazı Botaş'tan 540 dolara alıyor. Aksoy, Ortadoğu'daki petrokimya üreticilerinin ise doğalgazı 50 dolara mal edebildikleri iddiasında.
Kenan Yavuz, antidamping başvurusu yaparak şikayet edecekleri firmaların adresi olarak Suudi Arabistan'ı gösteriyor. Kimya Sanayicileri Derneği Başkanı Timur Erk ise bu adrese netlik kazandırarak, hisselerinin yüzde 70'i kraliyet ailesinde bulunan Saudi Basic Industries Corporation (Sabic) şirketinin adını veriyor. Türkiye'de ofisi bulunan Suudi şirketin Türkiye'deki yetkilileri ise fiyatlar hakkında ser veriyor sır vermiyor.
Batu Aksoy, pahalı enerjinin yanı sıra “Pektim, şu anda finansal anlamda en kötü zamanını yaşıyor” derken yine “yanlış zaman” vurgusu yapıyor.
Socar-Turcas'ın, Petkim'i alırken argümanı Türkiye'de bir rafineri ve petrokimya yatırımı yaparak Socar'ın Azerbaycan'da sahip olduğu petrolleri değerlendirmekti. Bu stratejiyle Bakü-Ceyhan boru hattı ile Ceyhan'a gelen Azeri ham petrolünü kuracakları rafineri ve petrokimya tesislerinde işlenecekti. Böylece değer halkasının her aşamasından pay alınması hedefleniyordu.
Böylece ham petrolü katma değeri çok daha yüksek olan petrokimya ürünlerine dönüştürerek yüksek karlar elde etmek mümkün olacaktı. Halihazırda ise Socar'ın petrol üreticisi olmasının Petkim'e herhangi bir katkısı yok. Çünkü Petkim'in hammaddesi, ham petrol değil rafineri ürünü olan nafta. Bu nedenle öncelikle rafineri projesini hayata geçirmeleri şart.
Ancak enerji ve bankacılık piyasalarında yaşanan dalgalanma yatırımlar planlarının gözden geçirilmesine neden olmuş. Batu Aksoy, 20015 yılına kadar bitirmeyi planladıkları 2 milyar dolarlık rafineri projesinin Petkim'in uzun vadede tek kurtuluş yolu olduğunu biliyor. Petkim'in içinde bulunduğu durum Aksoy'u ciddi anlamda tedirgin ediyor:
“Petkim'in finansal sonuçları ortada. Yılda 2,5 milyar dolarlık ürün satıyor ama kar edemiyoruz. 3000 kişi çalıştırıp 22 fabrikayla üretim yapıyor ve kar edemiyorsak yatırım yapmamız bir yana, ayakta kalmamız bile çok zor” diyor. Devamındaki sözleri ise çok daha sert: “Yatırımlar yaparak oluşturacağımız entegrasyonlarla kendimizi sağlama almak istiyoruz. Kapasitemizi arttırıp rekabet şansımızı arttırmak istiyoruz. Ancak hiçbir yatırım gözü kapalı yapılamaz. Piyasanın bu koşulları düzelecek öngörüsüyle 2 milyar dolarlık yatırım yapamayız. Yatırımı yapmadan önce kazancımızı garanti etmemiz gerekiyor. Aksi halde bu yatırımı finanse de edemeyiz.”
Uzun vadede Petkim'i düzlüğe çıkaracak tek yol sözü edilen yatırımların bir an evvel hayata geçirilmesi. Turcas, 2008 Eylül ortalarında Aliağa'da kurmayı planladığı rafineri için Socar-Turcas Rafineri A.Ş. adlı yeni bir şirket kurdu. Daha önce açıklanan Ceyhan rafinerisi projesini ise biraz daha geri plana atıp Aliağa'da yapılacak petrokimya tesisine öncelik verilecek. Yapılan bütün planlara rağmen Petkim'de yaşanan krizin nasıl aşacağını ise zaman gösterecek. Ancak görünen o ki Turcas, Petkim batağını kurutmak için ciddi bir kaynak ayıracak.