TOBB Başkanı: Sıcak para tefeciden beter
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, cari açığın yarısının sıcak parayla karşılandığını söyleyerek, "Sıcak paranın kazancı yüzde 66.6. Bu dünyadaki tefeci faizinin 3 mislinin üzerinde." diye konuştu.

CNN Türk’te yayımlanan Ankara Kulisi’ne katılan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, yılın ilk 5 ayında protesto olan senet sayısının geçen yıla göre yüzde 50 arttığını, miktar olarak da yüzde 90’lık bir artışla 514 trilyon liradan 926 trilyon liraya çıktığına dikkat çekti. Hisarcıklıoğlu, "İç piyasadaki sıkıntıyı spesifik ortaya koyan rakam bu. Bu bütçeden kaynaklanıyor" dedi.
Sosyal güvenlik açığı çok büyük
Hisarcıklıoğlu, faiz dışı harcamalarda yüzde 20 artış olduğuna işaret etti. Sosyal güvenlik sisteminin açığı nedeniyle büyük bir kaynak aktarımı olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, "Yılsonu itibariyle 17 milyar dolara ulaşacak. Orada öyle bir devasa boyut var ki, tüm kaynakları yutuyor. Tüm halkın üzerinde artan vergi yükü yüzde 22 olmuş" dedi.
Sosyal güvenlik reformunun AKP’nin seçim beyannamesinde, acil eylem programında olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Hükümete 2.5 yıldır niye yapmadınız diye soruyor olmamız lazım. Siz bu hastalığı teşhis edenlerin başında geliyorsunuz. Bu kadar genç nüfusu olup sosyal güvenlik sistemini iflas ettiren dünyada tek ülkeyiz. Bu hastalık bizim hastalığımız. Niye IMF’nin çıkmasına bıraktık" diye konuştu.
Sıcak para tefeciden beter
Ekonomideki gidişatın olumlu olduğunu belirten, ancak cari açık ve cari açığın yarısının sıcak parayla karşılanıyor olmasını kırılganlık noktaları olarak ortaya koyan Hisarcıklıoğlu, "Sıcak paranın kazancı yüzde 66.6. Bu dünyadaki tefeci faizinin 3 mislinin üzerinde. Bu sıcak paraya ihtiyaç duyuyor olmamız lazım" dedi.
Ara malı ithalatının geçen yıl ihracatla eşit düzeydeyken bu yıl yüzde 10 üzerine çıktığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’deki fabrikaların kapanması, onun yerine Hindistan, Çin’deki fabrikaların çalışmasını teşvik ediyorsunuz" dedi.
İlk 500 firmanın yüzde 30'u yabancı sermayeli
Türkiye’deki ilk 500 büyük firmanın yüzde 30’unun yabancı sermayeli olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Artık bu Türkiye’de yerleşik olan sermaye haline gelmiş" dedi.
"Sermayenin 1 dakikada 10 tur atığı noktada sermayenin millisi gayrimillisi yok. O zaman global ölçeği kaybetme noktasına gelebiliriz. Söylemlerde dikkatli olmamız lazım" diyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki yerleşik sermayenin dönüşüm sürecine girmesi gerektiğini söyledi. Dünyadaki ilk 100 firma içinde bir tane Türk firması bulunmadığını belirten Hisarcıklıoğlu, ERDEMİR özelleştirmesine katılmak için ortak girişim grubu oluşturma nedenini şöyle açıkladı:
"Türkiye global oyuncu olmak istiyorsa, Türk şirketleri de global oyuncu olmak mecburiyetinde. Biz o çerçeveden bakarak bu işe girdik. ERDEMİR, global oyuncu anlamında etkili olabilecek, önü açık bir şirket. İlk büyük 6 şirketinden bir tanesi."
Başbakan Erdemir'i değil İsdemir'i kastetti
Başbakan’ın ERDEMİR’le ilgili sözlerinin anımsatılarak, "İyi bir tüccarlık mı?" diye sorulması üzerine Hisarcıklıoğlu, "Onu Sayın Başbakan’a sormak lazım. Gazetelerden okuyabildiğim kadarıyla İSDEMİR’i kastettiğini zannettim ben" dedi. Hisarcıklıoğlu, ERDEMİR’in 3.5 milyon ton üretimiyle dünyada çelik üretiminin yüzde 2.5’ini gerçekleştirdiğini, Türkiye’nin ihtiyacının da yarısını karşıladığını belirtirken, 2012 yılında Türkiye’nin 12 milyon ton çelik ihtiyacı ortaya çıkacağını kaydetti. Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:
"Geçmiş tüm iktidarların ulufe dağıttığı noktaya geliyor. Sahibi belli olmayan bir şirketiniz varsa, karlı da olabilir ama ileride sıkıntıya girebilir. Yönetimleri hükümetler atamış, kendi dinamikleri içinde gelişememiş. Onun için özelleştirmeye karşı çıkmamak lazım."
Global rol oynamak için
Hisarcıklıoğlu, ERDEMİR ihalesi için oluşturulan Ortak Girişim Grubu’na ilişkin olarak da, "Kendi içimizdeki büyük şirketlerin, etkin rol alabilmesi, paylaşarak bütünleşip global rol oynaması için... Şirketlerimizin ne kadar katkısı olursa, bu girişim grubu daha çok güçlenecek. Türkiye’de yerleşik yabancı kaynaklı şirket var mı, var. Biz bu anlamda dar taassublar içinde bakmıyoruz" diye konuştu.
Zanzibar’ı yalnızca bir ada olarak düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hint Okyanusu'nun doğu ve Orta Afrika kıyılarındaki Zanzibar, ekonomik ve kültürel bir birleşimin de sembolü. Zanzibar sadece palmiye ağaçlarının gölgesinde uzanılacak bir yer değil. Burası, Afrika’ya daha “yumuşak” bir giriş yapmak isteyen Türk yatırımcılar için önemli bir eşik olabilir. Güvenli, kültürel olarak misafirperver, altyapı açısından gelişme aşamasında ve hâlâ doygunluk noktasına gelmemiş durumda. Büyük bir dönüşüm içindeki Zanzibar'ın hemen hemen her yerinde bir Türk dokunuşu görmek mümkün. Yol projelerinde yer alan şirketlerimizin yanı sıra, yeni Zanzibar Havalimanı’nın inşaatında da Türk mühendisliği imzası var. Üstelik havalimanındaki tüm dijital ekranların yönetimi Koç Sistem tarafından sağlanıyor. Dubai ve Kuzey Emirlikleri Türk İş Konseyi Başkanı Kanat Kutluk, Türkiye'den binlerce kilometre uzaktaki Zanzibar izlenimlerini, iş dünyasına yönelik fırsatları Patronlar Dünyası okurları için kaleme aldı.
#ZanzibarYıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve pladis Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, bu haftaki blog yazısında Nicole Kobie’nin “The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi) kitabından yola çıkarak teknoloji dünyasının vadettiği “gelecek”le hâlâ neden yüzleşemediğimizi sorguladı. Ülker, teknolojik gelişmelerin toplumsal kabul, etik değerler ve insan psikolojisiyle iç içe geçtiğini belirterek, “Geleceğin görüntüsü sürekli bulanıklaşıyor, vaatler daha karmaşık hale geliyor, kaygılanıyoruz” ifadeleriyle yazısına başladı.