Dolar
39,3891
0,18%
Euro
45,6264
0,32%
Sterlin
53,5111
0,03%
Bitcoin
4.154.801
-3,04%
BİST-100
9.365,22
0,16%
Gram Altın
4.294,386
0,35%
Gümüş
36,93
1,67%
Faiz
46,3
1,31%

TBMM'ye sunulan torba yasa teklifi ile zeytin sahaları madenciliğe kurban mı ediliyor?

Datça'daki evimizin hemen yanı başındaki zeytin ağacı ile birlikte güne başlıyorum. Güneşin doğuşu ile birlikte yaprakları gümüşü bir ışıltı ile parlayıp, "Günaydın" diyor sanki... Üzerine konan serçeler şakıyarak sabah şarkılarını söylüyor. Bense doğaya ve tanrıya dua ediyorum yarattıkları için. Ben bunları hissederken ve yaşarken Türkiye, TBMM'ye sunulan torba yasa teklifi ile zeytin sahalarının madenciliğe açılmasının önünü açacak teklifi tartışıyor.

17.06.2025 11:16Güncelleme: 17.06.2025 13:58
TBMM'ye sunulan torba yasa teklifi ile zeytin sahaları madenciliğe kurban mı ediliyor?
16px
32px
Toygun ATİLLA 
 

 
Baştan söyleyeyim bu satırların yazarı iflah olmaz bir doğa dostu... 
 
Maden mi, yoksa zeytin ağacı mı derseniz yanıtı baştan belli: Zeytin... 
 
Evet bu kez "Tarafım"... 
 
Doğadan, zeytinden "Taraf" 
Gelin biraz size zeytinin binlerce yıllık öyküsünden bahsedeyim. Ama önce ufak bir dipnot, yakın tarihe ilişkin...
 
Zeytin, barış ve bereketin sembolüdür. 
 
Zeytin yoksa, barış da yoktur berekette. 
 
Alın size çok yakın bir örnek. 
 
20 YILDA İSRAİL FİLİSTİNLİLERE AİT 800 BİN ZEYTİN AĞACINI YOK ETTİ
 
Son 20 yılda Filistinlilere ait 800 bin zeytin ağacı İsrail'in saldırılarında yok oldu. 
 
İşgal altındaki Batı Şeria'da sadece 2024 yılında 59 bin zeytin ağacı İsrail tarafından söküldü, yaklaşık 50 bin dönüm araziye el konuldu. 
 
Zeytinler yok oldu... 
 
Barış da berekette yok oldu... 
 
Şimdi geçmişe yolculuğa çıkalım... 
 
TEK BİR DALINI KOPARMAK ÖLÜM CEZASIYDI 
 
Yunan mitolojisinde inanışa göre, tanrıların çocukları zeytin ağacının altında doğarlar.
 
Antik Yunan'da, kutsal ağaç olarak kabul edilen zeytinin ağacının, tek bir dalının bile koparılması ölüm cezası ile sonuçlanırdı. 
 
Zeytin hukuku açısından bakıldığında, tarihte zeytin ile ilgili yer alan hukuksal bilgi, ilk olarak Atina Anayasası'nda yer aldı. 
 
Tarihte bilinen ilk zeytin koruma kanununu, aristokrat sınıfa dahil olmayan, yedi bilgeden biri sayılan Solon (M.Ö 639-559) çıkardı. 
 
Bu yasaya göre, her zeytinlikte, yılda ikiden fazla ağaç kesilmesine izin verilmiyordu.  
 
ARİSTOTELES'İN SÖZÜNÜN ÜSTÜNE 
 
Antik Yunan filozofu Aristoteles'in, "Devlet malı veya özel mülkiyet farkı olmaksızın, zeytin ağacını kesen veya deviren herkes mahkemede yargılanacaktır. Eğer suçlu bulunurlarsa, idam edilmek suretiyle cezalandırılacaklardır." sözünden sonra sanırım başka bir söz söylemeye gerek bile yok. 
 
NUH TUFANINDA ZEYTİN 
 
Güvercin ağzında zeytin dalı ile döner... 
 
Hepiniz bunu hatırladınız. 
 
Nuh Peygamber için zeytin dalı, tufanın son erdiğinin müjdesidir. Güvercinin getirdiği zeytin dalı, tanrı ve insan arasında kurulan barışın ve ümidin simgesi olur. Aynı zamanda, tufana direnen ağaç olduğu için, ölümsüzlüğün de simgesidir. 
 
Zeytin, barıştır, berekettir, umuttur, ölümsüzlüktür... 
 
Zeytin, doğadır, yaşamdır... 
 
TÜRKİYE'DEKİ GÜNCEL TARTIŞMA 
 
İşte, Türkiye'de madenlere feda edilmesi tartışılan zeytin ağacı bu... 
 
Şimdi gelelim güncel tartışmaya... 
 
Bugün Nasıl Bir Ekonomi'den Ali Ekber Yıldırım çok iyi özetlemiş. Ondan bir alıntı ile son 23 yıla bir perspektif tutalım. 
 
"Zeytin katliamına neden olacak, zeytinliklerin kömüre. madene feda edilmesine yol açacak düzenleme bir kez daha TBMM'ye sunuldu. Bir kez daha diyorum çünkü son 23 yılda hükümet tam 11 kez zeytin sahalarının imara, sanayiye, madenciliğe açılması girişimde bulundu. Kimi zaman torba yasası ile kimi zaman yönetmelik değişikliği ve benzeri ikincil mevzuatla yapılmak istenen bu düzenlemelerin bir çoğu yargı kararı ile iptal edildi veya toplum baskısı ile geri çekildi" 
 
Yeni
 
Şimdi gelelim madalyonun diğer yüzüne. 
 
Baştan da söyledim; "Tarafım" Tarafım da belli: Doğa ve zeytin... 
 
Ancak meslek etiği gereği her zaman diğer tarafın da bir söz hakkı var elbet. 
 
Söz savunmanın diyerek Yeniköy Kemerköy Enerji Şirketinin Danışmanı Nedim Özkan ile konuşuyoruz. 
 
Kendisine de, "doğadan ve zeytinden taraf" olduğumu söylüyorum. 
 
"Lütfen sadece dinle" diyor... 
 
Dinliyorum...
 
Nedim Özkan'a göre, Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından kritik öneme sahip yerli kaynakla elektrik üreten termik santrallerin, faaliyetlerini sürdürebilmesi için maden sahalarındaki kömürü çıkarmaya ihtiyaçları var. 
 
Ve devam ediyor: "Maden Kanunu’nun yerli kaynakların kullanımıyla ilgili düzenlemesi, kamuoyu hafızasında zeytinlikler için tehdit oluşturan bir unsur olarak eksik/yanlış algılanıyor" 
 
Sevgili Nedim Özkan kendi açısından bir değerlendirme yapsa da ve hatta hatta tüm dediklerinin bir an için doğru olduğunu düşünsek de onun değerlendirmesinden kaçan bir hususu hatırlatmak isteriz. 
 
KAMUOYU NEDEN KARŞI ÇIKIYOR? 
 
Türk halkı feraset sahibidir ve bazen öylesine inanılmaz tepkiler verir ki anlayamazsınız. 
 
Sevgili Nedim Özkan, sence neden kamuoyunda, zeytinlikler için neden tehdit algısı var? 
 
Sence neden Türkiye'nin bu kadar enerjiye ihtiyacı varken kamuoyunun büyük bölümü bu. tip yatırımlara karşı çıkıyor. 
 
HER ŞEY SİYAH VE BEYAZ MI?
 
Telefonda konuşurken bana şöyle bir cümle kurmuştun: "Herşey siyah ve beyaz olarak kabul ediliyor. Tam da bu noktada doğruyu kimseye ifade edemiyoruz. Halbuki hayatın içinde gri de, yeşil de, pembe de var" 
 
Ben de, sana bu cümlene sonuna kadar katılmıştım. 
 
O zaman şimdi sıra madenciler de ve bu ülkeyi yönetenlerde, bu kanun teklifini hazırlayanlarda, "Bu halk, bu kamuoyu neden sizce Türkiye ekonomisine (sizin söylediğinize göre) bu kadar gelir getirecek, enerji açığını kapatacak projelere karşı çıkıyor. 
 
Sizce bunun açıklaması sadece "siyasi saiklerden" ötürü mü? 
 
Her şeyi siyah ve beyaz olarak gören iktidar ve muhalefet çekişmesi mi?
 
Eğer bunun yanıtı sizde, "Evet" ise o halde sizler de Türkiye'yi siyah ve beyaz olarak görüyorsunuz. 
 
SİSTEME GÜVENİLMİYOR
 
Yeri geldiğinde muhalefete en büyük eleştirileri oklarını getiren ben bile, bu kez ikna değilim. 
 
Önce birbirimizi anlamaya çalışalım. Neden sadece kamuoyunun sizi anlamasını istiyorsunuz ? 
 
Kamuoyunun tepkisi neden ? Bunu sorguladınız mı ? 
 
Sorgulamadınızsa ben anlatmaya çalışayım. 
 
"Yalan, dolan ve talan" içinde geçen yanlanan iş insanlarına çekilen bir düzen içinde insanların geçmiş tecrübelerden yola çıkarak yeni bir talana dur demek istemiş olabilir mi acaba?
 
Sakın yanlış anlaşılmasın. Sizlerin talan edeceğinizi söylemiyorum. 
 
Ama, 
 
Kamuoyu dediğiniz o insanların oluşan vicdanlarının mealini size açıyorum. 
 
Milyar dolarlık yatırımlarla ülke ekonomisi şöyle iyileşecek böyle iyileşecek diye başlayan nakaratların sonunda fakirleşen kamuoyu, zenginleşen bir kaç kişi... 
 
Nasıl anlatacaksınız, nasıl inandıracaksınız. 
 
Bozuk bir sistem de, "Ben doğruyum" diyerek anlaşılacağınızı mı zannediyorsunuz. 
 
Zannediyorsanız, yanılıyorsunuz... 
 
Gazetelere, dergilere, internet sitelerine maden lobi şirketlerinin düzenli olarak verdiği sipariş haberlerle kamuoyu vicdanını susturabilecek mi?
 
Sanmıyorum. 
 
Ancak bu faaliyetle bir kaç gazeteciyi satın alınabilir. 
 
KAMU VİCDANI ADINA KONUŞUYORUM
 
Bu sözlerin hiç biri dostum Nedim Özkan ve şahsına değil. Yanlış anlaşılmasın. 
 
O işini yapıyor. 
 
Ben de kendi işimi. 
 
Kamu vicdanı adına konuşuyorum. 
 
Ama kamu vicdanı adına konuşurken de onu dinliyorum. 
 
Sözü yine Nedim Özkan'a bırakayım: 
 
"Önerilen yasa tasarısı zeytin ağaçlarını kaderine terk etmiyor, aksine işletmecileri maden sahasındaki zeytin ağaçlarının taşınmasından sonra da taşınan ağaçların bakım ve rehabilitasyonundan sorumlu tutuyor. Bu bağlamda hem zeytin ağaçlarından taviz verilmiyor hem de kullanılamayan maden sahalarının işletilerek ülke ekonomisine katkı sunmasına zemin sağlaması amaçlanıyor" dedikten sonra sözü zeytin ağaçlarının taşınmasına getiriyor: 
 
"Zeytin taşınabilen bir ağaç. 3 yaşından 3 bin yaşına kadar her zeytin ağacı, uygun şekilde kök yapısı korunarak ve budanarak başka bir alana taşınabilir. Zeytin ağaçları doğru bir şekilde taşındığında, yüzde 85’in üzerinde yaşama oranı sağlanabiliyor ve 2 ila 3 yıl içinde tekrar ürün vermeye başlıyor" 
 
BÖLGE EKONOMİSİNE 2,5 MİLYAR TL DESTEK
 
Nedim Özkan, sonrasında bölgedeki ekonomik tabloyu da şöyle özetliyor: "Ülkenin en büyük santrallerinden Yatağan ile Yeniköy-Kemerköy’ün toplam yatırım değeri 4 milyar dolar. Yeniköy-Kemerköy santralleri, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 2,19’unu, Güney Ege’de ise elektriğin yüzde 62’sini karşılıyor.  Bu üç santral sayesinde yılda 1,4 milyar metreküp doğalgaz ithalatı önleniyor ve 510 milyon dolar ülke içinde kalıyor. Yine söz konusu üç santral, 4 bin 500’ü aşkın kişiye doğrudan iş imkanı sağlıyor, dolaylı olarak 100 bin kişilik bir ekosisteme katkı veriyor. Bölge ekonomisine yılda 2,5 milyar TL destek sağlıyor" 
 
YA ZEYTİN AĞACI YANIMDA OLMASAYDI 
 
Sevgili Nedim Özkan'ı dinledikten sonra Datça'daki evimin balkonunda bana güneşin renklerini yansıtan üzerinde serçelerin şakıyarak raks ettiği zeytin ağacına bakıyorum. 
 
Ya o burada olmasaydı diye kendi kendime söylemiyorum. 
 
Hayata güzellik katan bir dosttan uzak kalacaktım. 
 
Başta dedim ya "Tarafım"
 
Doğadan, zeytinden... 
 
ZEYTİN AĞACI SÖZÜ 
 
Nedim Özkan'da bunu biliyor. Bana bir söz veriyor:
 
"Bu zeytinler taşınacak. Heba olmayacak. Katliam yok. Kesilmeyecek. Biz ilk zeytin ağacını birlikte taşırız. Üstüne de Toygun Atilla yazarız. 2 yıl sonra da o ağaçtan zeytini toplar, yağını sıkar, ekmeye banar, yeriz. Bu da sana verilmiş bir sözdür. Çünkü YK Enerji kendi taşıması gereken zeytinleri bu şekilde taşıyacağına dair topluma karşı sorumluluğu yüksek ve her şeyin bilincinde bir şirket olarak gereğini yapacaktır" 
 
Sevgili Nedim Özkan'ın benim namımda topluma verdiği sözü önemsiyorum. Saygı da duyuyorum... 
 
Ancak, benim ikna olmam yeterli değil. 
 
Kamuoyu vicdanını ikna etmek için onu anlamak gerekiyor. 
 
Bozuk bir sistemde geçmişte yaşanan acı tecrübelerdir kamunun vicdanı. 
 
Önce onu anlayarak işe başlamak gerekiyor. 
 
Son sözü ben de Ali Ekber Yıldırım gibi bitireyim: "Toprağın üstündeki zeytin, altındaki madenden daha değerlidir" 
 
patronlardunyasi.com