Rato'yu nasıl ikna etti?
IMF’nin sosyal güvenlik reformunda yumuşamasının sırrını Devlet Bakanı Ali Babacan açıkladı. Babacan, G20 toplantısı için bulunduğu Pekin'de IMF Başkanı Rodrigo Rato’yla görüşerek işi bitirmiş.

Babacan, CHP’nin Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısı görüşmelerini önergelerle tıkadığı haberini G-20 toplantısı için bulunduğu Pekin’de aldığını açıklayarak, ‘Durumu bütün açıklığıyla o akşam yemek yediğim IMF Başkanı Rodrigo Rato’ya anlattım. Sonra IMF ile uzlaştık’ dedi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, Uluslararası Para Fonu (IMF) açısından ‘ön koşul’ olmasına rağmen Sosyal Güvenlik Reformu yasalaşmadan mutabakatın nasıl sağlandığı ile IMF Temsilcisi Hugh Bredenkamp’ın, ‘Yüzde 6.5 faiz dışı fazlanın indirilmesi için Hükümet içinden çok baskı geldi’ sözlerinin perde arkasını Hürriyet’e açıkladı. Babacan, CHP’nin, Sosyal Güvenlik Reformu tasarısını önergelerle ‘tıkadığı’ haberini, G-20 toplantısı için gittiği Çin’de aldığını söyleyerek, Pekin’de IMF Başkanı Rodrigo Rato’ya 2006 bütçesinin önceliği varken, reformun yılsonuna dek yasalaşamayacağını aktardığını açıkladı. Babacan, Rato ile Başdanışmanı ve IMF’nin bir önceki Türkiye Masa Şefi Rıza Moghadam’ın bulunduğu yemekte ‘Biz de yılsonundan önce yasalaşmasını isterdik. İradede, çabada ve niyette bir değişiklik yok. Ama bizim elimizde değil. Meclis iradesine saygı duyulmalı’ dediğini aktardı. Babacan’ın bu konudaki sorularımız üzerine yaptığı değerlendirmeler şöyle:
BAYKAL ALENEN İLAN ETMİŞTİ:
Çin’deki G-20 toplantıları sırasında (12-16 Ekim) Pekin’e gitmiştim. Tam o günlerde CHP’liler çok sayıda önerge vererek tasarıyı tıkamışlar. Haber bana geldiğinde ertesi gün de Rato’yla görüşmemiz vardı. Hatta yanında şimdi Başdanışmanı olan Moghadam da vardı. Rato’ya konuyu açtım, ‘2006 bütçesi gündeme gelmeden Sosyal Güvenliği çıkarmak istiyorduk’ dedim. Ama Baykal zaten alenen ‘bloke edeceğiz’ diye ilan etti. Elimizde olan bir konu değil. Bu konu da öyle bir konu ki, üçte iki çoğunluğu kullanarak geçelim gitsin denilemez. 70 milyon kişiyi ilgilendiriyor, toplumun benimsemesi gerekiyor. Hiçbir ülkede pürüzsüz gitmiyor.
BÜTÇE BİTMEDEN OLMAYACAK:
Rato’ya ‘Gündeme bütçe giriyor. Bütçenin de bir Anayasal takvimi var. Yıl bitmeden çıkmalı ki, gelecek yıl uygulanabilsin. Sosyal Güvenliği de ancak bütçe görüşmeleri bitince gündeme alabileceğimizi’ söyledim. Dönünce de buradaki ekiple (IMF yetkilileri) konuştum. Aralarında görüşüp makul buldular. Yapacak birşey yok. Burası demokratik, hatta demokrasinin daha iyi işlemesi gereken bir ülke. Böyle bir ülkede herkesin Meclis’in takvimine saygı duyması gerekir. Aksi yönde bir karar çıksayıda ben asıl o zaman şaşırırdım.
ONLAR ÖN KOŞUL DESE NE DEMESE NE:
Bu reform, bizim kendi planımıza koyduğumuz bir konu. Hükümeti kurduğumuz gün Acil Eylem Planı olarak açıkladığımız reformlar. Yani onlar ön koşul dese ne demese ne? Zaten biz istiyoruz. Kendi reform programımızı takvim olarak alıp stand-by’a koyduk. Bakın Niyet Mektubu’ndaki hiçbir takvim, IMF’nin takvimi değildir. Tamamen biz kendi tahminlerimizi koyduk. Üstüne, 1. 2 diye gözden geçirmeleri yerleştirdik. Burada bizim farklı bir bakışımız yok. Bu işten vazgeçmiş değiliz, eski sisteme devam edeceğiz demiyoruz. Hükümetin, gayreti, niyeti, iradesi tam. Ama her ülkede kendi akışında başka şeyler olabilir.
DİĞER ÜLKELERE BAKIN:
Fransa’daki, Almanya’daki sosyal güvenlik reformundaki aksamalara bakın. ABD’de sosyal güvenlik reformu tamamen durmuş durumda. Adım atamıyorlar. Bizde ise kaç aşama geçmiş. Alt komisyonlar bitmiş. Çalışma Bakanımız, 12-13 sendikaya tek tek anlatmış, görüşlerini almış. İş bu noktaya gelmiş..