Dolar
39,188
-0,07%
Euro
44,9006
0,89%
Sterlin
53,157
0,41%
Bitcoin
4.080.859
-1,14%
BİST-100
9.008,87
-0,12%
Gram Altın
4.259,502
2,71%
Gümüş
34,73
5,28%
Faiz
47,68
0,00%

Paris'te tenis festivali

Paris'te tenis festivali başladı. Milliyet yazarı Alp Ustaoğlu gözlemlerini yazdı.

01.06.2025 09:00Güncelleme: 01.06.2025 09:06
Paris'te tenis festivali
16px
32px

Milliyet yazarı Alp Ustaoğlu'nun bugünkü köşe yazısında Paris'te gerçekleşen tenis festivali gözlemlerini anlattı.

İşte o yazı:

Roland Garros’ta günün en güzel ve keyifli zamanları sabah saatleri oluyor.

Sabah 08.30 öncesinde kort bölgesinde olmak gerekiyor, seyirciler 09.00’dan itibaren içeri alınmaya başlanıyor. Dolayısıyla bu saatlerde tesiste daha seyirci curcunası başlamamış oluyor. Kort bölgesinde ise erken saatlerde yoğun bir koşturmaca var, herkes yeni güne hazırlanıyor. Top toplayıcı çocuklar her yerde gruplar halinde antrenman yapıyorlar, kortlarda eksikler tamamlanıyor, ticari ünitelerde de hareket var, restoran ve dükkanlar son hazırlıklarını yapıyorlar.

Gün boyunca seyircilerin büyük ilgi gösterdiği ‘Roland Garros Store’ ise çok hareketli. Akreditasyonu olan medyaya sabah 08.30’dan itibaren store açık, o yüzden buraya sabah erken uğramak mantıklı, gün içinde mağaza içi kalabalık oluyor. Basın merkezinde herkesin masasına günlük maç ve antrenman programı bırakılıyor.
Programı alıp, sabahları özellikle tesise sonradan kazandırılan koruluk bölgesine yürümek, yeşilin ve kuş cıvıltılarının eşliğinde kahvenizi içmek ve günü programlamak belki de en güzel zaman. Sonrasında artık tenis ve maç vakti geliyor, ama öncesinde antrenman var.
Oyuncular maç yapacakları kortlarda sabah antrenman yapıyorlar, özellikle stadyum kortlarda içeri bu saatlerde sadece akredite basın girebildiği için oyuncular ve ekipleri ile yalnız kalma şansınız var. Bunlar değerli zamanlar, bu noktada favorim ise tesisin ikinci büyük stadyum kortu olan Suzanne Lenglen Kortu. Bu kortun yapısından dolayı oyuncularla daha entegre olabiliyorsunuz. Antrenmanlar seyirciye açık olan küçük kortlarda ise işte o zaman yandınız, 09.00’dan itibaren seyircilerin içeri alınmaya başlaması ile ortam çok fazla kalabalıklaşıyor.

ANTRENMANLARA YOĞUN İLGİ

Roger Federer’in bir sabah böyle bir korttaki antrenman seansını sakin sakin izlerken, kapıların açılması ile Federer dahil kendimizi bir anda bir Japon denizinin içinde bulmuştuk. İçeri giren ve çıkış kapısına yakın küçük bir kortta çalışmasını yapan Federer’i gören izleyiciler 10 dakika içinde kortun her yerini doldurdu, sonuçta antrenman bile yarım kaldı. O yüzden eğer sabah çalışması küçük bir kortta ise oyuncular daha iyi konsantre olabilmek için antrenmanları daha çok sabah 8-9 saatleri arasında yapıyorlar. Çünkü Federer’in o gün yaşadığı gibi özellikle uzak doğulu seyircilerin aşırı ilgi ve sevgisi çalışmayı bile yarım bıraktırabiliyor.

‘KAYBETMEK ÜZERİNE BİR OYUN’

TED Tenis Kulübü bu hafta tenis dünyasının en önemli fitness hocalarından Dario Novak’ı Türkiye’ye getirdi. Dario hafta boyunca TED Tenis Kulübü Tesisleri’nde oyuncu ve antrenörlere eğitimler verdi, workshoplar düzenledi. Halen Stan Wawrinka’nın da antrenörü olan Novak’la keyifli bir söyleşi yaptık. Bu söyleşiyi tüm detaylarıyla önümüzdeki haftalarda bu sayfalarda sizinle paylaşacağız.

Yaptığımız söyleşide Novak tenis ve kazanmak üzerine şöyle dedi: “Tenis aslında kaybetmek üzerine kurgulanmış bir oyundur. Örneğin her hafta turnuva oynarsınız ve sadece bir şampiyon çıkar. Federer veya Djokovic gibi en büyüklere bile bakarsanız tüm kariyerleri boyunca kazandıkları puan sayısı %55-56 oranındadır. Sonuçta burada genellikle kaybedersiniz ancak kaybetmeyi öğrendiğiniz ve bu enerjiyi olumlu tarafa yönlendirdiğiniz vakit işte o zaman çok büyürsünüz.”

SWİATEK BASKI ALTINDA

Bu sene Roland Garros’ta da hem erkekler hem de kadınlarda şampiyonu ‘kazananlar’ ve ‘bu ara genelde kaybedenler’ belirleyecek. Bu noktada iki oyuncu var ki Dario Novak’ın teorisi ile fazlasıyla örtüşüyor.
Kadınlarda Iga Swiatek geçen sene Paris’te şampiyon olduktan sonra bir senedir turnuva kazanamıyor. Bu durumu uzun zamandır ilk defa yaşıyor, üzerinde büyük baskı var. Yıl boyunca verdiği işaretler ise pek olumlu değil. Polonyalı oyuncu bu kadar çok kaybetmeyi şimdilik kaldırabilmiş değil gibi görünüyor.

DJOKOVİC RİTMİNİ BULAMADI

Swiatek eğer Paris’te bu sene de kazanırsa Roland Garros’u dört kez üst üste kazanan ilk kadın tenisçi olacak ve bunu tabii ki çok isteyecektir. 4. turdaki Elena Rybakina maçı bu yol üzerindeki belki de en büyük engel. Dario’nun dediği gibi ‘kaybetmekten ne oranda ders çıkardığı’ bu sene Swiatek’in yolunu belirleyecek.
Novak Djokovic de bir başka ‘bu ara genelde kaybeden’ ancak o çok tecrübeli, Iga Swiatek gibi pek renk vermiyor. Olimpiyat sonrası Sırp oyuncu mental ve fiziksel olarak ritmini pek bulamadı, yaş ve kazandıkları itibariyle doyuma da ulaşmış olabilir, bu nokta da haklıdır da, sonuçta sonsuza kadar aynı şekilde oynayamazsınız.
Ancak bütün bu gerçekler, Djokovic’in son bir senede eskiye oranla çok daha fazla kaybettiği gerçeğini değiştirmiyor. İlk turlarda iyi bir görüntü veren Djokovic’in ikinci haftadaki kaderini aslında rakipler değil, kaybetmekle başa çıkabilme seviyesi belirleyecek.

KRALIN VEDASI

Bu yılki Roland Garros’a Rafael Nadal için düzenlenen tören damga vurdu. Tenisseverler Federer, Nadal, Djokovic ve Murray’i beraber görünce bir devrin resmen sona erdiğini görüp kendileri için de hüzünlenmişlerdir.

Pazar günü Roland Garros toprağın kralına harika bir törenle veda etti. Rafael Nadal’ın veda töreni tartışmasız bu seneki Roland Garros’un en önemli olayı olarak tarihteki yerini alacak.

Veda seremonisi için tenis dünyasının eski-yeni oyuncuları, yöneticileri, spor dünyasının önemli isimleri ve seyirciler merkez kort Philippe Chatrier’deki yerini aldı. Herkes üzerlerine özel olarak hazırlanan toprak rengindeki tişörtleri giydi. Daha sonra Nadal geldi, Fransızca olarak yönetime ve seyircilere; İspanyolca olarak başta amcası Toni Nadal’a ve ailesine; İngilizce olarak ise tüm dünyaya teşekkür etti.

Arkasından eski krallar birbiri ardına korta çıktılar. Roger Federer, Novak Djokovic ve Andy Murray en büyük rakiplerini bu duygusal günde yalnız bırakmadılar. Büyük dörtlüyü son kez beraber kortta görmek gerçekten çok güzeldi. Nadal’a kendisi için özel olarak yapılan şık bir hatıra kupası verildi ve Philippe Chatrier Kortu’nun zeminine yerleştirilen, kendisinin ayak izinin bulunduğu plaketin ortaya çıkarılması ise törenin en vurucu ve duygusal anlarıydı.

Nadal’ın ayak izi bu şekilde artık merkez kortun zemininde sonsuza kadar yer alacak. İspanyol oyuncu 10. Roland Garros şampiyonluğunu kazandığı zaman da kendisi için bir tören düzenlenmişti, ancak pazar günkü seremoni her anıyla başka bir boyuttaydı. Eminim tribündeki izleyiciler, ekran başındaki milyonlar özellikle Federer, Nadal, Djokovic ve Murray’i beraber görünce bir devrin resmen sona erdiğini görüp Nadal kadar kendileri için de hüzünlenmişlerdir.

PARİS'TE KİMLER ŞAMPİYON OLACAK?

Erkeklerde tablonun alt tarafında bulunan Carlos Alcaraz’ı bir sürpriz veya sakatlık olmazsa zorlayacak bir rakip pek bulunmuyor. Dolayısıyla İspanyol oyuncunun final şansı yüksek. Sinner, Zverev, Djokovic, Jack Draper gibi oyuncuların olduğu üst tarafta durum biraz karışık. Tablonun bu bölümünde ikinci hafta çok kırıcı maçlar oynanacak. Aslında burada biraz Alcaraz’ın rakibini arıyoruz. Kadınlarda ise Sabalenka, Swiatek, Rybakina gibi şampiyonlar; Qinwen Zheng, Paolini veya Svitolina gibi sert oyuncular kuranın üst tarafında yer alıyor. Mesela dördüncü tur maçlarından birisi Swiatek-Rybakina olacak. Dolayısıyla şampiyon tablonun bu tarafından çıkabilir. Coco Gauff’un başı çektiği tablonun alt tarafı ise Madison Keys, Jessica Pegula, Daria Kasatkina gibi yine tehlikeli ama rakip olarak üst tarafa göre daha tercih edilebilir tenisçilerden oluşuyor.

Dolayısıyla görece olarak üst tarafa göre daha az yıpranıp gelecek tablonun alt taraf oyuncularının bu şekilde sürpriz bir şampiyonluğa imza atabileceği ihtimalini de göz ardı etmemek gerekiyor.

GECE MAÇLARI PROGRAMI SORUNU

Paris’te dört yıldır uygulanan gece seansı maçlarında programa genellikle erkeklerin maçı konuluyor ve bu duruma kadın oyuncuların gösterdiği tepki geçen haftanın en önemli olaylarından birisi oldu.
Tunuslu oyuncu Ons Jabeur, “Herhalde programı yapanların kız çocukları veya kardeşleri yok çünkü bunun başka bir mantıklı açıklaması da yok” diyerek bu konuda sesini en fazla yükselten oyuncu oldu. Coco Gauff’ta “Evet bence de kadınlar gece ve prime time maçlarını hak ediyor” diyerek Jabeur’a destek verdi.

Fransa Tenis Federasyonu Başkanı Gilles Moretton’un programın bu halinin seyirciler için daha iyi olduğunu açıklaması aslında gerginliği daha da zirveye çıkardı. Bütün bu gelişmeler üzerine turnuva direktörü Amelie Mauresmo bir basın toplantısı düzenledi ve bu konuda kadın oyunculardan kendisine doğrudan gelen bir şikayet olmadığını söyledi.

Mauresmo ayrıca kadın oyuncuların kendileri için çok değerli olduğunu da ekledi. Bundan sonra bir değişim olur mu bilmiyoruz ama konunun Mauresmo’nun anlattığı gibi basit olduğunu da çok zannetmiyorum, Ons Jabeur gibi çok sevilen ve sakin bir oyuncunun bile sesini yükseltmesi bu noktada kadın tenisçiler için bu konunun bir gerginlik sebebi olduğunu açıkça gösteriyor.

patronlardunyasi.com