Ozan Akçora, şirketlerin "Yapay Zeka dönüşümü" stratejilerini belirlerken dikkat edilmesi gerekenleri PD okurları için yazdı
Her şirketin bir “yapay zekâ yasası” olmalı. Kurallar yazılmadan sistem kurulmaz, sistem kurulmadan zekâ çalışmaz. Ozan Akçora Patronlar Dünyası için kaleme aldı.
26.10.2025 09:22 • Güncelleme: 26.10.2025 09:25

16px
32px
Ozan AKÇORA
Yapay Zeka’nın baş döndürücü rallisi duruldu. Artık adım atma zamanı. Peki bu adımı atarken stratejimiz ne olmalı? Yapay Zeka’yı bir de benden dinleyin.
2022 Kasım ayında ChatGPT’yi kullanmaya başladığımızda, bir şeylerin değiştiğini anlamıştık. Geçen zaman içerisinde yeni oyuncular, sürpriz gelişmeler, zaman zaman endişelerimiz oldu. Nihayetinde geldiğimiz noktada bir kurum olarak yapay zeka’nın nasıl kullanılabileceği çok açık: “Sürecin insanla başladığı, insan onayıyla işleme alındığı bir düzlemde, işin hammaliyesini yapay zekaya devredebilecek durumdayız.”
Bunu zaten son kullanıcı olarak da çoğumuz kullanıyoruz, verileri düzensiz bir şekilde yapay zekaya yüklüyor veya hiç bilmediğimiz konuda dakikalar içerisinde aylar sürebilecek araştırma özetlerine ulaşabiliyoruz; fakat mevzu bahis bir kurum olduğunda, kurumların ihtiyaçları biraz değişiyor.
Kurumların ihtiyacı net: “Öngörülebilir, risklerden arınmış, hesap verilebilir bir sistem tasarlamak.”
Böyle bir sistem tasarlayabilmeniz için, öncelikle Yapay Zeka’yı kullanacağınız stratejiler belirlemeniz gerekiyor:

•Verilere erişim:
Veri, şirketlerin en önemli birikimi olduğu aşikar. Yapay Zeka’nın hızlandırıcı etkisiyle artık otomasyonlara erişim hiç olmadığı kolay. Bu nedenle Yapay Zeka döneminde verilerinizi kaydetmek de, bu veriler üzerinden otomotize işlemlerle verinizin sizin için çalışmasını sağlamak da çok daha mümkün. Her şeyden önce verileri nerede, hangi detayda, ne kadar sürede tutacağınızı standardize etmek, istatistiki içgörülere sahip olmanızı sağlayacağı gibi, Yapay Zeka desteğiyle otomasyon sürecine girdiğinizde, verinizin sizin için çalışabilmesini sağlayacaktır.
•Veri kataloğu oluşturun:
Şirketinizde hangi veriler var, hangi sistemlerde, hangi detaylarda tutuluyor. Merkezi bir veri kataloğu oluşturun. Bu katalog sizin çözüme giden yolda rehberiniz niteliğinde olacağı gibi, tutulmayan verileri fark etmenizi ve tamamlamanızı da sağlayacaktır.
1.2. Yetki grupları oluşturun:
Konu veri olduğunda, en sağlıklı yöntem, herkesin minimum ihtiyaç duyacağı veriye erişmesidir. Bu sadece güvenlik sağlamaz, aynı zamanda yalınlık sayesinde, veriyi kullanacak kişinin daha kolay ilerlemesini de sağlar. Farklı amaçlarla geliştireceğiniz Yapay Zeka uygulamalarının her birisi de bu yetki gruplarından ihtiyaç duyduklarına atanacaktır. Bu sayede Yapay Zeka’nın da ihtiyaç duyduğu kadar veriyi paylaşmanız, daha az hafıza kullanması gerekeceği için, odaklanmasını, daha doğru sonuçlar üretmesini sağlayacaktır. Yetki gruplarında dikkat etmeniz gereken, sadece veri türü bazında değil, satır ya da sütun bazında da yetkilendirme yapabiliyor olmanızdır. Örneğin satış temsilcileriniz bulunuyorsa, sadece kendi müşterilerini görüyor olması, daha az veriyle uğraşmasını sağlayacaktır.
1.3. Uygulama kataloğu oluşturun:
Verilerinizin hangi sistemler tarafından üretildiğini / erişildiğini tespit etmek, süreçlerinizi tasarlarken çok daha kolay ilerlemenizi sağlayacaktır.
VERİNİZİ NASIL TUTTUĞUNUZ ÖNEMLİ
Verinizin ne kadar önemli olduğunu bilen bazı yazılım şirketleri, verilerinizi erişebileceğiniz bir veri tabanında tutmak yerine, kendi kapalı sistemlerinde, hatta bazen kendi özel sıkıştırma yöntemleriyle tutmayı tercih ediyorlar. Bu da sonrasında sizin geliştireceğiniz ek sistemlerin de, bu yazılım yapılarına bağımlı şekilde geliştirilmesine sebep oluyor ve tedarikçi bağımlılığını arttırıyor. Verilerinizin tablo – kolon şeklinde her veri türü için ayrı tablolarda tutuluyor olması, veriye erişiminizi kolaylaştıracaktır; fakat kurumsal zorunluluktan dolayı bu şekilde tutulan veriler varsa, bu verileri farklı veri tabanlarına senkronize eden yapılar kurarak, süreçlerinizi iyileştirebilirsiniz.
•Süreçlerinizi belirleyin:
Standart tutulan verileri, yaşam döngüsü olan kayıtlara çevirmenin yöntemi “Durum Makinesi”dir. Durum Makinesi aslında hayatımızın her alanında bulunan 1970’lerden gelen bir terimdir.
Durum Makinalarında durumlar, geçişler ve roller bulunur. Örneğin aşağıda jeton atılan bir turnikeye ait Durum Makinesi diyagramını aşağıda bulabilirsiniz:
Kayıtlarınızın yaşam döngülerini belirlemek, her kaydın hangi departmanda, hangi yetkiler doğrultusunda ilerletilebileceğini belirleyerek, verilerinizi yaşam döngüsü olan kayıtlara çevirecektir. Süreçlerinizi İlerleyen İş Akışı yerine durum makinesi ile tasarlamanızın avantajı, herhangi bir durumdan herhangi bir duruma geçişi tasarlayabilmeniz, dolayısıyla kayıtları herhangi bir duruma zorlayan üst yöneticilerin yaratabileceği tutarsız kayıtları önlemektedir.
•Robotik Süreç Otomasyonları planlayın:
Verileriniz hazır, süreçlerinizi netleştirdiniz. Hangi sürecin hangi aşamasında yapay zekayı devreye sokabileceğinize kolaylıkla karar verebilirsiniz. Bu kararları verdikten sonra, yapay zeka ile etkileşimi sağlamak için, entegrasyonlarınızı kolaylaştıracak bir robotik süreç otomasyonu çözümüne ihtiyacınız olacaktır.
Fuar için 1 Saatte Hazırladığımız Otomasyon
Size gerçek bir örnek vereyim. Geçen hafta Dubai GITEX fuarındaydık. Fuarların en büyük derdi malum: Onlarca kartvizit toplarsınız, sonra bunları sisteme girmek, mail atmak derken günleriniz gider. Çoğu da unutulur, kaybolur.
Ne yaptık? Yazılım altyapımızla 1 saatte bir otomasyon kurduk:

•Kartvizit fotoğrafını WhatsApp'tan atıyoruz
•Yapay zeka bilgileri çıkarıyor (isim, şirket, unvan, e-posta)
•Potansiyel müşteri mi, iş ortağı mı karar veriyor
•CRM'e kaydediyor
•Kişiye özel mail taslağı hazırlıyor ve gönderiyor
•Bonus: SMS ile de hatırlatma yapıyor
Sonuç? Eskiden günlerce süren iş, artık saniyeler içinde halloluyor. Fuarda iş görüşmelerine daha fazla zaman ayırdık, hiçbir bağlantıyı kaybetmedik. Üstelik görüştüğümüz herkes bu otomasyonu görünce "Bunu bizim şirkete de yapar mısınız?" diye sordu.
İşte size mükemmel pilot proje örneği: Basit, tekrarlayan, zaman alan bir işi ele aldık. Risk sıfır - en kötü ihtimalle manuel devam edersiniz. Kazanç büyük - saatlerce iş, saniyeler içinde bitiyor. Başarı hemen görünür hale geldi.
Robotik süreç otomasyonumuzu aşağıdaki görselde görebilirsiniz:
Görselde örneğini görebileceğiniz gibi, sürecin kartvizit analizi ve e-posta hazırlama süreçlerinde yapay zeka devreye giriyor ve sürecin o kısmını kendisi ilerletiyor.
CLOUD MU, ON-PREMISE Mİ?
Yapay zeka konusu açıldığında herkesin kafasını karıştıran soru: "Cloud'da mı kullanalım, yoksa kendi sunucularımızda mı?" Aslında bu soruyu sormak yerine şunu sormalıyız: "Verimi güvende tutarak yapay zekadan nasıl faydalanabilirim?"
Cloud'un Avantajı: Kullandığın kadar öde prensibi var. Pilot projeler için düşük maliyetlerle başlayabilirsiniz. İşe yaramadı mı? Kapat, git. Yeni bir model çıktı mı? Anında geç. Sermaye yatırımı yapmadan, esnek bir şekilde ilerleyebilirsiniz.
On-Premise'in Avantajı: Verilerinizin kendi kontrolünüzde kalması. Fakat bu gizlilik avantajı doğal olarak altyapı yatırımı ve kurulum maliyetiyle birlikte gelir.
Veriyi Koruyarak Cloud Kullanmanın Yolu
Diyelim ki müşteri analizlerinizi yapay zeka ile otomatikleştirmek istiyorsunuz ama "Müşteri bilgileri dışarı çıkmasın" diyorsunuz.
Klasik yaklaşımda tüm müşteri listesini yapay zekaya yükler, analizi yaptırırsınız. Akıllı yaklaşımda ise yapay zekaya verinin kendisini değil, veri şemasını verirsiniz:
Yapay zekaya sadece veri yapınızı tarif edin:
•"Müşterilerimizin yaşı, şehri ve aylık harcamaları var"
•Dikkat: "Ahmet Bey 45 yaşında" demiyorsunuz
•Sadece "yaş bilgisi var" diyorsunuz
Yapay zeka size analiz yöntemini anlatsın:
•"Hangi şehirde ortalama harcama en yüksek?"
•"40 yaş üstü müşterilerin oranı nedir?"
Bu analizi kendi sistemlerinizde uygulayın:
•Soruları kendi veritabanınızda çalıştırın
•Veriler dışarı çıkmadan sonuç alın
Somut Örnek: En çok harcama yapan şehri bulmak istiyorsunuz. Yapay zekaya müşteri listesini vermek yerine, sadece "Şehir bazlı harcama analizi nasıl yapılır?" diye sorarsınız. O size SQL sorgusunu ya da analiz adımlarını verir, siz kendi veritabanınızda uygularsınız.

HİBRİT MODEL STRATEJİLERİ
Hibrit Model: İhtiyaca Göre Seçim
Tek bir yaklaşıma mahkum değilsiniz. Süreçlerinize göre farklı stratejiler kullanabilirsiniz:
Hassas Veriler → On-Premise veya Private Cloud:
•Müşteri bilgileri
•Finansal veriler
•Ticari sırlar
Genel İşlemler → Public Cloud:
•İçerik üretimi
•Çeviri işlemleri
•Kod yazma
Private Cloud Seçeneği: Bulut sağlayıcılar size özel ayrılmış ortamlar sunabiliyor. Verileriniz başka müşterilerle karışmıyor, size özel güvenlik kuralları uygulayabiliyorsunuz. On-premise'in gizlilik avantajını, cloud'un esnekliğiyle birleştiren bir yaklaşım.
YAPAY ZEKA SADECE SOHBET ROBOTLARI DEĞİLDİR
Herkes ChatGPT, Gemini, Claude konuşuyor. Çünkü bunlar göz önünde: Yazıyorsunuz, cevap veriyor, her konuda fikir beyan ediyor. Ama yapay zekanın bir de görünmeyen kahramanları var: Sessizce arka planda çalışan, tek bir işe odaklanmış, özel eğitilmiş hızlı modeller.
İki tür yapay zeka var:
Büyük dil modelleri (ChatGPT, Claude, vb.) her konuda konuşabilir ama her konudan biraz bilir. Özel modeller ise tek bir işte uzmanlaşmıştır: Yüz tanıma, plaka okuma, üretim hattında kalite kontrol, satış tahmini, kredi riski değerlendirmesi. Bu modellerin iki büyük avantajı var: Çok daha az kaynak kullanırlar ve işlerini çok daha hızlı yaparlar.
Asıl devrim şurada: Eskiden özel bir tahmin modeli yapmak aylar sürer, sonuç belirsiz olurdu. Bugün yapay zeka kod yazmayı o kadar kolaylaştırdı ki, aynı işi haftalar içinde, daha yüksek başarımla yapabiliyorsunuz. Üstelik artık kodlama bilmeyen bir analist bile, doğru araçlarla basit bir model eğitebilir.
Pratik strateji: Her iş için bulut altyapısına bağımlı olmanıza gerek yok. Müşteri hizmetleri, içerik üretimi, genel analizler için büyük modeller kullanın. Ama kalite kontrol, satış tahmini, dolandırıcılık tespiti, envanter optimizasyonu gibi spesifik, tekrarlayan işler için özel modeller eğitin. Kendi sunucularınızda çalışır, verileriniz dışarı çıkmaz, maliyet düşer.
SON SÖZ
Son söz yerine sizlerle önerimi paylaşmak isterim: Pazartesi sabah ekibinizle toplanın ve kendinize sorun: 'Her gün 3 saatten fazla vaktimizi alan en sıkıcı, en tekrarlayan işimiz ne?' İşte yapay zeka yolculuğunuza başlamak için ideal noktanız bu. Başarı hikayeleri hep böyle başlar: Küçük bir problem, basit bir çözüm, büyük bir dönüşüm. Yapay zeka devrimi kapınızda. Açacak mısınız, yoksa zilini duymamış gibi mi yapacaksınız?
patronlardunyasi.com















