Dolar
39,1546
-0,06%
Euro
44,8304
0,43%
Sterlin
52,9558
0,00%
Bitcoin
4.149.993
0,25%
BİST-100
9.277,01
2,98%
Gram Altın
4.226,817
0,07%
Gümüş
34,56
0,08%
Faiz
47,91
0,00%

Otomobilde ihracat artıyor ama dış ticaret açığı derinleşiyor: Almanya, Çin Ve İspanya kaynaklı açık 2,3 milyar doları aştı

2025 yılına hızlı bir giriş yapan otomotiv sektörü, ihracattaki çift haneli artışa rağmen dış ticaret açığındaki sert yükselişle dengelerini kaybetmiş görünüyor.

02.06.2025 09:09Güncelleme: 02.06.2025 09:12
Otomobilde ihracat artıyor ama dış ticaret açığı derinleşiyor: Almanya, Çin Ve İspanya kaynaklı açık 2,3 milyar doları aştı
16px
32px

Türkiye'nin yılın ilk dört ayında otomobil ihracatı yüzde 10,6 artarak 3,89 milyar dolara çıkarken, ithalattaki yüzde 18,7’lik artış sonucu dış ticaret açığı 2,3 milyar doları aştı. bu tablo, sadece rakamsal bir dengesizlik değil; aynı zamanda yapısal sorunların da sinyali.

Özellikle Almanya, Çin ve İspanya kaynaklı açık, sektörün geleceği için ciddi uyarılar barındırıyor. Konuyla ilgili “Otomobilde en 'açık' problem” başlıklı yaz kaleme alan Emre Özpeynirci’nin yazısının tamamı şu şekilde:

2025’in ilk 4 ayında otomobil ihracatımız %10,6 artarak 3,89 milyar dolara çıktı. Güzel haber gibi duruyor. Ama aynı dönemde ithalat %18,7 artarak 6,2 milyar dolara ulaşınca tablo bir anda tersine döndü. Dış ticaret açığı 4 ayda %35 artarak 2,3 milyar doları aştı. Sadece nisan ayında açık 1 milyar doların üzerinde büyüdü. Yani dış ticaret dengesi bir ayda adeta teklemeye başladı.

Otomobil Türkiye için sadece bir ulaşım aracı değil; aynı zamanda dış ticaretin en hızlı dönen çarklarından biri. Ama bu çark, Türkiye için son dönemde biraz tersine dönmeye başladı. EBS Danışmanlık tarafından derlenen TÜİK’in 2025 Ocak-Nisan verileri bunu çok net olarak gösteriyor; Türkiye otomobil ihraç ediyor ama daha fazlasını ithal ediyor. Hem de artan bir hızla. İsterseniz gelin rakamlarla konuşalım;

2025’in ilk 4 ayında otomobil ihracatı yüzde 10,6 artarak 3 milyar 886 milyon dolara ulaştı. Bu elbette olumlu bir gelişme. Ancak aynı dönemde ithalat ise yüzde 18,7 gibi çok daha sert bir yükselişle 6 milyar 204 milyon dolara fırladı. Sonuç? Otomobilde dış ticaret açığı 2 milyar 317 milyon dolar oldu. Bu da geçen yıla göre yüzde 35’lik bir artış demek. İşin daha çarpıcı yanı ise açığın tek bir ayda, yani nisan ayında, 1 milyar dolar birden artması. Yani Türkiye otomobil ihracatını artırsa da, ithalat çok daha hızlı ve kontrolsüz biçimde arttığı için dış ticaret açığı büyüyor.

ALMANYA, İSPANYA VE ÇİN

Detaylara bakınca aslında tablo daha da netleşiyor. Dış ticaret açığının yüzde 84’ü yalnızca üç ülkeden kaynaklanıyor; Almanya, İspanya ve Çin.

  • Almanya başı çekiyor. Bu ülkeye yaptığımız ihracat yüzde 9,5 düşerken, ithalat yüzde 80’i aşan bir hızla artmış. Yalnızca Almanya ile olan otomobil ticaretimizdeki açık 1 milyar 450 milyon doları bulmuş durumda. Sadece bu ülke, toplam açığın üçte ikisini oluşturuyor.
  • Çin ise ilginç bir vaka. Bu ülkeye hiç otomobil satmıyoruz ama onlardan alıyoruz. Hem de artan bir hızla. Özellikle BYD’nin sahip olduğu imtiyazlarla satışlarını artırması sonucu Çin’den yapılan ithalat nisan ayında yüzde 122 arttı. 4 ayda 532 milyon dolarlık açık verdik Çin’e. Net. Temiz. Karşılıksız.
  • İspanya ise listeye ikinci sıradan giriyor. 482 milyon dolarlık ihracata karşılık 1,1 milyar dolarlık ithalat yapılmış. Sonuç: 643 milyon dolar açık.

İTALYA, FRANSA’YI GEÇTİ

Bu kasvetli tablo içinde parlayan yıldız ise İtalya. Bu ülkeye yapılan ihracat 435 milyon dolar, ithalat ise sadece 17 milyon. Yani Türkiye bu ülkeden neredeyse hiçbir şey almadan otomobil satmayı başarıyor. 418 milyon dolarlık ticaret fazlası ile İtalya, bu dönemin en kârlı pazarı olmuş durumda. Hatta ihracatta lider konumda olan Fransa’yı bile ticaret dengesi açısından geride bırakmış.

BU TABLO BİR UYARI

2025’in sadece 4 ayında dış ticaret açığı 2,3 milyar doları aştı. Bu gidişle yıl sonunda 5 milyar dolara yaklaşan bir açıkla karşılaşabiliriz. Bunun birkaç nedeni var:

  • ÖTV matrahları güncellenmediği için yerli avantajı ortadan kalktı.
  • Elektrikli ve şarj edilebilir hibrit otomobil ithalatı ÖTV desteğiyle ciddi şekilde yükseldi.
  • Çin’den ithalat yatırım kararı alan markayla yeniden artışa geçti.

Ancak çözüm vergi artışı ya da kota uygulamaları değil. Türkiye’nin dış ticaret dengesini koruması için otomobil ihracatında yüksek katma değerli, teknoloji yoğun modellere yönelmesi şart. Yani elektrikli otomobil gibi. Ayrıca Çin gibi ülkelere yönelik ihracat kanalları açılmadan bu açık kapanmaz.

Aslında bu tablo bir uyarı. Otomotiv, Türkiye’nin üretim ve ihracat gururu olmaya devam edebilir. Ancak bu ivme, ithalatın gölgesinde kalmamalı. İhracat artarken ithalat daha da hızlı artıyorsa, ortada ciddi bir yapısal sorun var demektir. Otomobili sadece sanayi ürünü değil, stratejik dış ticaret kalemi olarak görmenin zamanı geldi. Yoksa motor çalışıyor gibi görünür ama aslında yokuş aşağı gidiyoruz demektir.

EN UCUZ ELEKTRİKLİLERLE REKOR SATIŞ HEDEFLEDİ

Cıtroen, Türkiye’de satışa sunduğu yeni e-C3 ve e-C3 Aircross modelleriyle elektrikli araç pazarında fiyatları aşağı çekti. 1.099.900 TL’lik fiyatıyla e-C3, şu anda Türkiye’nin en ucuz elektrikli otomobili oldu. Aynı motor ve bataryaya sahip e-C3 Aircross ise 1.249.000 TL’den satışa sunuldu. Her iki modelin WLTP menzili sırasıyla 320 km ve 303 km olarak açıklandı. C3 Aircross’un 1.2 litrelik hibrit versiyonu ise 1.599.900 TL'den başlayan fiyatlarla satılıyor. Citroen Marka Direktörü Bora Duran, bu iki modelle birlikte 2025 yılı sonunda 71 bin adetlik rekor satış hedeflediklerini açıkladı. Yeni C3’ten 5.500, C3 Aircross’tan ise 9.500 adetlik satış planlanıyor. Bu iki modelin toplam satışlardaki payı %30’a ulaşacak.

MUAFİYET BİTTİ FİLO BÜYÜDÜ

Diğer taraftan Bora Duran, 2024’ün sonunda ÖTV muafiyetli araçlara getirilen ‘yerli üretim’ şartı sonrası strateji değişikliklerini ise şöyle özetliyor: “2024’te ÖTV muafiyetli satışlarımızda özellikle C4X ve C5 Aircross modellerimizle başarılı bir performans gösteriyorduk. Üst donanım seviyelerini bu pazara sunuyorduk. Ancak yıl sonunda getirilen yerli üretim şartı nedeniyle bu alandaki faaliyetlerimiz doğal olarak sınırlı kaldı. Buna rağmen bir kayıp yaşamadık. Çünkü bu segmentteki potansiyelimizi hızla filoya yönlendirdik. Şu anda toplam satışlarımız içinde filo payımız ilk kez %26-27 seviyelerine ulaştı. Özellikle C4X burada önemli bir rol üstleniyor. C5 Aircross, Berlingo ve C4 modellerimiz de filo pazarındaki güçlü duruşumuza katkı sağlıyor.”

patronlardunyasi.com