Dolar
39,6144
0,00%
Euro
46,0932
0,48%
Sterlin
54,0224
0,63%
Bitcoin
4.191.344
1,58%
BİST-100
9.468,63
3,58%
Gram Altın
4.206,77
-1,96%
Gümüş
35,53
-1,60%
Faiz
45,56
-0,26%

O'nun arabaları var, güzel mi güzel

Eczacıbaşı İlaç Grubu Başkanı Sayın Birol'un garajından iki klasik oto çıktı. İşte Birol klasik otoları...

04.09.2008 13:28
Haberi paylaşın
O'nun arabaları var, güzel mi güzel
16px
32px

Röportaj: Classic Car

Eczacıbaşı Holding İlaç Grubu Başkanı Sayın Sedat Birol'un garajından:1947 Lincoln Continental ve 1966 Ford Mustang Convertible çıktı.

Bir gün '54 model bir Mercedes-Benz'e binip Boğaz turu yaptı, daha otomobilin içerisinde iken, klasik otomobil sahibi olmaya karar verdi. Önce 1947 Lincoln Continental'i, sonra da 1966 Ford Mustang Convertible'ı garajına soktu. “İstikrarı ve başarıyı disiplin ve esneklik getirir” düşüncesini yaşam ilkesi edinen Sedat Birol'un klasik otomobilleri de, bu prensibe uygun…

Klasik otomobil sahibi olmak, daha da ilerisi, klasik otomobil koleksiyoneri olmak, merak, ilgi, sevgi, aşk ya da tutku duygularının, bir kıvılcım ile ateşlenmesi ve silsilesi ile gerçekleşiyor. Diyor ya Melike Demirağ, “Arkadaş” şarkısının ilk satırlarında, “Bir kıvılcım düşer önce / Büyür yavaş yavaş / Bir bakarsın volkan olmuş / Yanmışsın arkadaş” diye, buna benzer bir durum! Kalbe düşen bir kıvılcım ile ateşlenen klasik otomobil severlik, beynin de onayı ile, bir yaşam tarzına dönüşebiliyor. Ve bu yaşam tarzı, en yakındakilerden başlayarak, etrafa da aşılanıyor!

Sayın Sedat Birol için de, aynı şey geçerli. Eczacıbaşı İlaç Grubu'nun Başkan'ı olan Sedat Birol, merak duygusu ile başlayan klasik otomobil severliği, klasik otomobil sahibi olmanın ilerisine taşıyan, kendisi, “Şimdilik 3. bir klasik araç düşünmüyorum” dese de, mevcut garajının yetersiz kalacağı günlerin yakın olduğu izlenimini edindiğimiz, evet, daha bir cesaretle söyleyelim ve Birol'u da cesaretlendirelim, koleksiyoner olma yolunda ilerleyen bir isim. Biz bu ışığı, bir Cumartesi günü sabahı davet ettiği, Sarıyer, Büyükdere'deki Sedadkent'teki villasının garaj önünde ilk karşılaşmamızda gözlerinde gördük. 2 araç kapasiteli ahşap garaj, 1947 Lincoln Continental ve 1966 Ford Mustang hazretlerine tahsis edilmiş iken, yeni otomobilleri, pabucu dama atılmış çocuklar gibi, yol kenarı otoparka çekilmişti!

Kıvılcımın çaktığı yer: Florida

Sedat Bey'in klasik otomobil severliğinin merak boyutu dönemi, lisansüstü öğrencilik yıllarına ve ABD'ye dayanıyor. Üniversiteyi Almanya'da okuduktan sonra 1980 yılında master için ABD'ye giden ve Florida'da ikamet eden Sedat Birol'un ABD'de en heyecan duyduğu anlardan biri, klasik otomobil gördüğü zamanlar olmuş. Merak, ilgi boyutuna dönüşerek, klasik otomobilleri göz zevki için takip etmenin ötesine geçmiş zamanla ve Birol, Florida'da klasik otomobillerin toplandığı atölyeleri uğrak adreslerden biri yapmış. Profesyonel ustaları, teknolojik donanımları görmüş restorasyon atölyelerinde ve ABD'de klasik otomobilin sektörden öte, bir endüstri olduğuna tanık olmuş.
ABD'de öğrenim gören şanslı bir öğrenci de olsa, bir öğrenci geliri ile o dönem, bir klasik otomobile sahip olması imkansız imiş. “Hayalden öte geçmiyordu fakat tabii ki bir hedefti de” diyor Sedat Bey.

Sedat Bey, klasik otomobiller ile tanışıklığını anlatırken, eşi Esra Birol geliyor garajın önüne. Sedat Bey kadar ilgili klasik otomobillere ve bir önceki gün, bir arkadaşı ile beraber Mustang ile çıktıkları bir keyif sürüşünün hoş izlenimini anlatırken, çok keyifli. “İnsanlar, klasik arabalara çok ilgi gösteriyor ve sürekli sorular soruyorlar. Ve işte o anlarda şunu hissediyorsunuz: 'Bu sorulara cevap verebilmeliyim?' İster istemez klasik arabalar ile ilgili, en azından kullandığınız araç ile ilgili bilgi sahibi olmalısınız” diyor Esra Hanım. Az sonra, 3 kişilik ailenin son ferdi İpek Birol da katılıyor sohbete. Genç İpek, bir tenisçi. Enka Spor Kulübü'nün sporcusu ve son katıldığı turnuvada Türkiye 4.'sü olmuş, başarılı bir tenisçi. Okulu ve tenisi birlikte götürmeyi hedefliyor. Tenise ilgisinin ve de başarısının genetik olduğunu öğreniyoruz, çünkü Sedat Bey de geçmişte başarılara imza atmış bir tenisçi, Almanya ve ABD'deyken üniversite yıllarında tenis hocalığı da yapmış ve şu anda da bol bol tenis oynuyor. Esra Hanım diyor ki: “Tanışmamız da tenis kortunda oldu”.

Genç İpek, 2 saat sonraki tenis maçı nedeni ile, fotoğraf çekiminin bir önce gerçekleşmesi için sabırsız fakat Birol Ailesi'nin o günkü en büyük heyecanı, Galatasaray'ın akşam Gençlerbirliği Oftaş ile oynayacağı şampiyonluk maçı. Sedat Bey, “Çok zor bilet bulduk” diyor, o an yanımızdan Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyelerinden Ahmet Haşhaş geçiyor, “Futbolcularda rehavet yok” bilgisini alıyor, rahatlıyor.

“Bir Mercedes-Benz'e bindim, hayatım değişti”

Sedat Birol, klasik otomobil merak ve ilgisini sevgiye dönüştürerek döndüğü Türkiye'de, klasik otomobil aşkına nasıl tutulduğunu şöyle anlatıyor: “… ABD'de aynı okulda okuduğum ve hatta aynı evi paylaştığım, çok yakın arkadaşım, Erensan Kazanları'nın sahibi Ali Eren, 5 sene önce bir akşam, beni evimden 1958 model Mercedes-Benz Adenauer arabası ile aldı ve Sahil Yolu'ndan Boğaz manzarası eşliğinde Reina'ya götürdü. O yolculuğu hiç unutamıyorum. O kadar duygulandım ki! Daha otomobilin içinde iken, 'Ben de bir klasik araba sahibi olmalıyım' diye kendi kendime söz verdiğimi çok iyi hatırlıyorum…”

Hemen not düşelim: Ali Eren de bir Mercedes-Benz klasik otomobilleri koleksiyoncusu imiş. Şu anda garajında, 1951 Mercedes-Benz 300, 1955 Mercedes-Benz 300 B, 1955 Mercedes-Benz 300 C ve 1958 Mercedes-Benz Adenauer olmak üzere 4 adet klasik otomobili var imiş.

Bir kişiyi klasik otomobil sahibi yapan özel otomobiller olduğu gibi, bu süreçte katkısı olan uzman kişilikler de vardır. İlk klasik otomobiline sahip olma yolunda Sedat Bey, belki de Türkiye'deki en şanslı isimlerden biri olmuş. Örneğin, insafsız bir galericinin eline düşmemiş! Ünlü koleksiyoner Cengiz Artam adeta hocası olmuş!

Bir klasik otomobile sahip olma hayalini eyleme dönüştürmeye karar verdiğinde, kendisine yardımcı olma konusunda ilk isim olarak aklına, ağabeyinin arkadaşı olan Cengiz Artam gelmiş. Bir gün, arkadaşı Ali Eren ile birlikte, tanışmak için Artam'ın Çengelköy'deki klasik otomobil müzesine gitmiş. Çıkışta, 1947 Lincoln Continental onun olmuş. “Çok çabuk karar verdim” diyor. Öyle ki, müzeden ayrılırken Cengiz Artam, “Sen bu arabayı aldıktan sonra, bir tane ile kalmazsın” demiş, “Bu sözü hep hatırlarım” diyor Birol. “Açıkcası o gün, gün gelip de 2. bir klasik otomobil satın alacağımı hiç düşünmemiştim” diyen Sedat Birol, bu haber çalışmasını gerçekleştirdiğimiz günden 3 hafta önce, 1966 Ford Mustang'i satın almış. Aslında, cümleyi “Aldı” şeklinde bitirmemiz daha doğru, çünkü bu alım sürecini biliyorduk. Sedat Bey, Mustang'i de Cengiz Artam'dan satın aldı. Kendisini, Lincoln Continental'i ile haber yapmak istediğimizi ilettiğimizde, “Bir de Mustang alıyorum, bekleyin, 2'sini birlikte yapalım” demişti.

Sedat Birol, Cengiz Artam'ın aktardığı bilgiler ile, teknik bilgileri geçelim, “bir klasik otomobil nasıl alınır?” sorusunun cevabını öğrenmiş. Daha sonra Artam'a sorduk, “Bu işin sırrı nedir?” diye, “Okumak, araştırmak” cevabını aldık. Özellikle Mustang'i satın almadan önce Birol, Artam'ın yönlendirmesi ile, bu otomobil hakkında, teknik ve koleksiyon açısından detaylı bilgi sahibi olmuş.

Özellikleri, güzellikleri!

1947 Lincoln Continental ile 1966 Ford Mustang'in ortak özellikleri, güzellikleri. Gerçekten de bu 2 otomobil, dizaynları ve siyah-lacivert arası ve kırmızı renkleri ile, göz kamaştırıcı. Sedadkent'in botanik bahçesini andıran flora yapısı, mimari yapının muhteşemliği, Boğaz manzarası ve bulutların Güneş'le dansı arasında, güzellikleri daha da ortaya çıkıyor. 2 otomobili yan yana gördüğünüzde, 2'si de aynı ısrarcı tavırla, “Beni al! Beni al!” dercesine, sizi ikilemde bırakıyor. Oysa, evet, 2 otomobil birbirinden çok farklı.

1947 Lincoln Continental, bir görkem abidesi adeta. Güçlü hatları, uzunluğu, genişliği ve yüksekliğini daha bir göz önüne çıkarıyor. Tek kapı olması, otomobili en başta özellikli kılıyor. Kapı, kollu değil, tuşlu açılıyor. Yanaklı lastikleri, nostaljik havasını sürdürmesini sağlıyor fakat bu yanaklı lastikler, hiç de öyle Skoda tekerlekleri gibi içe dönük bir görünüm arz etmiyor! Arka lastiklerin yüzde 80'i, siperlikler altında; bu görünüm, otomobilin karizmasını daha da artırıyor! Stepne, arka kısımda, bagaj üzerinde. Bagaj, otomobilin fiziksel özellikleri ile doğru orantılı bir kapasiteye sahip. Otomobilin tamponları, ilk bakışta, güven hissi uyandırıyor insanda, “Kaza yapsa da arabaya, içerisindekilere bir zarar gelmez” hissi veriyor.

Ön kısım, tampon, farlar, nikelajlar ile o kadar heybetli ki… İzlemeye doyamıyorsunuz. Kaput altı da bu görkemi yansıtıyor: Döneminin “de luxe” kategorisine giren otomobillerinden biri olan Lincoln Continental, “ABD'de üretilen 12 silindirli son otomobil” olma özelliğine de sahip. İlginç bir nokta, kornaların kaputa monte edilmiş olması.

Gösterge paneli, otomobilin görkeminin bir yansıması. Direksiyon simidinden teybe, göstergelere kadar, her ayrıntısı ile orijinal.

İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ertesinde, 1946, 1947 ve 1948 yıllarında bu kasa ile Lincoln Continental, toplam 3.000'e yakın adette üretildi. Sedat Birol'a ait 1947 üretimi, Türkiye'de tek olarak biliniyor. 1946 ve 1948 üretimlerinden, Rahmi M. Koç Müzesi Erdoğan Gönül Klasik Otomobil Galerisi'nde 1'er adet bulunduğu biliniyor. Birol, “3 yıldan 1'er adet bulunmasını, Türkiye klasik otomobil dünyası için bir zenginlik olarak görmek gerek” diyor.

Lincoln Continental, bir müzeden çıktığı için, bir piyasa otomobiline göre, çok çok bakımlı. Sabri Artam Vakfı Klasik Otomobil Müzesi'nin Ar Classic ustaları, müzedeki diğer otomobillere uyguladıkları rutin bakımları, Lincoln Continental'den de esirgememişler. Yine de Sedat Birol, otomobil üzerinde çalışmalar yapmış. ABD'de yaşayan ağabeyi Can Birol'un yardımı ile Pennsylvania'da sadece Lincoln '46, '47, '48 üçlemesi uzmanı olan 75 yaşındaki üstad bir klasik otomobilciden satın alıp getirttiği parçalar ile, mekanikte ve kaportada yenilemeler uygulamış. En önemli çalışması, motoru yenilemek olmuş. Motor tamamı ile adeta bir mühendislik çalışması ile yenilenmiş, Sedat Bey de bizzat çalışmaları izlemiş. Bu güzel eseri ortaya çıkaran usta da, Maslak 100. Yıl Sanayi Sitesi'nden Ajlan İlk olmuş. Bu hali ile otomobil, bir boya rica ediyor sahibi Birol'dan. Özellikle ön kapı kenarları, bagaj kenarları, “vakit gelmiştir” diyor. Birol, “Önce boya yapacağız, sonra da lastikleri yenileyeceğiz” diyor.

Lincoln Continental'i kullanmak zevkli olduğu kadar, problemli de. Zevki, kullanıcısını kral ya da kraliçe hissettirmesi, problemi ise, yoğun İstanbul trafiği. Sedat Bey, Lincoln'ü daha çok hafta sonları erken saatlerde, Büyükdere-Bebek arasında gidiş geliş olarak kullanıyormuş. Şunu da belirtelim: Sedat Bey, kesinlikle ve kesinlikle, klasik otomobillerin kullanılmasından yana. “Bu güzelliği bu dünyada yaşamak gerek, başka dünya yok klasik otomobilleri göreceğimiz” diyor.

1966 Ford Mustang, keyif sürüşleri için daha çok olanak sağlıyor elbette Birol Ailesi'ne. “Üstü açık bir model olmasını özellikle çok istedim Mustang'in ve o yüzden bir convertible aradım. Spor araba, üstü açık olmalı. Mustang, 61 yaşındaki Lincoln'e göre 42 yaşı ile daha genç. Dizaynı ile günümüze daha yakın, manevra kabiliyeti, fiziksel ölçüleri ile İstanbul trafiğine daha uygun. Bu otomobili daha çok kullanacağımı umut ediyorum” diyor.

Zıt kardeşler

Biri aristokrat, biri spor ruhlu 2 değişik karakterden otomobil sahibi olmak, Sayın Sedat Birol'un, iş dünyasındaki yönetim anlayışının, özel hayatındaki hobilerinin bir yansıması olarak da kabul edilebilir. Eczacıbaşı Topluluğu'nda 18 yıldır süregelen istikrarlı bir kariyere sahip olan Sedat Birol'un yöneticilik felsefesinden bir madde şöyle diyor: “Başarıyı, disiplin ve esneklik getirir”. Eczacıbaşı Topluluğu'nda görev almaya yeni başladığı dönemde, 1991'de, bir gün rahmetli Sayın Nejat Eczacıbaşı, Birol'a tahsilini sorar. Almanya'da kimya mühendisliği yükseköğrenimi gördüğünü, ABD'de organik kimya üzerine master yaptığını öğrendiği Birol'a, şu soruyu sorar: “Bu 2 ülkede okumanın sana ne kazandırdığını bir cümle ile özetler misin?”.

Birol, “Hayatımda karşılaştığım en zor sorulardan biri” olarak nitelediği bu soruya şu cevabı verir: “Almanya'da disiplini, ABD'de esnekliği öğrendim”. Birol, istikrarını, disiplin ile esnekliği birleştirebilmesine borçlu olduğunu söylüyor. Klasik otomobillerden Lincoln Continental disiplini, Ford Mustang ise esnekliği temsil ediyor ve bu zıtlık, uyumu getiriyor. Lincoln'ü iş dünyasının disiplini, Mustang'i özel yaşamın esnekliği olarak kabul ediyor Birol. “Örneğin, yöneticiler, arkasında duracakları kararlar almalıdırlar. Lincoln'de bir profesyonelin kararlı duruşunu görüyorum ben. Fakat hayat da işten ibaret değildir. Çalışanlarıma, 'Hobilerinize zaman ayırın' diyorum. Ben, hobileri olan bir insanım. Mesai saatleri sonrası ilgilenecek hobim çok. Tenis, yüzme, seyahat, müzik, dans, Beyoğlu'nu keşfe çıkmak, klasik otomobil, Galatasaray... Arap müziğinden Çigan müziğine, Rus ezgilerinden Güney Amerika ritimlerine kadar uzanan çok zengin bir müzik koleksiyonum var. Dans dersleri aldık eşimle, dans çok önemli hobimiz. Evimizin altında bir bar oluşturduk, dostlarımızı burada ağırlayıp, zengin müzik çeşitliliği ile dans partileri yapıyoruz. Mustang bana, yaşamın esneklik yönünü ifade ediyor. Zaten yolda da öyle değil midir, daha çabuk dönmez mi virajları?..”
Sedat Birol ve Birol Ailesi'ne, daha nice klasik otomobiller diliyoruz.


Sedat Birol, klasik otomobillerine gösterdiği titizliğin yansıması olarak, garajını elden geçirecek; yağmur almaması için, yan duvarları tamemen kapatacak.

Sedat Birol test etmiş: Mustang, 60 litre benzin ile 300 km yol gidiyor.

Teknik Özellikler
1947 Lincoln Continental

karoser tipi  4/5S DHC
kapı sayısı 2
dingil mesafesi 3.175 mm uzunluk 5.423 mm
genişlik 1.880 mm
yükseklik 1.594 mm
yerden yükseklik 171 mm
uzunluk/dingil mesafesi oranı 1.71
ağırlık 2.053 kg
yakıt kapasitesi 73,9 litre
motor üreticisi  Lincoln
motor yeri  ön
motor yerleşimi uzunlamasına
soğutma türü  su
motor tipi OHV
Silindir sayısı ve yerleşimi V-12
silindir başına supap sayısı 2    (toplam 24 adet)
motor hacmi 4.784 cc  
çap 73 mm
strok 95.25 mm
çap / strok oranı 0.77
silindir başına düşen hacim 398.67 cc/silindir
sıkıştırma oranı 7.2:1
hava besleme türü normal
intercooler türü yok
katalitik konvertör yok
maksimum motor gücü 125 HP
maksimum güç devri 4000 d/d
maksimum tork 298 Nm maksimum tork devri 2000 d/d
maksimum güç devrinde tork 222.5 Nm (4000 d/d)
güç/ağırlık oranı 60.9 HP/ton
güç/motor hacmi oranı 26.1 HP/litre
0- 80 km/h 15.8 s
0-60 mph 21.6 s
0-400 m hızlanma 22.9 s
şanzıman türü 3OD
son vites dişlisi oranı 0.7:1
son dişli oranı 4.22:1
aktarma RWD
direksiyon turu 4.75
lastikler (ön/arka) 7.00 x 15

Teknik Özellikler
1966 Ford Mustang Convertible

motor hacmi 289 cubic inch
motor gücü 271 HP (6000 devir/dakikada)
maksimum hız 204 km/saat
0'dan 96 km'ye hızlanması 6,1 saniye