Nuri Usta Nurus oldu tereciye tere sattı

Nuri Usta Nurus oldu tereciye tere sattı

Ankara’da Marangozlar Sitesi’nde küçük bir atölyede Nurettin Usta tarafından temelleri atılan Nurus, alanında dünyada ilk 20 şirket arasında kabul ediliyor. İtalyan hükümetine ofis mobilyası satan Nurus’un son çalışması..

Nuri Usta Nurus oldu tereciye tere sattı
16px
24px
19.06.2006 15:17Güncelleme: 27.10.2023 14:25
ABONE OLgoogle

Jale Özgentürk'ün yazısı..

Ankara’da Marangozlar Sitesi’nde küçük bir atölyede Nurettin Usta tarafından temelleri atılan Nurus, alanında dünyada ilk 20 şirket arasında kabul ediliyor. İtalyan hükümetine ofis mobilyası satan Nurus’un son çalışması Denizbank’ı alan Belçikalı Dexia’nın 36 katlı merkez binasının dekorasyonu.

YARATICI BALIK: NURUS

Tasarım, sihirli bir sözcük. Herkesin dilinde. Türk sanayicisi, artık kurtuluş yolunun, katma değeri yüksek, trendleri belirleyen tasarım ve markadan geçtiğini kuşku duymayacak şekilde biliyor.

Tasarım deyince her sektörde ilk akla gelen ülke ise İtalya. Kısa süre öncesine kadar Türkiye’nin tasarım konusunda adı bile geçmezken son birkaç yıldır farklı sektörlerden Türk tasarımcılar uluslararası arenada ödüller kazanıyor.

İşte ofis mobilyaları alanında dünya markası haline gelme yolunda emin adımlar atan Nurus, ödüllü sanayiciler arasında yer alıyor.

1927 yılında Ankara’da Nurettin Usta’nın Marangozlar Sitesi'nde küçük bir atölyede temelini attığı üçüncü kuşağın ise dedelerinin lakabını  markalaştırmasıyla farklı bir kulvara geçirdiği Nurus, markasıyla bugün İtalyan hükümetine bile ofis mobilyası satıyor. Ürünleri ile dünyanın ilk 20 şirketi arasına giren Nurus, 9 distribütörüyle faaliyet gösterdiği İtalya’da şirketleşerek Avrupa pazarına yerleşiyor. Nurus’un aldığı son proje ise Denizbank’ı satın alan Belçikalı banka Dexia’nın yeni merkez binası. ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü mezunu Yönetim Kurulu Başkanı Renan Gökyay, şirketin 80’inci yılında amaçlarının dünyada “trend belirleyen” bir marka olmak olduğunu söylüyor. Üçüncü kuşakla hızlanan Nurus’un deneyimleri ve Gökyay’ın görüşleri şöyle.

Nurus nasıl doğdu, hikâyesini anlatır mısınız?

Nurus’un üç kuşaklık bir hikâyesi var. 1927 yılında dedem Nurettin Kunurkaya Ankara’da mobilyacıların bulunduğu Siteler’de küçük bir mobilya atölyesi açarak işe başlamış. Cumhuriyetin ilk yıllarında yeni kurulmakta olan Koç, Sümerbank gibi şirketlerin işlerini alınca işi büyümeye başlamış. 1965 yılında ise ölmüş. O öldüğünde annem Birten işi devam ettirmeye karar veriyor. Siyasal Bilgiler mezunu annem, Türkiye’nin ilk sanayici kadınlarından yani. Babam Akın Gökyay ise hukuk mezunu. Avukatlık ve müfettişlik yaparken işin başına geçiyor. 1970’lerde ev mobilyasına da geçerek İskandinav koltuk üretmekte olan şirketin üretim tesisleri büyüyor. 1981’de kurumsallaşmanın ilk adımı atılarak Nurus A.Ş. kuruluyor. Babamın artık yorulmaya başladığı bir dönemde ise kardeşim Güran ve ben eğitimimizi bitirerek işe başladık. Ben Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’nden kardeşim de Hacettepe Ekonomi’den mezun.

Üçüncü kuşak olarak işe başladığınızda farklı bir stratejiniz var mıydı? Örneğin endüstriyel tasarım bölümünü özel olarak mı seçmiştiniz?

Biz işe başlarken kendimize hedef koyduk. Şirketimiz ofis mobilyasında uzmanlaşmayı kabul etmişti ama eğer bu işi yapacaksak uluslararası rekabete uygun yapmamız gerekiyordu. Yani tasarımıyla, verimliliğiyle, ürün kalitesiyle, sürdürülebilirliğiyle  uluslararası rakiplerle baş edebilmeliydik. O günlerde bu standartları sağlayamazsak rakiplerin gelip bizi kendi pazarımızda zor durumda bırakabileceğini öngörmüştük.

Dünyadaki globalleşmeyi erken fark ettiniz yani.

Evet, biz bir anlamda global d

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde