Mustafa Kemal Paşa, esir ettiği Trikopis’le karşılaşmasında ne dedi?
Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı. Atalarımızın bize olağanüstü fedakarlıklarla bıraktıkları bu toprakların sonsuza kadar yurdumuz olacağını kanlarını dökerek ispatladıkları büyük bir zaferdir 30 Ağustos. Peki yenilen ve esir edilen Yunan Başkomutanı Trikopis ile Türk orduları başkomutanı Mustafa Kemal Paşa arasında ilk karşılaşmalarında neler konuşulmuştu?

Burak ARTUNER
Büyük Taarruz başladıktan ve Yunan ordusunun ön safları dağıldıktan sonra Yunan ordularının başkomutanı olan General Trikopis, 27 Ağustos 1922 tarihinde Afyonkarahisar’dan ayrıldı. Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos sabahı kendisi 1. Ordu bölgesine, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa da 2. Ordu bölgesine hareket etmişti. Yunan ordusu büyük oranda kuşatılıp imha edilirken Trikopis kıl payı kurtularak Kızıltaş deresi üzerinden Murat Dağlarına kaçmayı başarmıştı Amacı ordusuyla Dumlupınar’a gidip, burada olduğunu düşündüğü General Franko kuvvetleri birleşmekti. Ancak Fahrettin Altay komutasındaki Türk süvarisinin muhabere hatlarını kesmiş olması Trikopis’i açmaza düşürdü. Türk ordusu Yunan Ordusu’nu kuşatıp imha planını uygulamaya koymuştu bile… Savaşın bundan sonraki safhasında pek çok gelişme yaşandı ama bunları size aktarmayacağımTürk kuşatma hatlarını 3 kez yarmayı deneyen ama başaramayan ve teslim olmaktan başka çare kalmadığını anlayan Trikopis 2 Eylül’de Kapaklar mevkii yakınlarında yanındaki komutanlarla birlikte Türk birliklerine teslim olmak mecburiyetinde kaldı.
ASIM PAŞA’DAN SERT SÖZLER: BU ZULMÜ NEREDE ÖĞRENDİNİZ?
Önce Batı Cephesi Kurmay Başkanı Asım Paşa (Gündüz) önüne çıkarıldı. Asım Paşa gelenleri ayakta karşılamıştır. Trikopis’in ifadesine göre Asım Bey, uzun boylu, nafiz bakışlı, seferi kıyafetli ve Prusya lehçesi konuşan bir kişiydi. Asım Paşa sert bir ifadeyle Trikopis’e “Siz benden sonra Almanya’da erkânı harp ihtisası yaptınız. Anadolu’da tatbik ettiğiniz zulüm ve haksızlıkları orada mı öğrenmiştiniz. Yoksa memleketinizde mi?” sorusunu yöneltti. Trikopis karşısına çıktığı Türk komutanlardan ilk defa sert, aşağılar şekilde bir yaklaşım görüyordu. Bunun savaşın kaçınılmaz sonuçlarından olduğuna değinmekle yetindi. Ardından kendisini Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa’nın huzuruna çıkardı.
İSMET PAŞA SAVAŞIN AYRINTILARINI KONUŞTU
İsmet Paşa generallere iyi muamele etti, dostça davrandı. Onlardan savaşın gidişatına ilişkin bilgiler aldı. İsmet Paşa Trikopis’e Büyük Taarruzun ilk günü Yunan topçularının niçin ateşi çabuk kestiklerini sordu. Trikopis, Yunan bataryalarının tarassut noktalarının çok ileriye konulmuş olduğunu, Türk topçusunun buraları tahrip etmesi nedeni ile ilk saatten sonra toplarını kullanamadıkları, ateş edemez hale geldikleri cevabını verdi.
Ardından İsmet Paşa, esir başkomutan ve generalleri Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın huzuruna çıkardı. Ruşen Eşref Ünaydın’ın ifadesine göre esir generaller Mustafa Kemal Paşa’nın huzuruna getirildiğinde onlar da o salonda bulunuyorlardı. Ruşen Eşref (Ünaydın), Halide Edip (Adıvar), Salih (Bozok), Mahmut (Soydan), Memduh, Muzaffer (Kılıç), Kurmay Yüzbaşı Şahap (Gürler) Cevdet Kerim de yan sofadan iki komutanın karşılaştıkları tarihi anı izliyorlardı.
HALİDE EDİP’İN İZLENİMLERİ
Bu karşılaşmaya şahit olan Halide Edip, Türk ve Yunan komutanların karakter tahlilini yapmıştı. O’nun gözlemlerine göre Türk komutanların üniformaları er üniformaları kadar sadeyken, Yunanlılar sırmalı üniformaları içindeydiler. Türk komutanların sakin, Yunan komutanları asabi idiler. Fevzi Paşa Buda heykeli gibi ve hareketsiz duruyordu. İsmet Paşa öfkeli olmakla beraber bunu belli etmemeye çalışıyordu. Esir generaller salona getirildiklerinde Fevzi ve İsmet Paşa’nın ortasında oturan Mustafa Kemal Paşa’yı askerce selamladılar.
İLK ANDA GÖRMEZDEN GELDİ
Trikopis’in anlatımına göre Mustafa Kemal Paşa, ilk anda odaya giren misafirlere hiç tepki vermeyerek görmezden geldi. Kısa bir süre pencerenin yanına konulmuş büyük masanın üzerindeki haritayı incelemeye devam etti. Sonra dudaklarında adeta bir tebessüm belirdiği halde başını kaldırarak gözlerini gelenlerin üzerinde dolaştırdı.
“OTURUN GENERAL YORULMUŞ OLACAKSINIZ”
Ardından yerinden kalkarak sırayla generallerin elini sıkmıştır ve oturacakları koltukları işaret etmiştir. Mustafa Kemal Paşa bu sahnenin hâkim karakteri sıfatıyla galip bir pehlivan gibi Trikopis’in elini alelade bir el sıkışı müddetinden daha uzun tutmuştur. Düzgün anlaşılır bir Fransızcayla “Oturun general yorulmuş olacaksınız” dedi. Bu arada Trikopis ve Diennis salona girdiğinde Fevzi Paşa ile İsmet Paşa selamlamışlar fakat ellerini vermemişlerdir. Halide Edib’in ifadesiyle esir generaller düşünceli ve ürkek bir tavırla koltuklara oturdular ve başlarını önlerine eğdiler. Türk kaynakları Trikopis’in üzüntüden ve yorgunluktan dolayı bitkin ve benzinin solgun olduğunu da belirtirler General Trikopis ise oturdukları koltukların rahat ve üzeri işlemeli olduğunu yazar. O, Mustafa Kemal Paşa’nın üzerinde mareşal ambleminden başka başkumandanlık mevki ve rütbesini anlatan hiçbir işaret olmadığını söyleyerek “Her hali ile kibar, nazik, asil ve zarifti” değerlendirmesinde bulunmuştur.
Mustafa Kemal Paşa, Trikopis’e Fransızca ve cana yakın bir ses tonu ile ilk önce rahat edip etmediklerini sordu. Ardından ayaktaki yaverine sigara ikram etmesi için işaret verdi. Yaver sigara tabakasını misafirlere uzatarak sigara ihtiyaçlarını karşılamalarını temin etti ve ardından Yunanca çay mı, kahve mi arzu ettiklerini sordu. Komutanlar ikram edilen sigaraları ve getirilen kahveleri biri zafer sahibi, öteki esir ordu başkumandanı değil de nezaket ziyareti yapan iki asker havası içerisinde içtiler. Mustafa Kemal Paşa Trikopis’e Yunan Başkomutanı Hacı Anesti’nin kısa süre önce cepheyi denetleyip İzmir’e döndükten sonra gazetecilere verdiği demeçte dile getirdiği “Mustafa Kemal mi? Fakat ben bu adda bir komutan tanımıyorum. Cephede hiçbir yerde rastlamıyorum” sözüne hatırlatarak “Bir haftadır savaş meydanındayım. Başkomutanınızı göremedim, nerededir?” sorusunu yöneltti. Trikopis bu sözleri başı öne eğik vaziyette dinledi. Ardından kendisini 1. Kolordu kumandanı olarak tanıtan Trikopis’e seslenerek “Atina sizi Hacı Anesti’nin yerine Yunan Ordusunun başkumandanlığına atadı. Haberleşmeniz kesildiği için emir bizim elimize geçti. Alın” dedi. Bu hususta Trikopis’e gönderilen yazılı emir süvarilerimiz tarafından esir edilen kuryenin üzerinden çıkmıştı. General Trikopis anılarında kralın emri ile Küçük Asya Yunan Orduları Başkumandanlığına getirildiğini rütbesini bir derece yükseltilerek Korgeneral olduğunu burada öğrendiğini yazmıştır
TRİKOPİS: BU KADAR GENÇ OLDUĞUNUZU BİLMİYORDUM
Konuşma sırasında Trikopis Mustafa Kemal Paşa’nın gençliğine işaret ederek “Ben sizin bu kadar genç olduğunuzu bilmiyordum general” dedi.
Bundan sonra Trikopis ve Mustafa Kemal arasında savaşın kritiğine yönelik konuşmalar yapıldı. Mustafa Kemal Paşa Büyük taarruzu kastederek “Pek mi habersiz oldu? Böyle bir şeyin geleceğini anlamadınız mı?” diye sordu. Trikopis taarruz hazırlıklarının çok iyi gizlenmiş olduğunu, saldırı anına kadar fark edemediklerini itiraf etti. Türk taarruzunun kendileri için tarih ve çap olarak büyük bir sürpriz olduğunu söyledi. Yine konuşmanın bir yerinde Trikopis Mustafa Kemal’in bir fotoğrafını Kavala’da İsmail Hakkı Bey’in evinde gördüğünü orada çok daha genç göründüğünü söyledi. Aslında bu sıkıntılı sürecin onu da fiziken yıpratmış olduğuna işaret etmek istedi. Mustafa Kemal, “Eh ne yapmalı. O zamandan beri bizi biraz çalıştırdılar” cevabını verdi. General Trikopis Çobanlar üzerinden karşı taarruza geçmeyi düşündüğünü söyleyince Mustafa Kemal de ona nasıl mukabele edeceğini anlattı.
“İŞTE BEN O SÜNGÜLERİN PARLADIĞI YERDE, ASKERLERİMİN YANINDAYDIM”
Bundan sonra Trikopis, Mustafa Kemal Paşa’ya bu savaşı nereden yönettiğini sordu. Başkumandan “İşte tam o süngülerin parladığını söylediğin yerde, askerlerin yanında idim” cevabını verdi. Bu cevabı işiten Trikopis hayretten ve saygıdan ayağa kalkıp selamlayacak gibi yarı belinden yukarı doğru davranarak “İşte harp böyle kazanılır. Yoksa 550 kilometre uzakta, durum gözle görülüp hükmü verilmeksizin bir harita üzerinde pergelle ölçülerek yattan idare edilmez… Edilir ama netice böyle olur” dedi. Daha sonra Yunan Başkomutan ile General Diennis ile aralarında savaşın gidişatına dair bir tartışma çıktı.
“KOMUTANLAR YORGUNDUR, İSTİRAHATLARİNİ TEMİN BUYURUNUZ”
Bu tartışmanın sonunda Trikopis “beni yaverlerim dahi bırakarak yanımdan kaçtılar. Ben intihar etmeliydim” deyince Mustafa Kemal Paşa İsmet Paşa’ya hitaben “Kumandanlar yorgundur. Kendilerinin istirahatlerini temin buyurunuz” deyip ayağa kalktı. Bunun üzerine İsmet Paşa ile Yunan kumandanları da ayağa kalkarak Türk Başkumandanını başlarıyla selamladılar. Trikopis yeniden elini uzatınca, Mustafa Kemal Paşa teselli anlamında uzunca süre elini tutarak şöyle dedi: “Harp bir talih oyunudur general. Bazen en mahiri de yenilir. Siz vazifenizi yaptınız. Mesuliyet talihten geliyor, müteessir olmayınız”
“EŞİME YAŞADIĞIMI BİLDİRİN”
Ardından Trikopis’e “Sizin için bir şey yapabilir miyim” diye sordu. Trikopis İstanbul’da bulunan eşine kendisinin hayatta ve sağlıklı olduğu konusunda bilgi verilesini istedi. Çünkü bir gün önce intihar ettiği haberi yayılmıştı. Hanımı kendisinin hayatta ve sağlıklı olduğunu öğrensin istiyordu Mustafa Kemal Paşa bu talebi derhal kabul etti. Trikopis’in eşinin adresin öğrenilmesini ve bir gün sonra Hilal-i Ahmer vasıtasıyla bilgi verilesini emretti. Trikopis’in kılıcı bugün İstanbul Harbiye Askeri Müzesi’nde sergilenmektedir.
General Trikopis, Türkiye’de bir yıl civarında esir olarak kaldı. Lozan Anlaşmasını takiben esir değişimi çerçevesinde ülkesine gönderildi. Esaret hayatı boyunca Türklerden daima iyi muamele gördüğünü kendisi de itiraf etti.
patronlardunyasi.com