MÜSİAD'ın parakende ticaret reçetesi
MÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Bolat, ''Bu gelişmenin ve geçiş sürecinin başıboş, acımasız ve büyüğün küçüğü ezmesi şeklinde olmasına müsaade edilemez'' dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Bolat, piyasa şartları ve tüketici eğilimlerinin organize perakendeciliği teşvik ettiğinin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu bildirerek, 'bu gelişmenin ve geçiş sürecinin başıboş, acımasız ve büyüğün küçüğü ezmesi şeklinde olmasına müsaade edilemez' dedi.
MÜSİAD'ın yayın organı Çerçeve'nin mart sayısında organize perakende konusuna değinen Bolat, bugün 70 milyar dolarlık bir hacimle milli gelirin yüzde 20'si büyüklüğündeki bu sektörle ilgili tartışmaların çok boyutlu bir yapı gösterdiğini belirterek, perakende ticaret sektörünün organize olmasının, yani bir düzen altına alınmasının gerekliliğine işaret etti.
'Çünkü bizde her işte olduğu gibi, maalesef perakendede de bir 'ifrat-tefrit' durumu oluşmakta, adeta 'Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' kuralı işlemektedir' diyen Ömer Bolat, büyük mağazalar, marketlerin artık hayatın önemli bir gerçeği olduğunu kabul etmek gerektiğini dile getirdi.
Alışveriş yanında, dinlenme, eğlenme faaliyetlerini de kapsayan bu yeni olgunun, küresel ekonomik rüzgarların da etkisiyle büyüyerek gelişeceğini kaydeden Ömer Bolat, Türkiye'de organize perakendecilik sektörü payının 1990'ların başından bu yana artarak yüzde 40'a ulaşırken, esnaf düzeyinde geleneksel perakendecilerin payının ise yüzde 60'lara gerilediğini ifade etti.
AB ülkelerinde organize perakendecilerin pazar payının yüzde 50-96 arasında değiştiğini, Türkiye'de rakamın henüz daha düşük bir seviyede olduğunu, buna karşın gelişme hızının büyük olduğunu anlatan Bolat, organize perakendeciler içinde dünya devi küresel sermayenin temsilcileri, arkasında bankası, sermaye gücü (kredi kartı kullandırma avantajı) olan büyük Türk firmaları ve gelişmeye çalışan yerel marketler zincirleri olmak üzere 3 grup varolduğunu bildirdi.
Özellikle çarşı, pasaj esnafı gibi kesimlerde satış ve pazar kaybı yaşandığını, ayrıca büyük mağazalarla onların tedarikçisi üreticilerin mağduriyetine yol açan sıkıntılarına acil çözüm beklediğini aktaran Bolat, sözünü ettiği gelişmeler karşısında devletin, hükümetin bir yol haritası belirleyiciliğine ihtiyaç olduğunu ifade etti. 'İş piyasaya bırakılırsa, büyük sermaye ve teknoloji gücünün küçükleri öğütmesi kaçınılmazdır. Bunun sonucunda sosyal tahribatlar ortaya çıkabilir.
Bu nedenle hükümet konuyla ilgili Büyük Mağazalar Kanun Tasarısını TBMM'de kanunlaştırarak, 'adil ve kuralları belirlenmiş bir rekabet alanını' oluşturmalıdır' görüşünü dile getiren Ömer Bolat, perakende sektörü ile ilgili yeni düzenlemede olmazsa olmaz unsurları şöyle sıraladı:
OLMAZSA OLMAZ UNSURLAR...
'Büyük mağaza ya da market açma, imar planlarında belirlenmiş yerlerde olmalı, bundan sonra meskun alanlar dışında kurulmalıdır.
Büyük mağazaların alım yaptıkları tedarikçilere yapacakları ödemeler belirli bir takvime (azami 60 gün) bağlanmalı. Büyük miktarlarda alım yapıldığı için istismarlar, tedarikçiyi iflas konumuna düşürecek kadar bunaltabilmektedir.
Büyük mağazaların, kendi markalarını tedarikçiye yaptırmalarında, o ürün cirosunun yüzde 20'sini geçmeme şartı getirilmelidir. Aksi halde üreticilerin markalaşma imkanı kalmayacaktır.
Satın alım bedelinin altında zararına satış yapılamayacağı hükme bağlanmalıdır.
Çalışma saatleri sabah 09.00, akşam 21.00 arasında olmalı, haftada azami 6 gün çalışma 1 gün tatil olmalıdır.
Sergi parası, raf parası, anons parası gibi astronomik ödemelerin tedarikçilerden talep edilmemesi sağlanmalıdır.
'İBADET İÇİN MEKAN TAHSİSİ ZORUNLU HALE GELMELİ'
3000 metrekare üzerinde olan market ve alış veriş merkezlerinde, ibadet için uygun büyüklükte bir mekan tahsis edilmesi zorunlu hale getirilmelidir.
Perakendeye gelen yabancı sermayeye karşı temkinli olunmalıdır. Bu konuda diğer bazı ülkelerdekine benzer şekilde asgari yatırım tutarı ve istihdam miktarı gibi belirli kriterler getirilebilir. Çünkü perakende sektörüne ge