Dolar
42,6998
0,00%
Euro
50,2311
0,02%
Sterlin
57,4292
0,05%
Bitcoin
3.754.509
0,37%
BİST-100
11.348,83
-0,94%
Gram Altın
5.908,273
0,02%
Gümüş
63,81
0,31%
Faiz
38,19
-0,60%

Merrill Lynch'ten fon yöneticileri raporu

Kredi dalgalanması büyüme beklentilerini zorluyor, ancak yatırımcılar hala tahviller yerine hisse senetlerinin arkasında duruyor

19.09.2007 13:22
Haberi paylaşın
Merrill Lynch'ten fon yöneticileri raporu
16px
32px

Kredi piyasalarındaki dalgalanma hisse senedi piyasalarının temellerini etkilemeye başlıyor, ancak, Merill Lynch Eylül Fon Yöneticileri Araştırma Raporu yatırımcıların potföylerinde henüz radikal değişiklikler yapmaya başlamadıklarını  gösteriyor. 

Yatırımcıların, Mart 2003'ten bu yana görülmemiş bir şekilde yatırım ufuğunu daraltmaları ve portföylerinde %4,3'ün üzerinde nakit tutmaları ile birlikte, riskten kaçınma keskin bir yükseliş gösterdi. FMS Endeksi  Risk Bileşkeni, Eylül ayında 33 puanla gelmiş geçmiş en kötü ikinci seviyesinde gerçekleşti. Araştırmaya katılan yatırımcıların yüzde 75'i bundan sadece iki ay önce likidite şartlarını “pozitif” olarak değerlendirirken, bu ay katılımcıların %34'ü likidite şartlarının (piyasa derinliği, alım-satım spredinin darlığı) “negatif” olduğunu düşünüyor. Büyüme beklentileri geriliyor ve para politikalarının “aşırı teşvik edici” olduğu yönündeki endişeler azalıyor. Konjonktürel dalgalanma riskinin normalin üzerinde olduğunu ve piyasa istikrarı açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu düşünen katılımcıların oranı geçen ay yüzde 32 iken, Eylül ayında bu oran yüzde 61'e yükseldi.

Merrill Lynch'e bağımsız danışmanlık hizmeti veren David Bowers: “Yatırımcılar konjonktürel dalgalanma riskinden endişe duyduklarını söylüyorlar, ancak fon yöneticileri potföylerini daha farklı bir piyasa ortamına uygun olarak yeniden şekillendirmeye henüz başlamadılar. Bu durum, yatırımcıların piyasalarda görülen bu inişin olası büyüklüğünü inkar edip etmedikleri yönündeki soruları yanıtlıyor.”

Fon yöneticileri hisse senetlerinin tahvillere göre hala daha ucuz olduğuna inanıyor

Eylül ayı araştırma raporu, gerileyen piyasa koşullarına rağmen, yatırımcıların tahvil yerine hisse senetlerini tercih etmekten vazgeçmediklerini gösteriyor.   Konjonktürel dalgalanma riski endişelerine rağmen, fon yöneticileri portföylerini piyasalarda bir inişe göre yeniden poziyonlandırma yönünde bir girişimde bulunmuyorlar.

Yatırımcılar hala hisse senetlerinin değerinin altında seyrettiğine inanıyorlar. Bu da yatırımcıların birkaç ay içerisinde bir satın alma fırsatı oluşacağını düşündüklerini gösteriyor. Hisse senetlerine verilen ortalama ağırlık, Temmuz ayından bu yana sadece yüzde 3 oranında düşerek yüzde 53 oldu. Yatırımcıların yüzde 23'ü hisse senetlerinin değerinin altında seyrettiğine inanıyor (aynı görüşü paylaşanları oranı Ağustos'ta yüzde 11 olarak gerçekleşmişti). Ayrıca fon yöneticilerinin yüzde 37'si portföylerinde hisse senetlerine daha açık olacaklarını belirtiyor. (Bu oran da Ağustos ayında yüzde 29'du). Fon yöneticilerinin üçte ikisi tahvillere ağırlık vermeme görüşünü koruyor.

Bu istikrarsız ortamda, gelişmekte olan piyasalar cazibesini koruyor
Piyasalardaki bu karışıklığın ortasında yatırımcılar Amerikan ve İngiliz hisse senetlerinden kaçınarak,  gelişmekte olan pazarlar ve Avrupa Bölgesi (eurozone) hisse senedi piyasalarını tercih etmeye devam ediyorlar. Fon yöneticilerinin yüzde 36'sı gelişmekte olan piyasalardaki hisse senetlerine ağırlık veriyor. Ağustos ayında gerçekleşen yüzde 10 oranında derin bir inişin ardından, bu oran tekrar Temmuz seviyelerine döndü.

Yatırımcıların yüzde 37'si, Ağustos ayındaki gibi, eurozone bölgesi hisse senetlerine ağırlık veriyor. Fon yöneticileri, güçlenen Japon Yen'i ve ekonominin düzeleceğine ilişkin kuşkuları nedeniyle, Japonya'ya bakışlarında daha az pozitif hale geldiler. Ağustos ayında katılımcıların yüzde 8'i Japon hisse senetlerine ağırlık verirken, Eylül ayında yatırımcıların yüzde 14'ü Japon hisse senetlerinin ağırlığını azaltıyor.

Eylül ayı araştırmasında, yatırımcıların bir yandan konjonktürel dalgalanma riskinin arttığına inanırken, diğer yandan geleneksel anlamda konjonktürel dalgalara göre hareket eden hisse senetleri olarak değerlendirilen hisse senetlerini tercih etmeleri bir çelişki olarak ortaya çıkıyor. Bu çerçevede en çok tercih edilen sektörler ise sanayi, enerji ve teknoloji.

ML FMS Endeksleri  Eylül  Ağustos  Temmuz  Haziran
Büyüme Beklentisi Bileşkeni  24  37  46  45 
Para Politikası Bileşkeni  47  60  67  67      
Hisse Senedi Değerlendirme Algıları 39  45  52  52      
Risk İştahı ve Likidite Bileşkeni  33  36  42  40      
 
Avrupa hala gözde bölge, ancak korkular büyümeye devam ediyor
Piyasaların kısa dönemdeki durumu ile ilgili küresel endişeler, eurozone bölgesine de yansıyor. Katılımcıların yüzde 45'i büyümenin yavaşlayacağına inanıyorken hiç kimse çift haneli kar beklentisi içinde değil.

Buna ek olarak yatırımcılar banka, otomotiv ve inşaat gibi kredi ve faiz oranlarına hassas olan sektörlerin ağırlığını düşürdüler. Buna rağmen şaşırılacak bir şekilde, yatırımcıların yüzde 27'si, tüm dünyada yatırımcıların yüzde 3'ünün ağırlığını azalttığı sigorta sektörüne ağırlık verme eğiliminde.

Merrill Lynch'in kendi analistleri de daha temkinli. Eylül'de gerçekleştirilen Merrill Lynch Analist Araştırması, araştırmanın ilk defa  yapıldığı 2006 Kasım ayından bu yana ilk kez genel hissiyat ölçümlemesinin 50 seviyesinin altına düştüğünü gösteriyor. “ Şirket kazançları ile ilgili kısa vade beklentileri azalan analistlerin, girdi ve boçlanma maliyetlerinin artırmasından endişe ettiğini” belirten Merrill Lynch Avrupa Hisse Senedi Stratejileri Başkanı Karen Olney, şunları söylüyor: “Fakat yatırımcılar aynı zamanda Doğu'ya doğru yapısal büyüme hikayesine de inanıyorlar. Bu nedenle, önümüzdeki çeyrek için büyüme beklentileri daha düşük değil, daha yüksek”.