Dolar
39,7435
0,40%
Euro
46,3638
0,78%
Sterlin
54,3262
0,61%
Bitcoin
4.274.975
1,82%
BİST-100
9.418,52
-0,32%
Gram Altın
4.254,475
0,60%
Gümüş
36,24
0,89%
Faiz
46,41
1,87%

MB'den sapmanın nedeni

MB, ENFLASYONDAKİ SAPMANIN NEDENLERİNİ IMF'YE VE HÜKÜMETE MEKTUPLA AÇIKLADI.

14.07.2006 18:33
Haberi paylaşın
MB'den sapmanın nedeni
16px
32px
Merkez Bankası kanununun 42. maddesi uyarınca hükümete yazılan ve bir örneği 'program şartlılığı' çerçevesinde IMF'ye gönderilen açık mektup, 9 sayfadan oluşuyor.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve Başkan Yardımcısı Erdem Başçı'nın imzalarını taşıyan ve Türkiye'de Devlet Bakanı Ali Babacan'a hitaben gönderilen mektupta, 2006 yıl sonu enflasyon hedefi ile uyumlu olarak oluşturulan patikanın 'belirgin olarak üzerine çıkılmasının' arkasında iki temel gelişme yattığı ifade edildi. Mektupta buna ilişkin şöyle denildi:

SAPMANIN BAŞLICA İKİ SEBEBİ

'Birinci gelişme, küresel likidite koşullarının değişmesi, bir başka ifadeyle, Enflasyon Rapor'larımızda dile getirilmiş olan önemli bir riskin gerçekleşmesidir.

İkinci gelişme ise işlenmemiş gıda, altın ve enerji fiyatları gibi para politikasının kontrolü dışında gelişebilen fiyatların beklenmeyen oranlarda artışlar göstermesidir.'

Mektupta, son dönemde yurt içi talep güçlü seyretmiş olsa da, alt kalem fiyat verileri ve kapasite göstergeleri dikkatle incelendiğinde, belirsizlik aralığının üst sınırının aşılmasında, arz kaynaklı unsurların belirleyici olduğununun görüldüğü belirtildi.

'GEREKLİ ÖNLEMLER KARARLI BİÇİMDE ALINDI'

Merkez Bankasının, enflasyonun orta vadede hedeflere yakınsaması için gereken önlemleri kararlı biçimde aldığı bildirilen mektupta şöyle denildi:

'Bugünkü bilgiler ışığında üretilen tahminlere göre, temkinli bir parasal duruş altında, orta vadeli hedefler erişilebilir durumdadır. Kuşkusuz, bu tahminlerin mali disiplinden taviz verilmediği, gelirler politikasının enflasyon hedefleriyle uyumlu biçimde tasarlandığı ve beklentilerin doğru biçimde yönetildiği bir çerçeve dahilinde olusturuldugu vurgulanmalıdır.'

Mevcut makroekonomik çerçevenin ana unsurlarının, 'enflasyon hedeflemesi, dalgalı döviz kuru rejimi ve mali disiplin' olarak belirlendiği vurgulanan mektupta, söz konusu çerçevenin, son yıllarda Türkiye ekonomisini etkileyen şoklarla başa çıkılması ve enflasyon ile enflasyon beklentilerinin kontrol altında tutulmasında başarılı olduğu belirtildi

GELİŞMELER DİKKATLE İZLENİYOR

Mektupta Merkez Bankasının, gerek yurt içindeki gerekse uluslararası ekonomilerdeki gelişmeleri dikkatle izlediği ifade edilirken, '2007 ve 2008 yıl sonu enflasyon hedefleri yüzde 4 olarak korunmaktadır. Politika hedeflerine ulasılmasını tehdit eden her tür gelişmeye yakın geçmişte oldugu gibi, kararlılıkla ve gecikmeksizin tepki verilecektir.'

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından hükümete gönderilen mektupta, enflasyonda Haziran 2006 itibarıyla belirsizlik aralığı üst sınırının aşılmasının temel nedeninin, 'aynı anda farklı arz şoklarının ortaya çıkması' olarak özetlenebileceği belirtildi.

Mektuba göre, yükselen ham petrol fiyatları, tütün ürünlerindeki fiyat artışları, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki artışlar ve altın fiyatlarındaki hızlı yükselişler, ilk dört aydaki enflasyon gelişmeleri üzerinde belirleyici oldu.

Ancak tüm bu olumsuz arz şoklarına rağmen enflasyon beklentileri, 2006 yılının ilk 4 ayında istikrarlı seyretti.

Enflasyonun yükselmesinde, talep baskısından ziyade işlenmemiş gıda, petrol ve diğer emtia fiyatları gibi unsurlar daha önemli bir rol oynadı.

Mayıs ayında küresel likidite koşullarının gelişmiş ülkeler lehine değişmesiyle birlikte, risk algılamaları da farklılaşmaya başlarken, küresel piyasalarda riskten kaçınma eğiliminin artması, sermayenin Türkiye, Macaristan ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi gelişmekte olan ülkelerden çıkışını tetikledi.

KREDİ RİSK PRİMİNDEKİ BOZULMA

Diğer bir deyişle, Enflasyon Raporunda dile getirilen risk unsurlarından birinin gerçekleştiği ifade edilen mektupta, bunun sonucu olarak Mayıs ve Haziran aylarında Türkiye'nin (EMBI getiri farkı ile ölçülen) kredi risk priminde 150 baz puan civarında bir bozulma olduğu ve YTL'nin, ABD doları karşısında aynı dönemde yüzde 20'den fazla değer kaybettiği hatırl