'Kredi kartıyla değil tefecilikle uğraşsınlar'
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve iş bankası Genel müdürü Ersin Özince, “Borç alacak ilişkisi, yalnızca kredi kartıyla tesis edilmiyor. Türkiye'de iş hayatı ile ilgilenen herkesin mücadele etmesi gereken şey tefecilik” dedi.

Kredi kartları sorunu 2001 krizinden bugüne kadar geçen süreçte Türkiye'nin gündeminden düşmedi. Öyle ki ilgili ilgisiz herkesimden insan kredi kartları konusunda tek sorumlu olarak bankaları görüp, eleştiri yağmuruna tuttu. IMF'nin de özellikle tüketimi patlatacağı endişesiyle geçen yıl dahil olduğu tartışmaların sonucunda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) konuya bir çeki düzen vermek için yasa tasarısı hazırladı. Henüz üzerinde çalışmaların devam ettiği tasarının mevcut haliyle yasalaşmasının serbest piyasa kurallarını kısıtlayacağı endişeleri bankacılar tarafından sıkça vurgulandı. Kredi kartlarına ilişkin ilgili ilgisiz herkesin yorum yapmasını ve işi politikacılık olmayan insanların da bunu bir politik araç olarak kullanmasından şikayetçi olan Türkiye Bankalar Birliği (TBB)Başkanı Ersin Özince, borç alacak ilişkisinin, yalnızca kredi kartıyla tesis edilmediğini hatırlatarak, Türkiye'de iş hayatı ile ilgilenen herkesin mücadele etmesi gereken şeyin "tefecilik" olduğunu söyledi. Özince, "Bugün ülkemizde insanlar bankacılık sektöründe kredi kartı ile kıyaslanamayacak yükseklikteki faizlerle borçlanabilmekte, bunu da gayri resmi birtakım kişiler yapabilmektedir. Gayri kanuni tahsilat uygulamaları olduğu dahi söylenmektedir. Öncelikle bunlarla uğraşmak gerekir" dedi. Özince, kredi kartlarında birçok vatandaşı sıkıntıya ve bankaları zarara sokan sorunların öteden beri varolduğunu ve işsizliğin de arttığı kriz döneminde bu sorunların arttığına dikkat çekti. Bu sorunları borçlular ve alacaklıların kendi aralarında halledebileceklerini belirten Özince, "Ancak bu gibi konuları Türkiye’nin tamamına aitmiş gibi göstermek yanlış olur. Basit bir örnek verecek olursak 1999 depreminde yörede çok ciddi bir bireysel ve ticari kredi sorunu olmuştu. Bu sorunu borçlular ve alacaklılar kendi aralarında çözdüler. Kredi kartlarında da benzer çözümler mümkün" dedi.
Bulundukları mevkileri ve kamuoyunu istismar ediyorlar
Herkesin, demokrasiyi, serbest piyasa ekonomisini iyi algılaması, onun kurumlarına saygı göstermesi ve işleyişini de benimsemesi gerektiğinin altını çizen Özince kredi kartları konusunda yapılan değerlendirmelere ilişkin şunları söyledi: "Serbestiyet derken, bundan hemen demegojik bir anlamla herşey gelişi güzel yapılsın diyor, gibi bir anlam çıkarılmamalı. Ama bugün Anayasadan başlayarak Türkiye Cumhuriyeti devleti çeşitli tanımlara sahiptir. Devletin müesseseleri yerinde iken, görevini yaparken, bu konudaki istikrarımızda artık dünya alem tarafından kabul edilip, kredibilitemiz artarken, ülkemize yerli yabancı yatırımcı ilgisi gelişirken, ekonomik göstergelerimiz iyileşirken, bir kısım kişiler işini değilde politikacılardan daha fazla politika yapmaya çalışıyorlar. Öyle ilginçki bunlar bazen ticari hayattaki insanlar olabiliyorlar. Burada işin özü şudur; herkes ticaretini serbest piyasa ekonomisi kuralları dahilinde yapmalı, üzerine düşen sorumlulukları da, politik davranarak, popülist bir takım söylemlerle dışa vurarak değil, Türkiye Cumhuriyeti devletine hepimizin saygısı varsa, o devletin kurumları nezdinde hakkı hukuku takip etmeliyiz. Bunun dışında hareket edenler bence bulundukları mevkiyi ve Türk kamuoyunun iyi niyetini istismar ediyorlar."
'Kayıkçı kavgası' tavırlarından kurtulmak lazım
Bankacılık sektörünün de ürünlerinin doğru kullanılması konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğinin altını çizen Özince, bankaların ürünlerini dünya standartlarındaki uygulamalara parelel olarak müşterilerine sunmak, onları da bu ürünü doğru kullanmak yolunda bilgilendirmeleri gerektiğini söyledi. Özince, "Bu konu tamamen satıcı banka ve bu hizmeti alan müşteri arasında bir konudur. Buna başkalarının taraf olmasına ihtiyaç yoktur. Eğer o başkaları burada ticaret bakanlığı, bankacılık otoritesi, ülkenin yargı organları dışında kendilerine bir konum istiyorlarsa, bu konuda yasa tekliflerinde bulunulması