Dolar
41,8545
0,00%
Euro
48,934
0,40%
Sterlin
56,3763
0,51%
Bitcoin
4.651.345
-0,21%
BİST-100
10.396,43
-0,65%
Gram Altın
5.721,888
1,04%
Gümüş
53,3
0,62%
Faiz
40,6
-0,25%

Yönetici kadrolarını ve personelini akıl ve beceri odaklı seçen firmalar uzun vadeli hayatta kalabiliyor

Şirket yönetiminde mucize yöneticiye yer yok! Kurumsal şirketlerde tüm kararlar akıllıca kurulmuş ve başında yetkin yöneticilerin bulunduğu dengeli bir bürokrasi tarafından alındığında verimlilik ve şirketin karı artıyor.

16.10.2025 11:25Güncelleme: 16.10.2025 11:34
Haberi paylaşın
Yönetici kadrolarını ve personelini akıl ve beceri odaklı seçen firmalar uzun vadeli hayatta kalabiliyor
16px
32px

Feramuz ERDİN

İş dünyasında moda halinde yayılan “yenilikçi” akımlarla, temelleri yüzlerce yıllık geçmişe sahip olan kurumsal birimler bertaraf veya pasifize edilerek, mucize yaratılmaya çalışılıyor. Halbuki modaya uyup yüzde yüz yapay zekaya yönelen şirketlerin bile sonu ortadayken!

ORTAK AKIL ŞART

İş dünyasında kurumsallığı yakalamaya çalışan şirketlerin yaptıkları en büyük hataların başında dengeli bir bürokrasi ve karar alma mekanizması kurmak yerine, süper yetkili mucize departmanlara öncelik vermeleri oluyor. Oysaki “ortak aklın” o şirketin DNA’sına işlemesi, şirketin her türlü beklenmeyen olaylara ve hatta felaketlere karşı dahi dayanıklı hale gelmesini sağlıyor.

İTİBAR KAYBININ TELAFİSİ YOK

Aslında, kurucusu Robert Bosch’un o evrensel sözüne Bosch reklamlarından hepimiz aşinayız: “İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim!”

Çünkü itibar inşa etmek ticarette en zor şeydir. İlmek ilmek inşa edilen kurumsal itibarın, sorumsuzca heba edilmesi tüm şirketlerin korkulu rüyasıdır. Ticari faaliyetlerine son vermiş olmasına rağmen kurumsal itibarını ve marka değerini hala yitirmemiş olan Amerikan PanAm havayollarının çok yakında yeni bir işletme operasyonu ile faaliyetlerine başlayacak olması buna en güzel örneklerden birisidir.

KENDİNİ İSPATLARKEN KURUMA ZARAR VERMESİN?

Genelde mucize yöneticilerin sahip oldukları geniş yetkileri hak ettiklerini göstermek için yaptıkları ilk şeylerin başında mevcut düzeni ve yöneticileri kötülemek gelir. Böylelikle kendilerine alan açarken, diğer yandan da kendilerine tabi olan kadroları kurma imkanını elde ederler. Sanki kendilerinden önce gelenlerin hiçbir emeği yokmuş gibi, herşeyi kendi “mucize” yöntemlerine göre dizayn etmeye çalışırlar. Artık “gitmesi gereken” emektarlar da ya yönetimsel bir kararla yada kendi istekleriyle en yakın kapıdan uğurlanırlar. İş dünyası, bu yolla iflasa giden şirketlerin hikayeleri ile doludur. Buna da genelde, kendisine geniş yetki verilen destek departmanlarının, “mucize” çözümler peşinde koşarken şirketin ana faaliyet alanında yarattıkları zaafiyet yol açar.

ASIRLIK ŞİRKETLERİN “AİDİYET” BAŞARISI

Oysaki dünyadaki ve ülkemizdeki örneklerine bakıldığında yönetici kadrolarını ve personelini her türlü duygusal etkiden uzak olarak akıl ve beceri odaklı seçen firmalar uzun vadeli hayatta kalabilmektedir. Maddi ve manevi olarak şirketine aidiyet hisseden çalışanların, bir de fikirlerine değer verildiğinde o şirketlerin başarısı kaçınılmaz olmaktadır. Yüzyıllardır faaliyet gösteren şirketlerin başarısının altında da çalışanına değer veren bu klasik yaklaşım yatmaktadır. Son sözü ise sanayimizin duayenlerinden rahmetli Vehbi Koç söylesin:

”İyi eleman seç, iyi para ver. Çünkü kötü eleman sana pahalıya mal olur."

patronlardunyasi.com