Dolar
39,4167
-0,01%
Euro
45,5281
-0,27%
Sterlin
53,6523
-0,34%
Bitcoin
4.174.567
0,00%
BİST-100
9.311,88
-2,19%
Gram Altın
4.351,767
1,39%
Gümüş
36,33
-0,09%
Faiz
45,7
0,00%

Kral Charles'ın büyük teyzesi Marie Louise Mountbatten, Kraliçe tarafından veliaht Murad'la evlendirilerek, Osmanlı Sarayı'na gelin edilmek istenmişti

İngiliz Kraliçesi, Sultan Abdülaziz'in 1867'de gerçekleştirdiği İngiltere seyahatinde beğendiği veliaht Murad'ı, bugün Kral olan Charles'ın büyük teyzesi Prenses Marie Louise Mountbatten'la evlendirmeyi düşünmüştü.

15.06.2025 09:34Güncelleme: 15.06.2025 09:51
Kral Charles'ın büyük teyzesi Marie Louise Mountbatten, Kraliçe tarafından veliaht Murad'la evlendirilerek, Osmanlı Sarayı'na gelin edilmek istenmişti
16px
32px

Burak ARTUNER 

250 yılı aşkın süredir Britanya hükümdarının resmi doğum günü olarak kutlanan “Trooping the Colour” geçit töreni İngiltere'nin başkenti Londra'da dün düzenlendi.  Bu törenler bana tarihimizin pek az bilinen bir olayını hatırlattı. 

Sultan Abdülaziz 21 Haziran 1867 de Avrupa ülkelerini kapsayan bir geziye çıktı. Yanına Veliaht Şehzade Murad (Sultan V. Murad) ile oğlu Şehzade Yusuf İzzettin Efendi ve Şehzade Hamid Efendi'yi (Sultan Abdülhamid) de almıştı.

İstanbul'dan muhteşem bir törenle ayrılan Abdülaziz, 11 Temmuz'da Fransa ziyaretini bitirdikten sonra İngiltere'ye geçti. Padişah, Bulonyi Limanı'nda İngiliz savaş gemileri tarafından top atışları yapılarak karşılandı. Karşılamaya Prens dö Gal ve Cambridge Dükü bizzat geldi.

Zengin bir millet olan İngilizler, o tarihte Osmanlı Devleti'nin şan dolu geçmişinin mirasçısı olma iddiası içindeydiler ve bunu ispat için hiçbir yabancı hükümdara göstermedikleri çapta bir karşılama töreni hazırlamışlardı. Bu sadece devletten gelen hareket değildi. Halkın zihnine hakim hisler ve işitilenler, büyük bir merakla kucaklaşarak İngiltere'yi sokaklara döktü. Bu tarihte İngiltere tahtında Kraliçe Viktorya oturuyordu.

KRALİÇE VİKTORYA'DAN ÖZEL İHTİMAM

Dokuz çocuk dünyaya getirerek vaktinden önce çökmüş Kraliçe Viktorya, çok sevdiği kocası Prens Albert'in ölümünden sonra hayattan uzaklaşmış, Windsor Sarayı'na çekilmişti. Hiçbir merasime katılmıyordu. Londra'ya sadece Parlemento'yu açmak için geliyordu. Buna rağmen, Abdülaziz'i bizzat karşıladı.

Saray'daki kabul resmi muhteşemdi. Prens Arthur ile Prens Lui of Hes'in arasında olan Kraliçe ilerleyerek çok zarif bir reveransla misafirini selamladı, Sultan Aziz'in yüzüne hayranlıkla baktı.

Bu sırada 37 yaşında olan pehlivan yapılı padişah, babacan fakat erkekçe bir hareketle kraliçenin kolundan tutarak, onu teşrifat bakanının yol gösterdiği White Drawnind Room Salonu'na götürüp, Hariciye Nazını Fuad Paşa'nın tercümanlığı ile şehzadeleri kraliçeye takdim etti.

İşte, bu seyahatin en dikkate değer ve belki de Osmanlı İmparatorluğu'nun kaderini değiştirecek olayı bu sırada gerçekleşti. Kraliçe Viktorya, kendisine takdim edilen şehzadeleri dikkatle süzerken, bakışları o tarihte yirmi altı yaşında olan Veliaht Murad efendiye takıldı. Bilhassa onu, Fuad Paşa'ya sorunca, Fuad Paşa, Fransızca olarak kendisinden bahsetti. O andan itibaren, protokol kurallarının dışında İngiltere Kraliçesi ile Veliaht Murad arasında hoş bir sohbet gerçekleşti. Murad, bilgisi, nezaketi, kibarlığı, özellikle müzik ve güzel sanatların diğer dallarındaki bilgisiyle kraliçeyi kendisine hayran bıraktı. 

Bu görüşme sırasında Prens do Gal de kraliçenin yanındaydı, Padişahın yaklaşması üzerine, amcasından çok çekinen hatta korkan
Veliahd Murad Efendi, izin isteyerek kraliçenin yarandan ayrılırken, Kraliçe yanındaki Prens dö Gal'a "Bu mükemmel delikanlıya hayran oldum" dedi.

PRENSES MARİE LOUISE'İ YAKIŞTIRDILAR

Bilinen bölümü sadece bu samimi iltifat olan kraliçenin şehzadeye karşı sevgisi, Hariciye Nazını Keçecizade Fuad Paşa'yı bir süre sonra  hayatında kendisini en derin hayrete sürükleyen teklif karşısında bıraktı.

Padişahın şerefine düzenlenen donanma şenliğinde Prens do Gal, Hariciye Nazırı Keçecizade Fuad Paşa'ya şunları söyledi:

"...Size gayri resmi olarak bir hadiseden bahsedeceğim. Veliahtınız Şehzade Murad Efendi'yi haşmetli kraliçe fevkalade beğenmiştir. Biliyorsunuz ki İngiltere sarayında, aralarında bizzat kraliçenin kızları da olan çok prenses vardır. Bunları prenslerine alarak akrabalık tesis edebilmek, bütün dünya saraylarının en büyük arzu ve gayeleridir. Emin olunuz ki İngiltere sarayı hiçbir zaman böyle bir gayeyi kendisi açığa vurmamıştır. Fakat kraliçemizin arzusu, veliahdınız için İngiltere Sarayı'ndan bir prenses vermektir. Benim şahsi kanaatime ve tercihime göre mesela Prenses Mary Louise Mountbatten bunlardan biridir."

ORTALIK KARIŞTI

Fuad Paşa, bu teklif karşısında şaşırdı. Prens dö Gal'e, esirgenmemiş itimat ve muhabbetten ötürü samimiyetle teşekkür etti ve çok güç olan bu konunun, kendi kararına kalsa derhal kabul ve şükranla neticeleneceğini söyledikten sonra, Sultan Abdülaziz'in asabi mizacını ve Osmanlı tahtındaki veraset ve saltanat rekabetlerini anlattı.

Kendisine kısa bir süre verilmesini isteyen Fuad Paşa, İngiltere'den ayrılmadan önce kendisini özel olarak bilgilendireceğini söyledi.

Hariciye Nazırı önce konuyu çok gizli bir şekilde Murad Efendi'ye anlattı. Ancak, Murad Efendi, büyük bir heyecanla konuyu kardeşi Hamid Efendi'ye (Geleceğin padişahi II. Abdülhamid) nakletti. O da İngiltere'den ayrılmadan önce konuyu amcası padişah Sultan Abdülaziz'e açtı. Sultan Abdülaziz, yeğeni Murad'ın gördüğü bu ilgiden rahatsız olmuştu. Konuyu İngiltere'de açmadı ancak seyahatini biraz kısa keserek ülkeye döndü.

Bu davranış Sultan Abdülaziz'e çok dokunmuştu. Abdülaziz bu tekliften İngiltere'nin kendisini devreden çıkartmaya çalıştığını düşündü. Fuad Paşa'dan şüpheleniyordu. Bu yüzden meseleyi Mustafa Fazıl Paşa'ya açıp, fikrini sordu. Mustafa Fazıl Paşa Mısır Hidivi İsmail Paşa ile onun mücadelesinde İsmail Paşa'yı kollaması nedeniyle Fuad Paşa'ya kırgındı. Buna rağmen, padişahın bu akrabalık nedeniyle Murad Efendi'yi tahta geçirmek için hadisenin Fuad Paşa tarafından hazırlandığı yolundaki düşüncesini reddetmek cesaretini gösterdi.

Ebuzziya Tevfik Bey'in "Yeni Osmanlılar Tarihi"nde kaydettiği üzere Sultan Aziz'e dedi ki:

"Padişahım... Vezirlerinizin içinde aşını hırs sahibi olanlar çıkabilir. Fakat bütün mücadeleler, birbirleri arasındadır. Hiçbir fert yoktur ki, padişaha karşı intikam beslesin. Özellikle Fuad Paşa gibi vicdan ve görüş sahibi bir vezir böyle bir şey düşünemez. Biliyorsunuz ki kendisiyle ihtilafım vardır. Fakat gerçek budur. Bana güveninizi bilirim. Buna dayanarak derim ki, eğer veliahdiniz Murad Efendi'ye İngiltere kraliçesinin kerimelerinden birisi ve İngiltere Hanedanı'na mensup diğer prensesin alınması mümkün ise, hatta şehzadeleri Yusuf İzzettin Efendi için dahi temin edilebilirse, bu devletiniz için dayanaktır. Çünkü hanedan arasında akrabalık, devletlerin siyasetine de etki eder. Hatta bu politikaya yön verir. İngiltere gibi, bugün cihana hakim bir devlet-i muazzamanın başında olan kraliçenin kerimesi sarayımızdaki sultanlardan birisi olursa, bu memalik-i şahanelerinin kuvvetlerinden madud olsa yeridir.

Ancak bendeniz bunun mümkün olamayacağına, çünkü bizdeki usule göre birden fazla evlenmenin Avrupa saraylarında kabul gör-meyeceğini düşünüyorum. Evvelce cedd-i mübarekleri Murad Hüdevendigar ve Fatih ecnebi zevce almış iseler de o zaman başka idi ve o tarihlerde saraylarda bugünkü kadar Çerkez cariye yoktu."

Ebuzziya Tevfik Bey şöyle yazar:

"Bunları Sultan Aziz'e söyleyebilmek elbette pek büyük cesaret idi. Fazıl Mustafa Paşa o tarihte Avrupa'da yaşıyor ve Yeni Osmanlıların imkanlarını temin ediyordu. Nitekim padişahın kendisini İstanbul'a beraber götürmek hususundaki arzusuna şükranlarını bildirmiş, fakat işleri için iki ay izin isteyerek yine Paris'e dönmüştü.

Ancak bu durum içinde söylemeye cesaret edebildiği gerçek Fuad Paşa'yı kurtarmış ve kapıda bunları dinleyen nöbetçi yaveri Miralay Rauf Bey, bunları Fuad Paşa'ya hemen yetiştirmiş, Fuad Paşa da Fazıl Mustafa Paşa'yı görünce, boynuna sarılarak teşekkür etmiş ve ağlamıştı."

Sonradan İsveç Kraliçesi olan Louise Mountbatten Atatürk'le Ankara'da görüşmüştü.

"TÜRKLER TARİHİ BİR FIRSATI DAHA KAÇIRDI"                                                                                                                                              

Olay yabancı ülkelerde de duyulmuştu. Osmanlı Devleti'ni kendi siyaseti çerçevesinde görmek için aralarında çekişen İngiltere, Fransa ve Avusturya Macaristan devletleri, padişahın memleketleri ne yaptıkları ziyaretin muhasebesini yaparken, Kraliçe Viktorya'nın girişimini "en cesaretli ve kestirmeden sonuç verecek hadise" olarak karşıladılar.

Ancak Osmanlı'dan İngiltere'ye verilen yanıt olumlu değildi. Bununla ilgili meseleye ön ayak olan Prens dö Gal, meseleyi şu cümlesiyle kapattı: "Türkler bir fırsatı daha kaçırdılar."

patronlardunyasi.com