Konkordato rüzgarı tüm sektörlere yansıyor... Kurt&Partners Kurucu ortağı Özlem Kurt: Konkordato köprüden önce son çıkış

Necla DALAN

Türkiye’de son dönemde konkordato dalgası yaşanıyor. Bu yılın ilk 7 ayında geçici mühlet kararı verilen konkordato sayısı 788’e yükseldi. Geçen yıl bu rakam 519 olarak gerçekleşmişti.  İş dünyasında konkordato krizi büyük şirketlere bile sıçrarken bir başka büyük tehdit de kapıda bekliyor. Birçok sektörde ekonomik sorunlar yüzünden yaşanan sıkıntı toplu işten çıkarmaları gündeme getiriyor. Hatta aralarında devlerin de olduğu birçok şirket bu anlamda düğmeye bastı. 

Geçen hafta Kurt&Partners Kurucu ortağı Özlem Kurt ile buluştuk. Kurt&Partners, yerli ve yabancı şirketlere ticaret hukuku ve sözleşmelerden birleşme ve devralmalara, insan kaynakları ve iş hukukundan bilişim ve teknoloji hukukuna, rekabet hukukundan uyuşmazlık çözümlerine birçok alanda hukuk hizmeti veriyor. Özellikle bilişim hukuku ve veri güvenliği alanında tecrübesi ile öne çıkıyor. Şirketin danışmanlık yaptığı sektörler arasında otomotiv, lojistik, enerji, teknoloji, gayrimenkul-altyapı, perakende ve sağlık gibi sektörler bulunuyor. Özlem Kurt’a bu konkordato dalgasını sordum. 2023’te başlayan ekonomik sürecin icra takipleri, iflaslar ve konkordato evresine geldiğini anlatan Kurt, şöyle devam etti:

“ARABULUCULUK YÖNÜNDE ÇOK TALEP GELİYOR”

“Ticaret hayatında herkes birbirini hemen dava etmiyor, müşterisine veya tedarikçisine anında icra takibi başlatmıyor. 2023’te biraz idare ettiler ama artık bıçak kemiğe dayandı. Çok sayıda şirket konkordato başvurusu yapmaya başladı. Yılın sonuna doğru iflasları daha sık duymaya başlayacağız. Konkordato köprüden önceki son çıkış, biraz zaman kazanıyorlar. Bir kısmı kurtulamayacağını biliyor. Öyle olunca icra takipleri başlatılıyor. Mesela milyonluk icra takibi başlatıyorsunuz şirket konkordato ilan etmiş, tahsil edemiyorsunuz. Parasını alamayan ne yapacak? Dolayısıyla takiplerin, konkordatoların sayısı çok arttı. Bu anlamda yakın geleceği çok da iyi görmüyoruz maalesef” dedi.

Bunun bir yansımasının da iş hukuku alanında olacağını kaydeden Kurt, düşük zamlar ve zorlaşan yaşam şartları yüzünden insan kaynağı anlamında şirketlerde çok sirkülasyon olduğuna dikkat çeken Kurt, işten ayrılmaların da büyük kısmının da davaya dönüştüğünü vurguladı. 

Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Herkes elindeki kozları bazen etik de olmasa sonuna kadar kullanıyor. Yani kimsenin huzuru yok. Büyük şirketlerde toplu işten çıkartmalar için çalışmalar yapılıyor. Öte yandan 30 ve üzerinde çalışanı olan şirketler iş akdi feshini toplu olarak yaptıklarında işe iade davası riski artıyor. Bu nedenle toplu iş akdi feshi planlayan vekil şirketlere hukuki altyapının iyi hazırlanmasını ve arabuluculukla yapmalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü son dönemde toplu işten çıkarmaların arttığını görüyoruz ve 2025’te daha da artacak. Bu yönde bize çok talep geliyor arabuluculuk tarafında.”

 

patronlardunyasi.com