KOBİ'ler için Moda Merkezi

KOBİ'ler için Moda Merkezi

İHKİB BAŞKANI ORAKÇIOĞLU: KOBİ'LER İÇİN MODA VE DANIŞMANLIK MERKEZİ KURACAĞIZ.

KOBİ'ler için Moda Merkezi
16px
24px
25.05.2006 13:29
ABONE OLgoogle

İHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, İstanbul Kümelenme Konferansı'nde sektörün mevcut durumunu ortaya koyarak, yapacakları projeleri anlattı. İşte Orakçıoğlu'nun konuşması...


Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektöründeki yükseliş hikayesi, endüstrinin Doğu’ya doğru yaptığı ilk büyük çaplı taşınmayla başlar.
 
Batı Avrupalı üreticilerin belli maliyet baskılarından kurtulmak için üretimlerini kaydırdığı ilk ülkelerden birisi olan Türkiye, 80’lerde başlayan bu süreci çok başarılı bir şekilde değerlendirmiş ve Türk hazır giyim sektörü Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise dördüncü büyük kurulu kapasitesi haline gelmiştir.
 
Ancak 80’lerde Doğu’ya kayan üretim, 2000’li yıllarla birlikte daha da Doğu’ya doğru bir hareket içine girmiş ve herkesin bildiği gibi 2005 ile birlikte bu hareket sonuçları açısından zirve noktasına ulaşmıştır.
 
Avrupa’da bir zamanların büyük tekstil ve hazır giyim üreticileri, bugünün net ithalatçıları durumuna düşerken, Fransa, İspanya ve özellikle İtalya, Avrupa’da tekstil ve hazır giyim üretimini sürdüren ülkeler olarak kalmışlardır.
 
Bugün ise Türkiye’nin de içinde bulunduğu büyük üreticilere bakıldığında Uzak Asyalı ülkelerin fazlalığı dikkat çekmektedir.
 
Bu durumun dinamikleri üzerinde de çok durmaya gerek görmüyorum çünkü Uzak Asya’nın üretim girdilerinin özelliklerini ve üretim süreçlerini herkes çok yakından biliyor.
Şu an için Dünya tekstil ve hazır giyim üretiminde temel konumlandırma şu şekildedir:
 
Yükte hafif pahada ağır ürünler yine Batı Avrupa ülkeleri tarafından üretilmekte “Basic” diye tabir edilen ucuz ama yüksek volümlü ürünler herkesin tanıdığı Doğulu üreticiler tarafından üretilmektedir.
 
Bu noktada akıllara şu soru gelebilir: “Çin ve Hindistan gibi ülkeler çok büyük tekstil ve hazır giyim ihracatı yapıyor, bunun tamamı düşük kaliteli ve düşük fiyatlı ürünler midir?”
 
Bu soruyu sorunların şu gerçeği bilmesi gerekir: “Çin’in yaptığı toplam ihracatın neredeyse yarısı bu ülkede üretim yapan Batılı firmaların yaptığı ihracatlardır.” Bu da endüstrimizin üzerinde çok konuşulmayan küresel bir gerçeğidir. Ancak bugün konumuz bu olmadığından biz de üzerinde durmayacağız. 
 
 Bütün bu konumlandırmayı yapmadaki amacımız şudur:
 Dünya hazır giyim ve tekstil üretiminin gerçekleri bellidir:
 Birileri kalite üretir, birileri hacim....

 Ancak Türkiye bu kalıbın dışına çıkan çok özel bir üretim modeline sahiptir ki, bu da hazır giyim ve tekstil endüstrisinin Türkiye’de devamlı olmasını sağlamaktadır.

Bu, şu an için dünya üzerinde bir başka örneği bulunmayan çok özel bir modeldir.
 
Türkiye kalite/fiyat dengesi açısından bakıldığında son derece uygun fiyatlı bir ülkedir ve çok büyük hacimleri çok kısa terminlerle üretebilmektedir.
 
Ancak bunu yaparken diğer taraftan yüksek tasarım ve marka değeri taşıyan ürünlerini Avrupa’nın en iddialı şehirlerinde “top class” tüketiciye satabilmektedir. Yani tıpkı İtalya ya da Fransa gibi....
 
Peki, Türk hazır giyim sektörünü tabiri caizse ölümsüz kılan bu modelin arkasında ne yatmaktadır?
 
Elbette girişimci Türk insanının yaratıcı zekasını ve başarma azmini ilk sırada saymalıyız.
 
Ama onun arkasından saymamız gereken madde, endüstrinin 80’lerde kendiliğinden oluşturduğu ama dünyada 90’ların sonunda moda olan KÜME MODELİdir.
 
90’ların sonunda bir rekabet modeli olarak çok popüler olan ve pek çok ülkede devlet tarafından desteklenen bu model, sağladığı avantajlar açısından gerçekten yakından tanınması gereken bir modeldir.

Bilindiği gibi geçmişte, ancak temel hammaddelere sahip olabilen işletmeler pazar avantajlarına sahip olurdu.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde