Kendi de marka oldu tezgahından geçen 50 kişi de
Türk kuyum sektörünü duayeni olarak tanınan Atasay Kamer memleketi Denizli'deki birçok akrabasını sektöre kazandırdı. Kamer'in elinden tuttukları bugün sektörün en büyük firmalarının sahipleri haline geldi.

Atasay Kamer çoğu insana göre şanssız başlamış hayata. Henüz 1 yaşındayken geçirdiği tren kazası sonucunda sağ kolunu kaybeden Kamer, orta okulu terkedip girdiği iş hayatında, 40 yıl içinde zirveye çıkmış durumda. Kamer'in 1967 yılında Denizli'nin Çivril ilçesinden İstanbul'a gelerek kurduğu Atasay Kuyumculuk, alanında dünyanın 10 şirketinden biri haline geldi.
Kamer, bu yolculuğunda yakın çevresinin de elinden tuttu. Elinden tuttukları bugün sektörün en büyük firmalarının sahipleri. Özellikle memleketi Denizli'deki birçok akrabasını sektöre kazandıran Kamer, "bugüne kadar en az 50 kişi benim sayemde kuyumcu oldu. Allah beni doğurgan yaratmış. Bildiğim bir konuda çevreme de yardımcı olmak isterim. Eğer sır saklarsanız, verici olmazsanız. Düzgün ve dürüst olduktan sonra kim olursa olsun gelsin, işi öğrensin, imalatçı olmak istiyorsa geçsin atölyede öğrensin. Herkese faydalı olurum" diyor.
Anadolu'yu gezdi
Delikanlılık döneminde hep çevresindekilerin askerlik anıları dinleyen ve asla askere gidemeyecek olmanın burukluğunu duyan Atasay Kamer, değişik illeri gezip görme merakı ile yollara düşer. 1965 yılında çıktığı Anadolu turu Kamer için bir dönüm noktası olur.
Sadece gezip görme amacıyla çıktığı yolculukta, kuyumculukla ilgili ufku da açılan Atasay Kamer, o günleri şöyle anlatıyor: "Gittiğim yerlerde ilk ilgimi çeken doğal olarak kuyumcu dükkanları oluyordu. Hepsini inceleyip adamlarla konuşuyordum. Seyahatlerimde ilginç bir noktayı keşfettim. Mesela Konya'da çok tutulan bir ürün Ankara'da ilgi görmüyor. Bu olay dikkatimi çekti ve gittiğim yerlerde bir yerden alıp, başka bir yerde sattım. Bu şekilde 15 günde 5-6 şehir gezdim ve iyi para kazandım. Beni asıl tetikleyen bu oldu."
Atasay Kamer, 1966 yılında ise İstanbul'a gelir ve o dönem de hatırı sayılı bir para olan 105 bin lira ile işe koyulur. Ama aklı hala Anadolu'dadır. Önce eski bir araba alan ve şoför tutan Kamer, yine Anadolu yollarına düşer. Bir ayda bütün Anadolu'yu dolaşır. Elindeki malı satıp, yeni siparişler alır. Kamer'in yaptığı bu seyahatler tam üç yıl boyunca devam eder.
Anadolu seyahatleri, Atasay Kamer'e çok önemli bir müşteri portföyü kazandırırken, kendi güvenirliğini de kanıtlama fırsatı vermişti. Sık sık yaptığı seyahatler sonrasında artık bütün Anadolu esnafı ile tanıştığını söyleyen Kamer, "İlçelerine kadar Anadolu'nun neresinde hangi tür mal iyi gider biliyordum. Çok kişiyle tanıştım ve hepsiyle iyi ilişkiler kurdum, verdiğim sözlerde durdum. Bu durum sonraki yıllarda bana çok fayda sağladı" diyor.
İlk dükkanı 50 metrekareydi
Anadolu'da söz sahibi olmuştu ancak Kamer'in İstanbul'da verebileceği bir adresi bile yoktu. İstanbul'da bir yapılanmaya ihtiyacı olduğunu düşünen Kamer, bunun için de hiç vakit kaybetmeden harekete geçer. Kamer'in en büyük ihtiyacı ise bir atölye ve satış noktasıdır.
1969 yılında özellikle kuyumcular için prestij yeri sayılan Kapalıçarşı'nın çevresinde 50 metrekarelik iki odalı bir dükkan kiralar. Burayı hem atölye hem de toptan ve perakende satış yeri olarak kullanır. Kamer, tüm bunlar olurken Anadolu seyahatlerini de ihmal etmez. Bir taraftan Anadolu diğer taraftan İstanbul derken Kamer'in satışları hızla artar. Ve 1974'te Kapalıçarşı içinde iki toptancı dükkanı birden açar.
1981'de ilk ihracatı yaptı
O yıllarda, Türk Parasını Koruma Ka