Katılım Finans Zirvesi, sektörün önde gelen şirketlerini buluşturdu

Katılım finans sektöründeki güncel gelişmelerin değerlendirildiği, daha adil, etik ve sürdürülebilir bir finansal geleceğin inşasına yönelik konuların ele alındığı Katılım Finans Zirvesi, Ziraat Katılım’ın ev sahipliğinde İstanbul Finans Merkezi'nde (İFM) bulunan Ziraat Kuleleri'nde başladı.

Zirvenin açılışında konuşan Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir, katılım finansla dünyaya daha adil, ahlaki ve insani değerlere sahip bir finans sisteminin mümkün olduğunu göstererek büyümeyi hedeflediklerini dile getirdi.

Katılım bankacılığının Türk bankacılık sektöründeki payının yüzde 8,5 seviyesinde bulunduğunu ifade eden Özdemir, sektörün daha yüksek potansiyele sahip olduğunu ve mevcut payın artması için hizmet kalitesini yükseltmeye, bilinirlik çalışmalarına ve teknik altyapıları güçlendirmeye devam edeceklerini kaydetti.

Sektör oyuncularının her birinin üzerine düşeni hakkıyla yaparak bunu başarabileceklerine inandığını vurgulayan Özdemir, "Katılım finans, ahlaki ilkeleri ve toplumsal faydayı önceleyen yapısıyla bir finansman yönteminin yanı sıra adil bir kalkınma modeli sunuyor. Bu modelin gerçek anlamda yaygınlaşması, ürün çeşitliliğinden, finansal ortaklıklara, satış stratejilerinden, sürdürülebildiğine kadar birçok alanda daha fazla gayret etmemizi gerektiriyor." dedi.

Özdemir, katılım finansın son yıllarda farkındalığı artan yeşil dönüşüme yabancı olmadığını söyledi.

Çevreye ve insan sağlığına zararlı yatırımlardan uzak durmanın katılım finansının dayandığı inancın bir gereği olarak kabul edildiğinin altını çizen Özdemir, “Bu doğrultuda tüm paydaşlarımızın sürdürülebilir ve çevre dostu projelere finansman sağlama yönünde kendilerini geliştirdiklerine şahit oluyoruz.” ifadesini kullandı.

"KATILIM BANKALARININ AKTİF BÜYÜKLÜĞÜ 3 TRİLYON LİRAYA ULAŞTI"

Vakıf Katılım Genel Müdürü Mehmet Ali Akben de katılım bankacılığının Türk bankacılık sektöründeki payının gelecek dönemde artmasını temenni ettiklerini belirtti.

İlk çeyrek finansal sonuçlara bakıldığında, katılım bankalarının aktif büyüklüğünün toplamında 3 trilyon liraya ulaştığı bilgisini veren Akben, "Katılım bankalarının reel ekonomiye sunduğu nakdi ve gayrinakdi finansman desteği yıl başına göre yüzde 14 artarak 2,2 trilyon liraya çıktı." diye konuştu.

Akben, diğer yandan sektörün misyonunun doğal bir parçası olarak tasarrufların reel ekonomiye kazandırılması ve ekonomik katma değer üretimine yönlendirilmesi noktasında, katılım bankalarının büyük bir özveri sergilediğini aktardı.

Katılım bankalarınca toplanan fon hacminin çeyrek sonu itibarıyla yüzde 12 artışla 2 trilyon liraya ulaştığını vurgulayan Akben, “Güçlü kar geliştirmesi ve ödenmiş sermaye hacminin katkısıyla da özkaynakları 231 milyar lira düzeyine ulaşmıştır. Bu yüzde 8,5’lik pay yeterli değil. İnşallah diğer 10 yıllarda diğer toplantılarda ölmez sağ kalırsak buradaki arkadaşlarımızın bu bayrağı çok daha yükseklere taşıyacağına inanıyorum ve bu yönde gayret gösteren bugüne kadar bu yönde çalışmış, emek vermiş, aramızdan ayrılmış, rahmetli olmuş bütün büyüklerimizle, rahmetle, saygıyla, minnetle anıyorum.” dedi.

Bugün Türk bankacılık sektöründe 2’si dijital olmak üzere toplam 9 katılım bankasının faaliyet gösterdiğini anımsatan Akben, bir dijital ve 2 tane yeni katılım bankasının yapılanma ve faaliyete geçiş süreçlerinin devam ettiğini bildirdi.

Bu sürecin sonlanmasıyla Türkiye’de faaliyette bulunan katılım bankası sayısının 11'e ulaşılacağının anlatan Akben, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Rekabetin son derece yoğun olduğu teknolojik açıdan güçlü atılımların gerçekleştirildiği ve uzun yıllar sergilendiği istikrarlı görünümle engin bir tecrübeye sahip olan Türk bankacılık sektöründe bu denli güçlü bir ivme ve geniş bir ilgi elde etmiş olmamız bizim için bir bahtiyarlık vesilesidir. Katılım bankacılığının ülkemiz ekonomisindeki etki alanını genişletmeye, hizmetlerini çeşitlendirmeye ve bilinirliğini artırmaya yönelik bu gayretlerimiz toplumsal değer üretimine, tabana yaygın bir ekonomik kalkınmaya hizmet etmektedir.”

Akben katılım bankacılığının sadece bir finansal sistem değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimlerine dokunan, üretimi ve istihdamı teşvik eden bir kalkınma aracı olduğuna atıfta bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Güncel makroekonomik gelişmeler de bu duruma örnek teşkil etmektedir. Katılım bankacılığı bu dönemde ekonomik otoritelerinin yönlendirmeleriyle hizalanmış, ekonomik öncelikleri merkeze almış, güçlü finansal gelişimden taviz vermeyerek büyüme ivmesini korumuştur.”

"ZİRAAT KATILIM'I ÖRNEK ALAN DİĞER KATILIM FİNANS KURULUŞLARI DA YAKIN ZAMANDA İFM'DE YERLERİNİ ALACAK"

İstanbul Finans Merkezi (İFM) Genel Müdürü Ahmet İhsan Erdem de İstanbul Finans Merkezi'nin ilk etabının 2 yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşvikleriyle hayata geçtiğini hatırlattı.

Bugün Ziraat Katılım'ın genel merkez faaliyetlerini aktif bir şekilde İFM'de yürüttüğünü kaydeden Erdem, bu doğrultuda Ziraat Katılım'ı örnek alan diğer katılım finans kuruluşlarının da yakın zamanda İFM'de yerlerini alacağını belirtti.

İFM'nin katılım finans açısından kendi ağırlık merkezini oluşturmaya başladığını dile getiren Erdem, "Bu süreci katılım finans kurumlarının yalnızca yeni bir mekana yerleşme arayışı olarak görmüyoruz. Bunun ötesinde İFM ekosistemine dahil olma yönündeki bu tercihi stratejik bir konumlanma ve kurumsal bir vizyon beyanı olarak değerlendiriyoruz." ifadesini kullandı.

Erdem, hedeflerinin İstanbul'u sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de İslami finans için referans bir merkez haline getirmek olduğuna dikkati çekerek, bu doğrultuda, şeffaflık, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik ilkelerini temel alan bir yol haritası ile ilerlemeye devam ettiklerini kaydetti.

Bu bağlamda, Türkiye'de gerçekleştirilen ilk eser sözleşmesine dayalı ilk yeşil sukuk ihracını örnek gösteren Erdem, buradan elde edilen kaynağın tamamının İstanbul Finans Merkezi projesinin finansmanında kullanıldığını söyledi.

Erdem, Türkiye'nin uluslararası finansal rekabet gücünü artırmayı hedefleyen İstanbul Finans Merkezi Kanunu'nun, burada yer alacak katılımcılara çeşitli teşvikler ve operasyonel kolaylıklar sunduğunu kaydederek şu değerlendirmeleri yaptı:

"Bütün finansal kuruluşların uluslararası deneyimi olan çalışanlara yönelik gelir vergisi muafiyeti, finansal hizmet ihracatı gelirlerinde kurumlar vergisi muafiyeti, ve İstanbul Finans Merkezi'nde gerçekleştirilecek uluslararası ticaret faaliyetlerinden elde edilen gelirlerde belge muafiyetleri gibi birçok muafiyetten söz edebiliriz. Bununla birlikte sunulan operasyonel esneklik ve avantajlar kapsamında ise İstanbul Finans Merkezi ekosisteminde yer alacak paydaşların başvuru ve izin süreçleriyle katılımcıların ihtiyaç duyacağı bürokratik işlemlerin hızlandırılması maksadıyla yer alacak bir tek büro yapılanmamız mevcuttur."

Erdem, yeşil sukuk ve çevresel yatırımlara uygun ürünler aracılığıyla İslami finansın sürdürülebilirlik alanındaki etkisini artırmayı hedeflediklerini belirterek, katılım sigortacılığı gibi potansiyeli yüksek alanları, dijital zekat yöntemi gibi alternatif modelleri desteklemeyi ve bu alanda çalışan teknoloji girişimlerini İFM çatısı altında konumlandırmayı ve İFM'deki finansal ekosisteme entegre etmeye başladıklarını ifade etti.

Katılım Finans Zirvesi'nde gün boyunca sektör uzmanlarının katılımıyla düzenlenecek panellerde uluslararası finansman yöntemleri ve fırsatları, gelişen ürün yapısı, finansal ortaklıklar ile sanayi ve enerji yeşil dönüşümünde finans sektörünün rolü konuları konuşulacak.

patronlardunyasi.com