Kahvaltıda yeni trend: Sürülebilir organik meyveler
Hem diyet yapanlar hem de çocuklar için ilginç bir seçenek. Bu yeni nesil ürünlerin ihracat şansları ise oldukça fazla...

Yoğunluğu yüksek organik meyve özütleri hem diyet yapanlar hem de çocuklar için ilginç bir seçenek. Bu yeni nesil ürünlerin ihracat şansları ise oldukça fazla...
MEYVE cenneti ülkemizde meyve bazlı yeni bir ürünü pazara sürerken bir şeye dikkat etmek gerekiyor: Meyve ve sebzenin bu denli bol olduğu bir ülkede yoğunlaştırılmış bir meyve lezzeti piyasada acaba tutar mı?
Girişim söz konusu olunca önemli olan bir ilke imza atmak! Eğer üreteceğiniz ürünün ihracat şansı varsa fazla bir mesele yok. İç pazar derseniz orada da bazı farklılıklarla özgünlük yaratmanız yeterli.
Bugün Uzakdoğu’da, Güney Amerika’da ve Yeni Zelanda’da bazı egzotik meyvelerden üretilen ürünler bu yeni sektörün başlıca ihraç kalemi haline gelmiş durumda. Pazar henüz çok yeni ama yükselen eğilim gelecek vaat ediyor.
Ürünler tamamen orijinal bir buluşun eseri. İlk bakışta meyve marmeladı ya da reçele benzeyen ürünün özelliği olağanüstü kıvamlı olması...
Bu kıvama teknik tabiriyle “brix” deniyor ve meyve öz haline getirildikten sonra içerdiği su miktarının minimuma indirgenmesiyle elde ediliyor.
SEÇİLMİŞ MEYVELERDEN ÜRETİLİYOR
İşlenen meyvelerin organik olması önkoşul... Diğer farklılıklar ise bu yeni nesil ürüne keskin bir lezzet ve aroma veriyor. İçinde sonradan katılmış şeker yok. Üretim sırasında özüt haline gelen meyve püresinde şeker miktarı nispi olarak yükseliyor ama ürünün orijinal tadını bozmuyor.
Renk ve doğala özdeş aroma içermeyen ürüne sonradan bir miktar doğal kıvamlaştırıcı ve koruyucu ekleniyor. Bu haliyle daha çok “yüksek brix” domates salçasına benzeyen ürün mantar, küf ve bakterilerden korunmuş oluyor.
Sürülebilir (spreadable) formda olması ise pratik bir avantaj. Meyve tadı ve aromasının yüksek düzeyde algılanması bu ürünü reçel ve marmelatlara da kısmen rakip yapıyor. Fakat bu ürünlerin daha katı formda olması sürülebilir peynirlerde olduğu gibi plastik kâselere konulmasını bir alışkanlık haline gelmiş.
TIPKI KETÇAP ŞİŞESİ GİBİ
Kimi üreticiler ise çocukların ilgisini çekmek adına ketçaplarda olduğu gibi ürünü baş aşağı duran pratik şişlerde pazara sunmayı tercih etmiş. Hatta “brix” (kıvam) düzeyini yükselterek sucuklarda olduğu gibi “casing” adı verilen yapay kılıflara da yer veriliyor. Bu ürünlerde rutubet düşük, kuru madde miktarı ise oldukça yüksek. Böylece daha katı ürünlerin kesilip dilimlenmesi dahi mümkün olabiliyor. Bu form bizdeki yumuşak “pestil”, “köfter”, “ezme” gibi ürünlerin bir başka benzeri.
En fazla tutulanlar ise tüp veya ketçap şişesi benzeri ambalajlara konanlar. Formu ne olursa özüt içermesi ve yüksek besleyicilik özelliği bu ürünleri aynı zamanda zengin bir diyet ürünü haline getiriyor. Şeker içeriğinin nispeten düşüklüğü ise başlıca tercih unsuru...
Sürülebilir meyvelere verilen ticari isimler ise ülkelere göre değişiyor. ‘Yoğun konsantre meyve püresi’ bu yeni grubun ortak adı.
Özellikle çocuklar için hem zevkli hem de lezzetli bir gıda. Benzer türevleri ise oldukça zengin. Örneğin ABD’li bir firma bu yeni trendin çikolatalı formlarını üreterek bir moda başlatmış. Özel bir mekanizma sayesinde şişesinden çift veya üç renkli akan, pasta kurabiye gibi ürünlerin üzerinde keyifli bir görüntü yaratan konsantre meyve özütleri şimdi epey ilgi görüyor.
YENİLİKLERE AÇIK BİR ALAN
Aynı çağırışımı hedef alan bazı firmaların meyve özütlerini soft peynir çeşitleriyle karıştırması ise bu pazarın yenilikçi buluşlarından. Son eğilim ise meyvelerle yapılan uygulamanın sebze karışımlarıyla da zenginleştirilmiş olması. Sürülebilir sebze özütleri özellikle diyet yapanlar için ideal bir beslenme kaynağı. Her çeşidi ‘bisküvi’, ‘peksimet’ ve ‘snack’ çeşitleriyle çok iyi gidiyor. Ayrıca pastacılıkta da geniş yeri var.
Sürülebilir meyvelerde daha çok gün ışığı sistemiyle üretim yapıldığından meyvelerin besin değeri büyük ölçüde korunuyor. Ancak gün ışığı altındaki üretim “evaporasyon sistemi”nde olduğu gibi verimli değil. Bu işi sınaî boyutta yapacaklar için belli bir yatırıma ihtiyaç var.
Sonuç olarak gerek çocuk pazarına gerekse yetişkinlerde diyet pazarına hitap eden bu organik ürünler lezzet seçenekleriyle kahvaltı öğünlerinin vazgeçilmezleri arasına girmek üzere.
Bu girişim dünyanın önemli meyve ve sebze üreticilerinden biri olan Türkiye için bir alışkanlığın başlangıcı olabilir. Dahası, büyük ihraç potansiyeliyle gelecek vaat ediyor. Girişimcilerin katma değer yaratmak adına böyle bir projeyi incelemelerinde yarar var.
Nur Demirok/Para Dergisi