İSO Başkanı Bahçıvan: 5 Harward’lı bölgeyi değiştirir
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, 5 Harward öğrencisinin Güneydoğu'nun kaderini değiştirebileceğini söyledi

İstanbul Sanayi Odası’nın Eylül ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, açıklanması beklenen demokratikleşme paketinin, “Güneydoğu Anadolu’daki gözlemlerine dayanarak” yeni bir ivme yaratacağına inandığını söyledi.
Bahçıvan’ın konuşmasından satır başları;
“İnsanlık bugün; bilgi çağı olarak adlandırılan yeniçağın özelliklerine uygun, üretime odaklı ekonomiye geçmenin sancılarını yaşamaktadır.”
“FED, aslında pozisyonunu düzeltmek isteyenlere şans tanıyarak bu konuda yumuşak bir geçişi hedeflemektedir.”
“Bu devran böyle geldi, böyle devam etmeyecek. Üretimin dışlandığı, finansın ekonomi üzerinde uzun bir süredir devam ettirdiği hâkimiyet yeryüzü ölçeğinde ve Türkiye’de mutlaka kırılacak.”
“Yeryüzü ölçeğinde ağırlıklı olarak üretimsizlikten, refahın gerilemesinden kaynaklı bir şiddet patlaması yaşanıyor.”
“Bilgi Çağı’nda inovasyon ve katma değeri yüksek ürünlere yönelmiş şirketlerin varlık değeri ve kâr oranlarında, bir patlama yaşanıyor. Bu varlık değeri ve kar patlamasına ilaveten geçmişin üretim anlayışıyla ilgili ezberler darmadağın olmaktadır.”
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak’ın konuk olduğu, “Bilim ve Teknoloji Politikaları Işığında Sanayimiz İçin Gelecek Öngörüsü”nün konu edildiği İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Eylül ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan; Oda olarak Güneydoğu bölgesine yapılan ziyareti değerlendirdi, bilim ve teknoloji politikaları üzerinde durdu.
“Yeryüzü ölçeğinde ağırlıklı olarak üretimsizlikten, refahın gerilemesinden kaynaklı bir şiddet patlaması yaşandığını belirten İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “İnsanlık bugün; Bilgi Çağı olarak adlandırılan yeniçağın özelliklerine uygun, üretime odaklı ekonomiye geçmenin sancılarını yaşamaktadır” dedi.
Türkiye rekabet gücü sıralamasında 44’üncü.
Dünya Ekonomik Forumu 2013-2014 Küresel Rekabet Raporu’na göre rekabet gücü sıralamasında Türkiye’nin, 148 ülke arasında 44’ncü sırada yer aldığına işaret eden Bahçıvan, “Dünyanın gelişmiş ülkeleri, eski üretim tarzlarından hızla uzaklaşıyor. Bu duruma tarihsel süreçten baktığımızda, karşımıza çok çarpıcı bir tablonun çıktığına tanıklık etmekteyiz.
Klasik sanayi devriminin mantığına uygun bir şekilde üretim yapan şirketlerin varlık değeri ve kâr oranları her geçen gün azalmaktadır. Buna karşın, Bilgi Çağı’nda inovasyon ve katma değeri yüksek ürünlere yönelmiş şirketlerin varlık değeri ve kâr oranlarında, adeta bir patlama yaşanmaktadır. Bu varlık değeri ve kar patlamasına ilaveten geçmişin üretim anlayışıyla ilgili ezberler darmadağın olmaktadır” diye konuştu.
Bu devran ilanihaye sürmez
Dünya finans siteminde parasal kaynakların kısılmasına yönelik hazırlıklar yapıldığını belirten ve ABD Merkez Bankası FED’in, daha önce açıkladığı bu yöndeki kararını geçen hafta yaptığı açıklamayla ötelemiş olmasını “çok tuhaf” olarak niteleyen Bahçıvan, şunları söyledi: “Bir şekilde özellikle gelişmekte olan ülke finans piyasalarında yeni bir ekonomik baharın yaşanmasına neden oluyor. Tuhaf buluyorum, çünkü ötelenmiş olan süreç kanaatimize göre çok fazla bir zaman geçmeden mutlaka devreye girecek. FED, aslında pozisyonunu düzeltmek isteyenlere şans tanıyarak bu konuda yumuşak bir geçişi hedeflemektedir. Bu çok doğru bir yaklaşım olmakla birlikte asıl sorun, bu devranın ilanihaye devam etmesini arzu eden kesimlerin varlığında düğümlenmektedir.
Bir kere daha söylüyorum: Bu devran böyle geldi, böyle devam etmeyecek. Üretimin dışlandığı, finansın ekonomi üzerinde uzun bir süredir devam ettirdiği hâkimiyet yeryüzü ölçeğinde ve Türkiye’de mutlaka kırılacak.”
Teknolojiyi üretmeden kullanmak üzücü
Bilimsel ve teknolojik alandaki gelişmelerin son yıllarda başdöndürücü bir boyut kazandığına dikkat çeken Bahçıvan, “teknolojiyi üreten toplumlar ile başkasının ürettiği teknolojiyi kullanan tüketici toplumların oluştuğunu” belirterek, “Yüksek katma değer yaratamıyoruz, ileri teknoloji üretemiyoruz. Fakat üretemediğimiz teknolojiyi kullanmakla övünüyoruz. Bu ise çok üzücü bir durumdur” dedi.
Bahçıvan konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Dünyada ekonomik rekabet giderek artıyor. Küresel ekonomik pastadan daha fazla pay almak her geçen gün zorlaşmaktadır. Eğitim kalitesi düşük, bilgi birikimi ve Ar-Ge kapasitesi zayıf, inovasyon ve tasarım gücü yetersiz ülkeleri, hiç abartmıyorum, çok daha zor günler bekliyor. Türkiye, ihracatın kilogramını 1.59 dolara satarken Japonya 4 dolara satıyor. Ülkemizde tasarım alanında eğitim gören 7 bin öğrenciye karşılık Çin’de 1 milyon öğrenci bu alanda eğitim görmektedir.”
Üretimsizlik şiddeti doğuruyor
İstanbul Sanayi Odası olarak, üretim aşkının korunması, üretimin yeniden gelişmesi, toplumsal refahın artması yönündeki bu düşüncelerini sıklıkla ifade ettiklerini belirten İSO Başkanı Bahçıvan, “yeryüzü ölçeğinde ağırlıklı olarak üretimsizlikten, refahın gerilemesinden kaynaklı bir şiddet patlaması yaşanıyor. En son Pakistan ve Kenya’da, ‘insanım’ diyen herkesi derinden üzen ve çok sayıda cana mal olan şiddet olayları yaşandı. Nerede, ne zaman yeni bir şiddete maruz kalınacağını kimse bilmiyor. Bu, insanlık adına çok tehlikeli bir durumdur” diye konuştu.
Dilimiz vahim bir biçimde bozuluyor
Gelişmiş ülkelerin bilim ve teknoloji alanında elde ettiği başarılara değinen Bahçıvan şöyle dedi; “bilim, teknoloji ve entelektüel sermayeden oluşan üçgeni kurmuş olan ülkeler, kaçınılmaz bir şekilde birçok alanda hâkim ve belirleyici güç olmaktadır. Bunu, insanların birbirleriyle konuşmak, anlaşmak için kullandığı dilde bile görüyoruz: Teknoloji tüketicisi toplumların dillerindeki bilimsel ve teknolojik kavramların büyük bir çoğunluğu yabancı kökenlidir. Gerçek böyle olunca, kültürel ve düşünsel bağımlılık da kaçınılmaz hale gelir. Şahsi kanaatim: Bu boyuttaki bir bağımlılığın, vahim bir bağımlılık olduğu yönündedir.”
Demokratikleşme paketi
Türkiye’nin en önemli iç gündem maddesinin çözüm süreci ve bu sürecin bölgedeki yansımaları olduğunu anlatan Bahçıvan, İSO olarak bölgeye yaptıkları hakkında bilgiler verdi.
Bahçıvan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin diğer yörelerinde olduğu gibi bu yöremizde de ülkemizin aydınlık geleceğine yönelik büyük bir inanç ve güven bulunmaktadır. Akan kanın buralarda durmuş olması, huzurun hayata egemen olmaya başlaması, gönüllerin yakınlaşması geleceğimiz adına son derece sevindirici.
Gördük ki, ülke ve toplum olarak birlik ve beraberliğimizi bugüne kadar nasıl koruduysak, bundan sonra da aynı duygu ve kardeşlik ruhuyla hep beraber korumak kararlılığına sahibiz.
Bunu, ülkemiz üzerinde art niyetli hesabı olan iç ve dış güç merkezlerine karşı en önemli sigorta olarak gördüğümüzü burada özellikle ifade etmek istiyorum. Çözüm süreci, buradaki insanlar tarafından sahiplenilmiş bulunuyor. Sahibi toplum olan bir sürecin önünde artık hiç kimse duramaz, hiç kimse kesintiye uğratamaz!
Bu süreç, sadece siyasetçilere bırakılacak bir konu da değil. Herkes sorumluluk almalı. Medyanın da sorumlulukları var, işadamlarının da sorumlulukları var.
Bakınız, ülkemiz demokratikleştikçe önyargılar kırılıyor, iyimser bir ortam doğuyor, toplumsal kaynaşma artıyor. Buna paralel olarak; Aş ve iş için daha fazla kaynak, daha fazla çaba ortaya çıkıyor. Gelecek hafta açıklanması beklenen demokratikleşme paketinin, bölgedeki gözlemlerimize dayanarak, yeni bir ivme yaratacağına inanıyorum.”
İstanbullu sanayici Güneydoğu’yu destekleyecek
Bahçıvan, “çözüm sürecinin, arzuların, umutların ve güvenin kalıcı olması, gelişmesi ve kökleşmesi için bölgenin ekonomik kalkınmasına yönelik olarak hepimize büyük görevler düşüyor” diyerek sürdürdüğü konuşmasında, “İstanbullu sanayiciler olarak; Bölgeye yatırımlar yapmayı, buradaki insanların ekonomik kalkınma arzu ve çabalarına destek olmayı hedeflediklerini” bildirdi.
5 Harward’lı bölgeyi değiştirir
Bölgenin ekonomik sorunları olduğu kadar eğitim sorunları bulunduğunu da belirten Bahçıvan, “bölgede eğitim seviyesinin yükseltilmesi, mesleki becerinin geliştirilmesine yönelik adımlar ivedilikle atılmalıdır. Burslar ve burs modeli gözden geçirilmeli. Bölge illerinden her yıl 5 öğrenciyi dünyanın saygın üniversitelerine göndersek, sonra gelip bölgelerinde en az 10 yıl çalışsalar burada çok şey değişir” dedi.
Bahçıvan, İstanbul Sanayi Odası ile Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası arasındaki işbirliği protokolünü atılmış önemli bir adım olarak niteledi.