Dolar
38,8691
0,13%
Euro
43,3759
-0,14%
Sterlin
51,6075
-0,29%
Bitcoin
4.028.306
0,00%
BİST-100
9.668,36
1,33%
Gram Altın
3.999,568
-1,09%
Gümüş
32,31
-1,09%
Faiz
48,56
0,00%

İşkoliklik ölümcül olabilir

Journal of Occupational Health Psychology dergisinde işkoliklerle ilgili yayımlanan bir çalışma dikkat çekti. Patronlar Dünyası olarak Uzman İş Psikoloğu ve Örgüt Psikoloğu Nil Madi ile işkolikleri ve duygu durumlarını konuştuk. 

29.11.2023 22:21
İşkoliklik ölümcül olabilir
16px
32px

Edanur AKTÜRK AYKOL

Bilim insanları tarafından aşırı çalışan 'işkolik' insanlar hakkında yeni bir araştırma yapıldı. Ortaya çıkan ruh hali değişikliği hakkında uyarıda bulundu.

İşkoliklik, bireyin işine aşırı derecede bağlı olduğu ve genellikle sağlık, ilişkiler ve hobi gibi diğer yaşam unsurlarıyla çatışan bir davranış biçimi olarak biliniyor. İşkolik insanlarda normal ve kabul edilebilir düzeyin ötesinde bir iş kaygısı ile karakterize edildiği görülüyor.

ARAŞTIRMAYA GÖRE İŞKOLİKLER SIK SIK ÖLÜMÜ DÜŞÜNÜYOR

Ancak yeni bir araştırma işkoliklerin kendilerini bu durumdan dolayı iyi hissetmediklerini ortaya koydu. Hayatın mutsuzluğundan dolayı kendilerini işe adayan işkolikler bu bağımlılık durumundan yeterince tatmin olmuyor. Bu sebeple 'ölüm' düşüncesi çok fazla akıllarına geliyor.

ARAŞTIRMA 139 ÇALIŞAN ÜZERİNDE YAPILDI

Bologna Üniversitesi'nden Profesör Cristian Balducci liderliğindeki araştırma ekibi, 139 tam zamanlı çalışanla bir çalışma yürüttü. Katılımcıların işkoliklik düzeyleri psikolojik bir sınav kullanılarak değerlendirildi. Araştırmacılar, çalışanların hafta boyunca ruh hallerini ve iş yükü algılarını analiz etmek için 'deneyim örnekleme yöntemi'ni kullandı. Sonuçlar, en ağır işkolik çalışanların, iş arkadaşlarından daha kötü bir ruh hali içinde olduklarını ortaya koydu.

İŞ ARKADAŞLARINI DA ETKİLİYOR

Balducci, işkoliklerin genellikle sorumluluk sahibi pozisyonlarda olduğunu düşündüğümüzde, olumsuz ruh hallerinin meslektaşlarını ve iş arkadaşlarını etkileyebileceğini belirtti. Bu alışkanlıkların kuruluşların risk oluşturduğunu ve müdahale etmeleri gerektiğini vurguladı.

Araştırmacılar, işletmelerin çalışanlara net sinyaller göndermesini ve normal mesai saatleri dışında çalışmanın norm olarak kabul edildiği bir ortamdan kaçınmasını öneriyor. Ayrıca, bağlantı kesme politikalarını, özel eğitim faaliyetlerini destekleyerek ve bu kurallara uymayanlara danışmanlık seçenekleri sunarak aşırı iş yatırımını caydıran bir atmosfer yaratmanın önemli olduğunu savunuyorlar.

İŞKOLİKLİK ÖLÜMCÜL SONUÇ DOĞURABİLİR

Bilim insanları, aşırı çalışmanın tedavi edilmediği takdirde 'işkolikliğin' ölümcül sonuçlara yol açabileceği konusunda ciddi bir uyarıda bulunuyor.

İŞ PSİKOLOĞU NİL MADİ: İŞKOLİKLİK ÖVÜLEN BİR ŞEY DEĞİL

Bizde Patronlar Dünyası olarak yapılan araştırma üzerine giderek iş psikoloğu Nil Madi ile ayrıntıları konuştuk.

İşkoliklik insanların ölümü düşünmesine yol açacak kadar tehlikeli bir şey mi? Bir insanın işkolik olması, o kişinin iş arkadaşlarını nasıl etkiler?

Araştırmalar bir örneklem üzerinden yapılıyor ve bu bahsettiğiniz araştırma da 139 kişiyle yapılmış bir araştırma. Elbette tüm işkoliklerin ölümü düşündüğü gibi bir genelleme yapılamaz bu araştırmadan yola çıkılarak. Ama tabii işkoliklik sağlıklı bir şey değil, dengelenmesi gereken bir durum var. Yani çok övülen bir şey değil. 

“ÖZEL HAYAT İLE İŞ HAYATI BÜTÜNLEŞTİRİLİP DENGELENMELİ”

Biz insanın kendi özel hayatı ile iş hayatını bütünleştirip dengelemesini bekleriz. Ben bu çalışmayı okumadım ama 132 kişi böyle bir çalışma örneklemi için düşük bir sayı. İşkolikliklerin hepsi ölümü düşünür diye bir şey söz konusu değil. Burada bir klinik durum söz konusu olabilir. Çalışma ortamı neymiş, hangi sektörde çalışanlar incelenmiş, tek firma mı incelenmiş yoksa farklı firmalarda çalışanlar mı incelenmiş bu araştırmada? Bunların cevapları çok önemli. 

Ama şöyle bir durum da var: İşkolik olanlar iş yerinde ve işle çok vakit geçiriyor. Dolayısıyla çevresindeki diğer çalışma arkadaşlarını etkilemesi ve onlarla fazlaca iletişim halinde olmaları, onları etkilemesi ve onlarla etkileşim içerisinde olmaları fazlaca normal. Duygular bulaşıcıdır çünkü. Ama ölüm gibi çok ekstrem bir düşünce ve ondan yola çıkılarak depresiflik, karamsarlık nasıl yaygınlaşır, bunu ayrıca incelemek lazım. 

“TÜKENMİŞLİK SENDROMU YAŞAYANLARDA BİLE BU BÖYLE DEĞİL”

Çok çarpıcı bir araştırma olduğunu düşünmüyorum ben bu araştırmanın. Bizler kendi hipotezimiz neyse onunla ilgili birtakım bulgular elde ediyoruz ama genellenebilirlik açısından oldukça kısıtlı bir çalışma.
Bazı işkolikler var, gayet hayatlarından memnun ilerleyebiliyorlar. Ama o kadar zihni yorulmuş, o kadar yıpranmış, o kadar stres ve gerginlikle başa çıkamayacak bir noktaya geliyor ki en uç noktayı düşünebiliyor. Bu tükenmişlikle de bağlantılı bence. Tükenmişlik olduğunda bu tarz ölümü düşünme vakaları meydana gelebiliyor. Ama hepsi ölümü düşünüyor diye bir şey söz konusu değil. Tükenmişlik sendromu yaşayanlarda bile bu öyle değil. Ama tükenmişliğin içerisinde de bazı vakalarda ölüm düşüncesi, intihar düşüncesi olabiliyor. Ama oranı aşırı yüksek değil. 

Gerçekten kötü ruh haline sahip bir işkolik bunun farkına vardığında ne yapmalı? Hem kendisi hem de çevresi için ne yapmalı?

Öncelikle kendisini etkiliyor bu durum. Arkadaşlarını etkiler mi, etkilemez mi o çalışma durumuna ve işin durumuna göre değişebilir. Öncelik farkındalık tabii ki. Önce fark etmesi lazım durumu. Birçok işkolik bunu fark etmiyor ve hatta bunu olağan bir şey görebiliyor. Sonrasında nasıl bir yol izleyebileceğine dair birtakım çözüm alternatifleri geliştirmesi gerekiyor. Bu noktada ben elbette profesyonel destek alınmasını öneririm. 

İŞKOLİKLİĞİN TANIMINI BİLMİYOR OLABİLİRSİNİZ

İşkoliklerin çoğu içinde bulunduğu durumun farkında olmuyor, farkına varsa da o durumu tanımlayamıyor, tanımını bilmiyor. Bunu ben şuna benzetiyorum: Herkes mobbinge uğradığını söylüyor ama kavramın ne olduğu bilinmeden söyleniyor. Herkes mesela tükenmişlik yaşadığını söylüyor, depresyonda olduğunu söylüyor ama tanımını bilmiyorlar bu kavramların. İşkoliklikte de bunun tanımını bilmiyor olabiliyor işkolikler. Senin bu yaptığın, işini sevmen ya da işine kendini adaman değil başka bir boyut. Bunu anlaması ve sonra destek alıp hayatı dengelemesinde fayda var. 

İşkolik kişinin iş yüküne bakılması gerekiyor, amaçlarına, isteklerine, asıl hayatlarındaki önem verdikleri şeylerin ne olduğuna bakılması gerekiyor. Ben bunlara bakıp öyle ilerliyorum örneğin. 

İşkoliklikten kurtulmak mümkün yani?

Kurtulmak demeyelim buna. Bu fazla kilo gibi bir şey değil. Bunu fark etmek ve dengelemek mümkün. Dengelemek yani sağlıklı hale getirmek mümkün. 

“HAMİLE KADIN SUYU GELİRKEN BİLE YOLDA ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR”

Benim bildiğim vakalar arasında hamile bir kadının suyunun gelmesi, acil doktora gitmesi gerekiyor ama o esnada çalışmaya ve zoom’dan girdiği toplantıya devam ediyor ameliyathaneye gidene kadar. Başka bir vakada doğum yapıyor bir kadın, ayıldıktan 45-50 dakika sonra kulaklık takmış yurtdışı ile ilgili bir işi çözmeye çalışıyor. Bazı şeyleri ıskalıyor insanlar. Bunu fark ettirmek gerekiyor. Çalışanın iş arkadaşlarına da düşüyor bu görev. Arkadaşlarının söylemesi gerekiyor, senin bu davranışların işkolikliğe giriyor diye. 
Biz gazeteciler doğal işkolikler oluyor sanırım. Çünkü haber hep var, hep gündemi takip etme gerekliliği var. Hayatın her anı işin bir parçası aslında. Bu da işkoliklik sayılır mı?

Hem güzel hem kötü tarafı bu. İşkolikliğin ince bir çizgisi, ince bir ayarı var. Elbette çok çalışmak kötü bir şey değil. Ama çalışmak için kendinizin, çocuğunuzun ya da çevrenizdekilerin sağlığını ihmal ederseniz, gözleriniz kan çanağı olmuşsa, yeteri kadar beslenemiyorsanız, saçlarınız dökülmeye başlamışsa evet bir durun. Böyle ekstrem noktalara doğru giderse durumunuzu bir gözden geçirelim derim. 

patronlardunyasi.com

editörün seçtikleri
Türkiye-Florida-Malta hattında bir Tatlıcı davası
Türkiye-Florida-Malta hattında bir Tatlıcı davası#Uğur Tatlıcı