İş dünyası, futbol ve siyaset üçgeni; devletler futbolun yeni patronu
2026 Dünya Kupası’nın kura çekimine sayılı günler kalmışken, sahne arkasında bambaşka bir diplomasi trafiği işliyor. Bir yanda spor tarihinin en büyük organizasyonlarından biri, diğer yanda Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile FIFA Başkanı Gianni Infantino arasında yıllardır adım adım örülen siyasi ve jeopolitik bir yakınlaşma. Bu yakınlaşmanın izleri artık küresel diplomasinin en kritik zirvelerinde bile karşımıza çıkıyor.

Halil KASAPOĞLU
FUTBOLÜN DÖNÜŞÜMÜ: SAHADAN JEOPOLİTİĞE
Futbol, 20. yüzyıl boyunca bir tutku, kimlik ve aidiyet alanıydı ancak 21. yüzyılda çok daha farklı bir konuma oturdu. Bugün futbol, ülkeler arası yumuşak güç rekabetinin, uluslararası marka inşasının ve küresel hukuki normların dolaşıma sokulmasının en etkili araçlarından biri haline gelmiş durumda. Bir futbolcu transferi artık yalnızca sportif bir karar değil; yabancı bir yatırım, önemli bir vergi planlaması ve tahkim riski barındıran uluslararası bir sözleşme olarak karşımıza çıkıyor. Benzer şekilde artık bir milli maç bile pek çok ülkenin dış politikasında diplomatik bir temas kadar önem taşıyor. Çünkü günümüz dünyasında diplomasi, yalnızca siyasi başkentlerde değil; Londra’da, Madrid’de, İstanbul’da oynanan maçlarda, milyon dolarlık sponsorluk anlaşmalarında, WADA laboratuvarlarında ve CAS duruşmalarında da şekilleniyor.
Bu dönüşümün tam merkezinde ise küresel futbolun en güçlü aktörü olan FIFA var.
FIFA VE YENİ KÜRESEL ROL: INFANTINO DÖNEMİ
Gianni Infantino döneminde FIFA, sporun kurallarını belirleyen bir organizasyon olmanın çok ötesine geçti. 211 üye ülkeye sahip yapısıyla FIFA, bugün Birleşmiş Milletler’den daha fazla üyeye sahip ve aldığı kararlar birçok ülkede ulusal normlar kadar bağlayıcı. Dolayısıyla FIFA artık yalnızca turnuva takvimleri düzenleyen bir kurum değil; uluslararası ilişkilerin, ekonomik stratejilerin ve küresel siyasetin doğrudan bir aktörü.
Bu yeni rolün en dikkat çekici sahnesi, geçtiğimiz ay Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde düzenlenen Gazze Barış Zirvesi’nde sergilendi.
ŞARM EL ŞEYH'TE DİKKAT ÇEKEN KONUK

Donald Trump öncülüğünde düzenlenen zirveye çok sayıda devlet başkanı ve üst düzey yetkili katılırken, katılımcılar arasında en dikkat çeken isim FIFA Başkanı Gianni Infantino’ydu. Birçok kişi Infantino’nun bu zirvede yer almasına anlam veremedi ancak kendisi bizzat Donald Trump tarafından özel olarak zirveye davet edilmişti. Zira FIFA bugün, birçok alanda ülkelerin ulusal planlamalarını etkileyen devasa bir güç. Dünya Kupası gibi mega organizasyonlar, çoğu ülkede bir uluslararası kalkınma ve imaj projesi olarak görülüyor. Bu nedenle Infantino’nun barış zirvesine katılımı sembolik gibi görülse de futbolun artık küresel ihtilafların da doğal bir parçası haline geldiğinin açık bir göstergesiydi.
Zirve sonrası Infantino’nun yaptığı açıklamalar da bu konumlanmayı daha net ortaya koydu. FIFA’nın Gazze ve Filistin’de futbol altyapısını yeniden inşa edeceğini, sahalar yapacağını, antrenörler göndereceğini ve yeni bir fon oluşturarak futbolu ülkenin her köşesine geri getirmeyi hedeflediklerini duyurdu
Infantino’ya göre Trump’ın rolü bu süreçte kritik bir öneme sahipti ve onun olmadığı bir senaryoda barış mümkün olmayacaktı. Trump’ın engelleri kaldırdığını, köprüler kurduğunu, insanları bir araya getirdiğini ve Mısır, Katar, Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Bahreyn ve Ürdün gibi süreci destekleyen ülkelerle ortak hareket ettiğini belirtti. Tüm bunların Trump’ın liderliği sayesinde gerçekleştiğini ifade ederken bölgenin en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde birliktelik ve barışın yeni sayfalarının açılabileceğini dile getirdi.
TRUMP-INFANTINO EKSENİNİN YÜKSELİŞİ

Infantino’nun Gazze Barış Zirvesi’nin ardından Trump’a yönelik övgüleri uzun bir ilişkinin en güncel halkasıydı. İkilinin kamuoyu önündeki ilk büyük buluşması, ABD’nin 2026 Dünya Kupası’nı Kanada ve Meksika ile birlikte düzenleme hakkını elde etmesinin ardından, 2018’de Beyaz Saray’da yapılan görüşme sırasında kayda geçti. O tarihten bu yana, Trump’ın ikinci döneminin zafer mitinginde, Mar-a-Lago’daki rezidansında verdiği davetlerde ve geçtiğimiz Ocak ayındaki yemin töreninde de Infantino hep davetliler arasındaki yerini aldı.
Bu yakınlığın ne anlama geldiği, son haftalarda daha da görünür hale geldi. Trump, Dünya Kupası maçlarının güvenlik gerekçesiyle bazı şehirlerden başka şehirlere taşınabileceğini ima ederken, Infantino ile ilişkisine atıfta bulunarak “Eğer güvensiz bir ortam görürsem, Gianni’yi arar ve ‘Bunu başka bir yere taşıyalım’ derim. O da bunu yapar; bundan çok hoşlanmayabilir ama bunu rahatlıkla yapar.” ifadelerini kullandı. Ancak bu çıkış, yalnızca güvenlik hassasiyeti olarak okunabilecek bir açıklama değil. Trump’ın özellikle demokrat valiler tarafından yönetilen şehirleri güvensiz ilan ederek, Dünya Kupası maçlarını bir tür siyasi sopa olarak kullandığı, sevmediği yerel yönetimlere karşı FIFA’yı ve Infantino ile kurduğu yakın ilişkiyi baskı aracı haline getirdiği yorumları ABD kamuoyunda geniş yer buluyor.
FIFA’nın organizasyonel yetkileri hukuken ev sahibi şehirlerle imzalanan sözleşmelere bağlı olsa da Trump’ın bu söylemi sporun siyasetten ayrı olduğu iddiasının artık anlamını yitirdiğini ve futbolun siyasi rekabetlerde doğrudan bir kaldıraç olarak kullanıldığını net biçimde ortaya koyuyor.
YENİ BİR DİPLOMASİ ARACI: FIFA BARIŞ ÖDÜLÜ

Infantino’nun Gazze Barış Zirvesi’nden çok etkilendiği için midir bilinmez ama geçtiğimiz hafta FIFA cephesinden de ilginç bir hamle geldi. FIFA, “FIFA Barış Ödülü” adını taşıyan yeni bir ödül duyurdu ve bu ödülün, barış için olağanüstü ve istisnai adımlar atan bireyleri onurlandıracağı belirtildi. Zamanlama oldukça dikkat çekiciydi; zira Donald Trump, geçtiğimiz Ocak ayında yeniden göreve geldiğinden bu yana sekiz savaşı sona erdirdiğini iddia etmesine rağmen Nobel Barış Ödülü kendisine değil, Nicolas Maduro rejimine karşı çıkan Venezuellalı muhalefet lideri Maria Corina Machado’ya verildi.
FIFA Barış Ödülü, ilk defa bu yıl 5 Aralık 2025 Cuma günü, Washington DC’de düzenlenecek Dünya Kupası kura çekimi sırasında FIFA Başkanı Gianni Infantino tarafından takdim edilecek. FIFA’nın ödülle ilgili yaptığı tanım Trump’ın kendisini dünyaya sunmak istediği çerçeveyle bire bir örtüşüyor. Kime verileceği açıklanmadı ancak metni başından beri okuyanlar için bu ödüle kimin layık görüleceğini tahmin etmek pek güç değil.
FUTBOLUN JEOPOLİTİK ÇAĞI
Tüm bu gelişmeler, FIFA’nın yalnızca turnuvaları organize eden bir spor otoritesi olmaktan çıkıp; diplomasi kuran, insani meselelerde pozisyon alan, barış ödülleri dağıtan ve uluslararası siyasetin seyrine doğrudan etki eden bir aktöre dönüştüğünü gösteriyor.
Infantino’nun Beyaz Saray ziyaretinden Şarm el Şeyh’teki barış zirvesine, Filistin Futbol Federasyonu ile kurulan temaslardan Dünya Kupası kura çekiminde verilecek barış ödülüne kadar uzanan diplomatik hat, çağımızda futbolun yalnızca bir oyun değil, küresel jeopolitiğin en etkili platformlarından biri haline geldiğini kanıtlıyor. Futbolun küresel diplomasi üzerindeki etkisi, artık geçici bir eğilim değil, kalıcı bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.
patronlardunyasi.com















