Dolar
42,2443
0,06%
Euro
48,9905
0,11%
Sterlin
55,5958
-0,02%
Bitcoin
4.383.720
0,91%
BİST-100
10.668,03
0,87%
Gram Altın
5.603,787
-0,03%
Gümüş
51,75
1,03%
Faiz
40,04
0,00%

IEA raporu veri merkezlerine küresel yatırımların petrol harcamalarını geçtiğini ve elektrik çağının başladığını ortaya koyuyor

 Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), veri merkezlerine yönelik küresel yatırımların bu yıl sonunda 580 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini ve bunun aynı dönemde petrol arzına yapılacak 540 milyar dolarlık harcamayı aşacağını bildirdi.

12.11.2025 07:03Güncelleme: 12.11.2025 07:07
IEA raporu veri merkezlerine küresel yatırımların petrol harcamalarını geçtiğini ve elektrik çağının başladığını ortaya koyuyor
16px
32px

IEA'nın enerji analizi ve projeksiyonlarında en yetkili küresel kaynak olarak değerlendirilen Dünya Enerji Görünümü raporu yayımlandı.

Raporda, "veri yeni petroldür" diyenler anımsatılarak veri merkezlerine yapılan yatırıma dikkat çekildi.

IEA, veri merkezlerine yönelik küresel yatırımların bu yıl sonunda 580 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini ve bunun aynı dönemde petrol arzına yapılacak 540 milyar dolarlık harcamayı aşacağını bildirdi.

Rapora göre, ülkeler, geniş bir yakıt ve teknoloji yelpazesinde acil enerji güvenliği tehditleri ve uzun vadeli risklerle mücadele ediyor. Bu durum, enerjiyi ekonomik ve ulusal güvenliğin temel unsurlarından biri haline getiriyor. Ayrıca rapor, hükümetlerin belirsizlikler karşısında tedarik kaynaklarını çeşitlendirmesi ve işbirliğini güçlendirmesi gerektiğini vurguluyor.

Rapor, 3 temel senaryo aracılığıyla enerji güvenliği, uygun fiyat ve emisyonlar açısından farklı politika, yatırım ve teknoloji seçeneklerinin etkilerini inceliyor.

Tüm senaryolarda enerji talebinin artacağı, özellikle mobilite, ısıtma, soğutma ve veri hizmetlerinde talebin hızla yükseldiği belirtiliyor. Hindistan ve Güneydoğu Asya'nın öncülüğündeki gelişmekte olan ekonomiler, Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika ile birlikte enerji piyasalarının dinamiklerini giderek daha fazla belirleyecek. 2010'dan bu yana küresel petrol ve gaz talebindeki artışın yarısından ve elektrik talebindeki artışın yüzde 60'ından sorumlu olan Çin'in yerini bu ülkeler alıyor. Ancak hiçbir ülke ya da ülke grubu, Çin'in enerji yoğun büyümesine yaklaşamıyor.

Rapor, petrol ve gaz arz güvenliğini etkileyen geleneksel risklere ek olarak, yüksek pazar yoğunlaşması nedeniyle kritik minerallerde yeni kırılganlıkların ortaya çıktığına dikkati çekiyor. Enerjiyle ilişkili 20 stratejik mineralin 19’unun rafinasyonunda tek bir ülke yaklaşık yüzde 70 paya sahip bulunuyor.

HAVA KOŞULLARINA BAĞLI ARTAN RİSKLER, SİBER SALDIRILAR VE DİĞER TEHDİTLERE KARŞI ALTYAPI GÜÇLENDİRİLMELİ

Tüm senaryolarda elektrik talebi genel enerji kullanımından daha hızlı artıyor. Elektrik arzı ve elektrifikasyon yatırımları küresel enerji yatırımlarının yarısını oluşturuyor.

“Elektrik Çağı”nda güvenliğin ana unsuru ise yeni şebeke ve depolama sistemlerinin ne kadar hızlı devreye alınabildiği olarak öne çıkıyor.

Rapora göre, elektrik hanehalkları için başlıca enerji kaynağı haline gelmiş durumda. Bu nedenle elektrik fiyatları, hem tüketiciler hem de hükümetler açısından temel ekonomik göstergeye dönüştü.

Ancak raporda, "Elektrik Çağı"nın kırılgan altyapı sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu belirtiliyor. Buna göre, 2015’ten bu yana elektrik üretimine yapılan yatırımlar yaklaşık yüzde 70 artarak yılda 1 trilyon dolara ulaştı, buna karşın iletim ve dağıtım şebekelerine ayrılan yatırım yılda yalnızca 400 milyar dolar seviyesinde kaldı.

Bu dengesizlik, yeni üretim kapasitesinin sisteme bağlanmasını geciktiriyor, şebekelerde tıkanıklığa yol açıyor ve elektrik arz güvenliğini tehdit ederek fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yaratıyor.

Öte yandan, yenilenebilir enerji kaynakları tüm senaryolarda en hızlı büyüyen enerji türü olurken, güneş enerjisi başı çekiyor. Nükleer enerji ise, büyük ölçekli santrallerin yanı sıra küçük modüler reaktörlere yapılan yatırımlarla yeniden yükselişe geçiyor. Küresel nükleer kapasitenin 2035'e kadar en az üçte bir oranında artması bekleniyor.

Rapor, kısa vadede petrol ve gaz arzının bol olacağını ancak jeopolitik risklerin sürdüğünü belirtiyor. Buna göre, 2025’te alınan yeni LNG yatırım kararları, önümüzdeki yıllarda arzı yüzde 50 artıracak. Buna karşın, artan arzın hangi pazarlara yönleneceği belirsizliğini koruyor. 2025'te alınan yeni LNG yatırım kararları, önümüzdeki yıllarda arzda 300 milyar metreküplük yeni kapasite artışı sağlayacak. Bunun yarısı ABD'de, yüzde 20'si Katar’da kuruluyor. Buna rağmen, artan LNG arzının nereye yönleneceği konusunda belirsizlikler bulunuyor.

Analize göre dünya, evrensel enerji erişimi ve iklim hedeflerinde geride kalıyor. Yaklaşık 730 milyon insan hala elektriğe erişemiyor, 2 milyar kişi ise sağlığa zararlı pişirme yöntemlerine bağımlı. Rapor, hızlı emisyon azaltımlarına rağmen 1,5 derece ısınma sınırının aşılacağını, ancak yüzyıl ortasında net sıfır hedefinin bu artışı uzun vadede yeniden sınırlayabileceğini ortaya koyuyor.

"1973 PETROL KRİZİNDE HÜKÜMETLERİN GÖSTERDİĞİ KARARLILIK VE ODAKLANMA GEREKİYOR"

Raporda görüşlerine yer verilen IEA Başkanı Fatih Birol, enerji güvenliği geriliminin aynı anda bu kadar çok yakıt ve teknolojiyi etkilediği başka bir dönem olmadığını belirterek, bunun, 1973 petrol krizinde hükümetlerin IEA'yı kurarken gösterdiği kararlılık ve odaklanmayı gerektirdiğini vurguladı.

Birol, IEA'nın analizlerinin uzun yıllardır elektriğin küresel ekonomilerdeki rolünün arttığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

“Geçen yıl, dünyanın hızla 'Elektrik Çağı'na ilerlediğini söylemiştik ve bugün bu çağın artık geldiği açıkça görülüyor. Son on yıllardaki eğilimlerin aksine, elektrik tüketimindeki artış artık yalnızca gelişmekte olan ve yükselen ekonomilerle sınırlı değil. Veri merkezleri ve yapay zekadan kaynaklanan hızlı talep artışı, gelişmiş ekonomilerde de elektrik kullanımını artırıyor. Veri merkezlerine yönelik küresel yatırımların 2025 yılında 580 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 'Veri yeni petroldür' diyenler, bu rakamın küresel petrol arzına yapılan 540 milyar dolarlık harcamayı aştığını fark edecektir. Bu, modern ekonomilerin değişen doğasının çarpıcı bir göstergesi."

patronlardunyasi.com