'Hükümeti pasif buluyorum'
ÜMİT BOYNER; BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN FARKLI BİR LİDERLİK BEKLİYORDUM. ANCAK....
Ümit Boyner, TÜSİAD Yönetim
Kurulu'nda bulunan üç kadın üyeden biri... Ayrıca Avrupa Birliği ile müzakere sürecinde, Türkiye'nin Avrupa'ya
tanıtılması görevini üstlenen TÜSİAD Yurtdışı Tanıtım Komisyonu'nun başkanı... TÜSİAD'ın patronlardan sağladığı bir
buçuk milyon Euro'luk bütçeyle, Avrupa kamuoyuna Türkiye'nin gerçek yüzünü tanıtmaya çalışan Boyner, bugüne
dek Financial Times'dan, Herald Tribune'e dek pek çok saygıdeğer yayın organında da Türk kadınının yüzü oldu.
Türkiye'nin AB'yle müzakere sürecinde ivme kaybettiği iddiası dile getiriliyor. Bunda haklılık payı
var mı?
Türkiye'nin teknik açıdan çok doğru gittiğini söyleyebilirim. Biliyorsunuz birkaç hafta evvel müzakere
heyeti ile bir toplantı yaptık. Burada, teknik sorunları çözme konusunda sıkıntımızın olmadığı; Türkiye'nin
müktesebatın gereklerini 5-6 sene içinde yerine getirebileceği vurgulandı. Ancak belirttiğiniz eleştirilerde de haklılık
payı var: Avrupa Birliği'ne girmeyi hedefleyen ülkenin vizyonunun olması lazım. Bugün, o vizyonun ortadan kalktığını
düşünüyorum. Ayrıca, Türkiye'de çok sığ tartışmaların yaşandığına ve bunların birçoğunu, maalesef hükümetin
yarattığına inanıyorum.
Halbuki bekleyen ciddi reformlar var. Örneğin düşünce
özgürlüğü...
İnsanlar, fikirlerini söylediği için yargılanmamalı. Ayıplanabilir, ona karşı demokratik tepkiler ortaya
konulabilir, bunlar başka!.. Ancak bir insanın, düşüncelerini açıkladığı için ceza ile susturulmaya çalışılması yanlış. Bu
yüzyılda bunun olmaması lazım. Tabii böyle bir tavır ortaya koymak cesaret istiyor ve hükümetin bu cesareti ortaya
koyması gerekiyor. Koymadığı sürece bence saf kaybediyor.
Hükümeti pasif mi buluyorsunuz?
Evet... Açıkça, Başbakan'dan farklı bir liderlik bekliyordum. Ne de olsa koalisyon hükümeti değil bu.
Meclis'te tek başına iktidar olmuş bir parti var. Çok daha kararlı gidebileceğini düşünüyordum. Tabii bu, cesaret ve
vizyon istiyor.
Hükümet AB konusunda atalet içinde midir?
Korku da var. Bu bir maratondu. 3 Ekim'e kadar, Türkiye adrenalinle koştu. Eşiği atlayınca, tipik siyasi
refleksle "Biraz soluklanalım, seçimler geliyor" denildi ve hükümet, orada perspektif kaybetmeye başladı...
BAŞÖRTÜSÜ ZOR BİR KONU!
Demirel, başörtüsü konusunda "Gücün
var. Cesaretin varsa, çözersin!" diyerek meydan okudu!..
Sayın Demirel niçin bunları söyledi?.. Siyasi arenada da
değil. Bir niyeti varsa, daha açık söyleyebilir. Türkiye, hep bu sığtartışmaların içine çekiliyor ve bu, beni rahatsız ediyor. Bu konular Türkiye'de
çözümlenebilir, bunları Suudi Arabistan'da çözemeyiz. Bu noktada Başbakan'a katılıyorum.
Başörtüsü konusuna Avrupalılar'ın bakışı ne?
Başörtüsü, zor bir konu... Siyahı-beyazı yok; gri...
Avrupalılar, "Türkiye'de başörtüsüne niçin karşısınız?" sorusunu sık sık yöneltiyor. Biz de 'laiklik' diyoruz. Laiklik,
Türkiye'de neredeyse din gibi. Demokratik haklar açısından bakıldığında, insan görünüşüyle yargılanmamalı. Bir de,
başörtülülerin üniversite eğitimi almasını engelley