Dolar
41,7269
0,04%
Euro
48,6047
0,22%
Sterlin
56,0271
0,17%
Bitcoin
5.153.356
0,29%
BİST-100
10.747,11
-0,09%
Gram Altın
5.443,413
0,43%
Gümüş
51,14
4,55%
Faiz
45,1
0,00%

Haydarpaşa ve Sirkeci tren garları yeniden hayat buluyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Devlet Demiryolları arasında 15 Ağustos 2024’te imzalanan protokol kapsamında başlatılan çalışmalarla, İstanbul’un iki ikonik tren garı yeniden hayat buluyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Tarihi ve kültürel varlıklarımız konusunda attığımız her adım, uzman görüşleri ile bilimsel test ve analizler ışığında atılıyor” dedi.

09.10.2025 09:04Güncelleme: 09.10.2025 09:11
Haydarpaşa ve Sirkeci tren garları yeniden hayat buluyor
16px
32px

İstanbul’un tarihî belleğinde önemli bir yere sahip olan Haydarpaşa ve Sirkeci Gar Sahaları sadece mimari olarak değil, kültürel ve toplumsal miras olarak da bütüncül bir yaklaşımla korunarak şehre kazandırılıyor.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Haydarpaşa ve Sirkeci Gar Sahaları Proje Lansmanı’nda yaptığı konuşmada, bu alanların korunması ve yeniden işlevlendirilmesi sürecinde son derece titiz ve hassas bir yol izlendiğini belirtti.

Ersoy, “Tarihi ve kültürel varlıklarımız konusunda attığımız her adım, uzman görüşleri ile bilimsel test ve analizler ışığında atılıyor.” dedi.

1. ABDÜLHAMİD’İN MİRASI GELECEĞE TAŞINIYOR

Ersoy, Sirkeci ve Haydarpaşa Garlarının 1870’lerin başından bu yana yazılan çok özel bir tarihin iki ana karakteri olduğunu belirterek, bu yapıların Sultan II. Abdülhamid’in mirası ve bizlere emaneti olduğunu vurguladı. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ulaşım hizmetlerinde kilit rol oynayan bu iki istasyonun, sayısız toplumsal olayın ve insan hayatına dair nice yaşanmışlıkların şahitliğini yapmış olarak çoktan bir asrı geride bıraktıklarını ifade etti.

Haydarpaşa ve Sirkeci Gar sahalarına yönelik projelerle, bu köklü geçmişe sahip çıkarken aynı zamanda geleceğe ilham verecek kamusal alanlar oluşturduklarını söyleyen Ersoy, mekânların özünü ve özgünlüğünü koruyarak yarınlara taşındığını; kültür ve sanat aracılığıyla ise İstanbul’un en önemli hafıza mekânlarının, dolayısıyla toplumsal belleğin güçlendirildiğini belirtti.

"HAYDARPAŞA ÇÖKME NOKTASINDAYDI"

Bakan Ersoy, bakanlık olarak son 7 yılda ikonik olarak adlandırılan tarihi yapılarda önemli restorasyon ve ihya çalışması yürüttüklerini belirterek şöyle konuştu:

“İstanbul’da Galata Kulesi ve Kız Kulesi bu çalışmalarımızın başında geliyor. Her iki yapıya ilk adım attığımız anda bizi önemli bir sorun karşıladı. Sonradan yapılan eklemeler, yanlış uygulamalar sonrasında binaların statik yükünün arttığını, adeta yıkılma tehlikesinde olduklarını tespit ettik. Özellikle Kız Kulesi’nin neredeyse çökme noktasına geldiğini gördük. Bu alanda çalışmaya başladığımız anda gördük ki, ne yazık ki aynı durum içinde bulunduğumuz Haydarpaşa Gar binası ve çevresinde de yaşanıyordu. Bulunduğumuz bu bölge, dolgu bir alan. Binanın güçlendirilmesi için de zamanında ahşap kazıklar kullanılmış. Proje çizimlerinden anladığımız kadarıyla Haydarpaşa Gar Binası, bin kadar ahşap kazık üzerine inşa edilmiş. Alanda ilk yaptığımız işlerden biri, jeoradarla zemin etüdü oldu. O çalışma sonrasında, bine yakın ahşap kazıktan yalnızca iki yüz tanesinin günümüze ulaşabildiğini gördük. Bu nedenle ilk olarak günümüz teknolojisiyle alanın zemin güçlendirme çalışmalarını yaptık.”

"BİZE EMANET EDİLMİŞ İKİ MUAZZAM KÜLTÜR VARLIĞI"

Bakan Ersoy, Rumeli ile Anadolu-Bağdat Demiryolları kapsamında inşa edilen Haydarpaşa ve Sirkeci Garları’nın, tarihimizin en önemli simgelerinden olduğunu vurgulayarak, bu iki büyük kültür varlığını sadece yapılarıyla değil, şehrin endüstriyel mirasını da kapsayan bütüncül bir anlayışla koruyarak titiz ve hassas bir süreç yürüttüklerini söyledi.

Projenin, müzecilik, kütüphanecilik ve kültür-sanat faaliyetleriyle İstanbul’un iki tarihî kalbini yeniden yaşamın içine katmayı amaçladığını dile getiren Ersoy, “Bunlar bize emanet edilmiş iki muazzam kültür varlığı. Böyle değerlendiriyor, işimizi bu farkındalıkla yürütüyoruz. Yani bu proje her şeyden önce bu iki tarihi yapıyı demiryolu taşımacılığı sürerken bütüncül bir koruma çalışmasıyla geleceğe taşımaktır.” ifadelerini kullandı.

DÖNEMİNİN EŞSİZ ÖRNEKLERİNDEN BİRİ

Bakan Ersoy, Klasik Osmanlı üslubu ile Neo-Klasik mimarinin buluştuğu, ahşap kazıklar üzerinde yükselen Haydarpaşa Garı’nın, mimari açıdan döneminin eşsiz örneklerinden biri olduğunu vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu muhteşem yapı 2010 yılında yaşanan yangına kadar göz kamaştırmaya devam etmiştir. İstanbul-Bağdat Demiryolu hattının başlangıç noktası olarak hizmete girmiş olan Haydarpaşa zamanla hem yük hem de yolcu taşımacılığının kalbi olmuş; Doğu Ekspresi'nden Başkent, Fatih ve Kurtalan Ekspresi'ne, Anadolu’nun demir damarlarının da çıkış noktası olarak hizmet sunmuştur. Ve zamanla bir ulaşım noktası olmanın ötesine geçmiş; tarihi, sosyal ve kültürel kimliğiyle simgeleşerek hafızlarımızda sarsılmaz bir yer edinmiştir.”

Bakan Ersoy, çalışmaların her aşamasının alanında uzman ekiplerce titizlikle yürütüldüğünü ifade etti. İstanbul’un ve ülkenin tarihî hafızasında özel bir yere sahip bu alanların geçmişinin ayrıntılı şekilde incelendiğini dile getiren Ersoy, yapıların gelecek nesillere eksiksiz ve sağlıklı biçimde aktarılması için disiplinler arası güçlü bir iş birliği içinde hareket ettiklerini söyledi.

KÜLTÜR VE SANAT ODAKLI YENİ DÖNEM

Bakan Ersoy, Haydarpaşa Garı ve çevresine ilişkin yürütülen çalışmalarda da aynı bütüncül yaklaşımı benimsediklerini ve bunu yaparken de taşımacılık hizmetlerinin sürmesini sağlayacaklarını belirterek, bu eşsiz yapının kültür ve sanatın merkezi hâline getirileceğini dile getirdi. Yeni kimliğiyle Haydarpaşa’nın; sergilerden açık hava etkinliklerine uzanan geniş bir yelpazede, farklı yaş ve ilgi gruplarına hitap eden bir etkinlik alanı olarak tasarlandığını vurguladı.

Yapılan çalışmaların temel amacının, İstanbul’un tarihî ve kültürel köklerini korurken aynı zamanda şehrin modern yapısına katkı sağlayacak sosyal bir mekân kazandırmak olduğunu ifade eden Ersoy, “Şehrimize, onun modern kimliğine değer katacak, insanımızın sosyokültürel hayatını zenginleştirecek çağdaş bir kamusal alan oluşturuyoruz.” dedi.

HAYDARPAŞA YAŞAYAN BİR MEKANA DÖNÜŞECEK

Proje kapsamında ortaya çıkarılan Körler Kenti olarak bilinen yapıyla birlikte Haydarpaşa Gar sahasının bir arkeopark olarak düzenleneceğini aktaran Ersoy, bu sayede endüstriyel ve kültürel mirasın yüzyıllar öncesine giden izlerinin doğrudan ziyaretçilere sunulacağını belirtti. Ayrıca, bölgeye kazandırılacak arkeoloji müzesiyle Anadolu Yakası’nda uzun süredir hissedilen önemli bir eksikliğin giderileceğini paylaştı.

Bakan Ersoy, Haydarpaşa Gar sahasında inşa edilecek performans sanatları merkeziyle Anadolu Yakası’nın uzun süredir ihtiyaç duyduğu bir kültür merkezinin hayata geçirileceğini belirterek, ana gar binasında modern kütüphane, çocuk ve bebek kütüphanesi, dijital kütüphane ile Yazma Eserler Kurumu’na bağlı bir şifahanenin yer alacağını, böylece yangın sonrası sessizliğe gömülen alanın müzesi, arkeoparkı ve kültür birimleriyle yeniden yaşayan bir mekâna dönüşeceğini söyledi.

DOĞUNUN VE BATININ BULUŞMA NOKTASI

Bakan Ersoy, İstanbul’u Avrupa’ya bağlayan Rumeli Demiryolları’nın başlangıç noktası olan Sirkeci Garı’nın, “Batıya Açılan Kapı” olarak tarihî ve sembolik bir değer taşıdığını belirterek, mimarlık ve ulaşım tarihi açısından eşsiz niteliğiyle İstanbul’un kıtalararası kimliğini simgeleyen en uygun yapı olduğunu vurguladı.

Ersoy, “Zaten İstanbul’un silüetini göz önüne getirdiğimizde, Topkapı Sarayı ve İstanbul surlarının hemen yanı başında konumlanan bu tarihi yapı o silüetin vazgeçilmez bir öznesi olarak kendini göstermektedir.” dedi.

Orient Ekspres’in son durağı ve Avrupa’ya giden pek çok tren seferinin başlangıç noktası olan Sirkeci Garı’nın, tarih boyunca devlet adamlarından sanatçılara kadar pek çok isme ev sahipliği yaptığını hatırlatan Bakan Ersoy, bu istasyonun doğu ile batıyı buluşturan rotanın en önemli duraklarından biri olmaya devam ettiğinin altını çizdi.

Sirkeci Garı’nın yalnızca bir ulaşım noktası değil, aynı zamanda Balkan Savaşları’na giden Mehmetçiklerin uğurlandığı, göç dönemlerinde ise hasretin ve vuslatın sembolü olan tarihî bir tanık olduğunu paylaştı.

GAR SAHASINDA TİTİZ KORUMA SÜRECİ

Bakan Ersoy, Sirkeci Tren Garı’nın zemininde sıvılaşma tespit edildiğini belirterek, binayı depreme karşı korunaksız hâle getiren bu duruma karşı 24 metre derinliğe kadar inilerek zemin güçlendirme çalışmaları yürütüldüğünü, tarihi binanın yer aldığı alanın arkeolojik hassasiyeti nedeniyle tüm işlemlerin uzman arkeologlar denetiminde gerçekleştirildiğini ve hem Haydarpaşa’da hem de Sirkeci’de önce yerin altına bakarak gerekli adımların atıldığını söyledi.

En büyük önceliklerinin bu alanı kamuya kazandırmak olduğuna işaret eden Ersoy, Eminönü–Sirkeci Liman bölgesinin tarihsel ticari kimliğini koruyarak herkesin nefes alabileceği, kültür ve sanatla zenginleşen, tarihle iç içe yaşayan bir odak noktası oluşturmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Proje kapsamında demiryolu müzesi, göç müzesi, seyahat kitaplığı ve geçici sergi salonlarıyla yeniden işlevlendirilecek bu alanın, çağımızın yoğun ve hızlı hayat akışına karşı dinginlik sunan, insanların geçmişle bağ kurabileceği ve modern hayatın sosyal gereklerini karşılayan bir yaşam mekânı olarak tasarlandığını kaydetti.

Bakan Ersoy, tarihi ve kültürel varlıkların korunmasına yönelik tüm kararların, atılan her adımın ve yapılan her uygulamanın mutlaka uzman görüşleri ile bilimsel test ve analizler doğrultusunda şekillendirildiğini vurgulayarak, “Bunun aksi düşünülemez” ifadesiyle bu hassasiyetin altını net bir şekilde çizdi.

Haydarpaşa ve Sirkeci’nin, İstanbul’un yeni kültür-sanat adası olacağına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi, Galata Kulesi'ni eski ihtişamlı günleriyle yeniden buluşturduk. Kız Kulesi'ni aslına sadık kalarak elden geçirdik. Değişimin bir sonraki adresi Haydarpaşa ve Sirkeci olacak. Anadolu Yakası önemli kültür-sanat alanına sahip olacak. Haydarpaşa Garı ve Sirkeci'de ulaşım sürerken tarih de yeniden hayat bulacak. Haydarpaşa ve Sirkeci, İstanbul’un yeni kültür sanat adası olacak. Bir yandan taşımacılık hizmetleri sürecek bir yandan da yıllar boyu kültür ve sanatın merkezi haline gelecek.”

Konuşmasını teşekkür ederek noktalayan Bakan Ersoy, “Çalışmalarımızın ülkemize ve İstanbul’a hayırlı olmasını, insanımızın hayatına değer katmasını ve gelecek nesillerimiz için fark yaratmasını temenni ediyorum.” dedi.

patronlardunyasi.com