Erdoğan: Merkez Bankamızın döviz rezervi konusunda öyle Bay Kemal’in ifade ettiği gibi sıkıntılar söz konusu değil

Erdoğan: Merkez Bankamızın döviz rezervi konusunda öyle Bay Kemal’in ifade ettiği gibi sıkıntılar söz konusu değil

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları 9'uncu Zirvesi'' için gittiği Özbekistan'daki temaslarını tamamlayarak Türkiye'ye döndü.

Erdoğan: Merkez Bankamızın döviz rezervi konusunda öyle Bay Kemal’in ifade ettiği gibi sıkıntılar söz konusu değil
16px
24px
12.11.2022 15:54
ABONE OLgoogle

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özbekistan ziyareti sonunda gazetecilerle söyleşi gerçekleştirdi, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

FETÖ'yle mücadele, ABD ile ilişkilerin geleceği, tahıl sevkiyatı anlaşması, Varlık Barışı tartışması, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Temiz para" sözüyle ilgili tepkisi ve yerli otomobille ilgili eleştirilere tepkisi öne çıkan başlıklar arasındaydı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:

'Merkez Bankamızın döviz rezervi konusunda öyle Bay Kemal’in ifade ettiği gibi sıkıntılar söz konusu değil'

6 yıl önce göçmen geri kabul anlaşması süreci vardı. O süreçte Avrupa Birliği Türkiye’den terör yasalarını yumuşatmasını istemişti ve siz çok sert tepki vermiştiniz; “Kim size bu yetkiyi verdi” şeklinde. Bugün iki Avrupa Birliği üyesi ülke -İsveç ve Finlandiya- hem terör yasalarını ve bu konudaki terörle mücadele uygulamalarını Türkiye’nin denetimine sokmuş durumda hem de işte İsveç Başbakanı da geldi ve Anayasa değişikliği yapacakları sözünü verdi. Önümüzdeki hafta meclislerine gelecek diye konuşuluyor. Bu anlamda Türkiye Yüzyılı vizyonu içerisinde buna bakarsak Türkiye'nin dünya sahnesinde ulaştığı yeri, geldiği konumu nasıl değerlendirirsiniz? Türkiye Yüzyılı vizyonu kapsamında örneğin ekonomiye dair ilk 10’a girmek noktasında bir amaçtan bahsettiniz Türkiye için. Dünya diplomasi sahnesinde de Türkiye’nin geleceği yeri nasıl değerlendirirsiniz?

Son 20 yılda dünyadaki ve çevremizdeki krizler karşısında gerçekçi, girişimci, insani ve milli bir dış politika izledik. Hem hak ve menfaatlerimizi müdafaa ettik hem de küresel ve bölgesel barış ve istikrar için ciddi bir gayret ortaya koyduk. Hamdolsun çabalarımızla Türkiye artık küresel konularda sözü dinlenen, saygın ve vazgeçilmez bir aktör haline geldi. Bu, dünya kamuoyu tarafından da teslim ediliyor. Çevremizde bir barış ve refah kuşağı oluşturmak için durmaksızın çalışıyoruz. Bu amaç doğrultusunda, terör belasını milletimizin gündeminden topyekûn silmek konusunda kararlıyız. Dış politikamızı ülkemizin çıkarlarını merkeze alarak belirlemeye, milli menfaatlerimiz çerçevesinde kendi eksenimizi tahkim etmeye devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin ikinci asrını teşkil edecek olan Türkiye Yüzyılında da ülkemizin bu etkin ve saygın küresel aktör rolünü milletimizin layık olduğu şekilde pekiştireceğiz.

Ekonomi tarafında ise Türkiye’nin dünyada ilk 10 içerisinde yer alması konusunda önümüzdeki engeller ciddi manada şu anda yavaş yavaş kayboluyor. Başbakanlığım döneminde özellikle Merkez Bankası’nda döviz rezervi bir ara 135-136 milyar dolara kadar çıktı. Şu anda da 115-120 milyar dolar civarında dolaşıyor döviz rezervi. Yani Merkez Bankamızın döviz rezervi konusunda öyle Bay Kemal’in ifade ettiği gibi sıkıntılar söz konusu değil. Biz şu anda hamdolsun iyi bir konumdayız. Ama tabii adamın akıl hocaları kimlerdir bilemem. Yani ne yaptığı belli değil. Kurusıkı atıyor. Her şey ortada. Hesap kitap ortada. Adamın ekonomiden hiç haberi yok.

Mesela geçen bir ifade kullandı. Diyor ki “varlık barışı dokuz kez yenilendi.” 19 kez de yenilenir. Ülkeyi kim yönetiyorsa varlık barışının ömrünü uzatmak veya kısaltmak onun elindedir. Biz şu anda bunu dokuz kez uzattıysak, süre bittikten sonra gene uzatmak gerekirse gene uzatırız. Ama anlamıyor adam; bilmiyor. Akıl hocası kimdir? Malum. Şimdi bu varlık barışından gelen para nereden geldi diye gösteriyor; “Esrar, eroin, uyuşturucu kaçakçılığından” diyor. Hakaret ettiği bakanım çıktı ve kendisine ağır bir ifadeyle “sen bunu ispat edemezsen namertsin” dedi. Hadi çık ispat et. Var mı elinde bir delilin? Neye göre bunu söylüyorsun? Ya sen bu ülkenin evladı değil misin? Bu ülkenin evladı olarak bu ülkenin yönetimi, devleti nasıl olur da uyuşturucu işi yapar diyebilirsin. Bir belge varsa çıkar belgeni göster. Elinde bir belge yoksa nasıl oluyor da kalkıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne “uyuşturucu kaçakçılığı yaparak bütçesini dengeliyor” dersin. Daha ileri konuşmayayım. Zor sabrediyoruz. Diyor ki “varlık barışı şu kadar yenilenmiş.” Yenilenir. Zerre kadar sende ekonomi anlayışı varsa sor, sağına soluna sor. 9 kere yapar, 19 kere yapar, 99 kere yapar. Bu mesele ülkenin ekonomisini yönetenlerin bu noktadaki tavrıdır. Kalem bizim elimizde. Bilgisayar bizim elimizde. Hesap bizim elimizde. Hesaba göre nasıl bunu daha iyi yönetiyorsak, daha ileri taşıyabiliyorsak ona göre de adımlarını atarız. Onun için bunların ipiyle kuyuya inilmez. Benim milletim de inşallah 2023’te zaten bunların ipiyle kuyuya inmeyeceği gibi bunları kuyuda da bırakır.

'İngiltere’de bu kadar enayi var mı; sana kalkacaklar bu paraları verecekler?'

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İçişleri Bakanımızla alakalı iddialarını hatırlattınız. Aynı zamanda daha önceki süreçte Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin görüşmelerini de hedef tahtasına oturtmuştu CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu. “Tefeciler” iddiasını gündeme getirmiş ve hükümeti hedef almıştı. Bugün gelinen noktada “temiz para bulacağım, temiz para getireceğim” vurgusuyla İngiltere’ye gitti ve birtakım görüşmelerde bulundu. Buna dair değerlendirmeniz ne olur?

Şimdi “temiz para getireceğim” diyor. Sen kimsin? Hani Londra’ya gidişi eleştiriyordun? Buradan getireceğin parayı kime getireceksin? Sen iş adamı mısın? Senin yanında böyle bir para talebinde bulunan birileri mi var? Parayı kime getiriyorsun? Yani afedersiniz İngiltere’de bu kadar enayi var mı; sana kalkacaklar bu paraları verecekler; “Al Bay Kemal bunu Türkiye'de nerede kullanırsan kullan” diyecekler.

Belki Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin projeleri içindir kaynak olarak… 

Bir defa ben belediye başkanlığı yaptım. Hem de İstanbul’da yaptım. Kendi İstanbul belediye başkanına şunu sorması lazım, ‘Erdoğan, belediye başkanlığı yaptığı dönemde hangi ülkeden ne kadar kredi çekti? Bir bak bakalım.’ Şu anda kendi belediye başkanlarına -gerek Ankara gerek İstanbul gerek İzmir- acaba bu tür dış kredide Bay Kemal mi onlara bu parayı, bu krediyi buluyor? Bulduğu zaman da bu krediye teminatı kim veriyor? Teminatı veren kişi benim. Eğer teminat verirsek adamlar kredi veriyor. Aksi takdirde vermez. Yani bu adamı anlamak mümkün değil. Bilmiyor ve öyle rakamlar söylüyor ki ve bu rakamları ne İngiliz bankaları verir ne Deutsche Bank verir ne bir başka yer verir. Vermez. Ama dedim ya kuru sıkı atıyor. Böyle bir şey olmaz. Mümkün değil.

Geçen ay Türkiye'nin yerli ve milli arabası TOGG, seri üretim bandından Anadolu kırmızısı rengiyle inerken siz de direksiyondaydınız. Seri üretimin gerçekleştirileceği Gemlik Kampüsü de böylelikle açılmış oldu. Yerli ve aynı zamanda global bir marka olma yolunda TOGG’un geleceğiyle ilgili neler öngörüyorsunuz? Yine Türkiye Yüzyılı vizyonu kapsamında önümüzdeki yıllarda özellikle yerli üretimi odağına projeler görecek miyiz? 

Her şeyden önce TOGG fabrikasındaki üretim bütünüyle robotik. Araçların bütünü o robotik sistemle üretiliyor. O gün biz bunları gördük. Ben de eşimle fabrikaya girene kadar olayı çok daha farklı tahayyül ediyordum ama girdikten sonra çok daha farklı yaşamaya başladım. Tabii bunlar ne demeye başladılar? “Bunlar İtalya’da üretiliyor” dediler. Yani bu kadar da ahlaksızlar. Biz bu robotik sistemi yurt dışından alamaz mıyız? Bunun yanında bu robotik sistemler belki kısa bir süre sonra ülkemde de üretilir hale gelecek. Bizim yerli ve milli noktasında da olay sadece bununla kalmayacak tabii. İHA, SİHA, Akıncı üretimi de görülmeli. Bay Kemal de bir kere gitmiş oraya galiba ama buna rağmen adam hala yalan söylüyor. Temel efendi de gitmiş o da yalan söylüyor; yeterli değil filan diyor. Yani bunları anlamak mümkün değil. Bizim işimiz tabii sadece bunlar da değil. Mesela BMC’nin zırhlı araçları var. Şu anda buna benzer birçok alanda, ağır sanayide, ileri teknolojide fabrikalarımız var. Bunlarla beraber gümbür gümbür inşallah yola devam ediyoruz.

KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ: KASADA 1 CENT BİLE YOK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 8 Kasım'daki TBMM CHP Grup Toplantısında şunları söylemişti:

Merkez Bankası'nın parasına, yedek akçelerini el koydukları için Merkez Bankası'nın kasasında 1 senti bile yok şu anda. 1 senti bile yok. Ne yaptılar? Devleti çürütmenin üçüncü aşamasına geçtiler. Swap, yani borç para, yani gidip dilenerek para bulma… Adı swap ama aslında bildiğimiz borç var. Nereden borç para bulabilirim? Merkez Bankası'nın kasasına borç parayı nasıl doldurabilirim, o borç orada kalsın, biraz görünür olsun orada diye. Bu sabah gelmeden baktım, Merkez Bankası'nın kasası eksi 58.5 milyar dolar açık veriyor. Eksi 58 buçuk milyar dolar...

Vatandaşlarıma şöyle anlatayım SWAP'ı. SWAP şu: Benim cebimde para yok, -bizim gençlerin çoğu zaten öyle, ceplerinde para yok- gidiyorum birisinden borç para alıyorum 100 lira. Bu 100 lira benim 100 liram değil ki, başkasının 100 lirası, ben bunu zamanı gelince ödeyeceğim zaten. SWAP da aynı uygulama. Gittiler, dilendiler, yalvardılar, yakardılar hatta hakaret ettiklerinin kapılarına gittiler "ya biraz bize borç para verin" diye SWAP 'ı aldılar, getirdiler Merkez Bankası'nın kasasına koydular. Bu bizim gördüğümüz üçüncü aşama. Tekrar iş borç üzerine inşa edildi değerli arkadaşlarım ve bunun üzerinden de millete caka satıyorlar. Merkez Bankası'nı her geçen gün biraz daha fazla borca batırıyor.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde