Güneydoğu’nun yeni kahramanı

Güneydoğu’nun yeni kahramanı

Ahmet Arslan, eğer fantastik projelerini hayata geçirebilirse Güneydoğu'nun yeni kahramanı olabilir.

Güneydoğu’nun yeni kahramanı
16px
24px
29.09.2008 15:11
ABONE OLgoogle

Yekta Kılıç/Forbes
Foto: Koray Işık

Ahmet Arslan, Boğaziçi'nin yeni mekanlarından Four Seasons Oteli'nin lobisindeki geniş LCD ekrandan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan'ın açıklamalarını dinliyor. Bakanın tekstil, hazır giyim ve deri sektörlerine nefes aldırmak için açıkladığı 'stratejik eylem planı' onu heyecanlandırmış gibi. Ancak uzun yıllardan beri tekstil sektöründe faaliyet gösteren işadamının yayına ilgisi kısa sürede kesiliyor. Hem de bakanın 2009-2015 arasında işletmesini Doğu ve Güneydoğu illerine taşıyan girişimcilere enerji desteği, KDV istisnaları, prim, kurumlar ve gelir vergisi indirimi yapacaklarını söylemesine rağmen… “Bu önlemler orta ve uzun vadede yararlı olabilir. Oysa bu sektörlerin acil desteğe ihtiyaç var!” diyor hoşnutsuzca…

Arslan Şirketler Grubu'nun patronu Ahmet Arslan'ın hükümetin eylem planını en basit ifadeyle yeterli bulmaması iş dünyasından kamu idaresine yönelmiş klasik bir eleştiri gibi duruyor. Ancak Arslan, sadece eleştiren bir işadamı değil. Özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde 90'ların başından itibaren hesapsızca açılan ve bugün Uzakdoğu ile rekabet konusunda ciddi sancıları olan tekstil ve konfeksiyon işletmelerinin hayata döndürülmesi için esaslı bir çaba sarf ediyor.

Genç işadamının planı konfeksiyon sektörünün 'karın ağrısı,' Uzakdoğu meselesini yine bir Uzakdoğu firmasıyla işbirliği yaparak çözüme kavuşturma odaklı. Hong Kong'lu perakende devi Li Fung ile GAP bölgesindeki 'atıl fabrikaları' canlandırarak üretime geçirmeyi planlıyor. Çalışmalar geçen haziranda başlatılmış. Hedefi bölgedeki konfeksiyon tesislerine, aralarında Wal-Mart, Armani, Marks & Spencer ve Esprit'in de bulunduğu markalar için üretim yaptırmak. Planın hayata geçmesi, GAP illerindeki tesislerin yıllık ek 400 milyon dolarlık ihracat yapma şansı yakalaması anlamına geliyor. Bu gelişme Türkiye'de alım şirketi bulunan Li Fung'un iç piyasadan yaptığı alımın bir milyar doları geçmesini sağlayacak.

Ahmet Arslan'ın Li Fung ile geliştirdiği proje, bir süreden beri liderlik ettiği sıradışı  organizasyonun çalışmalarından biri. Henüz kurumsal bir yapıya dönüşmeyen oluşum, Hong Kong'dan, New York ve Dubai'ye kadar önemli merkezlerde üst düzey görevler yürüten beş Türk finansçı ve Arslan'ın ortak çalışmalar yapmak üzere bir araya gelmesiyle hayata geçmiş. Dört yıllık bir geçmişi olan ekibin temel hedefi, Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye yatırımları çekmek. Uzakdoğu ve Hint sermayesine yoğunlaşmışlar.  Ekibin gündeminde, bu coğrafya orijinli finansmanla GAP'da bilgisayar ve yazılım üreten tesis yatırımı yapmak, İstanbul'a Disneyland benzeri bir tema park inşa etmek gibi sıradışı projeler var.

Ahmet Arslan Türk tekstil sektörünün 'okul' saydığı Sultanhamam'da işe başlamış bir işadamı. 1989'da yurtiçinde fason olarak ürettiği malları, yurtdışına pazarlamak üzere kurduğu şirketi bugün uluslararası kurgular yapan bir şirketler grubuna dönüştü. Şirketin sırrını “bakir pazarlardaki kazandıran deneyimler” olarak açıklıyor Ahmet Arslan.

Şirketin ulaştığı üretim satış rakamlarına dair tek kelam etmiyor. Örneklemeye ise İran pazarıyla başlıyor. Irak'la uzun yıllar süren savaştan henüz çıkmış olan İran'daki ihtiyacı ilk fark edenlerden biri olduğunu anlatıyor. Arslan, dört yıl boyunca ciddi rakamlarla iş yaptığı bölgeye sonradan Rusya'yı ekleyerek yoluna devam etmiş. İran ve Rusya siparişlerinin artmasıyla üretimini Çin'in Guangzhou şehrindeki fason tesislere kaydırması ve 2001 yılında Dubai'ye açtığı ofisle organizasyonuna Suriye ve Irak'ı da dahil etmesi ise en önemli hamleleri.

Üretim ve satış ağının yurtdışında olması Arslan'ın vaktinin önemli bölümünü bu duraklar arasında geçirmesini zorunlu kılıyor. Bu dönemde özelikle Uzakdoğu'da önemli bağlantılar kurma fırsatı yakaladığını söyleyen işadamı, 2002 seçimlerinden sonra yeniden Türkiye odaklandıklarını ifade ediyor. Tek parti iktidarının ülkeye yabancı sermaye çekme konusundaki kararlılığı Arslan'ın kararını şekillendiren en önemli unsur.

Arslan, için “eylem dönemi” 2004 sonlarına doğru ortak çalışma kararı aldığı gençlerden kurulu bir ekiple biraraya geldikten sonra başlamış. 5 kişilik ekipte kimlerin yer aldığı sır. Arslan'ın belirttiğine göre ekip, halen Londra, Singapur, Hong Kong, New York ve Dubai'deki önemli finans kuruluşlarında çalışan profesyonel isimlerden oluşuyor. Ayda bir kez biraraya gelen ekip üyeleri kendi bölgelerinde olan biteni ve küresel piyasalardaki gelişmeleri paylaşarak stratejiler geliştiriyor. Önümüzdeki dönemde bir kurum çatısında toplanmayı tartışma noktasındalar. 

Ekibin, ilk önemli çalışması geçen yıl eylül ayında New York'ta hayata geçmiş. Başbakan  Erdoğan'ı toplam büyüklüğü 1 trilyon doları bulan 16 Amerikalı yatırım fonunun üst düzey isimleriyle buluşturmuşlar. New York'taki Waldorf Astoria Oteli'ndeki buluşmaya ekonomi kurmaylarıyla katılan Erdoğan, milyar dolarlık fonları Türkiye'ye davet etme olanağı bulmuştu. Ahmet Arslan, toplantının ardından iki önemli fonun Türkiye'de yatırım için araştırma başlattığını söylüyor.

Arslan ve ekibinin en önemli icraatlarından biri de kuşkusuz Hong Kong'lu dünya devi Li Fung ile birlikte hayata geçirmeyi planladıkları GAP projesi.  Li Fung, 1906'da kurulmuş bir aile şirketi. 40 ülkede 80 ofise ve 13 bin çalışana sahip. 2007'de 12 milyar dolar ciro gerçekleştiren şirketin kendine ait üretim tesisi bulunmuyor. Dünyanın değişik bölgelerine yayılmış 10 bin üreticiyle müşterilerine hizmet veriyor. En büyük pazarı Amerika'da Wal-Mart 'tan Armani 'ye Marks & Spencer'dan Esprit 'ye kadar dünya çapında bin civarında müşterisi var. 13 yıldan beri Türkiye'de de faaliyet gösteren şirket geçen yıl 600 milyon dolarlık alım yaptı. Ahmet Arslan ve ekibinin girişimleriyle Uzakdoğulu şirket müşterilerini GAP bölgesindeki tesislere yönlendirme konusunu gündemine almış durumda. Şirketin bu plana yönlenmesi Doğu illerindeki tesislerin uygun fiyatlar vermesinden kaynaklanıyor.

Bu doğrultuda yürütülen çalışmalar kapsamında ilk durak olarak seçilen Malatya geçen haziran ayında şirketin yönetim kurulu başkanı William Fung'u ağırladı. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç projeyi çok heyecan verici buluyor. “Li Fung'un projesi buradaki firmaların umudu oldu. İnşallah bu umudu gerçeğe dönüştürüp üretim ağımızla mal tedariğine yakında başlarız” diyor.  Tekstil konfeksiyon sektörünün dünyadaki üretici ülkelerle rekabet şansının giderek azaldığı bir dönemde gündeme gelen bu projenin kamunun desteğiyle derinleştirilmesi gerektiğini ekliyor. Temel beklentisi ise işçilik ücretleri üzerindeki vergi yükünün bu bölgeye özel indirimlerle hafifletilmesi.

“Bu tip çalışmalar Malatya'nın konfeksiyonda üs haline geleceğinin işaretidir” diyen Erkoç'un sözlerini ildeki önemli konfeksiyon tesislerinin yöneticileri tamamlıyor. Akbulut Tekstil'in patronu Sabahattin Kocaağa da bunlardan biri. Malatyalı işadamı 300 kişi istihdam eden tesisinin aylık 100 bin parça olan üretimini Li Fung ile yapacağı anlaşmayla 250 bin seviyesine çıkarmanın hesaplarını yapıyor.

Ahmet Arslan, kentte heyecan yaratan projenin aşama aşama diğer illere de yaygınlaştırılması için çalışıyor. Arslan'a göre projenin tamamıyla hayata geçmesi durumunda üretici firmalarla doğrudan temasa geçen Li Fung'un 400 milyon dolarlık ilave alım yapması mümkün. Rakamın muhafazakar bir hedef olduğunun altını çizen genç işadamının ısrarla vurguladığı diğer detay ise kendi şirketinin herhangi bir komisyon almadığı.

Ahmet Arslan'ın sıradışı koşuşturmasının gerekçesini anlatırken kullandığı temel argüman “memlekete hizmet etmek!” Ancak “Bugüne kadar devletten tek lira kredi almadık. Tırnağımız varsa başımızı kaşırız” diyen Ahmet Arslan için gelecek günler memleket sevdası adına hizmetinin yanına ek getiriler elde etme olanağı sunabilir. İddialı organizasyonlarla hükümet ve diğer kamu otoriteleriyle yakın temas kurma fırsatı yakalayan işadamı şimdilik kağıt üzerinde duran fantastik projeleri için iktidarın desteğini alabilir. Prezantasyon dönemi bitti. Şimdi iş zamanı. Arslan da böyle düşünüyor olmalı.

Gündeminin ilk sırasında Hintli bilgi işlem deviyle birlikte hayata geçirmeyi planladığı mega proje var. Adres yine GAP illeri. Yabancı ortağıyla imzaladığı gizlilik sözleşmeleri gereği pek detay vermeyen Arslan, özellikle havayolu şirketlerine verdiği yazılım hizmetiyle bilişim sektöründe ayrıcalıklı bir yeri olan Hintli ortağın yöneticilerini bu ay Türkiye'de ağırlayacak. Bu gezi kapsamında firma yetkililerini kamu yöneticileriyle biraraya getirilmesi planlanıyor. Türkiye'nin coğrafi avantajı nedeniyle Rusya ve Ortadoğu pazarına mal verme olanağı bulacak olan Hintli ortak 'Made in Turkey' etiketi koyduğu ürünlerini daha iyi fiyata satacak. Tesis bölgede istihdam yaratacak. Üretimi planlanan ucuz bilgisayarlar kamunun da katılacağı projelerle mali durumu iyi olmayan öğrencilere ulaştırılacak.

Genç işadamının diğer gündemi ise tema park projesi. Değişik dönemlerde değişik girişimciler tarafından dillendirilen bir hedef olan tema park projesi iddialı bütçeler gerektiren bir yatırım. Arslan'ın projesi de 800 milyon dolarlık tutarında. Çocukları merkeze alan parktaki önemli unsurlar arasında botanik bahçeleri de bulunuyor. Arazi seçimi konusunda karar aşamasında olduklarını söyleyen genç işadamı ve ekibi finansman konulu çalışmalarını derinleştirmiş. Kaynak konusunda gözlerin çevrildiği bölge ise yine Uzakdoğu…

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde