Güler Sabancı'yı rahatsız eden fiyat

Güler Sabancı'yı rahatsız eden fiyat

Güler Sabancı, 'Devlet elektriği 18 kuruşa alıp 8 kuruşa satıyor" diyerek özelleştirilmesini istedi..

Güler Sabancı'yı rahatsız eden fiyat
16px
24px
03.03.2008 08:46
ABONE OLgoogle

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Türkiye için elektrik darboğazının kapıda olduğuna dikkat çekerek, en azından dağıtım özelleştirilmelerinin hemen yapılmasını istedi.

Sabancı Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü de, "Biz ürettiğimiz elektriği devlete 18 kuruşa veriyoruz. Devlet dönüp onu sanayiciye ve vatandaşa 8 kuruş dolayında satıyor. Aradaki fark, sonuçta yine tüm vatandaşların sırtından çıkıyor. Burada bir yanlışlık var" diye konuştu.

Neden özelleştirmeler yapılmalı?
Sabancı Grubu olarak 2008'de gerçekleştirecekleri 1.5 milyar dolarlık yatırımın yarısını elektrik üretimine ayırdıklarını vurgulayan Güler Sabancı, şöyle konuştu: "Türkiye'nin elektrik darboğazına girmemek için ciddi yatırımlara ihtiyacı var.
Bizim Bandırma'daki yatırımımız en erken 2010'da devreye girebilir. Yani, bugün ciddi yatırımlara başlasak, kısa zamanda sorun çözülmeyecek. Bu yüzden hükümetin bir an önce elektrik dağıtım özelleştirmelerini gündeme getirmesi gerek.

Dağıtım özelleştirmeleri olursa, en azından yüzde 15-20 verimlilik artışı sağlanır. Bu da bize yeni yatırımların devreye girmesine kadar zaman kazandırır."

'Devlet verimli değil'
Güler Sabancı, devletin en azından Kamu İhale Yasası'nın katı kuralları yüzünden bile bazı verimlilik artırıcı yatırımları kısa sürede yapamadığına dikkat çekerek, şunları dile getirdi: "Devlet şimdi verimlilik artırmaya dönük adım atmaya kalksa, bir buçuk-iki yıldan aşağı sürmez. Oysa özel sektör bunu birkaç ayda çözer. En azından bugüne kadarki gelişmeler, devletin elektrikte verimlilik artışını sağlamakta zorlandığını gösteriyor. Dolayısıyla dağıtım özelleştirmesini geciktirerek zaman kaybetmeyelim."

Ahmet Dördüncü de, elektrikte önemli bir çarpıklığı şu örnekle ortaya koydu:
"Devlet elektriğin yüzde 10'unu özel sektörün üretiminden alıyor. Mevcut sisteme göre, devlet elektriğin kilovatsaatini bizden 18 kuruşa alıyor. Sonra dönüp 8 kuruşa vatandaşa, sanayiciye satıyor. Bir taraftan elektrik 8 kuruş diye kendi kendimize seviniyoruz. Ama öte yandan aradaki farkın acısı bir yerlerden çıkıyor. Sonuçta aradaki farkın oluşturduğu faturayı hep birlikte ödüyoruz. Türkiye'nin bu çarpık tablodan da vazgeçmesi gerekiyor."

Güler Sabancı, "Elektrik üreticisi olarak fiyatın artmasını istiyorsunuz. Ancak, Brisa'da, çimento fabrikalarınızda kullandığınız elektriğin de ucuz olmasını istiyorsunuz. Ya da en azından sanayiciler dünyayla rekabet gücü için istiyor. Bu duruma ne diyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Petrol, doğalgaz ve kömür fiyatları artarken, Türkiye'nin Avrupa'nın en ucuz elektriğini kullanması sağlıklı bir yöntem değil. Evet, sanayi işletmelerimizde elektrik yükümüz var ama yük neyse çekmemiz lazım."

Çevremizdeki petrol fırsatı
Güler Sabancı, global dalgalanmayı değerlendirirken şunları söyledi:
"Bu dalgadan Türkiye'nin hiç etkilenmemesi mümkün değil. Ancak, bu durumu fırsata çevirmek de mümkün olabilir.

Petrolün varil fiyatının 100 doları da aşmasıyla birlikte, petrol zengini ülkelerin elinde likidite fazlası oluştu. Petrolden oluşan fazla para bir yerlere gidecek. Gideceği adres neden Türkiye olmasın. Nitekim bizim arkadaşlarımız da bölge ülkeleriyle sürekli yakın temas halindeler."

Artık reel sektör zamanı
Güler Sabancı Türkiye'nin makroekonomide elde ettiği başarıların ardından artık reel sektörle ilgili kararları alması gerektiğine dikkat çekti. İşsizlik sorununun çözülmesi için reel sektöre daha fazla önem verilmesi gerektiğini söyleyen Sabancı, bunun için de en önemli atılımın kayıt dışıyla mücadele olduğunu vurguladı. Sabancı şöyle konuştu: "Kayıt dışı ekonomiye vergi kaybı açısından bakıyor. Tabii bu da önemli. Ancak kayıt dışının asıl zarar reel ekonomiye, verimliliğe olumsuz etkisi oluyor.

Kayıt dışı, verimliliğe dayalı rekabet sistemi yerine daha sistemsiz kapalılık ortaya çıkıyor. Tabi bu durumda hukukun da yavaş işlemesinin etkisi oluyor."

Akbank'ın durumu
Ahmet Dördüncü, Akbank'ın grubun toplam gelirleri içerisindeki payının yüzde 55 olmasının dengesizlik yaratıp yaratmadığına dair soruyu şöyle yanıtladı: "Bu dengeli bir durum değil. Son iki-üç senede Türkiye'deki bankacılık sektörünün büyümesi ve sektörde de Akbank'ın büyümesi çok başarılı. Diğer şirketlerin bu büyümeye yetişmesi zor oluyor. Finans dışı sektörlerde zaten bir yeniden yapılanma sürece işliyor.

Örneğin bu yıl grubun yapacağı toplam yatırımın yaklaşık yarısını enerji sektöründe yapıyoruz. Ancak bu yatırımların geri dönüşünü almaya 2010 yılında başlayacağız. O zaman finans-finans dışı sektörler arasında grubun daha dengeli olacağını düşünüyorum."

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde