Dolar
42,5667
0,08%
Euro
49,638
-0,07%
Sterlin
56,8344
0,03%
Bitcoin
3.803.606
-3,05%
BİST-100
11.007,37
0,81%
Gram Altın
5.743,093
-0,22%
Gümüş
58,32
2,03%
Faiz
37,98
0,00%

Girit Adası'nın Osmanlı topraklarına dahil edilmesine Padişah İbrahim'in bir kadına duyduğu aşk vesile olmuştu

Asırlardan beri devletin en alt kademesinden zirvesine kadar kadınlar için ilginç işlere kalkışanlar olmuştur. Girit Adası'nın tarafımızdan alınmasına da padişahın bir kadına olan aşkı vesile olmuştu.

07.12.2025 07:31Güncelleme: 07.12.2025 07:41
Girit Adası'nın Osmanlı topraklarına dahil edilmesine Padişah İbrahim'in bir kadına duyduğu aşk vesile olmuştu
16px
32px

Burak ARTUNER 

"Deli" lakabıyla anılan Sultan Ibrahim 23 Şubat 1640'ta Osmanlı tahtına oturduğunda 24 yaşındaydı. Kardeşi IV. Murat'ın
elinden yalnız annesi Kösem Sultan ile birlikte kendisi kurtulmuştu. Sultan Ibrahim yakışıklı olduğu kadar bedenen de güçlü bir yapısı olmasına rağmen, belki de psikolojik sorunlarının etkisiyle kadın-larla temas etmiyordu. Bir oğul bırakmadan ölecek olursa OsmanlıHanedanı'nın devamı mümkün olmayacaktı. Bu süreçte Cinci Hoca adıyla anılan hocanın uyguladığı tedaviler sonucu Sultan İbrahim normalleşmeye başladı.

BAKİRE SANILAN GÜZEL ZAFİRE 
                                                                                                                                                                                                                        Sarayda Kösem Sultan da boş durmuyor, oğlunun kadınlara ilgisini artırmak için saraya birbirinden güzel kızlar aldırıyordu. Kızlar Ağası Sümbül Ağa, bir gün melek kadar güzel Zafire adında bir Gürcü güzeli satın alarak saraya getirdi. Ancak bir sorun vardı. Bakire zannedilerek saraya alınan Zafire, saraya geldikten altı ay içinde bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Saray dedikodularla çalkalanıyordu Sümbül Ağa, Zafire'ye acıdığından çocuğu evlat edinerek adını Osman koydu. Osman'ın doğumundan kısa süre sonra Sultan İbrahim'in hareminden Hatice Turhan Haseki de doğurarak, padişahın ilk oğlunu dünyaya getirdi. Adına Mehmet dendi. Hatice Turhan Haseki'nin sütü kafi gelmediğinden Zafire, Şehzade Mehmet'e sütanne, babası belirsiz Osman da Şehzade Mehmet'e süt kardeş oldu.

Def Çalan Saraylı Kadın, Pierre Désiré Guillemet, 1875,

KISKANÇLIK SÜRGÜNÜ 

Zafire saray kadınlarının içinde belki de en güzeliydi. Sultan İbrahim'in Zafire'ye ilgisi her geçen gün artıyordu. Sultan İbrahim'in bu kadınla fazla ilgilenmesi Hatice Turhan Haseki'yi çok kıskandırıyordu. İçten içe süren bu kıskançlık yüzünden oldukça zayıf düşen Hatice, adeta tanınmaz hâle gelmişti. Kösem Sultan ise gelininin durumunu yakından takip ediyordu. Nihayet bir gün konuşurlarken, Hatice, kayınvalidesine durumu açıkladı ve Zafire'nin saraydan ayrılmasını istedi. Kösem Sultan da hemen Sümbül Ağa'yı çağırtıp Zafire ve oğlunun saraydan uzaklaştırılmasını istedi. Sümbül Ağa, Zafire ile oğlu Osman'ın başına bir felaket gelmemesi için onlarla beraber saraydan ayrılmayı kararlaştırdı. Sümbül Ağa, padişahın huzuruna çıkıp durumu anlattı. Kösem Sultan da oğluna yapması gerekeni söylemişti. Padişah, sevdiği kadını feda etmek istemese de bir fermanla Sümbül Ağa, Zafire ve minik Osman'ı Mısır'a sürgün etti.

KORSANLARIN ELİNE DÜŞTÜLER 

Sümbül Ağa, İbrahim Çelebi isminde bir gemi kaptanının idaresindeki gemiyi buldu. Paralarını, mücevheratlarını, kıymetli atlarını alarak gemiye bindiler. Gemi Girit açıklarından geçerken önlerine o sırada Akdeniz'de dolaşan Malta Korsanları çıktı. Korsanlarla savaşa tutuştularsa da Sümbül Ağa ile kaptan Ibrahim Çelebi şehit edildi.

"TÜRK ATLARI ADA'YA ÇIKARSA" RİVAYETİ

Zafire ve oğlu Osman gemi ve bütün kıymetli mücevharat ve atlarla Malta Korsanları'nın eline geçti. Gemiyi Girit'in Kandiye Limanı'na getiren korsanlar, atlardan birkaçını Venedikli Girit Valisi'ne hediye ettiler. Venedikliler'in "Adaya Türk atının ayağı basarsa Ada Türklerin olur” sözü bir müddet sonra gerçek olacaktı.

ADAYA TÜRK BAYRAĞI 

Sevdiği kadının korsanların eline geçtiği haberi Sultan İbrahim'i fena halde öfkelendirdi. Derhal bir nota ile Venedik hükümetini korsanları adada sakladıkları için suçladı. Bir süre sonra savaş konseyi toplandı ve 1645'te Girit'e sefer düzenlendi. 106 harp gemisi, 300 Karamürsel denen nakliye gemisinden oluşan donanma Girit'e doğru yola çıktı. Donanmadaki askerlerin sayısı bir rivayete göre 50 bin bir rivayete göre ise 101 bin kişi idi. 

 24 YIL 4 YIL 16 GÜN SÜRDÜ

Sultan İbrahim döneminde adanın Kandiye Kalesi hariç her tarafı alındı. Sultan İbrahim'in yerine geçen IV. Mehmet zamanında ise ada baştan başa zaptedildi. Osmanlı ordusu 6 Eylül 1669'da Kandiye Kalesi'ne bayrağı dikti. Osmanlı ordusu Girit'i fethetmek için tam 24 yıl 4 ay 16 gün savaşmıştı. İstanbul'da sarayda başlayan bir aşk hikayesi, Girit'in alınmasıyla son buldu.

patronlardunyasi.com

benzer haberler
Ulaştırma ve Altyapı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile İçişleri bakanlığından Elektrikli scooter'a plaka talebi
Ulaştırma ve Altyapı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile İçişleri bakanlığından Elektrikli scooter'a plaka talebi