Gazeteciye tecavüze kalkışan MİT patronu

Ferhat Ünlü'nün haberi

Yaşadıklarını "Tek At Tek Mızrak" adlı anı kitabında şiirle anlatan Arzık'ın başına gelenler duyulunca Göktürk görevden alındı..

Türk istihbaratının akademik kariyer de yapmış tek patronu Prof. Dr. Hüseyin Avni Göktürk'tü. Onu tanıyanlar, "Entelektüel, havalı bir adamdı" diyorlar. 1901'de Niğde'de doğan Göktürk, MİT'in altı sivil patronundan biriydi. Adnan Menderes'in yakın adamlarından olan Göktürk, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakan vekilliği ve Niğde Senatörlüğü de yaptı.

Daha sonra Kasım 1957 ile Temmuz 1959 arasında MAH Reisliği görevini yürüttü. Ancak, 1983'te ölen Göktürk tarihe bu hizmetleriyle değil, bir kadın gazeteciye tecavüz girişimiyle geçti. Bu gazeteci Nimet Arzık'tı. Kocası Şerif Arzık'ın ölümünün 56'ncı gününde teşkilatın güvenli evi olduğu söylenen bir yerde Göktürk'ün tacizine maruz kaldığını ileri süren Arzık, bu olayı "Tek At Tek Mızrak" adlı anı kitabında 56. Gün adlı şiirle anlatacaktı.

GÖREVDEN ALINDI
Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur, olayın duyulması üzerine dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in isteği üzerine Hüseyin Avni Göktürk'ü görevinden aldı ve Sınai Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı'na atadı. Eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen, "Nimet Arzık'ı tanırdım. ASALA'nın şehit ettiği Taha Carım'ın kız kardeşidir. Çok zeki ve hırslı bir kadındı, nefis Fransızcası vardı. Benim ilk eşimle de arası bayağı iyiydi. Fakat kızgın tipler vardır ya onlardan biriydi. Ama sarkıntılık olayını bilemem" dedi.

Türk istihbaratının intihar eden tek patronu: Süleyman Askeri

TEŞKİLAT-I Mahsusa'nın ilk başkanı Süleyman Askeri Bey idi. Aslında Askeri'nin, teşkilatın kurucusu ve gerçek anlamda tek hâkimi olan Enver Paşa'dan sonraki adam olduğunu söylemek daha doğru. 1884 doğumlu olan Süleyman Askeri 1905'te Harbiye'den kurmay yüzbaşı olarak mezun oldu.

1915'te Basra Valiliği'ne atanan Askeri Bey'in intiharına neden olan muharebe 12-14 Nisan'da Irak'ta Şuayyibe yakınlarında gerçekleşti. Askeri, adamlarından 3 bini ölünce kendini yenilginin sorumlusu saydı ve kafasına tek kurşun sıkarak intihar etti. Askeri'yi rakibi olarak gören Eşref Sencer Kuşçubaşı, "Irak'ın kaderini büyük kuvvetlere kumanda etmemiş düşük rütbeli bir subaya teslim etmek bir hataydı" der. Cemal Paşa ise Askeri'yi, "İyimser, aceleci, atılgan bir idareci" olarak tanımlar. Bilindiği kadarıyla Askeri'nin ailesi yok. Ancak Selanikli Kadri Hasgöçmen, Süleyman Askeri'nin torunu olduğunu ileri sürüyor.

Hasgöçmen'in iddiasına göre Askeri, Manastır'da iken Fadime Hanım ile evlendi ve Irak'a giderken ailesini Selanik'e gönderdi. Hasgöçmen, Askeri'nin, Fadime Hanım'dan olan çocuğu Fatma Hanım'ın torunu olduğunu iddia ediyor. Şimdi Türk Tarih Kurumu, bu iddianın doğru olup olmadığını araştırıyor. Çünkü Türk istihbaratı ile ilgili bilgilerin çoğu resmi olarak açıklanmadığı için MİT'in tarihine ilişkin yorumlar ancak eski istihbaratçıların anı ve görüşlerine dayanıyor.

Sabah