Dolar
42,7106
0,02%
Euro
50,3017
0,10%
Sterlin
57,4625
0,08%
Bitcoin
3.752.186
0,31%
BİST-100
11.348,83
-0,94%
Gram Altın
5.907,88
0,01%
Gümüş
63,76
0,24%
Faiz
38,19
-0,60%

Galatasaray'da mali tablo tartışması

Galatasaray Başkanı Adnan Polat, son divan kurulunda kulüp borcunun 97 milyon YTL olduğunu açıkladı ama bu rakam bazı kulüp üyelerince doğru bulunmadı.

19.12.2008 06:55
Haberi paylaşın
Galatasaray'da mali tablo tartışması
16px
32px

Galatasaray'ın gelecekteki gelirleri mali tabloya koyup borcu düşük gösterdiğini söyleyen kongre üyesi Murat Ece, örneğin 10 yıllık Telekom anlaşması gelirinin tek bir gelir kaleminde gösterilemeyeceğini belirtiyor.
 
Galatasaray Divan Kurulu önceki gün toplanda ve kulübün borcunun 97 milyon YTL'ye düştüğü açıklandı. Ancak bu açıklama Galatasaray'ın borçlarına dair bir kez daha tartışma yarattı.

Galatasaray, üç büyük kulüp içinde borçları kamuoyunda en çok tartışılan kulüp. Açıklanan rakamlar bizatihi camianın önde gelen isimlerince bile yalanlanıyor zaman zaman.
Galatasaray Başkanı Adnan Polat, son divan kurulunda kulüp borcunun 97 milyon YTL olduğunu açıkladı ama bu rakam bazı kulüp üyelerince doğru bulunmadı.

Yönetimin verdiği bilgiler doğrultusunda kulübün ekonomik vaziyetine dair Mete İkiz ile birlikte bir rapor oluşturan Hayrettin Kozak, borcun düşmesinin gelecekteki alacakların tek bir kalem olarak gösterilmesinden kaynaklandığını belirterek, bunun muhasebe kayıtlarına ters düştüğünü söyledi.
 
Mali tablolar yanlış
Rapora göre, Galatasaray'ın 31 Ağustos 2008 tarihi itibariyle 288 milyon YTL borcu ve 191 milyon da alacağı var. Buna göre de borç-alacak farkı 97 milyon YTL. Bu fark 31 Mayıs 2008 tarihinde 180 milyon YTL idi. Oysa Kozak'ın ifadesine göre gelek yıllara ait gelirler tek kalem olarak gösterilmese kulübün borcu 215 YTL oluyor. Divanda konuşan üyelerden Murat Ece de gelecek yıllara ait gelirlerin bu şekilde muhasebeleştirilmesinin doğru olmadığını savundu.

Murat Ece ile konuya ilişkin daha detaylı bir değerlendirme yaptık. Galatasaray, yeni stadına ismini vermesi karşılığında Türk Telekom ile 10 yıllığına 120 milyon dolara anlaşmıştı. Ece, bu gelirin muhasebeleştirilmesinin şöyle yapılabileceğini söylüyor: "Türk Telekom'dan olan alacaklar alacak gösterilemez değil. 120 milyon dolar alacak veya her neyse, bu alacak olarak gösterilebilir ama bu gelirler 10 yıl boyunca kar zarar tablosunda yansıtılmalıdır ve dolayısı ile yükümlülüklerde ertelenmiş gelir olarak göstermek ve her yıl 12 milyon doları gelir olarak göstermek zorundasın. Bu gelir zaman içinde gelir tablosuna atılması gereken bir gelirdir. Çünkü bu 10 yıllık bir gelirdir. Bir tarafta alacak, diğer tarafta da ertelenmiş gelir olarak yükümlülüklerde göstereceksin."

Ece, sözkonusu gelirin nakit olarak alınsa dahi durumun değişmeyeceğini zira kulübün bu gelir karşılığında 10 yıl süresince stat ismini değiştiremeyeceğini kaydediyor: "Borç alacak tablosunda 'benim sadece ondan alacağım var' diyerek, diğer borçların karşısına koyduğun zaman bunun karşısına da ertelenmiş gelir olarak 120 bin lirayı koyman lazım.
Nakit de almış olsan, ertelenmiş bir gelir söz konusudur ve bunu böyle göstermek zorundasın."
 
Gerçek borç ne kadar

Ece, Galatasaray'ın esas borcunun 97 milyon YTL olmadığını belirtirken, "Ancak raporda gösterildiği gibi 215 milyon YTL olduğunu da düşünmüyorum. Orada da pozitif açıdan tersi bir durum var. Orada ertelenmiş giderler durumu var. SPK'nın öngördüğü üzere, mali tablolarda varlıkların ve yükümlülüklerin vadelerine göre dağılımını göstermek zorundasınız. Bize esası bu verir. Ancak Galatasaray'ın bunu kasten yaptığını söyleyememem. Bu tamamen bilgisizlikten kaynaklanan bir hatadır" diyor.

Hemen hemen bütün kulüplerde mali tabloların aynı olmakla birlikte bu işin böyle devam edemeyeceğini kaydeden Türk kulüplerinin yapısıyla daha önce batan enerji devi Enron ile son global krizde batan büyük bankaların davranışı arasında paralellik kuran Ece, kulüplerde taraftarın şampiyonluk, şirketlerde ise hissedarın kâr arzusunun bir baskı yarattığını ve bunun da krizleri kaçınılmaz kıldığını vurguluyor:

"Bakın dünyadaki büyük bankaların tek bir patronu yoktur; bir Sabancı, Koç veya Eczacıbaşı gibi değiller. Bunların hissedarları var. Bu hissedarlar bir yönetim kurulu ve CEO seçiyor. Hissedarların derdi maksimum getiridir. En büyük kârı ben elde edeceğim diyor. Bütün bankaların derdi bu. O zaman bu yöneticiler ne yapıyor? Çok garanti olmayan subprime kağıtlara (kalitesi düşük getirisi yüksek kağıtlar) yatırım yapıyor. Rekabetten ötürü böyle davrandılar ve neticede bugünkü kriz ortaya çıktı."

Batan enerji devi Enron'un da geleceğini satıp yükümlülüklerini yerine getiremediği için battığını hatırlatan Ece, bundan ders alınması gerektiğini kaydediyor: "Enron'un, gelecek yıllara dayanan bir takım kontratları vardı. İlerdeki gelirleri kazanılmış gibi gösterdi. Kontratlar kar gösterildi. Zararlar saklandı. Oysa gelecek yıllara ait gelirleri yükümlülüklerde göstermek lazımdı."
 
Kulüpler devlete muhtaç
Doğru düzgün mali tablo hazırlamayan kulüplerin önünü göremeyeceğini belirten Ece, "En önemlisi nakit akım tablosu hazırlamak. Galatasaray'ın hazırlanan tabloları ise garip. 10 sene sonra alacağın parayı bugünkü borçlara karşı gösteremezsin. Yani sen kredi kartı borcunun 2 bin YTL olduğunu zannedersen başka türlü harcama yaparsın, 10 bin YTL olduğunu bilirsen başka türlü yaparsın. Galatasaray'ın tablolarının hadisesi de budur. Ama ben bunun bilgisizlikten kaynaklandığını ve düzeltileceğini düşünüyorum."
Kanun koyucunun bir takım düzenlemeler getirmesinin şart olduğunu vurgulayan Ece, kulüplerin bugünkü yapıyla devam etmelerinin mümkün olmadığı görüşünde: "

Galatasaray'ın bu son zararı neden çıkıyor? Açık pozisyondan (döviz yükümlülüklerinin döviz varlıklarından fazla olduğu için). Şu kadardan daha fazla açık pozisyon taşıyamazsın diye bir kural olsa transferler buna göre yapılır. Yöneticiler sanki dipsiz bir kuyu var ve biz buradan istediğimiz gibi su çekeriz diye düşünüyorlar.

Finansmandan hiç anlamayan yöneticiler Galatasaray'ı bu hale getirdi. Bu yapıyla dünya kulübü olunamaz. Bu yapılarla elde edilecek ve kulüpleri iflasa sürükleyecek yeni UEFA zaferleri de Pirus Zaferi olmaktan öteye gidemez."
Ece, böyle giderlerse kulüplerin devlet yardımı olmaksızın varlıklarını sürdüremeyeceklerini çünkü palyatif tedbirlerle, taşıma suyla ve banka kredileriyle Avrupa takımlarıyla rekabet edilemeyeceğini kaydediyor.
 
 UEFA şampiyonluğu Pirus Zaferi'ydi

UEFA şampiyonluğunu Pirus (Pyrrhus) Zaferi'ne benzetiyorum. Epirus kralı Pirus M.Ö. 280'de Romalılara karşı savaş veriyor. Ama ordusunun yüzde 80'inini kaybediyor ve "Ben bir daha böyle bir zafer istemiyorum böyle bir zaferin tekrarı hepimizin yok olması demektir" diyor. Pirus Zaferi ne zaman olmuştu?

Bugün hangi kulübe desenki 25 milyon dolar harca UEFA Kupası'nı al, bunu kabul eder. Galatasaray'ın UEFA şampiyonluğunun Pirus zaferine dönüşmesinin sebebi, 25 milyon dolarlık finansmanı bulmak için attığı adımdır. O da şudur: Sadece gelirleri olan bir şirketi yapılandırıp bunu halka açmaktır. Pirus Zaferi'ne orada dönüşmüştür. Bu 25 milyonu finanse etmek için sen gelirlerinin yüzde 37'ini verdin. Bunu hiçbir kulüp bugün kabul etmez. Kimse ömür boyu gelirlerimin yüzde 37'sini vermeyi kabul etmez. Sportif AŞ ile Futbol AŞ birleşmeden bu işten nasıl çıkılacağını hukuki açıdan bilemem? Parça parça almak gibi çeşitli modeller geliştirilebilir.
 
Efsane yönetici Turgan Ece'nin oğlu

Galatasaray Kongre üyesi Murat Ece, 1958-1976 döneminde Galatasaray'da görev yapan ve 1970-73 döneminde üst üste 3 yıl kazanılan şampiyonlukta futbol şubesi sorumlusu olan eski asbşkan ve teknik direktörlerden "efsane" yönetici Turgan Ece'nin oğlu. 1977'de Arthur Anderen'de iş hayatına atılan ve 25 yıl bu kurumda çalışan Murat Ece, Türkiye ve Balkanlar Denetiminden Sorumlu Ortak olarak bu kurumdan ayrıldı. 2002'de "Murat Ece Denetim"i kuran Ece, yurtiçi ve yurtdışında bir çok projeye imza attı. Ece, Romanya'da da denetim yapma yetkisini sahip.
 
3 BÜYÜKLERİN BORCU (milyon YTL)
FB 124
GS 215
BJK 132

Kenan Başaran/Referans