Finans dünyasının kadın başekonomistleri
Banka ve yatırım kuruluşlarında çalışan kadın başekonomistlerin büyüme tahminleri nedir? 2014’te yatırımcıya neler öneriyorlar?
04.04.2014 14:58 •

16px
32px
Banka ve yatırım kuruluşlarında çalışan kadın başekonomistlerin büyüme tahminleri yüzde 1.5-3 arasında değişiyor. 2014’te yatırımcıya riskten kaçınmayı ve kısa vadeli, sabit getirili araçlara yatırım yapmayı öneriyorlar…
TÜRKİYE’DE kadın istihdamı giderek gelişen bir süreç izliyor. Pek çok sektörde kadın çalışan sayısı artıyor. Hatta bazı sektörlerde kadınların etkinliği gözle görülecek bir hal almış durumda. Özellikle banka ve yatırım kuruluşlarının makro ekonomik politikalarını belirleyen ‘başekonomist’ koltuklarında çok sayıda kadın oturuyor.
Bu kuruluşlarda araştırma birimlerinin başında bulunan kadın başekonomistler, ekonomiyle ilgili makro verileri anı anına takip ediyor ve analiz ederek rapor haline getiriyor. Yönettikleri ekiplerin hazırladığı ve her hafta yayınlanan bilgi notları dışında aylık, üç ve altı aylık kapsamlı raporlar ekonominin gidişatıyla ilgili bilgi veriyor. Makro göstergelerle ilgili tahminleri ortaya koyuyor. Bu raporlar, hem yatırım portföylerindeki tercihlere yön veriyor, hem de kuruluşların bütçe yapısından istihdam politikalarına ve personele yapılacak zamma kadar tüm kararlarda yol gösterici oluyor.
Ekonomik kararların tepe noktasındaki bu kadın başekonomistler, hem başarılı kariyer hikayelerini hem de Türkiye ekonomisiyle ilgili önümüzdeki dönem beklentilerini Para okurlarıyla paylaştı. Kadın başekonomistlere göre, 2014 yılında piyasalarda dalgalı bir süreç yaşanacak. Artan faizler nedeniyle tüketici ve ticari kredilerde yavaşlama olacak. Döviz kurunun da etkisiyle iç talep baskı altında kalacak. Buna karşın euro bölgesinde büyümenin, içeride ise döviz kurunun olumlu etkisiyle ihracatta artış yaşanacak. Bu durum, büyümeye destek olacak. Ancak, FED’in tahvil alımını azaltması ve faiz artışını öne çekmesi dış konjonktürü olumsuz etkiliyor. Büyümeyle ilgili net bir resim çizmekte zorlanan başekonomistlerin 2014 yılı büyüme tahminleri yüzde 1.5 ila 3 arasında değişiyor.
2014 yılında ekonomiyi bekleyen belirsizliklerin başında siyasi gelişmeleri gören kadın başekonomistler, soru işaretlerinin artmasının tüketim ve yatırım iştahını azalttığı görüşünde. Yatırımcılara ise, riskten uzak durmayı öneriyorlar, kısa vadeli ve sabit getirili araçları tercih etmelerini tavsiye ediyorlar. Bazı başekonomistler ise seçimlerden sonra BİST İstanbul’da ralli yaşanabileceğini öngörüyor. Bu nedenle hisse senedi alınabileceği önerisinde bulunuyor.
İşte çeşitli banka ve yatırım kuruluşlarında çalışan yedi kadın başekonomistin Türkiye ekonomisine ilişkin sorularımıza verdikleri yanıtlar…
Kadın ekonomistlere 3 soru sorduk…
1-2014 yılı için büyüme beklentiniz nedir?
2- 2014 yılı için ekonomide en önemli riskler nedir?
3-2014 yılında yatırımcı ne yapmalı, parayı nereye yatırmalı?
Banu Kıvcı TOKALI / Halk Yatırım Başekonomisti
“Siyasi riskin artması kırılganlığı artırır”
1-İç talebi sınırlayıcı unsurlar karşısında, dış talepte gözlenen iyileşme belli bir düzeye kadar destekleyici olabilecek. Ancak büyüme oranının bu yıl potansiyel düzeyinin altına düşmesine engel olamayacak. Büyümenin potansiyelin ne oranda altına düşeceği ise, finansal oynaklık ve bunun reel ekonomi üzerindeki yansımasıyla ortaya çıkacak. Finansal oynaklığın küresel boyutlarda kalıp kalmayacağında da, iç politik risklerin ne yönde şekilleneceği kritik unsur. Mevcut koşullarda büyüme tahminimiz yüzde 2.6.
2- Küresel sermaye hareketlerindeki dalgalanmaların artması, içeride cari açığın finansmanına ilişkin endişelerin artmasına neden olabilir. Büyüme görünümüyle ilgili olarak, Avrupa bölgesindeki büyümenin zayıf kalması ve deflasyon risklerinin artması diğer önemli bir risk unsuru olarak düşünülebilir. Arz-talep dengesizliği açısından ciddi riskler içeren gıda fiyatları ise hali hazırda endişeleri artıran bir görünüm sunuyor. İçerde seçimlerin politik risklerin artmasına neden olacak şekilde sonuçlanması ekonomik kırılganlıkların artmasına neden olabilecek.
3- Küresel dalgalanmalar ve iç politik belirsizliklere bağlı olarak, sabit getirili Hazine ve özel sektör tahvilleri ile mevduat, riskli varlıkların öngörülmeyen hareketlerine karşı portföy getirisinin oynaklığını azaltmada yardımcı olacaktır.
Mühendislik okudu, ekonomi kariyeri yaptı
İTÜ İşletme Mühendisliği mezunu olan Banu Kıvcı Tokalı, ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi yüksek lisansı yaptı. Üniversitede bir süre asistan olarak çalıştı. Ekonomi alanındaki kariyerine ilk olarak Eczacıbaşı Menkul Değerler’de başladı. Ardından Fortis’in Hazine ve Yatırım Birimi’nde altı yıl çalıştı. TEB Yatırım’da başekonomist olarak görev alan Tokalı, Destek Menkul Değerler’de araştırma biriminin kuruluşunda bulundu. Tokalı, evli ve bir çocuk annesi.
Fatma MELEK / Akbank Başekonomisti
“Büyüme, kamu ve ihracattan gelecek”
1- Bu yıl büyüme üzerinde reel faizlerdeki artışın ve TL’deki devalüasyonun olumsuz etkisi olacak. İç talep koşulları zayıf seyredecek. Tüketici kredileri ve kredi kartları tarafında da göreceli bir yavaşlama görüyoruz. Diğer taraftan, değer kaybeden TL ve önemli ihracat pazarımız olan euro bölgesindeki toparlanma, ihracatımıza destek olacak. Ayrıca, kamu başta olmak üzere yatırım harcamalarının da 2014 yılı büyümesinde öne çıkmasını bekliyoruz. 2014 yılı için büyüme beklentimiz yüzde 2.5-3 arası.
2- Üç önemli faktör söz konusu: İlki, gelişmiş ülkelerdeki görünüm. Toparlanma ABD öncülüğünde gerçekleşiyor. Japonya’da Abenomics büyük ölçüde yolunda gidiyor ancak uygulamaya konulacak dolaylı vergilerin getireceği riskler olabilir. Avrupa’da görünüm daha olumlu. İkincisi, gelişen ülkelerde genel olarak olumsuz koşullar devam ediyor. Üçüncüsü ise, jeopolitik riskler.
3- 2014 yılı boyunca piyasalarda volatilite devam edecek. Hem faizin yükselme eğiliminde olduğu hem de volatilitenin sürdüğü bir piyasa konjonktürü bizi bekliyor. Her ne kadar hisse değerlemeleri cazip gözükse de, portföy ağırlığının kısa vadeli sabit getirili enstrümanlarda yoğunlaşması uygun olur.
Ekonomi doktoru
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu olan Fatma Melek, İstanbul Üniversitesi’nde Avrupa Birliği alanında yüksek lisans yaptı. Daha sonra Jean Monnet bursuyla İngiltere’de University of East Anglia’da yine yüksek lisans derecesi aldı. Melek, doktorasını İstanbul Üniversitesi’nden aldı.
Nihan Ziya ERDEM / Garanti Bankası Başekonomisti
“Temkinli olmak dönemi”
1- Merkez Bankası’nın para politikasında yaptığı sıkılaştırma, TL’deki değer kaybı ve tüketimi zayıflatmaya yönelik alınan BDDK önlemleri dikkate alındığında, 2014 yılında özellikle iç talepte bir zayıflık olacağını öngörüyoruz. Ancak, TL’nin rekabetçi gücünün artması nedeniyle dış talebin büyümeye katkı sağlamasını bekliyoruz.
2- 2014 yılında risklerden biri ihracat performansının beklentilerin altında kalması. Bu durumda büyüme beklentilerden düşük kalabilir. Öte yandan finansal piyasalarda oynaklığın dış ya da iç gelişmeler sonucu artması durumunda öngörülebilirlik azalacağı için ekonomik performans üzerinde risk oluşabilir.
3- 2014, parasal genişlemeden çıkışın devam ettiği bir yıl olacak. Türkiye’deki seçim dönemi de değerlendirildiğinde, önümüzdeki dönemde kararlarda temkinli bir yaklaşım uygun olacaktır.
Kanada’da yüksek lisans yaptı
Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun oldu. Ardından Kanada’da University of Guelph’de ekonomi yüksek lisansı yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra Garanti Bankası’nda ekonomik araştırma yapmak üzere işe girdi. Halen Garanti Bankası’nda başekonomist olarak çalışıyor.
Gizem Öztok ALTINSAÇ / Garanti Yatırım Başekonomisti
“Şu anda borsaya yatırım cazip”
1- 2014 yılında yüzde 1.5 büyüme bekliyoruz. Büyüme açısından üç faktör öne çıkıyor. Bunlardan ilki son dönemde TL de yaşanan ciddi değer kaybı ve bunun ister istemez iç talebi baskılayacak olması. Özellikle tüketim tarafında belirgin yavaşlama bekliyoruz. İkinci olarak siyasi görünümün seyri önem kazanıyor. Belirsizlik artarsa bu da yine hem sanayi tarafında hem de tüketici tarafında güven kaybına sebep olabilir.
2- Ekonominin önünde temelde iki önemli risk var. İlki global ekonomideki gidişat ikincisi de iç siyaset. FED’in para politikaları ve global ekonominin seyri gelişen ülkelere sermaye akımını çok etkiliyor. İçeride ise siyaset ön plana çıkıyor. Yoğun bir seçim gündemi var. Siyasette yaşanan dalgalanmalar da ister istemez ekonomiye yansıyor.
3- Küçük yatırımcıların özellikle böyle dönemlerde riskin olmadığı varlıklara yönelmeleri gerekir. Son dönemde yükselen mevduat faizi bu anlamda cazip. 4-5 yıllık yatırımı kapsayan bir süreçte büyük yatırımcılar içinse borsanın şu anki seviyeleri cazip duruyor. Burada vade farkı öne çıkıyor. Kısa vadede riskler gördüğümüz için nakdi korumak ve faizde değerlendirmek en risksizi.
Televizyon yayıncılığı da yapıyor
Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü mezunu olan Altınsaç, Bilkent Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans yaptı. Bilkent Üniversitesi’nde bir süre asistanlık da yapan Altınsaç, 2004 yılında Garanti Yatırım’da ekonomist olarak işe başladı. 2013 yılından bu yana aynı kurumda başekonomist olarak görev yapıyor. Altınsaç aynı zamanda, her hafta çarşamba günleri Bloomberg HT’te Küresel Piyasalar programında uzman konuk olarak yer alıyor.
Özlem DERİCİ / Deniz Yatırım Başekonomisti
“Nakitte kalmayı tercih edin”
1- Yüzde 2 civarında büyüme bekliyoruz.
2- İçeride siyasi gerginliğin artması, yatırım talebinin azalması ve büyüme görünümünün daha da bozulması önemli risk unsurları. Ayrıca kurda değer kaybının devam etmesi ve kuraklık riski enflasyon üzerindeki en önemli riskler. Jeopolitik riskleri ise Rusya-Kırım gerginliği ve Suriye’yi sayabiliriz.
3- 2014 yılında yatırımcı kısa vadeli, esnek hareket edebileceği enstrümanlara yönelmeli, risk profiline göre nakitte kalmaktan kaçınmamalı, aldığı pozisyonlarda zarar durdur/kar al opsiyonlarını kullanmalı.
Ekonomi dersleri veriyor
Bilgi Üniversitesi’nde iktisat okuyan Derici, aynı üniversitede finansal iktisat dalında yüksek lisans yaptı. Sekiz yıl Global Source Partners Turkey danışmanlık ofisinde ekonomist olarak çalıştı. Ardından Erste Securities’de ve Ata Yatırım’da başekonomist olarak çalıştı. Şu anda ise Deniz Yatırım Başekonomisti olarak görev yapıyor. Derici, 2005 yılından bu yana çeşitli kurumlara Türkiye ekonomisi ve makroekonomik göstergeler hakkında eğitimler de veriyor.
Gülay Elif GİRGİN / Şeker Yatırım Başekonomisti
“Güven kaybı, yavaşlama getirebilir”
1- 2014 yılı için büyüme beklentimiz yüzde 3. Ancak bu yıl için büyümeyle ilgili çok net bir resim çizmek pek mümkün görünmüyor. Hem yurtdışı hem de yurtiçindeki belirsizlikler tüketim isteğini baskılıyor. İlk iki ayda tüketici ve yatırımcı güvenindeki bozulmanın etkileri büyümede yavaşlama olarak kendini gösterecek.
2- 2014 yılında ekonomide iki tane risk unsuru bulunuyor. İlki FED’in varlık alım programında yıl boyunca kesintiye gidecek olması. Bu durum tüm gelişen ülkeleri olduğu gibi Türkiye’yi de etkiliyor. Buna ilave olarak Türkiye’de siyasi tansiyonun arttığı bir dönemden geçiliyor. Siyasi istikrara ilişkin soru işaretlerinin artması ülkede tüketim ve özellikle de yatırım iştahını ciddi şekilde törpülüyor. TL’deki oynaklık ve artan faiz oranları yerli yatırımcılara elverişli bir ortam sunmuyor.
3- Genel olarak 2014 belirsizliklerin hakim olduğu bir yıl olarak görünüyor. Bu durum yatırım araçlarını seçerken daha dikkatli olmayı gerektiriyor. Artan faiz oranları bu bağlamda sabit getirili yatırım araçlarını daha cazip kılıyor. Bu arada, yerel seçim belirsizliğinin geride kalması hisse senedi piyasasına olumlu yansıyacak.
Doktoraya devam ediyor
Boğaziçi Üniversitesi İİBF Ekonomi Bölümü mezunu olan Girgin, aynı üniversitede yüksek lisans derecesine de sahip. Şu anda da İstanbul Üniversitesi İİBF’de doktora eğitimini sürdürüyor. Yedi yıl Oyak Yatırım’da ekonomist olarak çalıştıktan sonra halen başekonomist olarak çalıştığı Şeker Yatırım’a geçti.
Nilüfer SEZGİN / Erste Menkul Değerler Başekonomisti
“Dövizi bozup, borsaya girilebilir”
1- 2014 yılı büyüme beklentimiz yüzde 2.3.
2- Siyasi belirsizliklerin uzun sürmesi yatırımcı ve tüketici güveninin zayıf seyretmesine sebep olabilir. Dış talebin Avrupa’daki toparlanma sayesinde büyümeye destek olacağını düşünüyoruz. Ancak, iç talepte tahmin edilenden daha sert bir yavaşlama riskini de dikkate almak gerekiyor. Bir yandan ekonominin yavaşlaması, diğer yandan da enflasyonun kur nedeniyle artması Merkez Bankası’nı zor durumda bırakan bir makro ekonomik dengesizlik yaratabilir.
3- Hali hazırda birçok risk piyasa üzerinde kendini hissettirdi. Bu nedenle örneğin borsa açısından bakıldığında risklerin azalmaya başladığı noktada cazip fırsatlar oluşabilir. Bunun dışında kısa vadeli mevduat faizi ve bir miktar döviz pozisyonu tutulabilir. Döviz yatırımı ise bir süre tutulup borsaya giriş için kullanılmalı. Yatırım sepetinde özel sektör tahvilleri ve değişik vadelerde mevduat olabilir.
Akademisyenlik yaptı
İzmir Bornova Anadolu Lisesi’ni bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi lisansı ve yüksek lisans eğitimi gördü. Aynı üniversitede, bir süre asistanlık yapan Sezgin, bazı akademik projelerde yer aldı. Kariyerine özel sektörde devam etme kararı verip, Eczacıbaşı Menkul Değerler’de ekonomist olarak işe başladı. Ardından, Fortis Bank, Ekspres Yatırım’da aynı pozisyonda çalıştı. Halen Erste Securities’de başekonomist olarak görev yapıyor. Sezgin evli ve bir çocuk annesi.
Erkan Kızılocak/Para Dergisi
TÜRKİYE’DE kadın istihdamı giderek gelişen bir süreç izliyor. Pek çok sektörde kadın çalışan sayısı artıyor. Hatta bazı sektörlerde kadınların etkinliği gözle görülecek bir hal almış durumda. Özellikle banka ve yatırım kuruluşlarının makro ekonomik politikalarını belirleyen ‘başekonomist’ koltuklarında çok sayıda kadın oturuyor.
Bu kuruluşlarda araştırma birimlerinin başında bulunan kadın başekonomistler, ekonomiyle ilgili makro verileri anı anına takip ediyor ve analiz ederek rapor haline getiriyor. Yönettikleri ekiplerin hazırladığı ve her hafta yayınlanan bilgi notları dışında aylık, üç ve altı aylık kapsamlı raporlar ekonominin gidişatıyla ilgili bilgi veriyor. Makro göstergelerle ilgili tahminleri ortaya koyuyor. Bu raporlar, hem yatırım portföylerindeki tercihlere yön veriyor, hem de kuruluşların bütçe yapısından istihdam politikalarına ve personele yapılacak zamma kadar tüm kararlarda yol gösterici oluyor.
Ekonomik kararların tepe noktasındaki bu kadın başekonomistler, hem başarılı kariyer hikayelerini hem de Türkiye ekonomisiyle ilgili önümüzdeki dönem beklentilerini Para okurlarıyla paylaştı. Kadın başekonomistlere göre, 2014 yılında piyasalarda dalgalı bir süreç yaşanacak. Artan faizler nedeniyle tüketici ve ticari kredilerde yavaşlama olacak. Döviz kurunun da etkisiyle iç talep baskı altında kalacak. Buna karşın euro bölgesinde büyümenin, içeride ise döviz kurunun olumlu etkisiyle ihracatta artış yaşanacak. Bu durum, büyümeye destek olacak. Ancak, FED’in tahvil alımını azaltması ve faiz artışını öne çekmesi dış konjonktürü olumsuz etkiliyor. Büyümeyle ilgili net bir resim çizmekte zorlanan başekonomistlerin 2014 yılı büyüme tahminleri yüzde 1.5 ila 3 arasında değişiyor.
2014 yılında ekonomiyi bekleyen belirsizliklerin başında siyasi gelişmeleri gören kadın başekonomistler, soru işaretlerinin artmasının tüketim ve yatırım iştahını azalttığı görüşünde. Yatırımcılara ise, riskten uzak durmayı öneriyorlar, kısa vadeli ve sabit getirili araçları tercih etmelerini tavsiye ediyorlar. Bazı başekonomistler ise seçimlerden sonra BİST İstanbul’da ralli yaşanabileceğini öngörüyor. Bu nedenle hisse senedi alınabileceği önerisinde bulunuyor.
İşte çeşitli banka ve yatırım kuruluşlarında çalışan yedi kadın başekonomistin Türkiye ekonomisine ilişkin sorularımıza verdikleri yanıtlar…
Kadın ekonomistlere 3 soru sorduk…
1-2014 yılı için büyüme beklentiniz nedir?
2- 2014 yılı için ekonomide en önemli riskler nedir?
3-2014 yılında yatırımcı ne yapmalı, parayı nereye yatırmalı?
Banu Kıvcı TOKALI / Halk Yatırım Başekonomisti
“Siyasi riskin artması kırılganlığı artırır”
1-İç talebi sınırlayıcı unsurlar karşısında, dış talepte gözlenen iyileşme belli bir düzeye kadar destekleyici olabilecek. Ancak büyüme oranının bu yıl potansiyel düzeyinin altına düşmesine engel olamayacak. Büyümenin potansiyelin ne oranda altına düşeceği ise, finansal oynaklık ve bunun reel ekonomi üzerindeki yansımasıyla ortaya çıkacak. Finansal oynaklığın küresel boyutlarda kalıp kalmayacağında da, iç politik risklerin ne yönde şekilleneceği kritik unsur. Mevcut koşullarda büyüme tahminimiz yüzde 2.6.
2- Küresel sermaye hareketlerindeki dalgalanmaların artması, içeride cari açığın finansmanına ilişkin endişelerin artmasına neden olabilir. Büyüme görünümüyle ilgili olarak, Avrupa bölgesindeki büyümenin zayıf kalması ve deflasyon risklerinin artması diğer önemli bir risk unsuru olarak düşünülebilir. Arz-talep dengesizliği açısından ciddi riskler içeren gıda fiyatları ise hali hazırda endişeleri artıran bir görünüm sunuyor. İçerde seçimlerin politik risklerin artmasına neden olacak şekilde sonuçlanması ekonomik kırılganlıkların artmasına neden olabilecek.
3- Küresel dalgalanmalar ve iç politik belirsizliklere bağlı olarak, sabit getirili Hazine ve özel sektör tahvilleri ile mevduat, riskli varlıkların öngörülmeyen hareketlerine karşı portföy getirisinin oynaklığını azaltmada yardımcı olacaktır.
Mühendislik okudu, ekonomi kariyeri yaptı
İTÜ İşletme Mühendisliği mezunu olan Banu Kıvcı Tokalı, ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi yüksek lisansı yaptı. Üniversitede bir süre asistan olarak çalıştı. Ekonomi alanındaki kariyerine ilk olarak Eczacıbaşı Menkul Değerler’de başladı. Ardından Fortis’in Hazine ve Yatırım Birimi’nde altı yıl çalıştı. TEB Yatırım’da başekonomist olarak görev alan Tokalı, Destek Menkul Değerler’de araştırma biriminin kuruluşunda bulundu. Tokalı, evli ve bir çocuk annesi.
Fatma MELEK / Akbank Başekonomisti
“Büyüme, kamu ve ihracattan gelecek”
1- Bu yıl büyüme üzerinde reel faizlerdeki artışın ve TL’deki devalüasyonun olumsuz etkisi olacak. İç talep koşulları zayıf seyredecek. Tüketici kredileri ve kredi kartları tarafında da göreceli bir yavaşlama görüyoruz. Diğer taraftan, değer kaybeden TL ve önemli ihracat pazarımız olan euro bölgesindeki toparlanma, ihracatımıza destek olacak. Ayrıca, kamu başta olmak üzere yatırım harcamalarının da 2014 yılı büyümesinde öne çıkmasını bekliyoruz. 2014 yılı için büyüme beklentimiz yüzde 2.5-3 arası.
2- Üç önemli faktör söz konusu: İlki, gelişmiş ülkelerdeki görünüm. Toparlanma ABD öncülüğünde gerçekleşiyor. Japonya’da Abenomics büyük ölçüde yolunda gidiyor ancak uygulamaya konulacak dolaylı vergilerin getireceği riskler olabilir. Avrupa’da görünüm daha olumlu. İkincisi, gelişen ülkelerde genel olarak olumsuz koşullar devam ediyor. Üçüncüsü ise, jeopolitik riskler.
3- 2014 yılı boyunca piyasalarda volatilite devam edecek. Hem faizin yükselme eğiliminde olduğu hem de volatilitenin sürdüğü bir piyasa konjonktürü bizi bekliyor. Her ne kadar hisse değerlemeleri cazip gözükse de, portföy ağırlığının kısa vadeli sabit getirili enstrümanlarda yoğunlaşması uygun olur.
Ekonomi doktoru
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu olan Fatma Melek, İstanbul Üniversitesi’nde Avrupa Birliği alanında yüksek lisans yaptı. Daha sonra Jean Monnet bursuyla İngiltere’de University of East Anglia’da yine yüksek lisans derecesi aldı. Melek, doktorasını İstanbul Üniversitesi’nden aldı.
Nihan Ziya ERDEM / Garanti Bankası Başekonomisti
“Temkinli olmak dönemi”
1- Merkez Bankası’nın para politikasında yaptığı sıkılaştırma, TL’deki değer kaybı ve tüketimi zayıflatmaya yönelik alınan BDDK önlemleri dikkate alındığında, 2014 yılında özellikle iç talepte bir zayıflık olacağını öngörüyoruz. Ancak, TL’nin rekabetçi gücünün artması nedeniyle dış talebin büyümeye katkı sağlamasını bekliyoruz.
2- 2014 yılında risklerden biri ihracat performansının beklentilerin altında kalması. Bu durumda büyüme beklentilerden düşük kalabilir. Öte yandan finansal piyasalarda oynaklığın dış ya da iç gelişmeler sonucu artması durumunda öngörülebilirlik azalacağı için ekonomik performans üzerinde risk oluşabilir.
3- 2014, parasal genişlemeden çıkışın devam ettiği bir yıl olacak. Türkiye’deki seçim dönemi de değerlendirildiğinde, önümüzdeki dönemde kararlarda temkinli bir yaklaşım uygun olacaktır.
Kanada’da yüksek lisans yaptı
Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun oldu. Ardından Kanada’da University of Guelph’de ekonomi yüksek lisansı yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra Garanti Bankası’nda ekonomik araştırma yapmak üzere işe girdi. Halen Garanti Bankası’nda başekonomist olarak çalışıyor.
Gizem Öztok ALTINSAÇ / Garanti Yatırım Başekonomisti
“Şu anda borsaya yatırım cazip”
1- 2014 yılında yüzde 1.5 büyüme bekliyoruz. Büyüme açısından üç faktör öne çıkıyor. Bunlardan ilki son dönemde TL de yaşanan ciddi değer kaybı ve bunun ister istemez iç talebi baskılayacak olması. Özellikle tüketim tarafında belirgin yavaşlama bekliyoruz. İkinci olarak siyasi görünümün seyri önem kazanıyor. Belirsizlik artarsa bu da yine hem sanayi tarafında hem de tüketici tarafında güven kaybına sebep olabilir.
2- Ekonominin önünde temelde iki önemli risk var. İlki global ekonomideki gidişat ikincisi de iç siyaset. FED’in para politikaları ve global ekonominin seyri gelişen ülkelere sermaye akımını çok etkiliyor. İçeride ise siyaset ön plana çıkıyor. Yoğun bir seçim gündemi var. Siyasette yaşanan dalgalanmalar da ister istemez ekonomiye yansıyor.
3- Küçük yatırımcıların özellikle böyle dönemlerde riskin olmadığı varlıklara yönelmeleri gerekir. Son dönemde yükselen mevduat faizi bu anlamda cazip. 4-5 yıllık yatırımı kapsayan bir süreçte büyük yatırımcılar içinse borsanın şu anki seviyeleri cazip duruyor. Burada vade farkı öne çıkıyor. Kısa vadede riskler gördüğümüz için nakdi korumak ve faizde değerlendirmek en risksizi.
Televizyon yayıncılığı da yapıyor
Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü mezunu olan Altınsaç, Bilkent Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans yaptı. Bilkent Üniversitesi’nde bir süre asistanlık da yapan Altınsaç, 2004 yılında Garanti Yatırım’da ekonomist olarak işe başladı. 2013 yılından bu yana aynı kurumda başekonomist olarak görev yapıyor. Altınsaç aynı zamanda, her hafta çarşamba günleri Bloomberg HT’te Küresel Piyasalar programında uzman konuk olarak yer alıyor.
Özlem DERİCİ / Deniz Yatırım Başekonomisti
“Nakitte kalmayı tercih edin”
1- Yüzde 2 civarında büyüme bekliyoruz.
2- İçeride siyasi gerginliğin artması, yatırım talebinin azalması ve büyüme görünümünün daha da bozulması önemli risk unsurları. Ayrıca kurda değer kaybının devam etmesi ve kuraklık riski enflasyon üzerindeki en önemli riskler. Jeopolitik riskleri ise Rusya-Kırım gerginliği ve Suriye’yi sayabiliriz.
3- 2014 yılında yatırımcı kısa vadeli, esnek hareket edebileceği enstrümanlara yönelmeli, risk profiline göre nakitte kalmaktan kaçınmamalı, aldığı pozisyonlarda zarar durdur/kar al opsiyonlarını kullanmalı.
Ekonomi dersleri veriyor
Bilgi Üniversitesi’nde iktisat okuyan Derici, aynı üniversitede finansal iktisat dalında yüksek lisans yaptı. Sekiz yıl Global Source Partners Turkey danışmanlık ofisinde ekonomist olarak çalıştı. Ardından Erste Securities’de ve Ata Yatırım’da başekonomist olarak çalıştı. Şu anda ise Deniz Yatırım Başekonomisti olarak görev yapıyor. Derici, 2005 yılından bu yana çeşitli kurumlara Türkiye ekonomisi ve makroekonomik göstergeler hakkında eğitimler de veriyor.
Gülay Elif GİRGİN / Şeker Yatırım Başekonomisti
“Güven kaybı, yavaşlama getirebilir”
1- 2014 yılı için büyüme beklentimiz yüzde 3. Ancak bu yıl için büyümeyle ilgili çok net bir resim çizmek pek mümkün görünmüyor. Hem yurtdışı hem de yurtiçindeki belirsizlikler tüketim isteğini baskılıyor. İlk iki ayda tüketici ve yatırımcı güvenindeki bozulmanın etkileri büyümede yavaşlama olarak kendini gösterecek.
2- 2014 yılında ekonomide iki tane risk unsuru bulunuyor. İlki FED’in varlık alım programında yıl boyunca kesintiye gidecek olması. Bu durum tüm gelişen ülkeleri olduğu gibi Türkiye’yi de etkiliyor. Buna ilave olarak Türkiye’de siyasi tansiyonun arttığı bir dönemden geçiliyor. Siyasi istikrara ilişkin soru işaretlerinin artması ülkede tüketim ve özellikle de yatırım iştahını ciddi şekilde törpülüyor. TL’deki oynaklık ve artan faiz oranları yerli yatırımcılara elverişli bir ortam sunmuyor.
3- Genel olarak 2014 belirsizliklerin hakim olduğu bir yıl olarak görünüyor. Bu durum yatırım araçlarını seçerken daha dikkatli olmayı gerektiriyor. Artan faiz oranları bu bağlamda sabit getirili yatırım araçlarını daha cazip kılıyor. Bu arada, yerel seçim belirsizliğinin geride kalması hisse senedi piyasasına olumlu yansıyacak.
Doktoraya devam ediyor
Boğaziçi Üniversitesi İİBF Ekonomi Bölümü mezunu olan Girgin, aynı üniversitede yüksek lisans derecesine de sahip. Şu anda da İstanbul Üniversitesi İİBF’de doktora eğitimini sürdürüyor. Yedi yıl Oyak Yatırım’da ekonomist olarak çalıştıktan sonra halen başekonomist olarak çalıştığı Şeker Yatırım’a geçti.
Nilüfer SEZGİN / Erste Menkul Değerler Başekonomisti
“Dövizi bozup, borsaya girilebilir”
1- 2014 yılı büyüme beklentimiz yüzde 2.3.
2- Siyasi belirsizliklerin uzun sürmesi yatırımcı ve tüketici güveninin zayıf seyretmesine sebep olabilir. Dış talebin Avrupa’daki toparlanma sayesinde büyümeye destek olacağını düşünüyoruz. Ancak, iç talepte tahmin edilenden daha sert bir yavaşlama riskini de dikkate almak gerekiyor. Bir yandan ekonominin yavaşlaması, diğer yandan da enflasyonun kur nedeniyle artması Merkez Bankası’nı zor durumda bırakan bir makro ekonomik dengesizlik yaratabilir.
3- Hali hazırda birçok risk piyasa üzerinde kendini hissettirdi. Bu nedenle örneğin borsa açısından bakıldığında risklerin azalmaya başladığı noktada cazip fırsatlar oluşabilir. Bunun dışında kısa vadeli mevduat faizi ve bir miktar döviz pozisyonu tutulabilir. Döviz yatırımı ise bir süre tutulup borsaya giriş için kullanılmalı. Yatırım sepetinde özel sektör tahvilleri ve değişik vadelerde mevduat olabilir.
Akademisyenlik yaptı
İzmir Bornova Anadolu Lisesi’ni bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi lisansı ve yüksek lisans eğitimi gördü. Aynı üniversitede, bir süre asistanlık yapan Sezgin, bazı akademik projelerde yer aldı. Kariyerine özel sektörde devam etme kararı verip, Eczacıbaşı Menkul Değerler’de ekonomist olarak işe başladı. Ardından, Fortis Bank, Ekspres Yatırım’da aynı pozisyonda çalıştı. Halen Erste Securities’de başekonomist olarak görev yapıyor. Sezgin evli ve bir çocuk annesi.
Erkan Kızılocak/Para Dergisi